ABD ve Türkiye’yi Yakınlaştıran Nadir Mineraller

Makale

Sakarya havzası ve Trakya’da doğal gaz, Raman dağında yeniden petrol, her yerde altın derken, şimdi bir de Türkiye’nin nadir minerallerden zenginliği gündemde. Bor, toryum, uranyum ve lityum dışında, katı açılmadık adları olan nadir minerallerin birden bire Beylikova’da kümelendiğini öğrenmek heyecan verici. ...

Sakarya havzası ve Trakyada doğal gaz, Raman dağında yeniden petrol, her yerde altın derken, şimdi bir de Türkiyenin nadir minerallerden zenginliği gündemde. Bor, toryum, uranyum ve lityum dışında, katı açılmadık adları olan nadir minerallerin birden bire Beylikovada kümelendiğini öğrenmek heyecan verici. Eskişehir şimdi bunca yeni zenginlik ve şöhretle, yepyeni bir şehir. Beylikovada mebzul olduğu iddia edilen mineraller ne olduğuna bakılacak olursa; Cerium, Praseodymium ve Neodymium, kayıt altına alındığı söylenenlerden üçü. İlk değerlendirmelere göre bu üç mineralin, elektrikli araçlardan rüzgâr türbinlerine ve gelişmiş savunma sistemlerine kadar uzanan teknolojilerin temel bileşenleri olduğu düşünülüyor. Bunlar dışında bulunma ihtimali yüksek nadir minerallerin çoğu değerli veya yarı değerli mücevher benzeri mücevher damarları. Yine sınai değeri olan Painite, Serendibite, Taaffeite, Grandidierite, Musgravite, Alexandrite ve Benitoite adlı minerallerin daha çok Ural dağları çevresinde bulunduğu ve bu nedenle Rusyanın, Doğu Ukrayna bataklıklarını istediği bilinen bir gerçek.

Eskişehirde bulunan rezervlerin, büyüklüğü henüz belli değil. Ama eğer varsa bu Türkiye'nin kritik mineraller tedarik zincirinde önemli bir oyuncu haline gelmesi için bir fırsat. Tabii bu zengin ulusal kaynakların, ayrıcalıklı kişilerin değil ülke yararına kullanılması esas olmalı.

Çinin Niyeti Yeni mi Fark Edildi?

Anadolu topraklarının doğal kaynaklar bakımından sahip olduğu zengin çeşitlilik bilinmekle birlikte, Maden Teknik Arama gibi kurumların nadir mineraller ile ilgili kapsamlı keşifleri bugüne kadar yapıp yapmadığının, yapmadıysa neden yapmadığının raporlanması gerek. Tabii bu minerallerin kullanılabileceği alanların ancak teknolojik gelişmeyle ortaya çıktığını düşünmek havada kalan soruyu kısmen cevaplıyor. Bu arada Çin ile yürütülen görüşmelerin, Ekim 2024'te mutabakat zaptı imzalanmasına rağmen sonuçlanmamış olması, artık Çinin Türkiye'nin iç kapasite geliştirme olanaklarını kısıtlayacak koşullarda ısrar etmesine atfediliyor. Çinin kritik işleme teknolojisi transferini reddetmesi ve hammaddeleri işlemek üzere Çin'e taşıma yaklaşımı ile Türkiye'nin katma değerli rafineri yeteneğini geliştirmesine sınır koyması, bunların da ötesinde mineral işleme konusunda uzmanlık geliştirmesini engelleyici kısıtlamalar önermesi, Niğde Bor yatakları ile ilgili olduğu gibi, nadir minerallerle de ilgili olarak Ankaranın Çinden umudu kesmesi ile sonuçlanmış bulunuyor. Anlaşılan büyüklerimiz Türkiyenin bu şartları kabul etmesinin, yeni bulunan ulusal kaynakların ekonomik ve stratejik değerinden büyük ölçüde vazgeçmek anlamına geleceğini zamanında fark edip, içlerine sindirmemiş olmalılar. Yine de acaba bir NATO üyesi olarak bir veto geldi de mi Çin'in madencilikten nihai ürünlere kadar tüm nadir mineral değer zinciri üzerindeki denetimini sürdürme stratejisine katkıda bulunmaktan caydık diye sorulabilir.

Rusya ile Müzakerelerde Ne Oldu?

Türkiye kamuoyu, Eskişehirde bulunan nadir minerallerin Rusya ile yapılan stratejik toplantılara konu olduğunu da hiç duymadı. Ama Rusya ile yapılan müzakerelerde de somut bir anlaşmaya varılamamasının gerçek nedenleri her halde gizli dosyalardaki sektör analizlerine ulaşılabilirse öğrenilebilir.

Çok muhtemeldir ki, nadir minerallerin işlenmesi konusunda Rusya, hem Batı’nın, hem de Çinin gerisinde kalmış durumda. Yıllardır insan gücünü ve mali kaynaklarını savaşa tahsis etmenin bedeli, Rusya için teknolojik ilerlemede geri kalmak olmalı. Ayrıca, çok yakın komşusu, temel enerji kaynağı ve stratejik ortağı olsa bile Türkiyenin jeopolitik kaygıları, Rusya ile mineral kaynakları bağlarını derinleştirmemeyi tercih etmesine yol açtıysa, bunu Türkiyenin kendi tarihî gerçeklerini hatırlamasına mı yormak gerek? Yoksa NATO üyeliğinin hatırlatılmasına veya Trump’ın uyarmasına mı bağlı olduğunun ayırdı önemli.

NATO-dışı güçlerle sürdürülen başarısız müzakereler, Türkiye'yi nadir mineral geliştirme konusundaki stratejik ortaklıklarını yeniden değerlendirmeye iterek, ABD - Türkiye iş birliğinin güçlendirilmesine yönelttiyse, bunun akılcı bir tercih olduğuna karar verilebilmesi için ABD ile nelerin birlikte yapılacağının, buna karşılık neleri Türkiyenin kendi egemenlik hakları çerçevesinde yapacağının ayrıntılarını anlamak gerek. Tabii yatırım ve işletme maliyetlerinin, devlet yanı sıra hangi tercihli özel kuruluşlarca üstlenileneceğinin bilinmesi gerek.

Elini Verip, Kolunu Kaptırmamak Önemli

Eskişehirdeki keşfin, Türkiyeyi küresel piyasalarda önemli bir oyuncu haline getirmesi mümkün. Ama kamuoyuna hiç duyurulmadan Çin ve Rusya ile yürütülen müzakerelerin akamete uğramasından sonra, Türkiyenin bu stratejik kaynakların geliştirilmesinde ortaklık için ABye değil de ABDe yönelmesi dikkat çekici. İki ülke arasındaki inişli çıkışlı stratejik ortaklığın“ şimdi bu minerallerle güçlendirilmesi ise iş birliği koşullarına bağlı. Türkiye - ABD iş birliği, şimdi %70i Çin'in tekelinde olan nadir mineral piyasalarının yeniden şekillenerek el değiştirmesi ile sonuçlanabilir. Zaten ABDnin asıl amacı da bu olmalı. Bu iş birliği Türkiyenin, ABD ile olan ilişkilerini daha geliştirmesinin yanı sıra NATO ve ötesinde yeni jeopolitik dinamiklere hazırlanmak için bazı teknik çalışmalara başlamasını hızlandırabilir. Örneğin Beylikovadaki yatakların Avustralya Jeologlar Enstitüsü kanalıyla, uluslararası alanda kabul edilen JORC Koduna bağlı sertifikasyon sürecine başlandığı açıklanıyor. Sertifikasyon yoluyla mineral yataklarının büyüklüğü ve kalitesi hakkında şeffaf bir belgeleme sağlanması ve buna dayanarak hazırlanan ön projelerin, yerli veya yabancı ortaklar için daha cazip hale getirilmeye çalışılması da işin cabası.

Kamuoyu her gün gözaltı ve tutuklamaların siyasi çalkantılarıyla oyalanırken bu arada Türkiye nadir mineraller piyasasında Kurt Trumpla el ele yürümeye hazırlanıyorsa kolunu kaptırmaması önemli. Sonunda güçlü hepsini alır“ olmamalı.

ABD ile Uzun Yol Arkadaşlığı

ABD ile Türkiyenin nadir minerallerle ilgili iş birliğine yönelik ivmenin Trump’ın başkanlığı ile hızlanması insana ister istemez “Türkiye ve ABD; uzun ve verimli bir yolculuğun başında mı, yoksa iş adamı Trump ile Türkiye’deki belli iş çevrelerinin, ülkenin ulusal kaynaklarını kontrolün arifesinde mi?“ sorusunu sorduruyor. Eğer bu yakınlaşmayla, dost ve müttefik bağları yeniden hatırlanacak, iş birliğinin boyutları geleneksel savunma konularının ötesine geçerek stratejik kaynakları kapsayacaksa, bu her şeyden önce ikili ticareti geliştirecektir. Bir NATO üyesi olarak, Türkiyenin S 400 alımıyla üzerine düşen gölge ortadan kalkacaktır. Ancak bu iki olumlu etkinin yanı sıra ABD ile ilişkiler Türkiye için yüksek teknoloji transferi imkânı; kritik mineral tedarik zincirlerine katılım, ileri işleme teknolojisine erişim fırsatı olmazsa işin rengi değişir. Buna ilaveten Beylikova yatağının gelişimini hızlandırabilecek yatırımların hangi koşullarda yapılacağı önemli. Bundan sonraki adımlarda şeffaflık sağlanmazsa bu işin sadece iş adamı Trump yararına ve belki bazı tehdit ve şantaj yoluyla kurulan bir ilişki örgüsü olduğundan kuşkulanma başlar. Ayrıca Beylikovada artacak faaliyetlerin çevre ve insan etkisine dikkat edilmesi şart. Örneğin, yerel mineral rafineri kapasitesinin geliştirilmesinin toprağa, havaya ve bölgedeki su kaynaklarına etkisi hesaplanmak zorunda ki Eskişehir bir çevre felaketi yaşamasın.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2842 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 662
TASAM Asya 100 1149
TASAM Avrupa 23 661
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 303
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1415 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 630
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1308 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 522
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2071 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2071

Osmanlılar, zengin tacirleri memleketlerine çekmeyi, ülkeyi zenginleştirmek ve devlet hazinesini doldurmak için en etkin siyaset olarak benimsediler. 1550’lerde özellikle Papalık topraklarında Yahudiler engizisyon takibatına uğrayınca Kanuni Süleyman onları ülkesine çağırıp himayesine altına aldı. B...;

Her ülkenin kurucu ataları vardır. Doğal olarak onlar çok sevilirler ve gelecek kuşaklara gururla aktarılarak unutulmaları önlenmeye çalışılır. Buna rağmen birçoğu hem kendi tarihleri hem de dünya tarihi içinde unutulurlar. Bu nedenle onlar için devasa görsel anıtlar yapılır, resmi kurumlara resimle...;

Önümüzdeki günlerde “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtlarında artık sona yaklaşılıyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile katılımcılara sertifika ve konferans kitabı verilecek. Yurt içi ve dışından çok sayıda...;

Yeni modellemelere ilham vermek üzere kaynak eser niteliğindeki “Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri", prestij standartlarda sınırlı sayıda özel kutulu ansiklopedik boy iki cilt 1378 sayfa olarak yayımlananarak ön siparişe özel indirimi ile TASAM Yayınları...;

Amerika için İşe Yarayan bir Ekonomik ve Güvenlik Düzeni Nasıl Oluşturulur? Oren CASS ABD, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen 80 yılda iki büyük strateji izledi. Bunlardan biri olağanüstü bir başarıydı: Soğuk Savaş sırasında Amerikan ekonomik yatırımlarını, dış ilişkilerini ve askeri konuşlanm...;

Yuri Aleksandrovich Bezmenov (1939–1993), aynı zamanda Tomas David Schuman olarak da bilinir, propaganda ve ideolojik yıkıcılık konusunda uzmanlaşmış bir Sovyet gazeteci ve KGB ajanıydı. İdeolojik yıkıcılık, bir toplumun gerçeklik algısını o kadar çarpıtma sürecidir ki, toplum kendini yok eder. ;

Güvenlik temalı 5 eş-etkinlikle birlikte bu ay “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ teması ile düzenlenecek 11. İstanbul Güvenlik Konferansı kayıtları hızla devam ediyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları ile Konferans katılımcılarına sertifika ve konferans kitabı verilirken ...;

“Osmanlı Devleti’nde Tasavvuf Hayatının Yönetişimi | Meclis-i Meşâyih Defterleri“ adlı kaynak eser ilk kez TASAM’a verilen binlerce belgelik resmî Osmanlıca arşiv üzerinde geniş bir akademik ekiple 10 yılı aşan çalışmalar sonucu yeni modellemelere ilham vermek üzere literatüre kazandırıldı. Prestij ...;

4. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Afrika 2063 Ağı | İstişare Toplantısı 3

  • 18 Haz 2025 - 18 Haz 2025
  • Çevrimiçi - 13.00

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2025 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 31 May 2025 - 28 Haz 2025
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.