1. 20 Mayıs 2004 tarihinde Golden Tulip Topkapı Eresin Hotel’de TASAM’ ın ( Türkasya Stratejik Araştırma Merkezi) açılışı yapıldı ve “IRAK’IN GELECEĞİ “ konulu sempozyum icra edildi. Sempozyumda, Amerika, Avrasya (AB-Rusya Federasyonu) İsrail, İran, Irak’a komşu Arap ülkeleri ve Türkiye perspektifleri hakkında bildiriler sunuldu.
2. KONUŞMACILAR
TASAM Başkanı : Süleyman ŞENSOY
Oturum Başkanı : E.Dz.P.Kur.Kd.Albay Atilla SANDIKLI , TASAM Genel Müdürü
Amerika Perspektifi : Prof. Dr. Hasret ÇOMAK, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fak. Dekanı ve
TASAM Proje Yöneticisi
Avrasya (AB-RF) Perspektifi : Prof. Dr. Bülent Gökay, Keele Üniversitesi
İsrail Perspektifi : Özgül ERDEMLİ, Arı Hareketi
İran Perspektifi : Doç. Dr. Gökhan ÇETİNSAYA, İstanbul Teknik Üniversitesi
Irak’a Komşu Arap Ülkeleri Perspektifi : Abdülhamit BİLİCİ, Zaman Gazetesi Dış Haberler Editörü
Türkiye Perspektifi : Doç. Dr. Bülent ARAS, Fatih Üniversitesi Öğr. Üyesi ve
TASAM Proje Yöneticisi
Genel Değerlendirme : E.Dz.P.Kur.Kd.Albay Atilla SANDIKLI
3. KATILIMCILAR
-İçişleri Eski Bakanı Selahattin ÇETİNER
-Sağlık Eski Bakanı Halil ŞIVGIN
-Sakarya Millet Vekili Süleyman GÜNDÜZ
-İsrail Başkonsolosluğu Muavini Moshe KANFİ
-Kazakistan İstanbul Başkonsolosluğundan Konsolos Raşid OŞAKBAYEV
-(E)Büyükelçi Kemal GİRGİN
-(E) Tuğgeneral Şinasi DEMİR
-Prof.Dr. İlter TURAN
-Prof.Dr. Ömer AKSU
-Prof. Büşra ERSANLI
-Prof.Dr. Veysel BATMAZ
- Diğer öğretim üyeleri, Doktora, Yüksek Lisans ve Lisans Öğrencileri
4. TASAM BAŞKANI SÜLEYMAN ŞENSOY’UN AÇILIŞ KONUŞMASINDAN BİR BÖLÜM
TASAM; bütün disiplinlere ve görüşlere eşit mesafede duran, onları yansıtan, berrak bir satıh olmak üzere yola çıkmış bir kurumdur. Temelde duruşu isminden de anlaşılacağı üzere “TürkAsya“ konsepti üzerinedir. Türkiye’yi öncelik alan sonrasında ise; refaha, idealizme aç milyarlarca insan kitlelerinin bulunduğu, orta ve uzun vadede potansiyel vadeden bütün ülkeleri içerisinde barındıran, İslâm, Türk ve Doğu Medeniyetlerinin beşiği Asya’yı temel duruş noktası aldık. Ancak bu, dünya’nın diğer unsurları ve hakim güçleri ile herhangi bir iletişimsizlik, diyalogsuzluk anlamında değil, sadece milli anlamda durduğumuz yeri tespit etmek maksadıyla bu isim üzerinde (TürkAsya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM) karar kıldık. Bu anlamda Türkiye sevdasını merkez alarak elimizden geldiğince memleket meselelerine katkıda bulunmaya gayret edeceğiz. Türkiye’de ham bilgi belki gerekeninde çok üstünde ; fakat bu bilgilerin stratejik hale getirilmesi ve sonra ülke yönetiminde dış politikada ve iç unsurlarda kullanılmak üzere politik olarak yorumlanmasını sağlayacak gerekli araştırma merkezlerinin ve araştırmacıların mevcut olmadığını görerek böyle bir amaca hizmet etmek üzere TASAM’ı kurmuş bulunuyoruz.
Bizim yöneticilerimizden beklentimiz, verilecek destekler karşılığında sözcülük değil yapıcı eleştiriler, yeni projeler, ülkenin ufkunu ve önünü açacak aydınlık fikirlerin çıkması için bu kurumlara destek verilmesidir. Çünkü siyasi unsurların sözcülüğünü yapan kurumların ömrü onların ikballeri ile sınırlı kalmaktadır.
5. SEMPOZYUMDAN ÇIKAN SONUÇLAR
Irak Savaşı’nın Nedenleri:
- Rusya’nın süper güç olma özelliğini kaybetmesi ile ABD Uluslararası Sistemde tek süper güç olarak kalmıştır ve dünyanın belirli bölgelerinde jeopolitik güç boşlukları oluşmuştur. ABD tek super güç olma avantajını da kullanarak enerji kaynakları ile ulaşım yollarına hakim olmak istemektedir.
- ABD, Irak’ın başlattığı İran, Venezüella ve Rusya’nın da desteklediği EURO’nun petrol ticaretinde Doların yerini alması yönündeki girişimleri engellemek istemektedir.
- ABD, Amerikan karşıtı, terörü besleyen ve (NBC vb. ) kitle imha silahlarına sahip olan ya da sahip olmaya çalışan despotik yönetimleri hedef olarak seçmektedir.
- ABD siyasi ve ekonomik etkinliğini arttırmak için jeopolitik güç boşluklarının bulunduğu önemli bölgelerde demokrasi, insan hakları ve serbest piyasa ekonomisi sisteminin geliştirilmesini amaçlamaktadır.
Savaş Sonrası Irak’ta Meydana Gelebilecek Üç Senaryo
- Üniter Irak Devleti (Gerçekleştirilmesi Zor)
- Federal Irak Devleti (Gerçekleştirilmesi Olası)
- Parçalanma (Bölge ve dünya için büyük problemler yaratır)
Bu üç senaryodan Türkiye için en kötü sonuç “parçalanma“ olacaktır. Parçalanma sonucunda bölgede İsrail-Filistin sorununun dışında yeni bir istikrarsızlık unsuru ortaya çıkacaktır.
Kürtlerin Durumu:
Kürtler her ne kadar bağımsız bir devlet kurmayı amaçlasalar da, mevcut konjonktürde bunun mümkün olmayacağı değerlendirmektedir. Bu nedenle, ileride bu amaçlarını gerçekleştirmeye hizmet edecek merkezi yönetimde Kürt yöneticilerin etkinliğinin ağır bastığı Federal bir Irak devletinden yana tavır almış gözükmektedirler Federal Irak devleti içerisinde önemli özerkliklere sahip Federe Kürt Devleti sınırları içine Kerkük ve Musul’un da dahil edilmesi için yoğun olarak çalışmaktadırlar.
Irak’a Komşu Ülkelerin Durumu:
- Irak’a komşu ülkelerden Türkiye, İran ve Suriye Irak’ın parçalanmasına sıcak bakmamaktadır. Toprak bütünlüğüne halel gelmemiş demokratik “Üniter bir Irak Devleti“nin devamından yanadırlar. Bunun sonucu olarak menfaatleri örtüşen bu devletlerin birlikte toplantılar yapması doğrudur. Ancak bu birliktelik ABD ile ilişkilerin gerilmesine neden olmamalıdır.
- İsrail, ABD’nin Irak’a yerleşmesini kendisinin bölgedeki jeopolitik önemini azaltacağını değerlendirmektedir.
- Bu nedenle, halen ABD’nin terörü ve teröristleri hedef göstermesinden yararlanarak Filistin Devleti içindeki kişilere ve örgütlere karşı büyük çaplı operasyonlar icra etmektedir.
- ABD’nin Irak’ta düzeni sağlam girişimlerinin belirli bir aşamaya geldiğinde İsrail-Filistin barış girişimlerinin tekrar başlayacağı değerlendirilmektedir.
6. ÖNERİLER:
-Türkiye’nin bölgeyle ilgili üreteceği politikalarda AB perspektifinde hareket etmesi daha uygun olacaktır. Ancak takip edeceği bu politikalarda ABD-AB arasında bir denge kurulmalıdır.
- Türkiye merkezi yönetimi güçlü, etnik temele değil çok bölgeli coğrafi bölge esasına dayalı federal Irak Devleti doğrultusunda çalışmalıdır. Kerkük bölgesi ayrı bir coğrafi bölge olarak ele alınmalıdır.
- Türkiye “Irak’ın Geleceği“ konusunda Suriye, İran ve bölge ülkeleriyle toplantılar düzenlemeye devam etmelidir. Ancak ABD ile ilişkileri de çok fazla gerilmemelidir.
- Türkiye-İsrail ilişkileri mevcut gelişmeler çerçevesinde Türkiye ve bölge ülkelerin kamuoyları da dikkate alınarak gözden geçirilmeli ve belirli bir balans oluşturulmalıdır.