4. Afrika’daki Rus Diasporası:
Vareg prenslerinin Kiev merkezli Rus devletini kurdukları (M.S.862) 1günden bu yana kendi içinde yaşadığı savaşlar, kıtlıklar, siyasi çekişmelerle orantılı olarak Rus diasporasıda dünyaya dağılmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan iki yeni Süper Devletten biri olan ve büyük bir imparatorluk varisi olan Sovyet Rusya, 1917’deki Bolşevik İhtilali’nin yaratmış olduğu çekingen politikaları geri bırakıp gerçekleştirdiği teknolojik atılımlarla yayılımcı ve emperyalist politikalarla büyük devletler topluluğuna tekrar girmiştir.
Ayrıca diğer sömürgeci güçlere göre Afrikaya olan ilgi nispeten geç başlamış gibi görünsede aslında Rus-Afrika ilişkilerinin Rus din adamları ile Afrikalı Hristiyanlar arasında Orta Çağ’ da başladığı bilinmektedir . Bununla birlikte özellikle 17.yüzyılda Osmanlı egemenliğine karşı durmak için Habeşistan ile ikili ilişkileri artırmak isteyen Rusya Madagaskar’da sömürge kurmaya çalışmıştır.Burada temel motivasyon Hindistan’a ulaşacak bir ticaret yolu kurma isteği ile belki de en önemlisi sıcak denizlere inme isteğidir. Bu amaçla 18. Yüzyıldan itibaren Afrika’da daha etkin politikalar izlemiş ve Mısır ve İskenderiye’de konsolosluklar açılmış (Bunlar Afrika’da açılmış ilk Rus konsolosluklarıdır.),Etiyopya ile Güney Afrika Cumhuriyeti (Transvaal) diplomatik ilişkiler kurulmuş ve İkinci Anglo-Boer Savaş’ında Britanya’ya karşı Transvaal Cumhuriyeti ile Orange Free State desteklemiştir.
Bunula birlikte dönem dönem kesintilere uğrayan ilişkiler Soğuk Savaş'ın başlamasıyla zirveye çıkmıştır. Bu dönemde Amerika ile yaşanan güç mücadelesi ve Sovyetlerin komünizmi bütün dünyaya yayma düşüncesi Rusları yüzyıllardır sömürülen ve birçok konuda zengin Afrika’ya tekrar yönlendirmiştir. Özellikle Stalin’in ölümünden sonra iktidara gelen Nikita S. Kruşçev döneminde ilişkiler artmaya başlamıştır. Hatta Bandung Konferansı’nda Afrikalı ülkelerin anti emperyalist düşünceleri desteklenmiş ve bağımsızlık istekleri BM’de Rusya tarafından desteklenmiştir. Bununla birlikte bağımsızlıklarının kazanılması konusu BM’de ilk kez Kruşçev tarafından dile getirilmiştir. Ayrıca Mısır krizinde İngiltere ve Fransa’nın askeri birliklerini çekme ve ateşkes çağrısına yönelik BM kararlarına uymamaları durumda bu ülkelere nükleer saldırı başlayacağını ifade etmiştir. Bununla birlikte 1960’lara kadar Sovyet Rusya ile yakın ilişkide bulunulan bir ülke var iken (Gine) bu politikalar neticesinde 37 Afrika ülkesiyle ikili iş birliği anlaşmaları imzalamıştır. Bu anlaşmalar ile Sovyet işadamları Mısır, Cezayir, Tunus, Fas, Gana, Etiyopya, Kongo, Angola, Mozanbik, Mali gibi ülkelerde çeşitli ekonomik girişimlerde bulunmuştur.Ayrıca 1960’lardan 1990’lara kadar bağımsızlıklarını yeni kazanan Afrika ülkelerindeki nitelikli işgücü açığını kapatmak için Sovyet yardımı ile Afrika kıtasında 300 sanayi tesisi (içlerinde Mısır, Fas,Somali,Zambiya ve Gine’nin olduğu ülkelere yaklaşık 30 elektrik santrali inşaa edilmiştir.), 155 tarımsal tesis ve 100 eğitim kurumu inşa edilmiştir. Ayrıca bu dönemlerde Angola,Cape Verde, Mozambik ile Güney Afrika başkanları Sovyet üniversitelerinde eğitim görmüştür.