Kabotaj Bayramı Denizden Ekonomiye Başkaldırıştır

Makale

Çoğumuz çocukluğumuzdan bu yana duyduğumuz kabotaj kelimesinin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için ne anlama geldiğinin pek farkında değilizdir. Kabotaj, yüzyıllardır Osmanlıyı sömüren kapitülasyonların, yani ülkenin sömürülmesi için yabancılara izin verilen bir hakkın adıdır. ...

Çoğumuz çocukluğumuzdan bu yana duyduğumuz kabotaj kelimesinin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için ne anlama geldiğinin pek farkında değilizdir. Kabotaj, yüzyıllardır Osmanlıyı sömüren kapitülasyonların, yani ülkenin sömürülmesi için yabancılara izin verilen bir hakkın adıdır. Bu imtiyaz ile yabancılar Osmanlı limanları arasında deniz taşımacılığı yapabiliyorlardı. 19. Yüzyılın Anadolu’sunu düşünün. Kara yolları yok denecek kadar az. Üç tarafı denizlerle çevrili Osmanlının sahil kasabalarına sadece denizden ulaşılabiliyor. Daha sonra buralara gelen mal ve eşyalar coğrafyanın izin verdiği (Samsun, İnebolu, Harşit, Gediz, Maçka, Gülek, Elmalı vb.) vadi ve geçitlerden içerilere taşınıyor. Büyük şehirlerin haricinde elektrik yok. Bütün Anadolu gazyağı lambaları ile aydınlanıyordu. Gazyağı çok stratejik bir madde idi. Bu nedenle kıyı kasabalarında gazyağı bidonlarının depolandığı gazhaneler vardı. Rafineriniz yok. Şekeriniz yok. Kâğıdınız yok. Zeytinyağının Karadenizliler için ilaç olarak kullanıldığı yıllar. Her şey dışarıdan geliyor. Bütün bunları yurtdışından yabancı gemiler getiriyor. Aynı zamanda içerdeki limanlara da yabancı gemiler taşıyor. Kazançları ikiye üçe katlanıyor. Aynı zamanda bütün fenerler idaresi de yabancılara verilmiş. Bütün gemilerden harç ve vergi adı altında topladıkları paraları kendi ülkelerine götürüyorlar. Neden? Çünkü sanayiniz yok, gemi inşa edemiyorsunuz. Sadece satın alıyorsunuz. Atatürk’ü Samsun’a götüren Bandırma adlı vapur bile İskoç yapımıydı.

Lozan’da Ne Oldu?

İstiklal Savaşı’nın kazanılması, ekonomik ve ticari sömürü kıskacındaki Osmanlı Devletinin prangalarından kurtulması için yeterli olmadı. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere emperyalistler vergi, gümrük başta olmak üzere yüzyıllardır kullandıkları ayrıcalıkları sürdürmek istediler. Çünkü zafer kazanmış Türkiye Cumhuriyeti ancak bu sayede yeniden diz çöktürülebilir ve siyasi kontrole alınabilirdi. Lozan’da 1916’da kabul edilen vergi ve gümrük tarifelerinin 5 yıl daha uzatılması kararlaştırıldı. Türkiye bir an önce siyasi bağımsızlığını kazanmak ve toprak bütünlüğünü kabul ettirmek için bu ekonomik tavizi vermek zorunda kaldı. Böylece yeni Türkiye 1929 yılına kadar ekonomik olarak her yıl ancak % 12,9 lük bir koruma sağlayabildi. Bu tarifeler içinde yabancı gemilerin hem dış limanlar, hem de ülke limanları arasındaki taşımacılıktan sağladığı avantajlar çok fazla idi. 1 Temmuz 1926’da kabul edilen Kabotaj Kanunu ile Türk limanları arasında sadece Türk bandıralı gemilerin taşımacılık yapmasının önü açıldı. Bu kanun, Venedik’le başlayan ve 600 yıl süren imtiyazları çöpe atan devrim niteliğinde bir karar oldu. Ayrıca Türkiye limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması yanında kılavuzluk ve çekme/refakat gibi denizcilik hizmetlerinin de Türk vatandaşları ve Türk bayrağı taşıyan gemilerce yapılması ile ekonomik kazanımlar daha da arttı. Ancak Kabotaj Kanunun her şeyden önce iki temel, bir de psikolojik faydası oldu. Birincisi ekonomik kazanımlar artarken aynı zamanda denizcilik alt yapısı ve deniz işletmeciliğinin de temelleri atıldı. Psikolojik faydasına gelince limanlarda işgal dönemini hatırlatan yabancı bayrakların yerini Türk bayrağı aldı. Böylece Mustafa Kemal’in her alanda tam bağımsızlık ilkesi öncelikle deniz ve limanlarımızda uygulanmaya başlandı. Teknolojik alt yapımızın ve sermaye birikiminin yetersizliği nedeniyle fenerler idaresinin yönetimi de 1938’e kadar Fransızlarda kaldı. Bu tarihten sonra Kabotaj hakkının önemli bir ayağı da millileşmiş oldu.

Kabotaj ve Emperyalizm

Bu nedenle, kabotaj hakkına sahip çıkma emperyalizm ve sömürgeciliğe karşı denizden bir başkaldırıştır. Çünkü limanlar ve karasularının fiili ve hukuki olarak ülke topraklarından hiçbir farkı yoktur. Bir hakkın yasal olarak kabul edilmesi, bundan ülke adına ekonomik çıkar sağlanması anlamına gelmemektedir. Türkiye, 1926’dan bu yana geçen 90 yılı aşkın sürede bu hakkı yeterli verimlilikle kullanabilmiş midir, halkımıza ucuz, yaygın ve konforlu bir deniz ulaştırma hizmeti sağlayabilmiş midir? Bu konu bir yarımada ülkesi olan Türkiye için çok önemlidir. Diğer yandan Kabotaj hakkı deniz kültürünün ülkemizde yaygınlaşması için senede bir gün de olsa bir kıvılcım etkisi yapmıştır. 1950 kuşağından deniz kıyısında doğan ve yaşayanlar 1 Temmuzları asla unutmazlar.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2776 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1114
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Geçtiğimiz Eylül ayında Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın ABD’deki temasları sırasında ortaya attığı Arnavutluk’ta mini bir Vatikan modeli Alevi/Bektaşi devleti kurma planı halen devam eden şaşkın ve meraklı tartışmaları doğurdu. ;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden,;

Savunma sanayii, bir ülkenin güvenliği ve ekonomik kalkınması için kritik öneme sahiptir. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve iç-dış tehditler, savunma sanayiinin önemini artırmaktadır. Terörle mücadele, Türk savunma sanayiinin gelişimini etkileyen başlıca faktörlerden biridir. Bu çalışma, terörle müca...;

Bu makale, diasporaların dünya sahnesinde nasıl bir güç unsuru haline geldiğini ve Türkiye'nin Afrika'daki etkisini artırma potansiyelini ele alıyor. Türk diasporasının Afrika'da üstlenebileceği kritik rol ve bu stratejinin Türkiye'nin ulusal çıkarlarına katkıları, yeni bir bakış açısıyla tartışılıy...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Türkiye Cumhuriyeti’nin "Yüz" yılına girerken, Türk Dış Politikası’nın yüzyıllık siyasetinde Balkanlar ile olan siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri, güvenlik ve sosyo-kültürel ilişkilerin önemi yadsınamaz. Balkan jeopolitiğinin stratejik boyutları kadar, soydaşlarımızın bu coğrafya içerisinde yaşam...;

Bu metin, meritokrasinin Türkiye'nin genel güvenliğine ve istikrarına olan etkilerini detaylı olarak inceler. Meritokrasinin potansiyel zorlukları ve fırsatları, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu güvenlik kaygıları bağlamında tartışılmaktadır.;

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

5. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 04 Kas 2022 - 04 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

4. Denizcilik Ve Deniz Güvenliği Forumu 2022

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...