Bitti Sanılan Savaş: Kosova - Sırbistan Gerilimine NATO Müdahalesi Mümkün mü?

Makale

Kosova’nın Sırp sınırına yakın ve Sırp nüfusun yoğunlukta olduğu bu kısmındaki dört Sırp belediye başkanının Kurti yönetiminin kararını protesto amaçlı istifası ile 2022 Kasımında artan gerilim NATO’nun müdahale kararına sebep olacak düzeyde büyüdü....

Bu köşede yazdığım son yazı 1 Ağustos 2022 tarihli. Başlığı, Kosova’da Büyüyen Gerilim ve Herkese Yakın Bir Savaşın Sesleri. Bu yazı, Temmuz 2022’de Kosova’da Kurti yönetiminin Sırplara yönelik getirdiği plaka, resmi kimlik ve ehliyetlere dair düzenleme ile yaşanan ve Mitrovica(Mitroviçe)bölgesinde yoğunlaşan hareketlilikten bir ay sonra kaleme alınmıştı. Böyle giderse de Balkanlar’da yeni bir savaşın/sıcak çatışmanın kaçınılmaz olduğu ifade edilmişti. O vakit de belirtildiği üzere bu bir kehanet değildi zira bölgedeki durum böyle bir savaşı kaçınılmaz kılıyordu.
 
Kosova’nın Sırp sınırına yakın ve Sırp nüfusun yoğunlukta olduğu bu kısmındaki dört Sırp belediye başkanının Kurti yönetiminin kararını protesto amaçlı istifası ile 2022 Kasımında artan gerilim bu yazının kaleme alındığı saatlerde (31.05.2023) NATO’nun müdahale kararına sebep olacak düzeyde büyüdü. Özellikle Leposaviç, Zveçan ve Zubin Potok’un Arnavut belediye başkanlarının göreve başlaması ile aşırı sağcı Sırp halkın başlattığı gerilim iki ülkeyi görünmez durumdaki halden görünür bir savaşa doğru ilerletmiş görünüyor.
 
Aslına bakılırsa Kurti, 2022 yılının ikinci yarısı boyunca Sırbistan'ın, içişlerine müdahale etmesinin engellemek için uluslararası topluma açık çağrı yapmıştı. Öte yandan da Kosova'nın 4 Sırp bölgesinde 18 Aralık 2022'de yapılacak seçimleri gerilimi azaltmak amacıyla Nisan 2023'e ertelemişti. Bu açıdan bakıldığında Kosova tarafının uluslararası barış ve bölge istikrarı için üzerine düşeni yaptığını söylemek çok da yanlış değildi. Öte yandan geçmiş tecrübelerin bizlere öğrettiği üzere, testi kırılmadan barış amaçlı müdahalesini özellikle de Balkanlar’da göstermeyen Batı’nın, bu süreç boyunca olaylara kayıtsız kaldığı kolayca tahmin edilebilecek bir durum.
 
Neticede 26 Mayıs’ta Arnavut belediye başkanlarının göreve başlamasına mani olunması ile alevlenen protestolar Kosova polisi ile çatışmaya evirildi. Büyüyen olaylar neticesinde Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in Sırp ordusunu teyakkuza geçirip sınıra doğru hareketlendirmesi ile çok daha vahim bir boyuta ulaşan hadiselerin 30 Mayıs itibari ile bölgedeki NATO askerlerine temas etmesi bardağı taşıran damla oldu.
 
Sırbistan’ın AB ile tam müzakere sürecinin 2014 yılında başladığı, Kosova’nın da adaylık başvurusunu 2022 Aralık’ında yaptığı düşünülürse Sırbistan’ın bu tavrını sürdürmesinin olası bir süreç kesintisi ile son bulması mukadder. Ancak Sırp tarafının Rusya’ya olan politik bağının kendilerinde yarattığı güvenin bu kesintiyi çok da önemsememeleri sonucunu doğurduğu da açıkça görülüyor.
 
Geçtiğimiz Pazartesi günü(29.05.2023) bölgeye gönderilen 30 kadar NATO askerinin yaralanması ile seyri tamamen değişen hadiseler, şu anda bir Batılı müdahaleye açık hale geldi. Sırp Başbakan Anna Brnabiç’in yeni belediye başkanlarını gaspçı olarak değerlendirmesi ve burada yaşananların uluslararası düzeyde ele alınmasına getirdiği eleştiri ile Sırp tarafının tavrı açıkça anlaşılır hale geldi bu süreçte.
 
Tüm bu karmaşanın doğru anlaşılması ve olayların vahametinin çözülebilmesi için bunun Kosova’nın bağımsızlığını bir türlü kabul etmeyen Sırpların kadim bir sorunu olduğunun unutulmaması şart. Bölgede her daim hatırda kalan kadim problemler ve Sırp milliyetçiliğinin yıkıcı etkisi ile şimdilerde mesele en azından Sırplar için devam edegelen bir savaş olarak görülüyor. Dünya’nın en prestijli spor organizasyonlarından biri olan Fransa Açık’ta ünlü Sırp tenisçi Novak Djokovic’in müsabaka sonunda kameraya yazdığı “Kosova Sırbistan’ın kalbi- Şiddeti durdurun“ ifadesi popüler kültür açısından konuyu en iyi açıklayan gelişmelerden biri. Sırpların zihninde bir türlü değişmeyen Kosova’nın bağımsızlığı gerçeği olayları bu boyuta taşırken konunun bilindik uluslararası sözlü uyarılarla çözülebileceğine dair hayallerden de vazgeçilmesi zaruri. Bölgede yaşanan şey kâğıt üzerinde bitti sayılan bir savaşın küller altında halen sıcak duran hali ve özellikle Rusya – Ukrayna Savaşı göz önüne alındığında başka bir vesayet/vekâlet savaşının burada patlak vermesi de muhtemel görünüyor. Elbette hepimiz biliyoruz ki Batı’ya uzak her savaş bir gündem meselesi olmaktan uzaklaştığından böyle bir savaş olasılığı NATO’yu ziyadesi ile tedirgin ederken Rusya için de yeni bir politik cephe anlamına gelmekte. Buna bağlı olarak da Napoli’de bulunan alay büyüklüğündeki NATO güçlerinin olası müdahaleye hazırlık süresinin 14 günden 7 güne indirilmesi ve bir anlamda caydırıcı güç olarak Kosova’ya destek imasının yapılması ile olaylar kısmen sükûnete ermiş görünüyor. Lakin bölgeyi biraz tanıyan herkes burada herhangi bir çatışmanın asla tam manası ile bitmeyeceğini bildiğinden olaylar herkesi ziyadesi ile tedirgin etmeye de devam ediyor.
 
Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı’nın 29 Mayıs’ta yayınladığı mesaj şu şekilde: Kosova’nın kuzeyinde yaşanan olayları endişeyle takip ediyoruz. Sözkonusu olaylar bölgesel güvenlik ve istikrara zarar vermektedir. Tüm taraflara şiddet olaylarından kaçınma ve gerilimi tırmandıracak eylemlerde bulunmama çağrısı yapıyoruz. Kosova Barış Gücü’nün (KFOR) olayların tırmanmasını engelleme yönündeki yapıcı rolünü takdirle karşılıyoruz. Çıkan olaylarda bazı KFOR askerlerinin hafif yaralandığını üzüntüyle öğrendik. Bölgede gerilimin azaltılması, kalıcı barış ve istikrarın tesis edilebilmesinin yegâne yöntemi, halen yürütülmekte olan diyalog sürecinde ilerleme sağlanmasıdır.
 
Bu mesaj yayınladığı sırada NATO’nun henüz bir müdahale kararı almamış olması sebebiyle mesajın nispeten yumuşak kaldığı açık. Muhtemelen seçim sonrasında meclisin yemin töreni sürecini atlatması ile çok daha güçlü bir tavır geliştirilebilecek. Zira Türk tarafının bugüne kadar sergilediği tavır ile 2008’den beri bölgede bir çatışma ortamı olmamıştı. Bu da seçim evresini atlatan Türkiye’ye olan ihtiyacı açık şekilde göstermektedir. Özellikle buradaki Türk ve İslam nüfus ile yaptığımız görüşmelerde buna dair beklentinin çok yüksek olduğunu görmek zor değil. Bu yazı vesilesi ile bir kez daha hatırlatmak gerekir ki Balkanlar’da bir ormanı yakmak için tek bir kibrit yeterlidir. Bu kibritin kısa sürede söndürülmesi için de bölgeye dair acil kodlu bir uluslararası çağrı artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Ya da Türkiye tarafından gelecek bir arabuluculuk ziyareti…
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2776 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1114
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Geçtiğimiz yıl boyunca, COVID-19 pandemisi dünyaya kırılganlığını hatırlatmış ve yüksek düzeydeki karşılıklı bağımlılığın içerdiği riskleri gözler önüne sermiştir. Önümüzdeki yıllar ve on yıllarda, dünya hastalıktan iklim değişikliğine, yeni teknolojilerden ve finansal krizlerden kaynaklanan kesinti...;

Artık ahkâm kesmekten öte çapı kalmayan Birleşmiş Milletlerin(BM), Afet Riski Azaltma Günü yaklaşırken uygun gördüğü tema bu yıl oldukça ilginç. Adeta eski kuşaklardan ümidi kesmişçesine 2024, Uluslararası Afet Riski Azaltma Günü olan 13 Ekim için açıklanan tema “ Bir Sonraki Kuşağın, dirençli bir G...;

Gelecek artık bugün oldu. Günümüz savaşlarında silahlar bir kere ateşlenince kimin nereden ve nasıl vuracağı belli olmayacak, durum hızla tırmanma riski gösterecektir. Füze savaşları ve hassas güdümlü mühimmat kullanımı ile devam edecek ilk dönem farklı platformlar, sensörler ve mühimmat ile destekl...;

Afrika, küresel terör örgütleri El Kaide ve DAEŞ'in rekabet ve savaş alanına dönüşmüş durumda. Bölgedeki zayıf devlet yapıları, etnik ve dini çatışmaların varlığı, ekonomik sorunlar ve sosyal huzursuzluk gibi etkenler, bu örgütler için ideal bir zemin yarattı. ;

Biz, dünya halklarını temsil eden Devlet ve Hükümet Başkanları olarak, Gelecek İçin Pakt'ta yer alan eylemler aracılığıyla mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını ve çıkarlarını korumak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde toplandık.;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden,;

Yakında dünyanın en büyük işgücüne sahip olacak olan Afrikalılar, modern güce erişebildikleri takdirde bölgelerini küresel bir ekonomik güç merkezine dönüştürme fırsatına sahipler. Şu anda, Sahra Altı Afrika'da yaklaşık 600 milyon insan elektriğe erişemiyor. Bu durum onları yemek pişirmek, ısınmak v...;

Çin’i Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın kararlı bir destekçisi olmakla itham eden NATO, Avrupa-Atlantik güvenliğinin tehlikede olduğunu düşünüyor. NATO, çok kutuplu bir yapıya evrilen uluslararası sistem içerisinde kendisine tatmin edici tarihsel bir rol arıyor.;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin bugünü ve geleceğinin ele alındığı Avrupa Birliği Sempozyumu, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Türk Avrupa Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) işbirliğinde 02 Şubat 2018’de İstanbul Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.

Rusya'nın hem Avrasya bölgesine hâkim olmak hem de dünya politikalarında lider aktörlerden biri olmak amacıyla geliştirdiği Avrasyacılık tartışmaları, analitik olarak klasik ve modern olarak değerlendirilebilir.