Suriye konulu üçlü zirvenin önümüzdeki ay Türkiye’de yapılması beklenirken TASAM Başkanı Süleyman Şensoy’a göre Suriye’de çözüm için Şam ile Ankara’nın karşılıklı konuşabilir bir noktaya gelmesi gerekiyor. Şensoy, anayasa bağlamında bir konsensüse doğru gidilmesinin de zaten iki ülkenin iletişimini zorunlu kılacağı görüşünde.
Küresel düzeyde son on yılda meydana gelen gelişmeler önceki dönemlere kıyasla yüz yıla bedel etkiler bırakmıştır. Değişim ve dönüşüm bugün olağanüstü bir hızla gerçekleşirken, izleyen on yıl içindeki gelişmeler ise 21. yüzyıl için belirleyici olacaktır. Dolayısıyla önümüzdeki on yılda yapacaklarımız yüzyılın kalanında nerede olacağımızı belirleyecektir.
Çok boyutlu güç sistematiğinin geliştiği dünyamızda dış politika geliştirmek çok bilinmeyenli bir denklem haline gelmiştir. Bu durum “öngörülebilirlik” çağından “tahmin edilebilirlik” çağına geçtiğimiz yeni dönemde ülkelerin dış hatta iç politika konusunda yeterli ve olgun reel politik süreçler inşa etmelerini son derece güç hale getirmiştir.
Osmanlı devlet anlayışı; egemenliği altına aldığı bölgelerde yeni kimlikler inşa etmek yerine, var olan baskın unsurları devlete bağlayarak egemenliği sürdürme biçiminde kendini göstermiştir. Batılı ülkeler ise bilhassa 1. Dünya Savaşı’nın ardından bölgemizde etki alanı olarak paylaştıkları ülkelerin önemli bir kısmında, kimliksel açıdan sayıca daha az bulunan unsurları ön plana çıkararak bu ülkeler üzerindeki kontrollerini perçinlemeye ve sürekli hale getirmeye çalışmışlardır.
AFGANİSTAN SORUNU İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Kapsamlı bir barış Afganistan’da kuşatıcı bir liderliğin oluşturulmasına bağlıdır. Sırf askeri önlemlerden oluşan bir strateji Afganistan sorununun çözümü için yeterli değildir; gittikçe yoğunlaşan bir bölgesel iş birliği ve komşu ülkelerin desteği de gereklidir.
Devlet aklının dış politikada vücut bulduğu yer Dışişleri Bakanlığımızdır. Millet olarak “devlet aklı” ile hareket edecek yetenek ve olgunluğa sahip olmak, daha başından tüm provokasyonları ve tehlikeleri bertaraf edecektir. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığımızın bu süreci Sayın Başbakan ve Başbakanlık başta olmak üzere alt ve üst kurumlarla birlikte başarı ile yönettiğini düşünüyorum.
Uzun bir zamandır şiddet olaylarının yaşandığı ve belirsizlik ortamının hüküm sürdüğü Pakistan’da en sarsıcı gelişme, genel seçime 10 gün kala başbakanlığın güçlü adayı Benazir Butto’nun Ravalpindi’de miting sonrasında silahlı-bombalı saldırı sonucunda öldürülmesi oldu. Suikastta Butto ile birlikte çok sayıda kişi de öldü.
(Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu Temel Atma Tarihi Günü Anısına) Dünya ekonomisinin gelişiminin ana yönlerine ilişkin analizlerden anlaşılacağı üzere, 21. yüzyılın önemli finans, mal ve bilgi akışı ABD-Avrupa-Asya üçgeni üzerinde yoğunlaşacaktır. Günümüzde, özellikle Asya ile Avrupa arasındaki mal dönüşümü 2 trilyon ABD dolarını geçmiş, 200 milyar ABD doları sadece ulaşım masrafına harcanmıştır ve ulaşımın önemi gitgide artmaktadır.
Başkan’ın 31.05.2004 tarihli yazısı: Yarın 1 Haziran 2004 Salı… Herkesin bildiği bu takvim günlerini niye bu yazının başına not düşüyorum. Çünkü bu yazıya konu olan tezlerin dönüm noktası ile bu tarihlerin hayati ilintileri var.

Evlat da Bizim Devlet de,

Hikâyedir; Kanuni Sultan Süleyman’ın boğdurtarak öldürttüğü Şehzadesi Mustafa’dan sonra ince hastalıktan Şehzade Mehmed’in de ölmesiyle, tahta varis kalan iki şehzade Selim ve Beyazıd’ın taht kavgasında arada kalan padişah derin derin düşünmekte ve bir karara varamamaktadır. Oluşturdukları ordularla birbirleriyle savaşmaya kadar işi vardıran şehzadelerin ikisini de tepelese tahta geçecek varis kalmamakta, birinden birini tercih etse ikisi de evlat olması hasebiyle bir diğerine kıyamamaktadır.