Devletler, milli hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla küresel dinamikleri başarılı bir şekilde kullanabilmenin yollarını aramaktadırlar. Dünya ile bütünleşme, dünya pazarlarına açılma, korumacılığa dönük tüm kısıtlama ve engellerden sıyrılabilme fikir ve eylemlerine öncülük eden küreselleşme aktörleri, coğrafi yakınlık faktörünü kullanarak bölgelerinde güçlü, etkili ve yaygın birer çekim alanları yaratmaktadırlar.

Atilla SANDIKLI Sunuş

Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), enerji kullanımı konu­sunda Dünyadaki son durumu ve çağdaş enerji politikalarındaki eğilimleri, li­teratürde yer alan çalışmalar ışığında gözden geçirmek; ülkemizin ekonomik ve sosyal yönden kalkınmasında önemli bir yeri olan enerjinin sunumu ve gü­venliğini çevre etki değerlendirmesi dahil bütün boyutlarıyla ele almak;
Devletler, milli hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla küresel dinamikleri başarılı bir şekilde kullanabilmenin yollarını aramaktadırlar. Dünya ile bütünleşme, dünya pazarlarına açılma, korumacılığa dönük tüm kısıtlama ve engellerden sıyrılabilme fikir ve eylemlerine öncülük eden küre- selleşme aktörleri, coğrafi yakınlık faktörünü kullanarak bölgelerinde güçlü, etkili ve yaygın birer çekim alanları yaratmaktadırlar.

Sunuş

Türkiye, tarihten gelen dostane ilişkilerini yeni açılımlarla daha da geliş­tirmek maksadıyla, 2005 yılını "Afrika'ya Açılım Yılı" ilan etmiş ve bu kap­samda başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere çok sayıda heyet Afrika ülkelerine üst düzey ziyaretler gerçekleştirmiştir.
Amerikanın Çin’e karşı sergilediği bu tutumu, Çin’i kendi sanayini korumak amacıyla başka ülkelerin ihracatını engelleyici politikalar geliştirmekle suçlayan bazı Avrupa Birliği ülkeleri takip etmiştir. Gerçekte, tekstil kotalarının kaldırılmasının ülkeler üzerindeki etkisi farklı seviyelerde olmuştur; ABD’nin Çin ile olan dış ticareti 2004 yılında 162 milyar dolar açık vermiştir.
Sekizinci yüzyılda hüküm süren Göktürk hükümdarı Bilge Kağan’ın (683-734), kurultayda “Türklerin artık yerleşik hayata geçmesi, surlarla çevrili şehirler kurması gerektiğini” söylemesi üzerine, dönemin büyük devlet adamı Vezir Tonyukuk, aynı zamanda damadı olan Bilge Kağan’ın bu önerisine karşı çıkar.
Kapitalist üretim, doğası gereği eşitsizlik ilişkisi üzerine temellenir. Kapitalizmin ulus-devletle özdeşleştiği 19.yy’da bu eşitsizlik ilişkisi, işçi sınıfı ve burjuva sınıfı arasındaki ayrımda kendini gösterirken bugün ekonominin küreselleşmesi, aynı eşitsizlik ilişkisini de küreselleştirmiştir. Zira sermayenin küreselleşmesi karşısında tüm dünyada sosyal politikalar aynı oranda küreselleşememekte ve ihmal edilmektedir.

Patrikhane ve Ekümenlik Tartışması

Fener Rum Patrikhanesinin hangi tarihte kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Havari Andre`nin Bizans`ta ilk defa İncili yaydığı söylenmektedir. Constantinople, Bizans`ın merkezi olduktan sonra havari Andre 3 Mart 357 tarihinde şehrin ilk ermişi olmuş, dördüncü yüzyılın sonunda Aziz Gregoire Ortodoksluğu Bizans`a yerleştirmiştir.

Küresel Yeni Bir Güç: ASEAN

29 Kasım’da, dünya nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan on altı Asya ülkesinin (Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda ile birlikte ASEAN ’ı oluşturan on ülke), hükümet ve devlet başkanlarının Lao PDR ’nin başkenti Vientian ’da bir araya gelmeleri, araştırmacıların “küreselleşme sürecinde yeni aktörlerin belirmekte olduğu” yönünde yorumlarına neden oldu.
Sayın Bakanlarım, Komutanlarım, Büyükelçilerim, Hocalarım ve Sayın misa­firler, bu konferansı neden tertiplediğimizi sizlere kısaca açıklamak istiyorum. Malumlarınız, Türkiye'nin gündemini uzun bir süredir AB'ye giriş süre­ci işgal ediyor. Bütün çalışmalar da yoğun olarak bu istikamette sürüyor. An­cak Türkiye'nin açılımlarında sadece AB yok.
Hukukta sınır aşan ya da uluslararası sulara ilişkin olarak bağlayıcı bir yasa, kural veya genel kabul gören teamülü bir uygulama yoktur. Bu alanda ortaya çıkan sorunlar, ilgili taraflar arasında, daha önce yapılmış benzer nitelikteki anlaşmalar, uluslararası teamülü hukukun genel ilkeleri dikkate alınarak iki ya da çok taraflı anlaşmalar yoluyla ve özel koşulları içinde çözülmeye çalışılmaktadır.

Çağdaş Toplum ve Demokrasi

Demokrasi günümüzde, azınlıkta olanların haklarına saygı gösterildiği ve onlara bir gün çoğunluğa dönüşebilme yollarının açık tutulduğu, özgürlükçü bir çoğunluk yönetimi biçiminde tanımlanabilir. Demokratik düşüncenin evrimi, insanın “akıllı” bir yaratık olduğu, kendisi için iyi olanla kötü olanı ayırt edebileceği inancından kaynaklanan, insana saygıya dayalı, iyimser bir dünya görüşünün evrimidir.(1)