Mart 2004’te çalışmaya başlayan Akil Adamlar ya da diğer adıyla Türkiye Üzerine Bağımsız Komisyon hazırladıkları raporu geçtiğimiz haftalarda açıkladı. Raporu kaleme alan komisyonda başta Finlandiya’nın eski Devlet Başkanı Ahtisaari olmak üzere, Avrupa’nın büyük devletlerinin saygın kurumlarından, çok etkili isimler yer alıyordu.
ABD’deki Başkanlık seçimlerinin yapılmasının üzerinden yaklaşık üç hafta geçmesine rağmen bu ülkenin geleceğe yönelik stratejilerine dair farklı politik ve ekonomik yorumlar yapılmaya devam ediliyor. Bu yorum ve tartışmaların odak noktasını, petrol fiyatlarının artmaya devam etmesi, Dolar’ın değerinin düşmesi ve Euro’nun Dolar karşısında değerinin artması oluşturmaktadır.
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerine başlamasıyla ilgili yorumlar Aralık ayı yaklaşırken artmakta. Bu konuyla ilgili en önemli gelişme Ekim ayı başında açıklanan Komisyon raporu ve tavsiye kararıdır. Yaşanan diğer gelişmelerden önce Komisyon raporu üzerinde durmakta yarar var. Bu raporun olumlu yanları olduğu kadar tartışmalara yol açabilecek yönleri de görülmektedir.

Küresel Büyüme Ve Çelişkiler

Büyüyen Bölgeler Ekonomik gelişmelerin dünya genelinde 2004 yılı başından beri bahar havasına girdiği gözlenmektedir. Bu gelişmeye bağlı olarak Uluslararası Para Fonu (İMF), 2005 yılı için ülkeler genelinde % 4,4’lük büyüme tahmininde bulunmaktadır.

AB-Çin İlişkileri ve Türkiye

Günümüzde Çin, lüks tüketim malları kullanan 200 milyona yakın nüfusu, araştırmacılara Toronto ya da Boston’da oldukları izlenimi uyandıran Şangay şehir merkezi ile uluslar arası alanda göz kamaştıran bir ülke konumunda bulunuyor.