Marka olma yolunda önemli mesafeler kat eden İstanbul Güvenlik Konferansı’nda bir kez daha anahtar konuşmacı olarak sizlere hitap etmekten mutluluk ve onur duyduğumu belirtmek isterim. Dokuzuncusu düzenlenen İstanbul Güvenlik Konferansı, devam etmekte olan Ukrayna -Rusya Savaşına ilave olarak Hamas- İsrail çatışmasının gölgesi altında ve adeta İsrail’in kural tanımaz katliamının yol açtığı üzüntülü bir ortamda gerçekleşmektedir.
Risk toplumları veya belirsizlikler çağı olarak da adlandırılan içinde bulunduğumuz dönemde, geleneksel risklerden oldukça farklı özelliklere sahip, iklim değişikliği, salgın hastalıklar, düzensiz göç, uyuşturucu ticareti, siber saldırılar ve ekonomik krizler gibi sıra dışı riskler nedeniyle, “İnsani Güvenlik” kavramı etrafında şekillenecek yeni bir güvenlik konsepti ihtiyacı öne çıkmaktadır.
İstanbul Güvenlik Konferansı 04-05 Kasım 2021 tarihlerinde geniş bir katılımla icra edilmiştir. 7’ncisi yapılan konferansın medya sponsorluğunu “Global Savunma Dergisi” üstlenmiştir.
İnsan askerler, teknoloji desteği ile giderek dijitalleşmektedir. Aynı dijitalleşme, otonom sistemlerde daha da hızlı görülmektedir. Otomasyon ve sensör sistemlerinde, teknolojik gelişmelere bağlı olarak askeri robotik sistemlerin gelişiminde birçok önemli adımlar atılmıştır.
Günümüz dünyasında işin yapılış biçimi büyük bir devrim geçirmektedir. İşgücüne dayalı önceki dönemlerden farklı olarak bu devrim, Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) ve Yapay Zekâ (AI) gibi ileri teknolojiler tarafından yönetilmektedir.
Bir devlet, toplum ya da bireyin yaşamına veya sahip olduğu değerlere yönelik olumsuz sonuçlar doğurma potansiyeli olan olaylar ya da olgular olarak tanımlanabilen tehditlerin yanı sıra risklerin de ön plana çıkması nedeniyle, günümüzde güvenliğin, insan hayatını tehdit eden risklerin azaltılması ya da ortadan kaldırılması şeklinde genişletilerek yeniden tanımlanması gerektiği hakim bir görüş olarak ön plana çıkmaktadır. Devlet doğasının değişiminin güvenlik alanına etkilerini;