Yapay zekâ (YZ), endüstrileri ve güç dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Ancak, sınır ötesi YZ (frontier AI) yeteneklerine sahip olmayan ülkeler geride kalmayacak. Doğru stratejik kaldıraçlarla, orta ölçekli güçlerin demografik potansiyeli, düzenleyici kapasitesi ve diplomatik çevikliği, kuralları kendileri koymasa bile küresel yönetişimi önemli ölçüde etkileyebilir.
Savunma, güvenlik ve uluslararası yönetişime önemli etkileri olan kuantum teknolojileri deneysel laboratuvardan stratejik alanlara hızla geçiş yapıyor. Bu teknolojilerin ayırt ediciliği yalnızca neyi hesaplayabilecekleri ya da ölçebileceklerinde değil, bilgiye erişimi nasıl yeniden tanımladıklarında da yatıyor; şifreleme, algılama, zamanlama ve karar alma altyapılarını etkiliyorlar.
TASAM Afrika Enstitüsü öncülüğünde oluşturulan “Afrika 2063 Ağı“ uzmanlık, etkileşim ve işbirliği inisiyatifi kapsamında; Enstitü ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Erciş İşletme Fakültesi iş birliğinde 18 Haziran 2023 tarihinde “Stratejik Araştırma, Ağ ve Kapasite Geliştirme“ teması altında düzenlenen Afrika 2063 Ağı 3. İstişare Toplantısı Sonuç Raporu yayımlanmıştır.
Politikalarının bazı yönlerini anlamak zor olsa da yönetimin ulusal güvenlik stratejisinin özünde bir mantık bulunuyor. Trump yönetimi; daha önce ABD’nin benimsediği ve küresel düzenin inşa edilip sürdürülmesini hedefleyen stratejiyi yanlış bir yaklaşım olarak değerlendiriyor ve Amerikan gücünü tüketen yanlış yönlendirilmiş bir çaba olarak görüyor.
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin şu günlerde çok az konuda hemfikir, ama üst düzey yetkililerin aynı fikirde olduğu şaşırtıcı bir konu var: dünya çok kutuplu düzene geçiyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, verdiği ilk röportajlarından birinde ABD’nin geçtiğimiz on yıllarda tadını çıkardığı tek kutuplu hakimiyetin “anormal” ve “Soğuk Savaşın sonlanmasının bir ürünü” olduğunu belirtmişti.
Her şey, Avrupa gücünün ve Batı ilerlemesinin sembolü olan üç veya dört generalle
başladı ve bugün kimse tam sayılarını bilmiyor. Batıdan gelen bu generaller hala İsrail’in Batı planları çerçevesinde askeri senaryolara sokuyorlar. Mossad’ın başındaki David Mircea’da
Avrupa’daki dış operasyonlardan sorumluydu ve bu dönemde teknoloji şirketleri ile hedefleme
istihbaratı konusunda uzmanlaştı.
Jeopolitikçi ve Deniz Tarihçisi Dr. Nejat Tarakçı’nın mesleki deneyim, bilgi ve araştırmalarına dayalı deniz temalı felsefi, tarihî, bilgi veren ve anılarını da içeren ilginç makalelerini derlediği “Denizden Çıkan Yazılar” adlı eseri TASAM Yayınları tarafından e-kitap olarak yayımlandı.
Osmanlı ve kısmen de Cumhuriyet dönemine ait genel tarihin deniz veçhelerindeki ilginç olaylarını kısa hikayeler şeklinde özetleyen Jeopolitikçi ve Deniz Tarihçisi Dr. Nejat Tarakçı’nın “Osmanlıdan Cumhuriyete Deniz Tarihimizde İz Bırakan Olaylar” adlı eseri TASAM Yayınları tarafından e-kitap olarak yayımlandı.
BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) küresel sistemde yükselen güçlerin sesi olma iddiasıyla ortaya çıkan ve özellikle Küresel Güney’in taleplerine dikkat çekmeyi amaçlayan önemli bir platformdur. Ancak bu yapının halen tam anlamıyla kurumsal bir uluslararası örgüt olmadığı açıkça görülmektedir. Zira BRICS’in sabit bir genel merkezi, daimi bir genel sekreteri, bağlayıcı bir kurucu anlaşması ya da netleşmiş karar alma mekanizmaları bulunmamaktadır.
Devletlerin güvenlik politikaları, yalnızca mevcut tehditlere karşı alınan önlemlerle değil, tehditleri nasıl tanımladıkları ve bu tehditleri ne ölçüde tarihsel, ideolojik ya da stratejik olarak kurguladıklarıyla doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda İsrail, güvenlik doktrinleri açısından istisnai bir örnek teşkil eder.
24-25 Haziran 2025 tarihlerinde Lahey'de yapılan NATO zirvesinden daha ölümcül bir ittifak olma hedefi ile "savunma harcamalarını arttırma" kararı çıktı. Üye ülkeler, savunma harcamaları kapsamında 2035 yılına kadar GSYİH'ın %5'ine karşılık gelen bir yatırım yapma taahhüdünde bulundu.
Bir ulusal güvenlik meselesi olan istihbarat kavramı çerçevesinde istihbaratı destekleyen unsur olan düşünülen, aynı zamanda siber istihbarat araçlarından biri olan veri taşıma ve veri entegrasyonu işlemlerinin önemi günümüzde giderek artmaktadır.
Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı ve farklı coğrafyalar ve güç blokları ile siyasi/diplomatik, ekonomik, toplumsal ve kültürel ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan iddialı dış politikasına yönelik özellikle Batı dünyasında ciddi eleştiriler bulunmaktadır. Bu eleştiriler, Türkiye’nin köklü dış politika birikimi ve güçlü devlet geleneğinin yansıması olan bu yeni politikayı daha çok lider düzeyinde ve kişisel tercihlerin bir sonucu olarak algılamaktan kaynaklanmaktadır.
Savunma sanayi, ulusal güvenlik ve stratejik bağımsızlık açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu sektörün etkinliği, teknolojik yenilikler ve Ar-Ge yatırımları ile doğrudan ilişkilidir. Ar-Ge faaliyetleri, savunma sistemlerinin ve teknolojilerinin yenilenmesi ve geliştirilmesiyle hem savunma yeteneklerini artırmakta hem de stratejik avantajlar sunmaktadır.
Dijital finansın hızla gelişmesi, finansal hizmetlere erişim yöntemlerinde önemli dönüşümler meydana getirirken, bu büyümenin çevresel sonuçlarıyla ilgili yeni tartışmalara da zemin hazırlamıştır. Finansal sistemdeki dijitalleşme, operasyonel verimliliği artırma ve maliyetleri düşürme gibi avantajlar sunarken, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda bu teknolojilerin çevre dostu uygulamalarla nasıl entegre edilebileceği önemli bir araştırma konusu haline gelmiştir.
Dijital finansın hızla gelişmesi, finansal hizmetlere erişim yöntemlerinde önemli dönüşümler meydana getirirken, bu büyümenin çevresel sonuçlarıyla ilgili yeni tartışmalara da zemin hazırlamıştır. Finansal sistemdeki dijitalleşme, operasyonel verimliliği artırma ve maliyetleri düşürme gibi avantajlar sunarken, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda bu teknolojilerin çevre dostu uygulamalarla nasıl entegre edilebileceği önemli bir araştırma konusu haline gelmiştir.
Pekin'de bulunan İsrail Araştırmaları Merkezi'nin kurucu direktörü Zhu Zhaoyi’nin Caijing’de yayınlanan "İsrail-İran çatışması ve sonuçları üzerine bir projeksiyon" başlıklı yazısı İsrail-İran savaşı bağlamında Çin’in izlemesi gereken stratejiyi tartışıyor. Zhu, Çin’in bu dönemde “ateşin üzerine gitmeden” büyük güç rolünde soğukkanlı bir dengeleyici olarak hareket etmesi gerektiğini belirtiyor.
Yüzyılın başından beri ABD, Hindistan'ın büyük bir güç olarak yükselmesine yardımcı etmeye çalışmıştır. George W. Bush'un başkanlığında Washington, Yeni Delhi ile ülkenin tartışmalı nükleer silah geliştirme çalışmalarına rağmen Hindistan'ın sivil nükleer programını destekleyen büyük bir anlaşmayı kabul etti. Obama yönetimi altında ABD ve Hindistan, Hindistan'ın askeri yeteneklerini artırmayı ve güç projeksiyonu yapmasına yardımcı olmayı amaçlayan savunma sanayi işbirliğine başladı.
Bu çalışmanın temel amacı Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin tarihsel süreç içerisinde nasıl sorunsallaştığı ve bu sorunların stratejik iş birliğine dönüşebilme potansiyelini incelemektir. Uluslararası ilişkiler teorilerinden olan “tutsak ikilemi” iki ülke arasındaki ilişkilerin iş birliği yapılması, karşılıklı güven sağlanması durumunda her iki ülkenin kazançlı çıkacağı aksi halde olumsuz sonuçların ortaya çıkacağı durumunu nitelemektedir.
İsrail’in İran’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar yalnızca askerî operasyonlar olarak değil, aynı zamanda hedef aldığı devletin siyasal rejimiyle doğrudan ilişkili stratejik hamleler olarak da okunmalıdır. İran’daki otoriter ve teokratik yapı, hem içeride halk desteğinden yoksun bir rejim yaratmış hem de dış müdahalelere karşı savunma kapasitesini zayıflatmıştır.
13 Haziran 2025 tarihinden bu yana İsrail İran savaşı, hava vasıtaları ile devam
ediyor. Savaşın nedenleri arasında Büyük İsrail Projesi, İran’ın nükleer silaha
sahip olmasını önlemek, İran’da rejim değişikliğini sağlamak gibi rasyonel
olmayan nedenler öne çıkıyor. Sabahtan akşama kadar televizyonlarda İran’ın
istihbarat ve askeri yönetim zafiyetlerinden, ABD destekli İsrail’in başarılarından
bahsediliyor. Bunlar ABD’nin asıl küresel jeopolitik amacını ortaya koyamıyor.
Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantıları’nın üçüncüsü, “Stratejik Araştırma, Ağ ve Kapasite Geliştirme” ana teması ile 18 Haziran 2025’te saat 13.00’te çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek.
Yapay zeka (AI), blok zincir ve nesnelerin interneti (IoT) gibi yeni teknolojilerin sistemlere entegre edilmesi ve kullanılması anlamına gelen dijitalleşme; günümüzde emniyeti, verimliliği ve sürdürülebilirliği artırmanın temel yapı taşı haline gelmiştir. Denizcilik sektöründe dijitalleşme, operasyonları kolaylaştırmak ve karar verme süreçlerini geliştirmek için teknoloji odaklı çözümlerin benimsenmesini kapsar.
İsrail'in, BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi olan İran'a yönelik ani saldırısı ve sonrasında İran'ın kuvvetli mukabelesi tam ölçekli bir bölgesel savaşa dönüşme riski taşırken gözler İran'ın yanında durmaya özen gösteren Çin'e çevrilmiş durumda.