Avrupa Konseyi 14 Aralık 2023 de yapılan toplantıda Ukrayna ve Moldova ile üyelik görüşmelerinin resmen açılmasına karar verdi. Ama akabinde, Konsey oylamasında bulunmayan Macaristan 15 Aralık itibarı ile Ukrayna için düşünülen 50 milyar Avroluk yardım paketine veto kartını kullandı. “Şimdi yılsonu. Bunu nasılsa bir kez daha, muhtemelen Mart 2024 de deneriz“ AB için sakin bir seçenek. Ama işin bir de AB içi uzlaşma boyutu var. Macaristan vetosu, geçen ay AB komisyonunun bu ülkeye gönderdiği 10 milyar Avro değerindeki sus payına rağmen AB nin birlik olma efsanesinden bir başka sapışı gösteriyor. Rusya’dan alacağı doğal gaz ve petrole göbekten bağlı Macaristan, Ukrayna ile ilgili yardımı bu yıl veya bundan sonraki her yıl engelleyerek, bireysel olarak üye ülkelerin gönüllerinden ne koparsa Ukrayna’ya vermelerini engelleyemeyeceğini biliyor olmalı. Ancak ABD nin Ukrayna yardım paketi askıya alınırken AB deki bu gelişme Ukrayna için de zor bir dönemin başlangıcına işaret ediyor.
Hak Ediş Sorunu Çözülmeden Alınan Yanlış Bir Karar
Washington’dan gelecek yardım umudunun hemen hemen kalmaması karşısında hayal kırıklığı yaşayan Ukrayna için, dün AB Konseyinde alınan karar özellikle başkan Zelenski için iyi bir haber oldu. Ama siyasi olarak alınan kararın, Ukrayna açısından hem siyasi, hem de iktisadi ve sosyal hak ediş karşılığı eksik. Hani AB üyesi olmak için Kopenhag ve Maastricht kriterleri vardı? Ukrayna ve Moldova bunları ne zaman yerine getirdi de biz duymadık?
Örneğin 2022 de enflasyon oranı yüzde 29 olan Moldova, aynı yıl sadece yüzde 8.74 enflasyona yüksek diyen AB ye nasıl uyum yapar. Tamam, hemen para alanına girmeyecek. Ama bu bir ölçü değil miydi? Bu küçük ülke sadece 445 Dolar olan kişi başına milli geliri ile zenginler kulübüne nasıl katılır? Evet, 2.5 milyon insanı ile AB ye Kuzey Afrika göçünden çok daha az zarar verir. Ama Moldova, Moldova mı? Ya Gagavuz Cumhuriyeti? Elbette o da Moldova paketi ile AB coğrafyasına girecek olmalı. Moldova’nın insan hakları, hukukun üstünlüğü karnesi ne olacak? Ayrıca, o da Putin’in radarında diye Moldova’nın üyelik müzakerelerinden söz etmek, Rusya’nın aklındakini önüne koyması için bir fırsat olmaz mı?
Ya 10 milyon iyi eğitilmiş nüfusundan savaş nedeniyle geriye kaç kişi kaldı ise Ukrayna’ya gelirsek; yüzde 21 lik enflasyonu, GSYİ Hasılasının yüzde 81 ine dayanmış borçluluğu, yüzde 10 oranında işsizliği ve en önemlisi hala düzeltmediği yolsuzluk ve insan hakları ihlalleri ile Ukrayna AB nin yüksek standartlarına ne kadar uygun? Rusya’ya bir çalım atacağım derken bu sınır ülkesinin hak etmediği bir üyeliği vermek, şimdi 2004 yılında Kuzeyi ile sorunlarını çözmeden üyeliğe kabul edilen Kıbrıs’tan daha kötü bir karar olmaz mı? Bu konu AB Konseyinin gündemine getirilmeden neden Kıbrıs örneği ve daha da derinleştirdiği Doğu Akdeniz sorunları hatırlanmadı acaba?
Gürcistan bir yana, Batı Balkan ülkelerinin üyeliklerinin de hak edişlerini düşünmek için takkeyi önüne koyamayan bir AB Konseyi ve müzakerelere taraf olacak bir komisyon var. Sırbistan müzakerelere yeniden başlarsa, Bosna-Hersek’e ne olacak? Arnavutluk ve Kosova nasıl ayrı bir kefede tartılacak? İsmine yeni bir yön verince Yunanistan vetosundan kurtulacağını hesaplayan Kuzey Makedonya’nın yüzde 50 yi aşan işsizliğini AB nasıl içine sindirecek? Ve AB nin yeni bir genişlemeyi içine sindirme kapasitesi ne zaman arttı?
Üyelik Kapısının Aralanması ile Doğacak Yeni Riskler
Şimdi 27 üyeli AB den Ukrayna ve Moldova’nın üyeliği için yakılan yeşil ışık önce Ukrayna’ya verilen büyük bir manevi destek ve üyelik uyum programlarının uygulanması için bir fırsat. Ama ne için? Henüz yeniden yapılanma için bir fırsat, tünelin ucunda henüz bir ışık huzmesi yokken verilecek paraların çarçur edilmesi için bir yol iyi mi olur? Bu kış yumuşak iklim koşulları olmazsa Ukrayna için yine zor bir kış olacağa benzer.
Moldova’ya verilen ümit ise, ümitten çok tehlikeye kapı aralama. Yaralı ayı Rusya’yı daha da saldırganlaştıracak bir gelişme. Bu konuda Rusya’nın bir şey yapması bile gerekmez. Belarus o işi Rusya adına ve vekâleti ile kolayca halleder. Böylece gündeme yeni bir komşu çatışması daha girer. Bosna’nın müzakerelere başlamasının gelişme raporuna koşut olması ise her an yeni bir Sırbistan tehdidini kapının eşiğine getirebilir. Çünkü AB umudu, Sırbistan’a cesaret verecektir.
Kafkasya da netameli bir bölge ve Rusya’nın güney bahçesi. Dünya Kafkaslarda 1992-93 sonbaharının 2023-24 kışında veya baharında tekrarlanmasını ister mi? Ya 2008 yılında Güney Osetya’da patlayan Gürcistan ve Rusya savaşının bir başka çeşidini duymaya hazır mı? Çünkü bildiğim kadarı ile Güney Osetya ve Abhazya’da hala Rus askeri üsleri ve konuşlanmış Rus birlikleri var. Bunların bir kısmını tabii Doğu Ukrayna’ya kaydırmış olabilir. Ama geride bıraktıkları nedeniyle Gürcistan bence bir kez daha Abhazya veya Osetya tehdidine açık hale gelebilir.
Sonuç Olarak
Açıkçası AB Konseyi Ukrayna ve Moldova’ya göstermelik bir destek kararı alırken önce kendi bünyesindeki çatlağı göz ardı etti. Sonra alınan kararın komisyona yüklediği uzun soluklu sorumluluğun iktisadi ve siyasi sonuçlarını gözden kaçırdı. Bunun dışında 1963 yılından bu yana üyelik bekleyen en eski başvuruya karşı yaptığı büyük ayıbı yazmaya sayfalar yetmez. AB Konsey’ in Türkiye’nin tam üyeliği için bir adım atması ve Komisyonun bu doğrultuda icra yetkisini kullanması artık pek beklenen bir şey değil. Kaldı ki Gümrük Birliği anlaşmasını bile revize etme olanağı bulamıyoruz. Durum böyle iken, Ukrayna, Moldova başta olmak üzere diğer ülkelerin bir oldu- bitti ile üyelik kulvarına sokulması kadim bir üyelik başvuru sahibine karşı olması gereken akde vefa ilkesini de zedeleyen yüksek riskli bir oyun.
Hak Ediş Sorunu Çözülmeden Alınan Yanlış Bir Karar
Washington’dan gelecek yardım umudunun hemen hemen kalmaması karşısında hayal kırıklığı yaşayan Ukrayna için, dün AB Konseyinde alınan karar özellikle başkan Zelenski için iyi bir haber oldu. Ama siyasi olarak alınan kararın, Ukrayna açısından hem siyasi, hem de iktisadi ve sosyal hak ediş karşılığı eksik. Hani AB üyesi olmak için Kopenhag ve Maastricht kriterleri vardı? Ukrayna ve Moldova bunları ne zaman yerine getirdi de biz duymadık?
Örneğin 2022 de enflasyon oranı yüzde 29 olan Moldova, aynı yıl sadece yüzde 8.74 enflasyona yüksek diyen AB ye nasıl uyum yapar. Tamam, hemen para alanına girmeyecek. Ama bu bir ölçü değil miydi? Bu küçük ülke sadece 445 Dolar olan kişi başına milli geliri ile zenginler kulübüne nasıl katılır? Evet, 2.5 milyon insanı ile AB ye Kuzey Afrika göçünden çok daha az zarar verir. Ama Moldova, Moldova mı? Ya Gagavuz Cumhuriyeti? Elbette o da Moldova paketi ile AB coğrafyasına girecek olmalı. Moldova’nın insan hakları, hukukun üstünlüğü karnesi ne olacak? Ayrıca, o da Putin’in radarında diye Moldova’nın üyelik müzakerelerinden söz etmek, Rusya’nın aklındakini önüne koyması için bir fırsat olmaz mı?
Ya 10 milyon iyi eğitilmiş nüfusundan savaş nedeniyle geriye kaç kişi kaldı ise Ukrayna’ya gelirsek; yüzde 21 lik enflasyonu, GSYİ Hasılasının yüzde 81 ine dayanmış borçluluğu, yüzde 10 oranında işsizliği ve en önemlisi hala düzeltmediği yolsuzluk ve insan hakları ihlalleri ile Ukrayna AB nin yüksek standartlarına ne kadar uygun? Rusya’ya bir çalım atacağım derken bu sınır ülkesinin hak etmediği bir üyeliği vermek, şimdi 2004 yılında Kuzeyi ile sorunlarını çözmeden üyeliğe kabul edilen Kıbrıs’tan daha kötü bir karar olmaz mı? Bu konu AB Konseyinin gündemine getirilmeden neden Kıbrıs örneği ve daha da derinleştirdiği Doğu Akdeniz sorunları hatırlanmadı acaba?
Gürcistan bir yana, Batı Balkan ülkelerinin üyeliklerinin de hak edişlerini düşünmek için takkeyi önüne koyamayan bir AB Konseyi ve müzakerelere taraf olacak bir komisyon var. Sırbistan müzakerelere yeniden başlarsa, Bosna-Hersek’e ne olacak? Arnavutluk ve Kosova nasıl ayrı bir kefede tartılacak? İsmine yeni bir yön verince Yunanistan vetosundan kurtulacağını hesaplayan Kuzey Makedonya’nın yüzde 50 yi aşan işsizliğini AB nasıl içine sindirecek? Ve AB nin yeni bir genişlemeyi içine sindirme kapasitesi ne zaman arttı?
Üyelik Kapısının Aralanması ile Doğacak Yeni Riskler
Şimdi 27 üyeli AB den Ukrayna ve Moldova’nın üyeliği için yakılan yeşil ışık önce Ukrayna’ya verilen büyük bir manevi destek ve üyelik uyum programlarının uygulanması için bir fırsat. Ama ne için? Henüz yeniden yapılanma için bir fırsat, tünelin ucunda henüz bir ışık huzmesi yokken verilecek paraların çarçur edilmesi için bir yol iyi mi olur? Bu kış yumuşak iklim koşulları olmazsa Ukrayna için yine zor bir kış olacağa benzer.
Moldova’ya verilen ümit ise, ümitten çok tehlikeye kapı aralama. Yaralı ayı Rusya’yı daha da saldırganlaştıracak bir gelişme. Bu konuda Rusya’nın bir şey yapması bile gerekmez. Belarus o işi Rusya adına ve vekâleti ile kolayca halleder. Böylece gündeme yeni bir komşu çatışması daha girer. Bosna’nın müzakerelere başlamasının gelişme raporuna koşut olması ise her an yeni bir Sırbistan tehdidini kapının eşiğine getirebilir. Çünkü AB umudu, Sırbistan’a cesaret verecektir.
Kafkasya da netameli bir bölge ve Rusya’nın güney bahçesi. Dünya Kafkaslarda 1992-93 sonbaharının 2023-24 kışında veya baharında tekrarlanmasını ister mi? Ya 2008 yılında Güney Osetya’da patlayan Gürcistan ve Rusya savaşının bir başka çeşidini duymaya hazır mı? Çünkü bildiğim kadarı ile Güney Osetya ve Abhazya’da hala Rus askeri üsleri ve konuşlanmış Rus birlikleri var. Bunların bir kısmını tabii Doğu Ukrayna’ya kaydırmış olabilir. Ama geride bıraktıkları nedeniyle Gürcistan bence bir kez daha Abhazya veya Osetya tehdidine açık hale gelebilir.
Sonuç Olarak
Açıkçası AB Konseyi Ukrayna ve Moldova’ya göstermelik bir destek kararı alırken önce kendi bünyesindeki çatlağı göz ardı etti. Sonra alınan kararın komisyona yüklediği uzun soluklu sorumluluğun iktisadi ve siyasi sonuçlarını gözden kaçırdı. Bunun dışında 1963 yılından bu yana üyelik bekleyen en eski başvuruya karşı yaptığı büyük ayıbı yazmaya sayfalar yetmez. AB Konsey’ in Türkiye’nin tam üyeliği için bir adım atması ve Komisyonun bu doğrultuda icra yetkisini kullanması artık pek beklenen bir şey değil. Kaldı ki Gümrük Birliği anlaşmasını bile revize etme olanağı bulamıyoruz. Durum böyle iken, Ukrayna, Moldova başta olmak üzere diğer ülkelerin bir oldu- bitti ile üyelik kulvarına sokulması kadim bir üyelik başvuru sahibine karşı olması gereken akde vefa ilkesini de zedeleyen yüksek riskli bir oyun.