Hindistan'da yapılan G20 Zirvesi'nin en önemli çıktısı, Hindistan'ı Orta Doğu'ya, Orta Doğu'yu da Avrupa'ya bağlayacak bir demir yolu ve liman ağı kurulması planının duyurusu oldu. Birçok uzmanın Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne (KYG) alternatif olarak algıladığı bu yeni Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru; Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupa Birliği (AB) liderleri tarafından ortaklaşa duyuruldu. Koridorla ilgili bir mutabakat zaptı da imzalandı. Hindistan'ı Körfez ülkeleri ve Avrupa'ya bağlayacak koridorun Asya, Orta Doğu ve Avrupa arasındaki ticaret bağlantılarını genişleterek ekonomik kalkınmayı teşvik etmesi planlanıyor. Girişim kapsamında 2 farklı koridor söz konusudur. Bunlar; Hindistan'dan Orta Doğu'ya yönlendirilen Doğu Koridoru ve Orta Doğu'dan Avrupa'ya uzanan Kuzey Koridoru'dur. Koridor 3 kıta arasında işleyecek ve limanları birbirine demir yolu, kara yolu ve deniz yoluyla bağlayacaktır. Koridorun temel hedefleri bölgesel tedarik zincirlerinin güvenliğini sağlamak, maliyetleri düşürmek, Asya-Orta Doğu ve Avrupa arasında geniş bir entegrasyon sağlamak olarak sıralanabilir.
Ev sahipleri ne düşünüyor?
Mutabakat zaptını imzalayan ülkeler 60 gün içinde hızlıca hareket ederek bir eylem planı hazırlamayı düşünüyor. Şu aşamada söz konusu koridorla ilgili yeterince bilgi bulunmuyor. Ancak ABD Başkanı Joe Biden'a göre koridor "Ezber bozan tarihi bir adım." olarak nitelendiriliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu ise Hindistan'ı Orta Doğu üzerinden Avrupa'ya bağlayan girişimi "Orta Doğu'nun ve İsrail'in çehresini değiştirecek ve tüm dünyayı etkileyecek tarihteki en büyük işbirliği projesi" olarak tanımlıyor. Netanyahu, Asya'dan Avrupa'ya altyapıyı birbirine bağlayacak bu uluslararası projenin odağında İsrail'in de yer aldığını hassaten vurguluyor. Mutabakat zaptına imza atan ülkeler arasında yer almasa da İsrail'in Hayfa Limanı koridorun en kritik geçiş noktalarından biri olacak.
Bu arada AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de koridoru "Hindistan, Orta Doğu ve Avrupa arasındaki en verimli güzergah" olarak tanımlarken, nakliye süresinin yüzde 40 oranında azalacağını ve bunun da maliyetlere yansıyacağını vurguladı. Bu bağlamda, Hindistan'la Avrupa arasında Süveyş Kanalı üzerinden 20-25 gün süren kargo akışlarının önemli ölçüde hızlanabileceği tahmin ediliyor. Ancak nakliye sırasında demir yolu ve deniz yolu arasındaki taşınma maliyetinin ne boyutta olacağı konusunda yapılmış bir çalışma bulunmuyor.
Yeni ekonomik koridorun tam merkezinde ise Suudi Arabistan bulunuyor. Suudi Arabistan özellikle son dönemde Çin'le ilişkilerini derinleştirdi ve İran'la sorunlarını minimize eden bir perspektif geliştirdi. Dolayısıyla koridor Biden yönetiminin Suudi Arabistan'ı Çin'den uzaklaştırma ve İsrail'le yakınlaştırma girişiminin bir parçası olarak düşünülebilir.
ABD'nin bu projeyle ilgili bir başka stratejik hedefi ise hem BRICS hem de G20'de önemli bir aktör olan Hindistan'ın, Çin-Rusya hattından uzaklaştırılması şeklinde okunabilir. Özellikle Suudi Arabistan'la İran'ın Çin arabuluculuğuyla yakınlaşması ve son BRICS Zirvesi'nde yaşanan gelişmeler ABD'nin bu hamlesini hızlandırmışa benziyor.
Türkiyesiz bir koridor olmaz
Koridorla ilgili haritalardan da anlaşılacağı gibi Türkiye koridor içinde bulunmuyor. İlgili duyurunun yapılmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Türkiyesiz bir koridor olmaz. Doğu'dan Batı'ya trafik için en uygun hat Türkiye üzerinden geçmek durumunda." diyerek tavrını net bir şekilde ortaya koydu.
Bu noktada akla Türkiye'nin de içinde bulunduğu "Kalkınma Yolu Projesi" geliyor. Türkiye'yi Basra Körfezi'ndeki Fav Limanı'na bağlayan 1200 kilometrelik demir yolu ve otoyolu içinde barındıran "Kalkınma Yolu Projesi", yeni İpek Yolu olarak tanımlandı. Türkiye ile Irak bu konu üzerinde somut adımlar da attı.
Kalkınma Yolu Projesi'nde amaç Süveyş Kanalı'ndan çıkan hatta alternatif yaratarak daha hızlı ve ucuz bir opsiyon ortaya koymaktı. Ancak Kalkınma Yolu Projesi, Çin'in KYG ile birlikte yani Türkiye'nin de içinde bulunduğu Orta Koridor ile birlikte analiz edilmelidir. Daha doğrusu, Kalkınma Yolu Projesi Orta Koridora güneyden yapılacak çok önemli bir bağlantı olarak düşünülebilir.
Türkiye'nin IMEC'e atfedilen haritalarda yer almaması biraz da bundan kaynaklanıyor olabilir. IMEC ile yapılan hamle Süveyş Kanalı'na alternatif bir başka hattı ortaya çıkarabilir mi belirsiz. Girişim bu haliyle akıllara 2021 yılında yapılan G7 Zirvesi'ni hatırlattı. 2021 yılında İngiltere'de gerçekleşen G7 Zirvesi'nde Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne alternatif bir planın duyurusu yapılmıştı. "Daha iyi bir dünyayı yeniden inşa et." ya da "B3W" adıyla duyurulan planın bir yol haritası yoktu. Bunun sebebi de gerekli finansmanın olmamasıydı. Hatta o günkü Almanya Şansölyesi Angela Merkel G7'nin bu plan için henüz finansman ortaya koyma aşamasında olmadığını da özellikle vurgulamıştı.
(AA)
Devamı alttaki ilgili dokümanda...