Çağımızdaki entelektüel ya da akademik faaliyetlerin en önemli amaçlarından biri, pratiğe giden yolu olabildiğince çabuk açmaktır. Medeniyet tartışmalarında da benzer kaygıyı görüyoruz. Doğası gereği öyle olamayacak olan olguda pratikte uygulanabilirlik kaygısı belirleyici olursa, bütün kavramsal çerçeveler tüketilmiş ya da en azından yanlış zemine oturtulmuş olur.