Menü

14
Mar
14 Gündem

İnsanlığın Geleceğini Şekillendiren Sorular ve Cevaplar

Makale

Yapay zekâ (YZ), üretim maliyetlerinin düşmesi, algoritmaların güçlenmesi ve veri hacminin artması, YZ’nin yeni bir çağı başlattığını gösteriyor. Ancak bu dönüşüm beraberinde büyük soruları da getiriyor. “YZ nasıl yönetilmeli?“, “Bu teknolojiden kaynaklanabilecek riskler nelerdir?“ ve “Fırsatlar eşit olarak nasıl paylaştırılabilir?“ gibi sorular, hem araştırmacıları hem de politika yapıcıları meşgul ediyor....

Yapay zekâ (YZ), üretim maliyetlerinin düşmesi, algoritmaların güçlenmesi ve veri hacminin artması, YZnin yeni bir çağı başlattığını gösteriyor. Ancak bu dönüşüm beraberinde büyük soruları da getiriyor. YZ nasıl yönetilmeli?“, Bu teknolojiden kaynaklanabilecek riskler nelerdir?“ ve Fırsatlar eşit olarak nasıl paylaştırılabilir?“ gibi sorular, hem araştırmacıları hem de politika yapıcıları meşgul ediyor. Geniş bir şekilde tanımlarsak, YZ yönetişimi (AI governance), YZnin geliştirilme ve kullanılma süreçlerini şekillendiren normları, kurumları, politikaları ve yasaları kapsayan geniş bir çerçevedir diyebiliriz.

Bu yazıda, yönetişim ekosistemi içindeki farklı aktörlerden (devletler, şirketler, bireyler, uluslararası kuruluşlar) tutun da YZnin ekonomik büyüme ve dağılım üzerinde yaratacağı etkilere; oradan YZ Yarışı“ gibi rekabetçi dinamiklere ve nihai olarak “ütopya“ sayılabilecek büyük hedeflere kadar çeşitli konuları tartışacağız. Ayrıca YZnin üç ana boyutu (Genel Amaçlı Teknoloji olarak YZ, Bilgi Teknolojisi olarak YZ, Zekâ Teknolojisi olarak YZ) ve YZ yönetişimine dair politika araçları üzerinde duracağız. Tüm bunları, bazen kendimize sorular yönelterek ve yer yer kutup yıldızı“ niteliğinde kısa alıntılar yaparak aktaracağım.

YZ Yönetişimi: Neden Bu Kadar Önemli?

YZ teknolojisi, tarihsel olarak elektrik, buhar gücü, internet gibi genel amaçlı teknolojilerle kıyaslanabilir. Bu tür teknolojiler, toplumu ve ekonomiyikten dönüştürebilecek güce sahiptir. Kevin Kellynin 2014teki meşhur sözüyle hatırlayalım:

Everything that we formerly electrified we will now cognitize.

Yani, elektriğin geçmişte yaptığı devrime benzer şekilde, YZ de bugün bilişsel“ bir dönüşüme yol açacaktır. Uygulamaların çeşitliliği nedeniyle, YZnin yalnızca bugünkü toplumumuzu değil, gelecekteki medeniyetleri de şekillendirme potansiyeli vardır.

Dört Temel Risk Kümesi

Birçok uzman, YZnin getireceği risk ve fırsatları farklı kategorilerde sınıflandırıyor. Bunlardan biri, Dört Risk Kümesi“ diye bahsedebileceğimiz çerçevedir:

Eşitsizlik, Toplumsal Çalkantı ve Otoriterlik:

YZnin otomasyon yoluyla iş gücünü ikame etmesi, işsizlik ve gelir eşitsizliği yaratabilir.

Otoriter rejimler veya şirketlerce kullanılan gelişmiş gözetim araçları, toplumsal özgürlükleri tehdit edebilir.

2. Büyük Güçler Arasında Savaş:

Özellikle YZ destekli savunma ve silah sistemleri (otonom silahlar, siber saldırılar, biyoterorizm) büyük güçler arasındaki rekabeti tehlikeli boyutlara taşıyabilir.

YZ Yarışı“ hız kazandıkça, flash war“ (ani savaş) gibi senaryolar sıkça tartışılır hâle geliyor.

3. Kontrol, Hizalama (Alignment) ve Siyasi Düzen Sorunları:

YZ sistemlerinin amaçlarımızla hizalanamaması, beklenmedik ve istenmeyen sonuçlara yol açabilir.

Örneğin, kâr maksimizasyonu“ odaklı tasarlanan bir YZnin toplumsal yararı göz ardı etmesi.

4. Yarış Dinamikleri ve Değer Aşınması:

Büyük bir rekabet içinde geliştirilen YZ sistemlerinde güvenlik veya etik standartlardan taviz verilebilir.

Zamanla, sadece en rekabetçi“ olan yapılar ayakta kalıyorsa, toplumsal değerler aşınabilir.

Yukarıdaki her risk kümesi, devletlerden şirketlere, bireylerden sivil toplum kuruluşlarına kadar geniş bir etki alanına sahip. Dolayısıyla, YZ yönetişimi sadece teknik“ bir düzenleme meselesi değildir; aynı zamanda politik, etik ve toplumsal boyutları vardır.

YZ Üçlüsü: Algoritmalar, Veri ve İşlem Gücü

Bir diğer bakış açısı da YZ Üçlüsü olarak bilinen çerçeveyle ilgilidir. Bu çerçeveye göre bir YZ sistemi, üç temel bileşenin etkileşimiyle çalışır:

Algoritmalar (Örneğin derin öğrenme modelleri)

Veri (Eğitim için kullanılan veri kümeleri)

İşlem gücü (Yüksek kapasiteli donanım ve bulut altyapıları)

Bu üçlünün her bir bileşeni, ulusal güvenlik stratejilerinden şirket politikalarına kadar pek çok alanda farklı öncelikler ve müdahale araçları doğurur. Örneğin:

Algoritmaların kritik olduğu senaryoda, en önemli sorun araştırma yeteneği (insan sermayesi) ve yenilikçi yaklaşımları çekmek olur.

Verinin kritik olduğu senaryoda, veri mahremiyeti, veri yanlılığı veya önyargısı (bias) ve fikrî mülkiyet hakları gibi konular öne çıkar.

İşlem gücünün kritik olduğu senaryoda, yüksek kapasiteli çiplerin ihracat kontrolleri, yarı iletken üretimi ve büyük ölçekli veri merkezlerine erişim, stratejik öncelik hâline gelir.

Bu Üçlü arasında hangisinin daha “öncelikli“ olduğu, uluslararası politikadaki güç dengelerine ve teknolojik eğilimlere bağlıdır. Bazı uzmanlar, yakın gelecekte özellikle işlem gücü“ konusunun hafife alındığını, ancak bunun giderek daha önemli bir gündem maddesi olacağını öngörüyor.

YZ Yönetişimi Ekosistemi: Kimler Var, Kim Ne Yapıyor?

YZ yönetişimini ele alırken, ekosistemdeki farklı aktörleri ve bu aktörlerin kullandıkları yönetişim araçlarını göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Aktörler

Şirketler: YZyi kâr amacıyla geliştiren veya kullanan, piyasada rekabet eden, risk sermayesiyle beslenen büyük veya küçük ölçekli yapılar.

Sivil Toplum Kuruluşları ve Akademik Kurumlar: Bazıları güvenli YZ geliştirmeyi hedefler; bazıları savunuculuk, farkındalık ve düzenlemeler için çalışır.

Devletler: Yasama gücüyle standartlar, düzenlemeler ve teşvik mekanizmaları oluşturur.

Uluslararası Kuruluşlar: Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, OECD gibi yapılar, ülkeler arası iş birliği, norm belirleme, fikir alışverişi ve sınırlı da olsa düzenleme yaparlar.

Bireyler: YZ sistemlerinin son kullanıcıları veya etkilenen taraflar olarak, tüketici davranışları, oy verme ve demokratik katılım yoluyla etkide bulunabilirler.

Yönetişim Araçları

Bilgi Yayılımı: Eğitim, veri paylaşımı, araştırma sonuçlarının açıklanması vb.

Finansal Teşvikler: Vergi düzenlemeleri, kamu fonları, hibe programları vb.

Standartlar ve Düzenlemeler: Esnek rehber ilkelerden katı yasalara kadar uzanan geniş yelpaze.

Haklar ve Özgürlükler: Mülkiyet hakları, fikrî mülkiyet yasaları, insan hakları ve mahremiyet.

YZ ve Ekonomik Büyüme: Fırsatlar ve Riskler

YZ teknolojisi, verimliliği artırabilir; yeni ürünler, hizmetler ve sektörler doğurabilir. Ekonomistler, yeterli dağıtım mekanizmalarının kurulması hâlinde herkesin fayda sağlayabileceğini belirtse de bu durum biraz şüpheli. Bununla birlikte, hızlı teknolojik dönüşümün eşitsizlik, iş gücü piyasalarının çöküşü ve kazanan-her-şeyi-alır“ türünden rekabet yapıları yaratabileceği de sıkça vurgulanıyor.

Bu noktada bir paradoks ortaya çıkıyor: YZ, teorik olarak daha fazla üretkenlik ve refah yaratabilir ama aynı zamanda bu refahın eşit dağılacağını garanti etmez. Bu nedenle adilane dağıtım politikaları ve güvenlik ağları (örneğin evrensel temel gelir, yeniden eğitim programları) öne çıkabilir.

Dağılım, Paylaşım ve Değer Aşınması

YZnin getirdiği faydalar ve riskler, toplumun farklı kesimlerini farklı şekillerde etkiler. Bu etkilerin adil bir şekilde yönetilmesi, YZ yönetişiminin temel uğraşlarından biridir.

Eşitlik ve Adalet Sorunu

Veri Eşitsizliği: Geniş veri kümelerine sahip büyük şirketler, küçük şirketlere göre büyük avantaj elde eder.

İnsan Kaynağı Eşitsizliği: Nitelikli YZ araştırmacılarına sahip ülkeler öne çıkarken, geri kalanlar dışlanabilir.

Kültürel ve Dilsel Eşitsizlik: Büyük diller için eğitilmiş modellerle küçük diller arasında uçurum derinleşebilir.

Değer Aşınması (Value Erosion)

Rekabetçi bir ortamda etik, güvenlik veya mahremiyet standartlarının göz ardı edilmesi söz konusu olabilir. Kazananın her şeyi aldığı“ bir ortam, uzun vadede toplumun değer yargılarını zayıflatabilir. Bu durumu önlemek için küresel ölçekte normlar (örn. insan hakları), teknik standartlar ve şeffaflık mekanizmaları oluşturulması gerekebilir.

YZ Yarışı: Jeopolitik ve Güvenlik Boyutu

Tarihin birçok döneminde teknolojik üstünlük, devletler arasında büyük rekabete sahne olmuştur. Buhar makinesi, nükleer silahlar, uzay yarışı gibi örneklerden sonra şimdi de YZ Yarışı gündemde. Burada iki ana senaryo göze çarpıyor:

Ticari Yarış: Şirketlerin birbirleriyle rekabet ederek yenilik yapmaya çalıştığı, ancak güvenlik testlerini veya toplumsal etkileri ihmal edebildiği bir alan.

Askerî Yarış: Büyük güçlerin YZ destekli silah ve savunma sistemlerini geliştirme rekabeti. Bu yarışta otonom silahlar, siber saldırılar ve hızla tırmanabilecek krizler endişe kaynağı oluyor.

Bu noktada Yarış Dinamiklerinden Kaçış“ önemli bir gündem maddesi. Eğer aktörler, güvenlikten ödün vererek hızla silahlanırsa, ani savaş“ veya nükleer benzeri felaket riskleri artıyor. Çözüm, karşılıklı şeffaflık, uluslararası anlaşmalar, standartlar ve belki de YZ alanında manhattan projeleri“ni anımsatan büyük kontrol mekanizmaları olabilir. Ancak tüm bunların ne kadar uygulanabilir olduğu, ülkelerin iş birliğine ve güvensizlik döngülerini kırabilmelerine bağlı.

YZnin Ütopyası: Büyük Hedefler ve Bir Altın Çağ“ Mümkün mü?

Buraya kadar risklerden ve yönetişim mekanizmalarından bahsettim. Peki ya ideal bir senaryo nasıl görünürdü?

Bu konuda iddialı, belki de ütopik sayılabilecek hedefler öne sürebiliriz. Mesela, 2050ye kadar yapay zekâ, tüm dünyada aşırı yoksulluğu ortadan kaldırmalı, önlenebilir hastalıkları yok etmeli ve iklim istikrarını sağlamalıdır“ gibi bir hedef, ilk duyulduğunda ütopik gelebilir.

Fakat tarih, büyük hedeflerin motivasyon gücünü gösteriyor. ABD Başkanı Kennedynin 1960larda On yıl bitmeden Aya insan indireceğiz“ demesi gibi, Dünya Sağlık Örgütü’nün “çiçek hastalığını yok etme“ hedefi gibi devasa projeler, ciddi politik kararlılık ve kaynakla gerçeğe dönüşebilir.

YZ, insanlık tarihinin en büyük teknolojik sıçraması olabilir ve medeniyetimizikten dönüştürebilir.“

Yeterli iş birliği, etik çerçeve ve uzun vadeli vizyonla; yoksulluk, hastalık ve iklim krizi gibi sorunların YZ ile çözülmesi bir hayal olmaktan çıkabilir. Elbette, bu süreçte otoriter kontroller“ veya devasa veri kullanımı“ gibi risklerin nasıl yönetileceği sorusu yanıtlanmalıdır.

YZ Yönetişiminde Politika Araçları

Şirket İçi Yönetişim ve Mülkiyet Modelleri

Hissedarların kâr baskısı, YZ güvenliğiyle çelişebilir.

Kamuya açık şirketler, düzenleyici şeffaflıkla daha fazla yükümlülüğe sahiptir.

Kooperatif veya kamu-özel ortaklığı gibi alternatif mülkiyet modelleri, toplumsal faydayı öne çıkarabilir.

Ulusal Düzenlemeler

Lisanslama Sistemi: Belirli büyüklükteki YZ modellerinin ancak düzenleyici kurum onayıyla geliştirilmesi.

Sorumluluk Çerçeveleri (Liability): Yanlış kararlar alan YZ sistemlerinin yasal sorumluluğu kimdedir?

Rekabet ve Anti-tekel Yasaları: Büyük teknoloji şirketlerinin tekelleşmesini önlemek için özel denetimler.

Uluslararası Anlaşmalar ve Standartlar

Sertifikasyon ve Standartlar: Sivil alanda kullanılan YZ modelleri için güvenlik sertifikaları.

Silahların Yayılmasını Önleme: Otonom silahlar ve YZ destekli kitle imha teknolojileri üzerine uluslararası antlaşmalar.

Çip ve Hesaplama Donanımı İhracat Kontrolleri: Hassas donanımın, güvenlik tehdidi oluşturabilecek aktörlere ulaşmasını engelleme çabaları.

YZ Girdilerinin Yönetimi

Gelişmiş YZ sistemlerinin geliştirilmesinde işlem gücü, geniş ölçekli veri ve ileri algoritmalar kritik giriş noktalarıdır. Bu noktaların kontrolü, potansiyel bir yönetişim mekanizması sunar. Örneğin, yüksek işlem gücü gerektiren çiplerin ihracatında yapılan kısıtlamalar, istenmeyen aktörlere ilerlemiş YZ geliştirme imkânı sunulmamasına hizmet edebilir. Ancak bu tür kontroller, uzun vadede hedef ülkelerin kendi çip endüstrilerini güçlendirmesiyle sonuçlanabilir ve ters etkiye yol açabilir.

Kendimize Sorabileceğimiz Düşündürücü Sorular

1. YZ Yarışı engellenmeli mi yoksa yönetilebilir mi?

Uluslararası anlaşmalar ve şeffaflık mekanizmalarıyla yarışın olumsuz sonuçlarını hafifletmek mümkün müdür?

2. Teknolojinin Evrensel Yararları Nasıl Sağlanır?

Büyük teknoloji şirketlerinin tekelci yapılarıyla savaşırken, inovasyonu nasıl canlı tutabiliriz?

3. Bireyler Olarak Biz Ne Yapabiliriz?

Tüketici tercihleri ve demokratik katılım, YZ yönetişiminde etkili midir?

4. Gerçekçi Bir Ütopya Mümkün mü?

2050 yılında aşırı yoksulluğu yok eden, iklimi stabilize eden ve sağlık hizmetlerini kişiselleştiren YZ düzeni ne kadar yakın veya uzak?

Bu sorular, hepimizi YZ yönetişimi hakkında daha derin düşünmeye davet ediyor.

Sonuç: Zor, Uzak ve Belki de Ütopik Bir Hedef

Yazıyı kapatırken, şunu söylemek isterim: YZ yönetişimi, yeni bir mevzuat yazmaktan veya birkaç düzenleme getirmekten çok daha fazlasıdır. Burada söz konusu olan, insanlık tarihinin belki de en büyük teknolojik sıçramasını “nasıl yöneteceğimizdir.“ Hem riskleri göze almalı hem de potansiyeli heba etmemeliyiz.

Öte yandan, büyük güç rekabeti“ ve sorumsuz silahlanma yarışı“ gibi tehlikeler, bu idealist senaryonun önünde ciddi engeller olarak duruyor. Yine de, toplumun, şirketlerin ve devletlerin ortak aklı ve güçlü yönetişim mekanizmaları sayesinde bu riskleri azaltmak mümkün. Gerekli olan, uzun vadeli düşünme, şeffaflık ve kapsayıcı karar alma mekanizmaları.

Geleceğe dair soru işaretleri çok olsa da, YZnin sunduğu muazzam fırsatlar da bir o kadar ilgi çekiyor. Belki de en büyük görevimiz, YZyi insanlığın ortak çıkarına hizmet edecek şekilde yönlendirmek; böylece gerçekten altın bir çağ“ yaşama potansiyelimizi gerçekleştirebiliriz. (Medium)

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2799 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 653
TASAM Asya 98 1125
TASAM Avrupa 23 656
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 298
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1408 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 624
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 190
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1306 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 520
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2056 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2056

“Ne kadar çok şey değişirse, o kadar aynı kalır“ der popüler bir söz. Almanya’nın Rusya’nın kapsamlı işgalinin ardından Ukrayna’ya yönelik politikası da buna iyi bir örnektir. Berlin, Kyiv’in kaybetmemesini sağlarken Moskova’nın da kazanmamasını garanti altına almaya çalışarak hassas bir denge yürüt...;

Günümüz dünya düzeninin şekillenmesinde hiçbir ülke ABD kadar belirleyici bir rol oynamamış ve düzene katılımında bu denli ikircikli davranmamıştır. İzlediği yolun insanlığın kaderini şekillendireceğine inanan Amerika, tarihi boyunca dünya düzeninde paradoksal bir rol oynamıştır. ;

Dünya tarihi oldukça hızlandı. Dünyanın kendi kendini yok edeceği, en azından insan (Homo sapiens) olmanın ya da insanlığın biteceği bir sona doğru hızla gidiyoruz. Karadeliğin kaçamayacağınız girdabındasınız; bu, bir kendi kendini öldürme partisi... İki bin yıldır anlatılan semavi dinlerin sizin gi...;

Yapay zekâ (YZ), üretim maliyetlerinin düşmesi, algoritmaların güçlenmesi ve veri hacminin artması, YZ’nin yeni bir çağı başlattığını gösteriyor. Ancak bu dönüşüm beraberinde büyük soruları da getiriyor. “YZ nasıl yönetilmeli?“, “Bu teknolojiden kaynaklanabilecek riskler nelerdir?“ ve “Fırsatlar eşi...;

Siyasal iletişim bağlamında “Barış“, “Adalet“ “Güvenlik“ kavramları yapay zekâ çağında devletler arası ve uluslararası ilişkilerde nasıl şekillenmektedir. Yapay zekâ çağında siyasal iletişim sürecine kavramsal bağlamda bakıldığında Birleşmiş Milletler sürdürülebilirlik hedefleri çerçevesinde siyasal...;

Münih Güvenlik Konferansı'nın 2025 raporu, küresel güç dengesindeki değişimleri ve bu dönüşümün uluslararası düzen üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde analiz ediyor. Rapora göre artık "çok kutupluluğun" şekillendirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Ancak bu durum oldukça karmaşık: "Günümüzün uluslar...;

Dış politika tartışmalarında dünyanın giderek daha “çok kutuplu” hale geldiği artık bir klişe haline gelmiştir. Günümüz dünyasının hâlihazırda ne derece çok kutuplu olduğu tartışmalı olsa da, dünyanın “çok kutuplaşması” bir gerçektir: Bir yandan, küresel düzeyde kilit meseleleri etkileyebilecek kapa...;

İnsan hayatı üç önemli kötülük ile şekillenmiştir: Güç arayışı, aç gözlülük ve kıskançlık. İnsanlar, önce gücün ne olduğunu keşfettiler. Güç, başkalarına kendi istediğini yaptırabilmek, hükmetmek demekti. Güç, insanı yoldan çıkartır; mutlak güç (otoriterlik) ise insanı saptırır. Albert Einstein’ın d...;

İstanbul Güvenlik Konferansı 2017

Millî ve uluslararası güvenlik paradigmaları yeniden kurgulanırken geliştirilecek tartışma ortamı, ekosistemin doğru oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu sebeple

  • 01 Kas 2017 - 03 Kas 2017
  • Radisson Blu Hotel - Şişli / İstanbul

İstanbul Güvenlik Konferansı 2016

“Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları” ana teması ile İstanbul Güvenlik Konferansı 2016 TASAM ile Millî Savunma

  • 02 Kas 2016 - 04 Kas 2016
  • İstanbul - Türkiye

5. Dünya Türk Forumu

“Stratejik İletişim: Referans Değerler, Kurumlar, Kişiler”

  • 01 Haz 2016 - 03 Haz 2016
  • İstanbul - Türkiye

Şehir Diplomasisi Çalıştayı

TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından yüksek katılım ve yüksek başarı ile gerçekleştirilen “Global Sivil Diplomasi İnşası Zirvesi SİVİL GLOBAL 2016” kapsamındaki

  • 22 Nis 2016 - 22 Nis 2016
  • İstanbul - Türkiye

Uluslararası Kudüs Çalıştayı | İstanbul Güvenlik Konferansı 2015

“Arap Barış Girişimi ve Kalıcı Barış İçin Perspektifler”

  • 05 Ara 2015 - 05 Ara 2015
  • İstanbul - Türkiye

Türk - Arap İlişkileri Çalıştayı | İstanbul Güvenlik Konferansı 2015

TÜRK - ARAP İLİŞKİLERİ ÇOK BOYUTLU GÜVENLİK İNŞASI

  • 03 Ara 2015 - 05 Ara 2015
  • İstanbul - Türkiye

İklim Modifikasyonu Teknolojileri Çalıştayı | İstanbul Güvenlik Konferansı 2015

“Atmosferik Manipülasyon; İmkânlar ve Tehditler”

  • 03 Ara 2015 - 05 Ara 2015
  • İstanbul - Türkiye

Soğuk savaşın ardından, “yeni dünya düzeni“ olarak adlandırılan dönem, hegomonik bir güç olarak beliren ABD’nin “büyük vaadi“ ile başladı: “Demokrasiyi dünyada yaygınlaştırmak“. Bu “büyük“ vaad, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet dolu bir dünyayı kurmak biçiminde gerçekleşti ve iki “siyasi/askeri“ ar...