1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra Amerikan hegemonyasının zirve dönemi başlamıştı. Amerikan kibrinin doruk noktası, tüm Orta Doğu'yu yeniden inşa edebilmeyi umduğu 2003 yılındaki Irak'ın işgaliydi. Bu dönemdeki tek kutupluluk derecesi tarihte nadirdir.
İster yaylarla kılıçlarla, ister en modern silahlarla olsun, savaşta başarı her zaman şu temel kabiliyetlerle ilgilidir: ‘Tespit edilmeden Hareket Edebilmek, Düşmanı Arayıp Bulabilmek, İsabetli ve Hızlı Ateş Edebilmek, Kesintisiz İletişim Kurabilmek’.
Gorbaçov’un kişiliğinin gizemi, insan Gorbaçov ile devlet adamı Gorbaçov arasındaki ayrıma dayanıyor. Çok farklı iki insandı. Ütopyasının özünde saf bir Leninizm’in olduğu bir Sovyetler Birliği ve Lizbon’dan Vladivostok'a barışçıl bir şekilde uzanan bir Avrupa vardı. O, iktidardaki entelektüelin büyük fikirleri takip etme cazibesiyle kendini yakma noktasına kadar gitmesinin bir vaka çalışmasıdır.
Rusya’nın Kırım Savaşı’ndaki yenilgisinin ardından uluslararası profilini düşürmesinden sonra, 1856’da Rus imparatorluğunun Dışişleri Bakanı Alexander Gorchakov tarafından ortaya atılan bir Rus aforizmasıdır bu.
Bu çalışmada önce yönlendirilmiş göçün asimetrik bir silah olarak kullanılması kavramı ve bu kavram çerçevesinde, Suriye iç savaşının etkisi ile ortaya çıkan göç, Avrupa Birliği (AB), Türkiye ve Suriye’nin göç politikaları açısından incelenecektir.