Ordu 2028’e kadar Üslerine Nükleer Mikro Reaktörler Getirecek

Yorum

Şayet ABD Ordusu’nun Janus Programı planlandığı şekilde ilerlerse, ülkenin 48 eyaletindeki ordu üslerinde 2028 sonbaharından itibaren faaliyette olacak nükleer mikro reaktörler bulunacak. Orduya göre, nükleer enerjinin eklenmesi askeri üslerdeki enerji kaynaklarını çeşitlendirecek ve dayanıklılığı önemli ölçüde artıracak....

Şayet ABD Ordusu’nun Janus Programı planlandığı şekilde ilerlerse, ülkenin 48 eyaletindeki ordu üslerinde 2028 sonbaharından itibaren faaliyette olacak nükleer mikro reaktörler bulunacak. Orduya göre, nükleer enerjinin eklenmesi askeri üslerdeki enerji kaynaklarını çeşitlendirecek ve dayanıklılığı önemli ölçüde artıracak.

ABD Ordusu Tesisler, Enerji ve Çevreden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dr. Jeff Waksman, geçen hafta ABD Ordusu Birliği'nin (AUSA) ana yıllık konferansında TWZ'nin de katıldığı bir medya toplantısı sırasında, "Dayanıklılık bizim için, ne olursa olsun, 7/24 güce sahip olmamız anlamına geliyor" dedi.

Waksman’ın sözleri, aynı gün içinde Ordu Sekreteri Daniel P. Driscoll ile Enerji Bakanı Christopher Wright’ın Janus Programı’nın başlatıldığını duyurduğu oturumun ardından geldi.

Driscoll; “ABD Ordusu yenilikçi ve yıkıcı teknolojileri sahaya sürmede öncülük ediyor. Bürokrasiyi azaltıyor ve nükleer enerji dahil birçok kritik sektörde yeni nesil yetenekleri geliştiriyoruz.“ dedi.

Janus, Başkan Donald Trump’ın 14299 sayılı (Ulusal Güvenlik İçin Gelişmiş Nükleer Reaktör Teknolojilerinin Yaygınlaştırılması) Başkanlık Kararnamesini uygulamaya koymak için Ordunun planıdır. Bu karar, 30 Eylül 2028 tarihine kadar yurtiçindeki bir askeri tesiste Ordu denetiminde bir nükleer reaktörün faaliyete geçirilmesini emretmektedir.

Waksman’a göre, önümüzdeki haftalarda hükümetin kapanmasının uzamaması durumunda, Ordu “İlgi Alanı (AOI)“ çağrısı ve bir taslak teklif talebi (RFP) yayımlayacak. Ardından düzenlenecek “Sanayi Günü“ etkinliği, orduya mikro reaktör yaklaşımları hakkında sektör geri bildirimi sağlayacak.

Bunu bir rekabet süreci izleyecek. Ordu, belirlenmemiş sayıda (muhtemelen 9) üs/tesis için birden fazla firmayı mikro reaktör prototipleri geliştirmekle görevlendirmeyi planlıyor. Her şirkete bir üs tahsis edilecek ve iki reaktör inşa etmeleri gerekecek.

Waksman; “İlkini inşa edip ardından kademeli olarak ikincisini yapacaklar. Amacımız, şirketlerin ilk prototipten ticari ürüne giden yolu görebilmeleri.“ dedi.

Program, başlangıçların ve geçişlerin Roma tanrısı Janus’tan adını alıyor. Yani amaç, tekil prototiplerden ticari ölçekli sistemlere geçiştir.

Bu girişim, Savunma İnovasyon Birimi’nin (DIU) geçen nisan ayında başlattığı Gelişmiş Nükleer Güç (ANPI) girişimiyle de bağlantılı. DIU, Janus’a fon sağlayacak, sözleşme makamı olarak görev yapacak; program yönetimini ise Ordu üstlenecek.

Arka planda ise Savunma Bakanlığı’nın 2022’de başlattığı Pele Projesi var. Bu proje, “beş yıl içinde taşınabilir bir nükleer reaktörün tasarlanması, inşa edilmesi ve gösterilmesini“ hedefliyor. Pele’nin amacı, taşınabilir operasyonel nükleer enerji üretimiydi ve halen BWXT firması tarafından üretiliyor. Bu reaktörler, dört adet 20 fitlik konteyner içine sığacak şekilde tasarlandı.

Ancak Waksman; “Şu anda nükleer enerjiyi taktik bir uygulama olarak görmüyoruz.“ dedi. Sebebi, taktik reaktörlerin çok pahalı olması ve cephe hattında megavat gücünde enerjiye ihtiyaç duyulmaması.

Dolayısıyla Janus mikro reaktörleri, yurtiçindeki askeri tesislerde enerji arzını güçlendirmek için kullanılacak. Örneğin Alaska’daki Eielson Hava Üssü, 70 yıllık kömür santraline bağımlı. Hava Kuvvetleri, 2021’den bu yana bu üs için küçük bir nükleer reaktör denemesi üzerinde çalışıyor.

Programın bir sonraki aşaması, Hint-Pasifik bölgesindeki stratejik alanlara küçük reaktörler konuşlandırmak olabilir. Ancak Waksman, önce ilk aşamanın başarıyla tamamlanması gerektiğini vurguluyor.

Programın özü enerji dayanıklılığı. Şu anda askeri tesislerde enerji dayanıklılığı tamamen fosil yakıtlara bağlı. Yenilenebilir enerji üretimi bazı üslerde bulunsa da, bunlar yüksek dayanıklılık sağlamıyor. Waksman; “Dünyadaki tüm şebekeler bir baz yük kaynağına - fosil yakıt, jeotermal, hidro veya nükleer - dayanır. “Jeotermalin mümkün olmadığı veya barajın bulunmadığı yerlerde tek seçenek nükleer ya da fosil yakıt. Güneş ve rüzgârla çalışan bir şebeke henüz mümkün değil.“ diyor.

Waksman; “Askeri üslerdeki büyük güneş panelleri, şebeke kesildiğinde devre dışı kalır. Yani asıl dayanıklılığı fosil yakıtlar sağlar. Ancak bu da büyük bir zafiyettir.“ diye ekledi.

Janus’un hedeflediği mikro reaktörler, ticari endüstride “4. Nesil Pasif Reaktörler“ olarak bilinen, erime ihtimali olmayan tasarımlardır. Yaklaşık %5 oranında düşük zenginleştirilmiş uranyum (LEU) kullanacaklar ve 20 megavattan büyük olmayacaklar. Artan enerji, çevredeki sivil topluluklara da destek verebilir.

Waksman; “Üs dışındaki alan karanlığa gömüldüğünde, askerlerin ve ailelerinin yaşadığı yer de orasıdır. Fazla enerjiyi dışarı satma fikriyle ilgileniyoruz.“ dedi.

Bu, hukuki olarak gri bir alan olsa da 1980’lerde benzer bir örnek yaşanmış. Ordu, şu anda bu konuyu Kongre ile görüşüyor ve iki partiden de destek görüyor.

LEU’nun yaygınlığı, küçük reaktörlerin entegrasyonunu daha ekonomik kılıyor. Waksman; “Nükleer enerjinin fosil yakıt kadar ucuz olması gerekmiyor, ama makul yakınlıkta olmalı.“ dedi. ABD’de ortalama 10-12 sent/kWh olan elektrik fiyatına karşılık, Hawaii ve Alaska’da 40 sent/kWh ödeniyor. Ordu, bu seviyede ticari pazarın da oluşacağını düşünüyor.

Hawaii ve Alaska örnekleri, özellikle enerji kıtlığı çeken Hint-Pasifik bölgelerini temsil ediyor. Bu tür yerlerde füze savunma sistemleri, radarlar veya yapay zekâ merkezleri gibi enerji yoğun tesisler kurmak çok zor. Mikro reaktörler, bu alanları enerji bolluğuna kavuşturabilir.

Waksman, bazı bölgelerde siyasi itirazlar olabileceğini kabul ediyor. Ancak “çoğu insan nükleer enerjiye değil, danışılmadan karar verilmesine karşı.“ diyor. Yerel topluluklarla önceden görüşülecek, itiraz olursa Ordu oraya gitmeyecek.

Waksman; “Biz yerel topluluklara nükleer enerji dayatmak için burada değiliz. Donanma Pasifik genelinde benzer anlaşmaları başarıyla yaptı; bu da yapılabilir.“ dedi.

Pearl Harbor gibi kritik enerji noktaları mikro reaktörlere uygun görülüyor.

Waksman’a göre, Janus ayrıca ABD nükleer mühendisliği alanını canlandırabilir. Tıpkı NASA’nın COTS programının SpaceX’i doğurması gibi, bu program da yeni nükleer girişimlerin doğmasını sağlayabilir.

Waksman; “Nükleer sektörün bir SpaceX’e ihtiyacı var. Amacımız nükleeri yeniden ilgi çekici hale getirmek ve genç mühendisleri bu alana yönlendirmek.“ dedi.

Trump’ın kararnamesi, Ordu’ya sıkı bir zaman çizelgesi dayatıyor. Waksman; “Bu emri başarıyla yerine getirmek için elimizden geleni yapacağız.“ dedi.

Eyaletlerin ve belediyelerin üslerine mikro reaktör kazandırmak için şimdiden rekabet halinde olduklarını belirten Ordu Enerji ve Sürdürülebilirlik Müsteşar Yardımcısı Brandon Cockrell; “Bazı eyaletler vergi teşvikleri ve kaynaklarla öne çıkıyor… Bu, ülkenin nükleer endüstrisini bir sonraki aşamaya taşımaya yönelik ortak bir çabadır.“ dedi.

(twz.com)

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2841 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 662
TASAM Asya 100 1149
TASAM Avrupa 23 661
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 302
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1415 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 630
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1308 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 522
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2069 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2069

Yuri Aleksandrovich Bezmenov (1939–1993), aynı zamanda Tomas David Schuman olarak da bilinir, propaganda ve ideolojik yıkıcılık konusunda uzmanlaşmış bir Sovyet gazeteci ve KGB ajanıydı. İdeolojik yıkıcılık, bir toplumun gerçeklik algısını o kadar çarpıtma sürecidir ki, toplum kendini yok eder. ;

Güvenlik temalı 5 eş-etkinlikle birlikte bu ay “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtları hızla devam ediyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile Konferans katılımcılarına sertifika ve konferans kitabı verilirken ...;

Türkler binlerce yıllık tarihlerinde ilk defa gönüllü olarak ortak Türk kimliği altında bir araya gelmişlerdir. Hatta tarihte en çok birbiri ile savaşan milletin Türkler olduğunu söylemek bile mümkündür.;

“Yurtta sulh, cihanda sulh.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk Atatürk'ün bu sözü, sadece bir dönemsel barış çağrısı değil; Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzyılı aşan dış politikasının özüdür. Bugün, cumhuriyetimizin 102'nci yılında, Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında savrulmadan denge kurabilmesi, her zamank...;

Bu çalışma, Batı’nın yaptırımlarını ve Çin-Rusya güvenlik yakınlaşması altında Rusya’nın Arktik LNG stratejisini incelemektedir. 2030 için belirlenen 100 Mt hedefe karşın 2024’te ihracat 34 Mt’ta kalmıştır. Teknolojik yaptırımlar, Arc7 tanker eksikliği ve AB’nin 2027’ye uzanan kısıtlamaları pazar er...;

Şayet ABD Ordusu’nun Janus Programı planlandığı şekilde ilerlerse, ülkenin 48 eyaletindeki ordu üslerinde 2028 sonbaharından itibaren faaliyette olacak nükleer mikro reaktörler bulunacak. Orduya göre, nükleer enerjinin eklenmesi askeri üslerdeki enerji kaynaklarını çeşitlendirecek ve dayanıklılığı ö...;

Orta Asya’nın “bozkır çocukları“ büyüyor ve 21. yüzyılda dünya düzenini yeniden tanımlıyor. Küresel meselelerin yalnızca büyük güçlere odaklandığı dönem sona eriyor. Tek bir dramatik olayla değil, dünya genelindeki güçlerin istikrarlı ve sessiz bir şekilde yeniden dağıtılmasıyla. Bu değişim hiçbir y...;

Önümüzdeki ay “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtları hızla devam ediyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile Konferans katılımcılarına sertifika ve konferans kitabı verilirken yurt içi ve dışından çok sayıda d...;

9. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

7. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

4. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

8. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

2. Yeniden Asya Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Afrika 2063 Ağı | İstişare Toplantısı 3

  • 18 Haz 2025 - 18 Haz 2025
  • Çevrimiçi - 13.00

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

11. İstanbul Güvenlik Konferansı (2025)

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Bu rapor, Türk savunma sanayiinin gelişme sürecinin sürdürülebilirliginin ve ihracat potansiyelinin arttırılmasında, şekillendirilecek geleceğe uygun; insan sermayesi, yapı, süreç ve stratejilerin tasarlanmasına ışık tutmak, bu kapsamda alınabilecek tedbirleri saptamak maksadıyla hazırlanmıştır.

21. yüzyılın kuşkusuz en önemli paradigma değişimlerinden birini küreselleşme süreci oluşturuyor. Bu süreçle beraber siyasal, sosyal, ekonomik pek çok alanda köklü değişimler yaşandı, yeni yol ve yöntemler keşfedildi, eski yöntemler yeniden inşa edildi; sonuçta yepyeni bir anlayışla karşı karşıya ka...