Delilik Yürüyüşü

Makale

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece füzeyi ateşleyen değil füzeyi yapan/veren ülkeye de nükleer karşılık verecek biçimde değiştirdi. Ukrayna ile başlayan “delilik yürüyüşü“nün hızlandığı görülüyor....

E. Büyükelçi Ahmet Süha UMAR

Dünya sanki delilik yürüyüşü“ne çıktı. Topal ördek“ Biden ve ABDnin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukraynaya, Rusyayı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrini, Rusyanın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece füzeyi ateşleyen değil füzeyi yapan/veren ülkeye de nükleer karşılık verecek biçimde değiştirdi. Ukrayna ile başlayan delilik yürüyüşü“nün hızlandığı görülüyor.

RUSYA EMPERYAL BİR DEVLETTİR

Çarlık Rusyası, SSCB ve Rusya Federasyonu, imparatorluk geçmişi olan, emperyal devletlerdir. Dün, “üzerinde güneş batmayan“ İngiliz İmparatorluğu, bugün ABD gibi. İmparatorluk genleri kolay kaybolmaz.

Rusyanın yüzyıllar öncesine giden, sıcak denizlere çıkmak, çevresine yayılmak gibi emelleri vardır ve bunların terk edildiğini gösteren bir belirti de yoktur. Yanlış olan, Rusyaya bu emellerini gerçekleştirecek fırsatı vermek, onu bu yönde tahrik ve teşvik etmek, cesaretlendirmektir. ABD ve NATOnun, 1970li yıllardan, özellikle 1989dan bugüne yaptığı budur.

BATI BALKANLARDA BATI, UKRAYNADA RUSYA

1990lara kadar SSCBnin Kiev Askeri Bölgesi olan Ukraynanın Rusya için önemini ve Rusyaya sağladığı, gerektiğinde kullanacağı fırsatı ve avantajı doğru değerlendirebilmek açısından, NATO-Varşova Paktı (VP) konvansiyonel silahsızlanma (AKKA) görüşmelerinde (Viyana. 1988-1991), Türk ve Rus heyetleri arasında yapılan özel toplantılar geleceğe ışık tutuyordu. NATO müttefiklerimiz bu toplantılar hakkında bilgilendirilmişti.

Ukrayna, dağılan imparatorluklardan çıkan yeni devletlerde kalan azınlıklar bakımından da önemli bir örnektir. Yugoslavya 1990larda, Almanya, İngiltere ve Fransa tarafından dağıtıldı. Ortaya çıkan yedi yeni devletin hemen her birinde, bilinçli olarak, gerektiğinde o devletlerin iç istikrarını bozmak amacıyla kullanılmak üzere, diğerlerine ait azınlıklar bırakıldı ve zamanı gelince de kullanıldı, kullanılıyor. Rusyanın Ukraynada bulunan Rus azınlığından ve Ukrayna ulusunun, Rus ırkı ile uzun bir geçmişi olan bağlantısından yani Batı’nın Batı Balkanlarda kullandığı bir stratejik avantajdan Ukraynada yararlanmasına şaşırmamak gerekir. Kırım, Donetz vb. işgal ve ilhakları bu açıdan da düşünülmelidir.

İSVEÇ VE FİNLANDİYA ŞİMDİ DAHA MI GÜVENDEDİR?

SSCB ve VPnin bir tehdidi ile karşılaşmadan, yaklaşık 80 yıl, barış ve refah içinde yaşayan tarafsız İsveç ve Finlandiyanın, Rusya-Ukrayna savaşı ile korkutularak, NATOya üye alınmaları, onların da delilik yürüyüşü“ne koşarak katılmaları, bu iki ülke ve NATO için ek güvenlik sorunu ve yükü oluşturmuştur. NATO, güvenliğin tek adresi değildir. Son gelişmeler, NATOnun, bazı devletler için ve bazı koşullarda, bir güvenlik riski bile oluşturabileceğini göstermektedir.

İki Almanyanın birleşmesi sırasında, Doğu Almanyaya, Batı Almanyanın NATOya tahsisli kuvvetlerinin konuşlanması bile Rusyaya güçlükle kabul ettirilebilmişken NATOnun Ukraynaya genişlemesinin Rusya için bardağı taşıran damla olacağını bilmezden gelmek, delilik yürüyüşü“nün başını çekenlerin bilinçli bir taktiği gibi görünmektedir. Hiçbir devlet baş düşmanını burnunun dibinde istemez. Küba füze bunalımı ve ABDnin, dünyayı bir nükleer savaşın eşiğine getiren tepkisi, buna en güzel örnektir.

KONU, BARIŞ FIRSATININ KAÇIRILMIŞ OLMASIDIR

Dünya savaşlarına varan gelişmelerin iki temel göstergesi, emperyalizmin pazar rekabeti ve silahlanmadır. Tersi de barış demektir.

1970lerde başlayan silahsızlanma çalışmaları, AGİK Helsinki Nihai Senedi ve VP-SSCBnin dağılması ile ortaya çıkan barış dönemi fırsatı kaçırılmıştır. Bunda, barışa giden yolda önemli aşamalar olan SALT 1 ve 2 Antlaşmaları’nın, SSCBnin Afganistan’ı işgali nedeniyle ABD tarafından onaylanmamasından; ABDnin nükleer silahsızlanma antlaşmalarından, Rusyanın AKKAdan çekilmesine, Kırım ve Gürcistan’ı işgaline; Batı’nın (ABD-NATO) bu adımlara zamanında gereken tepkiyi gösterememesine veya göstermemiş olmasına kadar, çok sayıda karşılıklı adımın rolü vardır. Konu, Rusya veya ABD-NATO, kimin haklı olduğu değil barış fırsatının kaçırılmış olmasıdır. Korkarım bu, özellikle ABDnin bilinçli bir tercihidir. (Cumhuriyet)

* Barbara Tuchman, The March of the Folly (Delilik Yürüyüşün).
 
 
 
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2781 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1117
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Ortadoğu, Osmanlı hakimiyeti altında dört yüzyıl boyunca barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir bölge olmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı’nın ardından bu düzen sona ermiş ve bölge, büyük devletlerin güç mücadelelerinin etkisiyle zayıf, istikrarsız ve geri kalmış bir yapıya bürünmüştür. Soğuk Savaş’ın son...;

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece...;

İçinde bulunduğumuz dönem askeri güçler bakımından eski yapıların çöktüğü, kimisi kalıcı kimisi geçici olan yeni yapıların ortaya çıkıp hayatta kalabilmek için yarıştığı bir dönemdir. Yeni teknolojiler; silahların menzilini artırmakta, reaksiyon süresini azaltmakta ve insan kapasitesini aşacak şekil...;

Bu navigasyon planı iki stratejik sonla bitiyor: 2027’de Çin Halk Cumhuriyet’i ile olası savaşa karşı hazır olmak ve donanmanın uzun dönem avantajlarını iyileştirmek. Biz bu olası sonlarla karşılıklı iki zorlayıcı yollarla çalışacağız: Proje 33’ü uygulamak ve donanmasının ortak savaş ekosistemine k...;

Bu çalışmada İran’ın Nükleer enerji çalışmaları üzerine uluslararası düzeyde nasıl karşılandığı ve etkileri analiz edilmiştir. ‘’İran'ın Nükleer Enerji Politikası ve Yansımaları ‘’ ve ‘’İran’ın Nükleer Programı ve Türkiye’’ makaleleri değerlendirilmiş nükleer enerji tarihi, dış politikaya vurumu ve ...;

Dünya, 21. yüzyıla “pusulasız“ bir halde girdi. Soğuk savaşın yıkıntıları arasında kalan kurallara dayalı küresel düzen, çoğunluğun taleplerine yanıt veremezken Batı cenahı dışında kalan ülkelerin BRICS ile bir karşı-hegemonya alanı yaratmaya başladığı görülüyor.;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) bünyesinde yaptığımız bilimsel çalışmalar ile Dünya ve Türkiye’deki gelişmeleri kavrama ve analiz etmeye yönelik çabalarımızın ortaya koyduğu açık bir gerçek var: Aktörleri, kuralları, vizyonu eskisinden çok farklı olan yeni bir uluslararası sistem il...

Türk insanının, Osmanlı zamanında olsun, Cumhuriyet döneminde olsun, stratejik düşünceler üretebildiği ve bunları karar organları üzerinden uygulamaya geçirebildiği tarihi bir gerçektir.Bu özellik tarihte her ülke ve her toplum için geçerli olmamıştır.