“Yurtta sulh, cihanda sulh.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk'ün bu sözü, sadece bir dönemsel barış çağrısı değil; Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzyılı aşan dış politikasının özüdür.
Bugün, cumhuriyetimizin 102'nci yılında, Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında savrulmadan denge kurabilmesi, her zamankinden daha önemlidir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında da bu Doğu ile Batı arasında denge, dış politikanın ana eksenini oluşturuyordu.
Şayet ABD Ordusu’nun Janus Programı planlandığı şekilde ilerlerse, ülkenin 48 eyaletindeki ordu üslerinde 2028 sonbaharından itibaren faaliyette olacak nükleer mikro reaktörler bulunacak. Orduya göre, nükleer enerjinin eklenmesi askeri üslerdeki enerji kaynaklarını çeşitlendirecek ve dayanıklılığı önemli ölçüde artıracak.
"Bilgiyi toplamaktan ziyade onu kıymetlendirmek asıl mesele." | Uluslararası İstihbarat Araştırmaları Kongresi, istihbaratı disiplinler arası çalışmalar yaparak derinleştirme yönünde atılmış önemli bir entellektüel adım olarak öne çıktı.
Çin’in “cihan hâkimiyetine“ yönelik tahayyülü 21. yüzyıl dünya jeopolitiğinin yeni çekirdeğini oluşturuyor. Bu tahayyüle ortak olarak Rusya’yı da ekleyebiliriz. İki ülke de çok kutuplu adil bir küresel düzenin inşa edilebileceğini düşünüyor.
Bundan tam 2 yıl önce bugün yani 7 Ekim 2023’te Türkiye’de hiç gösterime girmeyen ‘Golda’ filmini izleme fırsatı bulmuştum. Sinemadan çıktığımda Orta Doğu’da yeni bir cehennemin yaşanmaya başladığını üzülerek öğrendim. 6 Ekim 1973’te Yom Kippur Savaşı başladığında ABD’de yüksek lisans eğitimine başlamıştım. Savaşın etkisi Orta Doğu’yu aşmış, petrol üreticisi ülkelerin başlattığı ambargo Batı Avrupa ve ABD’yi pençesine almıştı.
Küresel, kıtasal ve bölgesel mücadelede gelecek suyun altında. Deniz üstünlüğü artık suyun üzerinde değil, derinliklerde.
Dijitalleşme, radar ve uydu gözetimi yüzeyi şeffaf hâle getirirken, suyun altı hâlâ görünmezliğini ve gizliliğini koruyor. İşte bu yüzden denizaltılar, mayınlar ve insansız sualtı sistemleri günümüzün en kritik caydırıcı unsurları. ABD denizaltı gücünün %60’ını Pasifik harekat alanına kaydırdı.
ABD’nin geri çekilişi Çin’e “düzeni savunan güç” rolünü üstlenme fırsatı verdi.
Prescott ve Gewirtz’in Foreign Affairs makalesine yakından bakalım.
Makaleye göre Trump, BM’yi ve ittifakları hedef alırken ABD küresel düzenin seyircisine dönüştü. Çin ise ŞİÖ ve BRICS gibi platformları kullanarak kendisini merkeze koyan bir yaklaşımı benimsedi.
Xi’nin hedefi: ABD’yi dışlamak değil, mevcut kurumların ağırlık merkezini Pekin’e kaydırmak.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack: “Artık dünyanın güvenlik garantörü değiliz, Herkesin kendi ayakları üzerinde durması gerekiyor”. Bu ifadeler Washington’un uzun süredir dillendirdiği maliyet paylaşımı çağrısının net bir yansıması.
Tarihin ilk "dron savaşı" Ukrayna'da sahneleniyor. Tanklar ve topçular yerini ucuz, hızlı ve öldürücü dronlara bırakıyor. Cephede yaşanan bu derin değişime yakından bakalım. Kamikaze dronlar cephelere hâkim olmuş durumda. Tanklar artık dakikalar içinde imha ediliyor. Sürekli gözetleme, cephede hareketi neredeyse imkânsız hâle getirdi. "Görülen vurulur" ilkesi artık mutlak gerçek. Mevcut durumda manevra neredeyse imkânsız ve toplu birlik hareketi ise intihar anlamına geliyor.
Bir zamanlar "Seward'ın Deliliği" olarak bilinen Alaska bölgesi, geçtiğimiz günlerde Rusya lideri Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump'ın görüşmesine ev sahipliği yaptı. Alaska’nın Elmendorf-Richardson Ortak Üssü’nde 15 Ağustos 2025’te yapılan zirve, temelde Rusya-Ukrayna savaşına ateşkes-barış getirmeyi hedeflemekteydi fakat beklenilen gerçekleşmedi.
Güvenlik anlayışı, artık konvansiyonel sınırlardan dijital derinliklere kaymıştır. Bugünün tehditleri, bir merminin değil, bir verinin rotasında şekillenmektedir. Savaşın yeni cephesinde en etkili silah; algoritmalarla beslenen, öngörüye dayalı bir zekâdır. Bu, yalnızca bir teknolojik evrim değil; aynı zamanda bir zihniyet devrimidir. Türkiye, bu devrimi geç fark eden değil, yöneten ülkelerden biri olma yolunda kararlılıkla ilerlemektedir.
Çin, 2024’ten itibaren Kuzey Afrika’ya yönelik ilgisini yeniden artırmış ve özellikle Libya üzerinden bölgeye dönük kapsamlı bir açılım başlatmıştır. Siyasi tarafsızlık ilkesine dayalı yaklaşımı, Tobruk ve Trablus yönetimleriyle eşzamanlı ilişki kurmasına olanak tanımaktadır. Kuşak ve Yol Projesi çerçevesinde raylı sistem, enerji, altyapı ve liman yatırımları ön plana çıkarken, Bingazi Metro Projesi gibi yüksek maliyetli girişimler Çin’in Libya’ya dönüşünün sembolü niteliğindedir.
Nadir toprak elementleri (NTE), telefonlardan elektrikli araçlara, rüzgar türbinlerinden F-35 savaş uçaklarına kadar yüksek teknolojinin vazgeçilmez hammaddeleri. “Nadir” ifadesi yerkabuğundaki azlıktan değil, çıkarma ve rafine etmenin zorluğundan kaynaklanıyor. Savunma sanayii bu metallere yoğun biçimde bağımlı.
Uluslararası siyasetin son dönemine damga vuran dinamiklerden birisi de Çin ve Rusya’nın derinleşen stratejik ortaklığı olarak öne çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile artan gerilim ve yoğunlaşan askerî ilişkiler “yeni bir eksen” ihtimalini güçlendiriyor. Nitekim kısa süre önce Rusya ve Çin ortaklığında Japon Denizi'nde gerçekleştirilen askerî tatbikat (Joint Sea-2025) iki ülkenin iş birliğine verilebilecek en güncel örnekler arasına girdi.
Çin Ningxia Üniversitesi Çin-Arap Araştırmaları Enstitüsü Direktörü ve CICIR eski başkan yardımcısı Li Shaoxian, Weibo’da dikkat çeken yorumlar yaptı.
İngiltere kısa süre önce "Stratejik Savunma İncelemesi 2025" başlıklı kapsamlı bir stratejik savunma belgesi yayınladı. Belge, NATO’yu savunmanın merkezine koyan bir “Önce NATO” yaklaşımını net şekilde vurguluyor. İngiliz savunma bakanı Healey'e göre stratejik savunma planlarının orduyu '10 kat daha ölümcül' hale getireceğini söyledi. Belgeye biraz daha yakından bakalım.
Diplomasi Mesleğine girerken dikkate almanız gereken önemli konulardan biri kamu diplomasisi. Onun da önemli bir dalı, hitabet sanatı.
Diplomasinin amaçlarından biri, karşındakine yapmak istemediği bir şeyi zor kullanmadan yaptırabilme, yani ikna, inandırma sanatı. Yani Diplomasi bir bilim değil, sanat.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından yayınlanan ve uluslararası silah ticaretindeki temel eğilimleri ve değişimleri ortaya koyan özet rapor önemli veriler içeriyor.
Çin dışişleri bakanı Wang Yi’nin son basın toplantısı, Çin dış politikasında devam eden süreklilikler ve kopuşları anlamlandırmak için önemli bir fırsat sunuyor. Çin’de gerçekleştirilen iki oturum kapsamında yapılan basın toplantısına Wang’ın "Eğer ABD Çin'i çevrelemeye devam ederse, biz de kararlılıkla karşı koyacağız." sözleri damga vurdu.
Münih Güvenlik Konferansı'nın 2025 raporu, küresel güç dengesindeki değişimleri ve bu dönüşümün uluslararası düzen üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde analiz ediyor. Rapora göre artık "çok kutupluluğun" şekillendirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Ancak bu durum oldukça karmaşık: "Günümüzün uluslararası sistemi tek kutupluluk, iki kutupluluk, çok kutupluluk ve kutupsuzluk öğelerini barındırıyor.”
Güce tapan Amerikan siyasetinde portakal saçlı ve fondötenli taçsız kral Donald Trumpikinci dönemine başladı ve Washington'daki Big Mac satışları ikiye katlandı. Kaybeden Demokrat'ları terkedip Trump'ın kucağına oturanların arasında teknoloji dünyası ve onun milyarder kahramanları hepimizin hayatını etkilediği için ön plana çıkıyor.
Yazıya konu rapora katkıda bulunan uzmanlardan biri olarak, yükselen piyasalarda yapay zekâ devrimine dair raporun sunduğu içgörüleri özetliyorum.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2025 yılı için gerçekleşen Davos Zirvesi, dünyanın dört bir yanından gelen karar vericileri, akademisyenleri, girişimcileri ve uzmanları bir araya getiriyor
Türkiye, yükselen bir güç olarak Afrika ile ilişkiler kurma yolunda çalışıyor. Uluslararası düzeyde bu, özellikle Somali ile dikkat çekici hale geldi. Turkish Airlinesin Somali ile tarifeli uçuşları bu bağlantının bir sembolü oldu ve hem cesur bir adım hem de sorunlu bir Afrika ülkesiyle bağlantıya geçme taahhüdü olarak algılandı.
ABD Savunma Bakanlığı tarafından ABD Kongresine sunulan ve "Çin’in askeri gelişimini" (2024) içeren yıllık rapor net bir tablo çiziyor: "Pekin, küresel bir askeri güç merkezi olma yolunda hızla ilerliyor." 182 sayfalık raporda öne çıkan hususlar;