Menü

5
Oca
10 Gündem

Suda Tanımlama Sorunu, İlkeler ve Türkiye’nin Yaklaşımı

Makale

Su kaynaklarının ulusal sınırlar dışında akması, kaynak kullanımı ve kaynağa egemenlik bakımından birçok komplike sorunu da beraber getirmektedir. Türkiye sahip olduğu yükselti itibariyle bölge ülkeleri içinde bir yayla özelliği taşır....

Su kaynaklarının ulusal sınırlar dışında akması, kaynak kullanımı ve kaynağa egemenlik bakımından birçok komplike sorunu da beraber getirmektedir. Türkiye sahip olduğu yükselti itibariyle bölge ülkeleri içinde bir yayla özelliği taşır. Ülkemizin bu özelliğinden dolayıdır ki; Türkiye'den doğan ırmaklar birden çok ülkeye akar. Bunları, ırmaklar ve aktığı ülkeler bakımından kısaca şu şekilde sıralayabiliriz: Fırat Suriye ve Irak'a, Dicle Irak'a, Aras Azerbaycan'a, Kura ve Çoruh Gürcistan'a, Kotur Çayı ve Sarı Su İran'a akar. Yine Nizip Çayı, Habur Çayı, Kuveyik Suyu, Belh Suyu, Zerka Çayı ve Çağçağ suyu Suriye'ye; Hezil Çayı, Zap Suyu ve Şemdinli Çayı da Irak'a akmaktadır. 40

Türkiye’nin sahip olduğu bazı su kaynakları yukarıda belirtildiği üzere ulusal sınırları dışına çıkmaktadır. Ancak kaynaklarını ülkemizden aldığı için de sınır aşan bir nitelik taşımaktadır. Bu çerçevede sınır aşan sular konusunun temellendirilmesi bakımından bazı deyimlere açıklık getirilmesi zorunludur.

Bu alanda ileri sürülen deyimler bazı ülkeler açısından amaçsal bir özellik taşımaktadır. Çünkü birden çok ülkede akan ve havzasını birden çok ülkenin oluşturduğu akarsular günümüzde önemli bir uluslararası sorun durumundadır. Sadece Orta Doğu’da değil, dünyanın birçok yöresinde nehir sularıyla ilgili anlaşmazlıklar vardır. Bu bağlamda hakların tescili bakımından bir akarsuya getirilecek tanım önem kazanmaktadır.

Bir akarsu eğer bir ulusal sınır içinde doğup aynı ulusal sınır içinde denize dökülüyorsa milli nehir diye tanımlanır. Bu nehirler bulundukları ülkenin hukuksal rejimine tabidirler. Eğer bir nehir doğduğu ülkenin sınırları dışına çıkıyorsa o zaman ülkelerin konumu, politik ve askeri gücü, söz konusu suya olan talebin esnekliği, ilgili ülkelerin alternatif su kaynakları ve ilgili nehir suyunun kullanım olanakları gibi etkenlerle değişik tanımlamalara, konu olmaktadır. Bu bağlamda münhasıran Fırat ve Dicle’yi ele alacak olursak, bu kaynaklar için Türkiye'nin yaklaşımı ile Irak ve Suriye'nin yaklaşımları farklıdır.

Fırat ve Dicle Irmakları Suriye ve Irak için “Uluslararası Su“ Türkiye için ise “Sınır Aşan Su“ (Transboundary rivers) dur. Suriye ve Irak'ın Fırat ve Dicle’yi uluslararası su olarak nitelendirmeleri her şeyden önce paylaşma amacına dayanıyor. Çünkü “uluslararası“ nitelemesi genellikle paylaşılabilirliği ortaya koymaktadır. Oysa “sınır aşan“ sularda suyun çıktığı ülke ile aktığı ülke arasında eşit egemenlik söz konusu olamaz. 41

Hukukta sınır aşan ya da uluslararası sulara ilişkin olarak bağlayıcı bir yasa, kural veya genel kabul gören teamülü bir uygulama yoktur. Bu alanda ortaya çıkan sorunlar, ilgili taraflar arasında, daha önce yapılmış benzer nitelikteki anlaşmalar, uluslararası teamülü hukukun genel ilkeleri dikkate alınarak iki ya da çok taraflı anlaşmalar yoluyla ve özel koşulları içinde çözülmeye çalışılmaktadır. 42
Bu akarsular konusunda 29.3.1946 tarihli bir anlaşma varsa da bu Türkiye ile Irak arasında olup Suriye taraf olmadığı için, söz konusu anlaşmanın Fırat ve Dicle’yi uluslararası su konumuna getirmeyeceği açıktır.

Türkiye, Suriye ve Irak 1990 yılında bir teknik komite kurarak su konusunda çalışma başlatmışlardır. Ancak bugüne kadar yapılan periyodik toplantılarda her üç ülkenin kabul edeceği bir sonuca ulaşılamamıştır.

Birden çok ülkeyi ilgilendiren sular konusunda ülkelerin ortak bir tanımda buluşabilmesi amacıyla "uluslararası su" (international waters) yerine önerilen bazı tanımlar şunlardır: “komşu sular“ (contigious waters), “ulusal olmayan sular“ (non national waters), “sınır oluşturan sular“ (boundary waters), “devam eden sular“ (successive waters), “sınır aşan sular“ (transboundary waters). 43

Fırat ve Dicle nehirleri için onları uluslararası su kılan bir düzenleme olmadığına göre bu sular için, sınır aşan akarsu terimini kullanmak en uygun tanımlama olacaktır.

Türkiye sınır aşan suların yanında ortak sınır çizen sular bakımından da büyük potansiyele sahiptir. Türkiye'nin komşularıyla paylaştığı toplam 2763 km’lik sınırın 615 km’si akarsuların oluşturduğu sınırdır (wet boundaries) (DSİ).

Kaynak: Güneydoğu Anadolu Projesi GAP'ın Türkiye ve Ortadoğu Ekonomi Politiğine Etkisi. İhsan TOY, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. 2015. M.Ü. Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü.
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2784 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1119
TASAM Avrupa 23 652
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1305 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 519
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2058 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2058

1300 – 1600 arası dönemde Anadolu, dünyanın bir numaralı tekstil üretim bölgesiydi. Türkiye’de üretilen pahalı kemha ve sof kumaşı, Rus çarlarının ve boyarlarının , İtalyan ve Fransız prens ve prenseslerinin ve İskoç piskoposlarının da aralarında bulunduğu Avrupalı seçkinlerden büyük ilgi gör...;

Tarih kendisinden faydalanmayı, onu doğru okumayı bilenler için köklerden gelen bir bilinç kaynağı olarak tefekkür ve hareket noktasında okuyucularına çeşitli imkânlar sunar. Türklerin tarihi yerküre üzerinde doğu batı, kuzey-güney yönlerinde çok geniş bir alana yayılmış olduğundan dünya üzerinde pe...;

Türkiye’de ilk kez 2015 yılında düzenlenen ve bu yıl onuncusu gerçekleştirilen İstanbul Güvenlik Konferansı, Teknopolitik Yeni Dünya: Güvenliğin Güvenliği “Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması ile TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü tarafından, 21-22 Kasım 2024 tarihinde Wi...;

Kıymetli Mesai Arkadaşlarım, Değerli Büyükelçilerim, Hanımefendiler, Beyefendiler, 15. Büyükelçiler Konferansı vesilesiyle sizlerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğumu belirterek sözlerime başlamak istiyorum.;

Son yıllarda teknolojideki ilerlemeler ve uluslararası serbestleşme faaliyetleri, üretim, tüketim ve finans alanlarında küreselleşmiş bir ekonominin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu küreselleşme sürecinin önde gelen aktörlerinden olan çok uluslu şirketler, birden çok ülkede faaliyet göstermektedi...;

Küresel ekonomide son yıllarda bilhassa Çin, Hindistan ve Endonezya gibi kalabalık nüfusa sahip ülkeler, önemli büyümelerin gerçekleştiği ülkeler olarak göze çarpıyor. Bu ülkeler, küresel ekonomik büyümenin son derece kısıtlı olduğu son birkaç yılda büyümenin itici güçleri arasında yer aldı. Türkiye...;

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

Bilgi teknolojilerinin hızlı gelişimi, aynı büyüklükteki güvenlik sorunlarını beraberinde getirmiştir. İnternetin ilk yıllarında bilgi güvenliğinin üç önemli bileşeni olan “erişilebilirlik, gizlilik, bütünlük” kavramlarından “erişilebilirlik” öne çıkmış; önce internetin gelişmesi ve işletilmesi düşünülmüş, “gizlilik ve bütünlük” geri planda kalmıştır.

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

5. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 04 Kas 2022 - 04 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin bugünü ve geleceğinin ele alındığı Avrupa Birliği Sempozyumu, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Türk Avrupa Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) işbirliğinde 02 Şubat 2018’de İstanbul Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.

1982 Anayasası'nın defalarca değişikliğe uğramasına rağmen iskeletinin değiştirilememesi nedeniyle Türkiye'nin yeni bir anayasaya gereksinimi olduğu konusunda kamuoyunda genel bir konsensüs bulunmaktadır.