Çin’in Ortadoğu Açılımı ve Reform Politikası

Makale

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde olmasıydı....

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde olmasıydı. Bu dönemde Çin kendini bölgeden izole eden bir devlet oldu ve kendi iç meselelerinin içinde kayboldu. Çin’in Arap dünyasındaki ilk diplomatik zaferi 1956 yılında Mısır ile oluşturduğu diplomatik ilişkilerdi.
 
1960’larda Çin, özgürlüğünü kazanmış pek çok Arap ülkesi ile oldukça sıkı ilişkiler kurdu. 1978 sonrasında ise, ekonomik, modern kültür ve gelişmiş teknoloji üzerine odaklanmaya karar verdi. Çin’in bu açıklık ve reform politikası Çin toplumunun tüm alanlarında da gelişti. Böylece Çin dünyanın en büyük ticaret uluslarından birisi oldu. Bu yeni Çin politikası tüm Arap ülkeleri ile
siyasi, ekonomik ve kültürel değişim yolları açmaya yönelikti. 1989’da soğuk savaşın sona ermesinden sonra, Çin’in özellikle uluslararası alanda yayılma politikası ile Çin ve Orta Doğu arasındaki ilişkiler, yeni bir dönemi göstermeye başladı. 2005 yılında gittikçe tırmanan petrol fiyatları nedeniyle Çin’in petrol ithalat oranının %30 civarında yavaşladığı görülürken, genel petrol ithalatına bağımlılığı hafifçe geriledi. Ortadoğu hali hazırda Çin’in toplam petrol ithalatının yüzde 45’ini sağlayabilmektedir. 2015 yılında Çin’in petrol ihtiyacının %70’inin bu bölgeden sağlanması beklenmektedir. Son üç yılda aşağıdaki örneklerden dolayı iki taraf arasında farklı çıkarlara göre ilişkiler büyük bir gelişme kaydedilmiştir:

Çin büyük bir hızla tüm Arap devletleri ile diplomatik ilişkiler kurulmasını sağladı. Ortadoğu’daki sorunları barışçıl yollarla çözmek için çağrıda bulundu.
 
1978-1990 arasındaki İran ve Irak savaşında Çin’in politikası tarafsızlıktı. İkinci Körfez Savaşı’nda Amerika ve müttefiklerinin bölgeye müdahalesine karşı tutum sergiledi.
 
İsrail’in Çin tarafından tanınması ve Ortadoğu’daki uzun süren çatışmaları çözmek için yeni politikası barışçıl yolların izlenmesiydi.
 
Bu çalışma, Çin’in Orta Doğu’daki yeni politikasının derin sebeplerini, Çin ve Arap ülkeleri arasındaki teknoloji ve finansal transferinin arttırmak için yaratmaya çalıştığı serbest pazar alanı, kültür ve teknoloji değişimi için izlediği yeni perspektifi incelemektedir.
 
ÇİN VE ORTADOĞU: ÖNCE ENERJİ

1978 den beri izlenen ekonomideki reform politikaları, Çin’de ortalama yıllık %9 büyüme dönemini başlattı. Çin 1993 yılından beri günde milyon varil günlük talebi ile petrolde büyük bir ithalatçı oldu. Çin’deki bu ekonomik patlama ile Ortadoğu’daki petrol politikası büyük önem kazandı. Bölgedeki pasif politikalar böylece sona erdi, Çin hızlı ekonomik kalkınmasını ve enerji tedarikini garanti altına almak için çalışmaya başladı, Çin’in petrol ithalatındaki bu büyüme, Suudi Arabistan’ı çok önemli bir ülke haline getirmiştir. Bu yeni ekonomik politika, Suudi Arabistan ile olan karşılıklı çıkarlarını çok hızlı geliştirmek için bir fırsat yarattı. Çin aynı zamanda Irak ve İran gibi Arap Körfez ülkeleri ile de ilişkisini geliştirdi. Ve, son on yıl içinde, enerji güvenliği Orta Doğu’daki Çin politikasının en önemli hususu haline geldi. 1994 öncesi, Orta Doğu’dan Çin’e petrol ithalatı yüzde 40 olarak gerçekleşmiştir. 1999 yılında Çin ve Suudi Arabistan, bir Stratejik Petrol İşbirliği Anlaşması imzaladı. Böylece Körfez Arap Devletleri Çin Yatırımı için kendi iç pazarlarını açtı ve Çin, Suudi Arabistan’ın petrol sahası kaynaklarında faaliyet izni almış oldu.
 
2004 yılının Temmuz ayında, altı Körfez İşbirliği Konseyi maliye bakanları Çin’i ziyaret etti ve Çin ile bir “Ekonomik, Yatırım ve Teknolojik İşbirliği çerçeve anlaşması“ imzalandı. Bunun yanında bir Çin-Körfez İşbirliği Konseyi serbest ticaret bölgesi üzerinde görüşmeyi kabul ettiler. Çin ABD’den sonra ikinci en büyük uluslararası ekonomi olman Japonya’yı geçti. Dünya petrol tüketiminin %12’sini hesaba katarsak, yurtdışından gelen petrol talebinin 3’te 2 si Çin’e aittir ve Çin şimdi dünyanın en büyük ikinci petrol ithalatçısıdır.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 1950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde olmasıydı. Bu dönemde Çin kendini bölgeden izole eden bir devlet oldu ve kendi iç meselelerinin içinde kayboldu. Çin’in Arap dünyasındaki ilk diplomatik zaferi 1956 yılında Mısır ile oluşturduğu diplomatik ilişkilerdi.
 
1960’larda Çin, özgürlüğünü kazanmış pek çok Arap ülkesi ile oldukça sıkı ilişkiler kurdu. 1978 sonrasında ise, ekonomik, modern kültür ve gelişmiş teknoloji üzerine odaklanmaya karar verdi. Çin’in bu açıklık ve reform politikası Çin toplumunun tüm alanlarında da gelişti. Böylece Çin dünyanın en büyük ticaret uluslarından birisi oldu. Bu yeni Çin politikası tüm Arap ülkeleri ile siyasi, ekonomik ve kültürel değişim yolları açmaya yönelikti. 1989’da soğuk savaşın sona ermesinden sonra, Çin’in özellikle uluslararası alanda yayılma politikası ile Çin ve Orta Doğu arasındaki ilişkiler, yeni bir dönemi göstermeye başladı. 2005 yılında gittikçe tırmanan petrol fiyatları nedeniyle Çin’in petrol ithalat oranının %30 civarında yavaşladığı görülürken, genel petrol ithalatına bağımlılığı hafifçe geriledi. Ortadoğu hali hazırda Çin’in toplam petrol ithalatının yüzde 45’ini sağlayabilmektedir.

Makalenin yer aldığı kitap için tıklayın > Asya Birliği
 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 645
TASAM Asya 98 1103
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1395 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 296
TASAM Orta Doğu 23 614
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1298 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 516
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Ülkelerin insan merkezli sürdürülebilir kalkınma ve gelişmişlik düzeyi skalasında, nüfusun yarısını oluşturan kadınların sosyal adaletin bir şartı olarak işgücü piyasasına katılımı, toplumsal hayatta, ekonomide ve siyasette daha fazla söz sahibi olmalarının önemli bir payı vardır.;

1992-1995 yılları arasında tüm Bosna’da yaşanan ve binlerce insanın öldürülmesi ile sonuçlanan soykırım, zulüm, sürgün, yerinden edilme ve cinsel şiddet, buradaki toplum üzerinde ciddi hasarlara yol açmış ve etkisini günümüze kadar sürdürmüştür.;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden, stratejik ve operatif yönetime kadar her konuda değerlendirmeler yapılmıştır.;

Çin’in Ortadoğu’daki nüfuz arayışı yoğunlaşırken Suriye devlet başkanı Esad’ın Çin’e yaptığı ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine sahne oldu. 19. Asya oyunlarının icra edildiği Çin’in Hangzhou şehrinde bir araya gelen Xi ve Esad iki ülke ilişkilerinin “stratejik ortaklık“ seviyesin...;

2023 Vizyonu genel olarak ekonomik kalkınma, gelir düzeyinin yükselmesi, ülkemizin dünyanın en büyük limanlarına sahip olması gibi birçok hedefleri olarak ifadesini bulmaktadır. Diğer taraftan 2023 Vizyonunun bir de soyut bir süreci bulunmaktadır.;

Yaşanabilir bir vatan ya da devlet olabilmek için öncelikle her şey insan için olmalıdır. Yani devleti yaşat gerisi önemli değil, olmamalı. Şeyh Edebali’nin dediği gibi “insanı yaşat ki devlet yaşasın.“ ;

Türkiye’de ekonomik büyüme ve kalkınma sürecinde büyük çaplı projelerin gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak, mevcut finansman yetersizliğini en etkin şekilde ortadan kaldıracak bir finansman metodu bankacılık sistemine entegre edilmeye çalışılabilir. Bu çerçevede “Proje Bankacılığı” adı altında ...;

Mevcut küresel düzen parçalanma eğilimi gösteren bir momentumun eşliğinde yeni bir dünya düzenine doğru dönüşüme başladı. Büyük güç rekabetinin öne çıktığı bu yeni normalde asıl muharebenin ekonomik cephede gerçekleşeceği söylenebilir.;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

4. Denizcilik Ve Deniz Güvenliği Forumu 2022

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.