Siber Endüstri ve Veri Koruma Kuvvetleri

Açılış Konuşması

Güvenliğin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. KOBİL, 100 milyonun üzerinde kullanıcıya sahiptir. Dünya çapındaki şirketlerle beraber çalışmaktadır. Türkiye olarak böyle bir şey başarmış olmamız ayrıca gurur veriyor. Böyle şirketlerin dünya çapında daha fazla ortaya çıkmasını isteriz çünkü buna da gerek olduğunu düşünüyorum....

Kısaca kendimden bahsedeyim. Aslında orada olmak istiyordum şu an Berlin’deyim hafta sonu Amerika’ya gideceğim için ve programım yoğun olduğu için katılamadım. Benden önceki konuşmacıları dinlediğimde Süleyman Bey’in belirttiği şeyler çok doğru olmakla birlikte ben de başka yönden olaylara bakmak istiyorum.

18 yaşında Almanya'ya okumak için geldim. Aşağı yukarı 36 senedir data (veri) güvenliği ve dijital identity (kimlik) güvenliği hakkında çalışan KOBIL adında bir şirket kurmuş oldum. Şirket hakkında fazla konuşmak istemiyorum çünkü bana göre data güvenliği ve güvenlik olayı çok çok önemli bir konudur. Bu nedenle yapılan çalışma çok çok değerli bir çalışma ki ve bu ulusal bir program. Benim her zaman söylediğim şöyle bir söz vardır: “Verilerine sahip olmayan ülkesine sahip olamaz.“. Çünkü bugün baktığımız zaman gerçekten data olayı artık yeni bir güç kaynağı haline gelmiş durumdadır. Yeni bir tehlike alanı oluşturmaktadır. Bu sebeple benim her zaman söylediğim şey, ülkeler kendi datalarına sahip olmak zorundadır diye düşünüyorum.

Kısaca KOBIL'den bahsedecek olursak, Amerikalılar bu şirketleri garajlarda kurarlar bizde Almanya anlayışı ile öğrenci yurdunda 1986 yılında kurulmuştur. 36 senedir ve aşağı yukarı 1990’dan bu yana çeşitli alanlarda güvenlik sistemleriyle ilgili konulara çalıştık. Orada da gerekli olan, önemli olan ürünleri geliştirdik. Bugün de güvenlik platformu dediğimiz konuların üzerinde çalışıyoruz.
Güvenliğin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. KOBIL, 100 milyonun üzerinde kullanıcıya sahiptir. Dünya çapındaki şirketlerle beraber çalışmaktadır. Türkiye olarak böyle bir şey başarmış olmamız ayrıca gurur veriyor. Böyle şirketlerin dünya çapında daha fazla ortaya çıkmasını isteriz çünkü buna da gerek olduğunu düşünüyorum. Daha önce Süleyman Bey’in söylediği gibi yeni bir dönem başlamıştır. Bu yeni döneme hoş geldiniz diyorum. Bugün yeni trendler oluşmuştur. İnsanların davranış şekilleriyle çok ilgilenilmektedir. Yapay zeka olarak bahsettiğimiz Chat GPT gibi yeni çözümler çok fazla ilgililer. Bu konuyu iyice düşünmek gerekiyor. Amazon, Microsoft çok fazla yatırım yapıyor. Bu konuda çok dikkatli olmak gerektiğini her seferinde söylemek istiyorum.

Başka bir konu olarak sosyal medya konusu ki ben asosyal medya diyorum. Ülkelerin verilerine sahip olmak için neden böyle bir çaba gösteriyorlar neden bu kadar ilgi gösteriyorlar kendimize sormamız gerekiyor. Çünkü bana göre bu iş öyle ilerledi ki sosyal medyada toplanan datalarda insanların hareket mekanizmalarını öngörebiliyorsunuz hatta gerçekten insanları manipüle edecek şekilde yönlendirebiliyorsunuz. Bugün sosyal medya denilen platformdaki haberlerin %75’inin yalan olduğu ispatlanmıştır. Almanya’da gençliğin %60’ının psikolojik sorunları olduğu söyleniyor. Data güvenliği sadece dataları kurmakla alakalı değildir. Bu alanı da korumak gerekir. Datalarla neler yapıldığını çok iyi öngörmek gerekiyor. Gerekli önlemleri almak gerekiyor. Herkesin elinde bir cep telefonu var ve bu cep telefonları bağımlılık yaratıyor. Bu telefonlarla hayatımızı değiştirecek şeyler de yapabileceğimize inanıyorum.

Yeni dönemin getirdiklerinde veri güvenliği önemli olmakla beraber veri toplama hastalığı da bulunmaktadır. Veri toplama hastalığı hangi sayfaya girildiğine, nasıl girildiğine vb. bakılmasıdır. Örnek vermek gerekirse 14 yaşında bir kız çocuğuna bir mektup geliyor, içerisinde sizi doğacak olan çocuğunuz adına kutlarım yazıyor. Mektubu babası açıyor kutunun içerisinde hediyeler bulunuyor. Hiç kimsenin çocuğun hamile olduğundan haberi bulunmuyor. Bu bilgiye nasıl erişildiği sorulduğunda kişinin alışveriş davranışlarından tahmin edildiği söyleniyor. Davranış şekillerimiz bu kişilerin eline geçtiği zaman bizleri manipüle etme imkanları olacaktır. Veri toplamanın ulusal bir tehlikeye doğru evrildiğini düşünüyorum.

KOBIL olarak her zaman söylediğimiz aynıdır. Kişilerin verilerinin yurt dışında tutulması çok risklidir. Örneğin biz İsviçre’yle çalışmaktayız. Kendilerine kart göndermek istediğimizde bunların Almanya’da kişiselleştirilmesini yasakladılar.

Dijital dönüşümü güvenliğin ötesinde ulusal bir problem olarak görüyor, ülkenin önem vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konular zamanla daha riskli hale gelebilir. Daha önce sık sık söylediğim gibi ülkenin Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri gerektiği gibi Veri Koruma Kuvvetleri de gereklidir. Çünkü datasını korumayan, devletini korumakta güçlük çekecektir. Günümüzdeki örnekler çok ciddi bir hal almıştır. Gelişmeler bunu göstermektedir.

Yapay zeka neden bu kadar önem kazanıyor? Yapay zekanın insanlara hizmet vermesinden çok insanları nasıl manipüle ederim diye kullanılacağını düşünüyorum. Süleyman Bey’in de söylediği gibi gıda sektöründe 40 sene önce 1 elmadan alınan değeri alabilmek için şimdi 16 elma yememiz gerekiyor. Bu durum şunu gösteriyor ki insanlığın bazı konularda uyanık olması gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi dünya 5 ülkeden de oluşmuyor. Veri koruma meselesi de diğer alanlarda olduğu gibi ülke içerisindeki önemli konulardan biridir. Benim burada söylediğim sadece Türkiye için değil her ülke için geçerlidir. Bu sebeple daha objektif davranmak zorundayız diye düşünüyorum.

Data güvenliği içerisinde kimliğin ne kadar önemli olduğunu da söylemek isterim. Sosyal medyada ve internet dünyasında birçok anonim hesap bulunuyor. Bu hesaplar yalan haberler yaydığı gibi ahlak dışı kullanımlarda da bulunuyorlar. Burada bir sorumsuzluk dünyası oluşmuştur. Bu durumun tekrar değerlendirilmesi gerekiyor. KOBIL kimliğiyle çalışıldığında bu verilerin kimsenin eline geçemediği, kişilik tespitleri gibi ön safhalarda büyük önlemler alan bir teknolojiden bahsediyoruz. Bizim tekniğimizin dünyada ilk üçe girebilecek şekilde bir teknolojiye sahip olduğunu söyleyebilirim.

Biz burada güçlü kimlik, akıllı kimlik gibi konuları işliyoruz. Bizim için önemli olan güçlü kimliğin nasıl elde edildiğidir. Öbür yandan akıllı kimlikle neler yapıldığı ve yapılabileceği meselesinde yapay zeka kullanıyoruz. Bu arada gördüğünüz gibi dijital kimlikte biz de yapay zeka üzerine yıllardır çalışıyoruz. Ama biz güvenlik yönünden yapay zeka alanında çalışıyoruz. Çünkü ileride yapay zekayla anlamsız işler yapılabileceğini düşünüyorum. Bu açıdan yapay zekayı da güvenli bir şekilde korumamız/kullanmamız gerektiğini düşünüyoruz. İleride görüleceği gibi insanlar sizin resimlerinizle birçok şey yapabilecekler. Ayrıca şu anda sizin videolarınızı çekerek sesinizi taklit edebiliyorlar. Yapay zeka odaklı bir güvenlik kullandığınız zaman onun sahte olduğunu ortaya çıkarabileceksiniz. Mekanizmaları geliştirmekteyiz şu anda.

Dijital dönüşümde siber saldırı nerede olacak? Geliştirilen elektrikli arabalarda Tesla’yı örnek verecek olursak, Tesla bugün otomobil firmasından çok software (yazılım) firmasıdır. Elektrikli arabaları elektrikli ortamlarda çalıştırdıkları için bu arabaların korunmadığı durumlarda bu arabalarda neler yapılabileceğini düşünmek gerekir. Kontrolü kaybettiğiniz zaman bu araçların her biri bir terörist gibi her yere saldırabilir. Burada da dediğimiz interneti de bu arabaların gittikçe daha akıllı olması (robotlar hakkında da aynı şey konuşulabilir), dolayısıyla aynı şekilde korunması gerektiğini düşünüyorum.

Finansal olarak da çok fazla saldırı olduğunu biliyorsunuz. Eğitim ve sağlık sektöründe de bu durum olacaktır. Devlete, şehirlere saldırı olabileceğini düşünüyorum. Bana göre burada da tehlike gittikçe kendini daha fazla gösteriyor. İngiltere’deki bir sigorta şirketinin yaptığı bir çalışmaya göre önümüzdeki senelerde 3 trilyon dolar finans sektörüne zarar verileceği yönünde rapor bulunmaktadır. Ekonomik olarak da bazı ülkeleri çökertebileceği gibi sistemin güvenlik statüsünü de sarsacağı için başka yönlere doğru gelişme olacağını düşünüyorum.
Özellikle şunu söylemeye çalışacağım. Bizim ülkemizin gerçekten tüketen değil üreten bir toplum olması gerekiyor. Devletin bu konuda birçok teşvikleri var. Bunlar çok değerli şeylerdir. Ama tüketen toplumdan çok üreten bir toplum olabilirsek bana göre her şeyin daha iyi olacağını düşünüyorum.
Kısaca Almanya’dan söyleyeceklerimin bu kadar olduğunu belirterek sözlerime son veriyorum.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2781 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1117
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece...;

İçinde bulunduğumuz dönem askeri güçler bakımından eski yapıların çöktüğü, kimisi kalıcı kimisi geçici olan yeni yapıların ortaya çıkıp hayatta kalabilmek için yarıştığı bir dönemdir. Yeni teknolojiler; silahların menzilini artırmakta, reaksiyon süresini azaltmakta ve insan kapasitesini aşacak şekil...;

Bu navigasyon planı iki stratejik sonla bitiyor: 2027’de Çin Halk Cumhuriyet’i ile olası savaşa karşı hazır olmak ve donanmanın uzun dönem avantajlarını iyileştirmek. Biz bu olası sonlarla karşılıklı iki zorlayıcı yollarla çalışacağız: Proje 33’ü uygulamak ve donanmasının ortak savaş ekosistemine k...;

Asya ve Pasifik’te üçlü değişimin doğası ayırt edici özelliğe sahiptir. Mega-trendler eş zamanlı olmasına rağmen oluştukları bölgelerde farklı derecelerle ve farklı başlama noktalarından meydana gelirler. Bu rapor 3 mega-trendin istihdam yaratılışının ve işin niteliğinin Asya ve Pasifik’teki etkiler...;

Dünya, 21. yüzyıla “pusulasız“ bir halde girdi. Soğuk savaşın yıkıntıları arasında kalan kurallara dayalı küresel düzen, çoğunluğun taleplerine yanıt veremezken Batı cenahı dışında kalan ülkelerin BRICS ile bir karşı-hegemonya alanı yaratmaya başladığı görülüyor.;

Türkçe’ye “İslam ve Müslümanlar için Destek Cemaati” olarak çevrilebilen “Jama’a Nusrat ul-Islam wa al-Muslimin (JNIM)” terör örgütü 2 Mart 2017’de Afrika’nın Sahel bölgesinde etkili dört terör örgütü olan El Murabitun, Ensar Dine, Mağrip El Kaidesi (AQIM) ve Macina Kurtuluş Cephesinin birleşmesiyle...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin bugünü ve geleceğinin ele alındığı Avrupa Birliği Sempozyumu, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Türk Avrupa Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) işbirliğinde 02 Şubat 2018’de İstanbul Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.