Preveze Deniz Zaferi Neden Çok Önemli?

Makale

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden, stratejik ve operatif yönetime kadar her konuda değerlendirmeler yapılmıştır....

Giriş

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden, stratejik ve operatif yönetime kadar her konuda değerlendirmeler yapılmıştır. Osmanlı gemilerinin genellikle küreklerle donatılmış olması ve bu sayede rüzgâr kesildiği zaman da hareket yeteneğine sahip olması bir üstünlük ve avantaj olarak değerlendirilmiştir. Bu gemilerin tek kusuru, küreklerinden dolayı bordalarına top konulamaması idi. Toplar sadece baş tarafta bulunuyor, bundan dolayı sayıca da sınırlı kalıyordu. Bazı deniz tarihçileri ve analistler, savaşın hemen başında rüzgârın tamamen durması nedeniyle, büyük ölçüde yelkenli gemilerden oluşan Haçlı Donanmasının manevra kabiliyetini kaybetmesini, yenilginin asıl nedeni olarak göstermektedirler. Mevcut kuvvet mukayesesine göre, ateş gücü Osmanlıdan daha yüksek olan Haçlı Donanmasının, rüzgârsızlık nedeniyle bunu tam olarak kullanamamasının yenilgiye tesir ettiği muhakkaktır. Ancak, yenilgiyi tamamen buna bağlamak, Türk Donanmasını hafife almak demektir. Savaşın kaderini, Türk topçusunun yüksek ateş hızı ve isabet yüzdesi belirlemiştir. Teknoloji ile personelin bütünleşmesi Osmanlıya zaferi getirmiştir.

Burada Fransız tarihçi J.Graviere’nin gündeme getirdiği Osmanlı gemilerindeki neccar olarak adlandırılan marangozların savaş esnasındaki inanılmaz başarıları ve fedakârlıklarını da söylemeden geçemeyiz. Şöyle ki: Üzerinde bin delik açılmış çok sayıda Osmanlı kadırgası, doğramacıların faaliyeti sayesinde su üstünde durabiliyorlardı. Halatlardan oluşturulmuş iskemleler üzerinde uzun bordalardan sarkıtılmış, hiç bir koruma sağlamadan tehlikeye atılan bu cesur işçiler, suyun geçtiği delikleri kapamak amacıyla daha önceden bunun için hazırlanmış odundan tıkaçları (takoz) büyük tokmak darbeleriyle geminin gövdesindeki deliklere sokuyorlardı. Barbaros’un stratejisi, açık deniz savaşlarında bir çığır açtı Preveze Savaşı’ndan tam 50 yıl sonra 1588’deki İngiltere-İspanya Deniz Savaşı’nda Sir Francis Drake ve 1805 yılında, yani Preveze’den 250 yıl sonra, Trafalgar’da Amiral Nelson aynı stratejiyi kullandılar. J Graviere, Preveze Zaferini şöyle değerlendirmektedir: Preveze Savaşı, az kan dökülmesine rağmen büyük deniz savaşları arasında yer almayı hak eden bir savaştır. Burada günümüze de uygulanabilecek birden fazla ders yok mudur? Benim buradan çıkarmak istediğim ilk ders, Deniz Stratejisinde fazla incelikli olmakla bir şey kazanılamayacağıdır. Sözde bilgisiyle şaşkına dönmüş ve doğru yolu kaybetmiş Doria’nın lehine söyleyebileceğimiz tek şey, harekete geçmemesinin neler doğuracağını anlamamış olmasıdır. Kuşkusuzca yalnızca bir zafer olanağını kaçırmış olduğunu düşünmüştür; oysa o günden itibaren İnebahtı Savaşı’na (1571) kadar geçecek 33 yıl boyunca Türklerin sürekli bir yükseliş sağlayacağını fark etmemiştir. Amalfi Savaşı’nda gördüğümüz gibi, Preveze’de de devletlerin kaderinde donanmanın oynayabileceği önemli rolü gördük.

Preveze Savaşı’nın Siyasi ve Askeri Sonuçları

Preveze’nin askeri sonuçları ilk bakışta fazla büyük görünmüyordu, ama siyasi ve psikolojik sonuçları müthişti. Sadece birleşik bir Hristiyan donanması Osmanlıların tasarrufunda olan kaynaklarla boy ölçüşebilirdi. Ve 1538’de Türklere karşı koordineli (birleşik değil) bir deniz seferi açmanın işe yaramayacağı en açık bir şekilde kanıtlanmıştı. Hristiyan dünyasının bu savaşta aldığı en önemli ders, Osmanlıya karşı Komuta Birliği sağlanmış bir deniz gücünün başarılı olabileceğinin anlaşılmasıydı. Nitekim İnebahtı’da Papa tarafından organize edilmiş böyle bir gücü oluşturmayı başaracaklardı. Preveze, Akdeniz’in büyük bir bölümünü Osmanlının kontrolüne açmıştı. Venediklilerin Preveze’den yanlarına kar kalan tek şey, yüzer kale olarak adlandırılan büyük kalyonlarının gösterdiği performanstı. Onları, değerini göstermek ve gereğinde kullanmak üzere bir tedbir unsuru olarak sakladılar. Türkleri kuzey Afrika’nın büyük bir bölümünün efendisi yapmış Barbaros, bu zaferle Orta ve Batı Akdeniz’de de kontolü sağlamış ve şimdi de, bir Avrupa donanmasını yenilgiye uğratarak, Süleyman’ın Yunanistan ve Levant’taki (doğu Akdeniz) konumunu güvenceye almıştı. Osmanlı İmparatorluğu’nun doruk yıllarının 1538 ile 1566’da Süleyman’ın ölümü arasında geçen yıllar olduğu söylenebilirse, bu itibarın büyük bir bölümü Barbaros Hayreddin Paşa’ya verilmelidir. Bu savaşta Haçlılar, gemilerinin yarısını kaybetmişlerdir. Türk zayiatı ise bir kaç gemiden ibaret olmuştur. Preveze galibiyeti ile Hristiyanların “ Kutsal Bağlaşması“ daha önce Türklere karşı kurulmuş birçok birlik gibi parçalandı. Venedik, barış imzaladı, Kıbrıs ve Girit’le birlikte daha birçok ada kendisinde kaldı. Buna karşılık Karadeniz’de ticaret gemilerini dolaştırma iznini yitirdi. 27 Eylül’deki Preveze Deniz Zaferi’nden sonra, Kanuni, kahraman denizcinin hizmetlerine mükâfat olarak Hassa-i Hümayundan alınmak üzere Barbaros’un tahsisatına 100 bin akça ekledi. Preveze zaferi Akdeniz’deki Osmanlı deniz üstünlüğünü perçinlenmiştir.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2813 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 655
TASAM Asya 100 1132
TASAM Avrupa 23 659
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 300
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1413 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 628
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1307 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 521
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2065 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2065

Politikalarının bazı yönlerini anlamak zor olsa da yönetimin ulusal güvenlik stratejisinin özünde bir mantık bulunuyor. Trump yönetimi; daha önce ABD’nin benimsediği ve küresel düzenin inşa edilip sürdürülmesini hedefleyen stratejiyi yanlış bir yaklaşım olarak değerlendiriyor ve Amerikan gücünü tüke...;

Her şey, Avrupa gücünün ve Batı ilerlemesinin sembolü olan üç veya dört generalle başladı ve bugün kimse tam sayılarını bilmiyor. Batıdan gelen bu generaller hala İsrail’in Batı planları çerçevesinde askeri senaryolara sokuyorlar. Mossad’ın başındaki David Mircea’da Avrupa’daki dış operasyonlard...;

Devletlerin güvenlik politikaları, yalnızca mevcut tehditlere karşı alınan önlemlerle değil, tehditleri nasıl tanımladıkları ve bu tehditleri ne ölçüde tarihsel, ideolojik ya da stratejik olarak kurguladıklarıyla doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda İsrail, güvenlik doktrinleri açısından istisnai bir ö...;

Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı ve farklı coğrafyalar ve güç blokları ile siyasi/diplomatik, ekonomik, toplumsal ve kültürel ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan iddialı dış politikasına yönelik özellikle Batı dünyasında ciddi eleştiriler bulunmaktadır. Bu eleştiriler, Türkiye’nin köklü dış polit...;

Savunma sanayi, ulusal güvenlik ve stratejik bağımsızlık açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu sektörün etkinliği, teknolojik yenilikler ve Ar-Ge yatırımları ile doğrudan ilişkilidir. Ar-Ge faaliyetleri, savunma sistemlerinin ve teknolojilerinin yenilenmesi ve geliştirilmesiyle hem savunma yetenek...;

Yüzyılın başından beri ABD, Hindistan'ın büyük bir güç olarak yükselmesine yardımcı etmeye çalışmıştır. George W. Bush'un başkanlığında Washington, Yeni Delhi ile ülkenin tartışmalı nükleer silah geliştirme çalışmalarına rağmen Hindistan'ın sivil nükleer programını destekleyen büyük bir anlaşmayı ka...;

Bu çalışmanın temel amacı Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin tarihsel süreç içerisinde nasıl sorunsallaştığı ve bu sorunların stratejik iş birliğine dönüşebilme potansiyelini incelemektir. Uluslararası ilişkiler teorilerinden olan “tutsak ikilemi” iki ülke arasındaki ilişkilerin iş birliği...;

İsrail’in İran’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar yalnızca askerî operasyonlar olarak değil, aynı zamanda hedef aldığı devletin siyasal rejimiyle doğrudan ilişkili stratejik hamleler olarak da okunmalıdır. İran’daki otoriter ve teokratik yapı, hem içeride halk desteğinden yoksun bir rejim yaratmı...;

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Soğuk savaşın ardından, “yeni dünya düzeni“ olarak adlandırılan dönem, hegomonik bir güç olarak beliren ABD’nin “büyük vaadi“ ile başladı: “Demokrasiyi dünyada yaygınlaştırmak“. Bu “büyük“ vaad, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet dolu bir dünyayı kurmak biçiminde gerçekleşti ve iki “siyasi/askeri“ ar...

Dürzi kelimesi, Şeyh Muhammed bin İsmail Neştekin Derezî’ye istinaden ortaya atılmış bir kelimedir. Dürzilik, Davetü’t-Tevhid, Benû Marûf, Âl-i Marûf, el Muvahhidûn, el-Muvahhidûn ed-Durûz ve el-Hâkimiyye olarak da isimlendirilmiştir.

Yemen, Coğrafi konumu itibarıyla kızıl denizin Hint Okyanusu’na açıldığı kapıdır. Afrika boynuzu ile birlikte Bab’ül Mendeb boğazının doğu kıyısında yer almaktadır. Yeryüzünde denizler üzerinde seyreden malların p gibi büyük bir oranı Süveyş kanalı, Kızıl Deniz ve Aden körfezinden geçtiği düşünülürs...

Uzun yıllar boyunca Liberya meselesi, dünya gündemini meşgul eden bir konu olmuştur. Yaşanan İç Savaş boyunca sıklıkla çatışmalar ve ölümlerle anılan ülkenin günümüzde yeniden dirilme mücadelesi vermesi, diğer aktörler tarafından dikkatle izlenmektedir.