TASAM’ın 83. stratejik raporu olarak yayımlanan çalışma 40 sayfadan oluşuyor. Rapor şu bölümlerden oluşuyor: Giriş, Neden “ABD’nin Önleyici Soğuk Savaşı“, Önleyici Soğuk Savaş’ta Hazırlık Safhasının Sonu, Önleyici Soğuk Savaş’ta İcra Safhası, ABD ve ÇHC Arasında Balon Krizi, Ukrayna Savaşı, Uluslararası Konferanslar ve ÇHC Karşıtı Bloklaşmanın Şekillenişi, Avrupa’nın Arayışları ve Almanya’nın Dönüşümü, Batı Bloku’nun Hindistan’ı Yükseltme Stratejisi, Japonya’nın ÇHC Karşıtı Bloklaşmada Üstlendiği Rol, ABD’nin Güney Çin Denizi’nde ÇHC’yi Çevreleme ve Baskılama Stratejisi, Bölgesel İttifaklar ile ÇHC’yi Çevreleme Adımları, AUKUS’un Hayata Geçirilmesi, QUAD Kapsamında Atılan Adımlar, Temelinde Yeni Bir Bölgesel İttifak Hazırlığı: JAPHUS, ÇHC’nin RF’nin Yanında Yerini Alması ve Karşı Hamleleri, Soğuk Savaş’ta Muhtemel Cepheler, Rekabet Alanları ve Hassas Noktalar, Sonuç ve Değerlendirme, Yazar Hakkında.
Stratejik raporun Giriş kısmında şu ifadelere yer verilmiş: “Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin 2018 yılında, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC)’nin ekonomik yükselişine darbe vurmak maksadıyla başlattığı ticaret savaşlarında küresel ticaret olumsuz yönde etkilenmeye başlasa da bu gelişme henüz dünya dengelerini sarsacak bir seviyeye gelmemişti. Dünya, ABD-ÇHC arasında yaşanan ticaret savaşlarının muhtemel yan etkilerinden kaçınmaya çalışırken, 2019 yılı sonlarında başlayan ve iki yıl bütün insanlığı evlere kapanmaya mecbur bırakan Kovid-19 pandemisi küresel ekonomiyi derinden sarstı. Pandemi sürecindeki kapanmalar nedeniyle bütün dünyada ekonomik daralmalar yaşanırken küresel üretim ve ticaret de ciddi şekilde zarar gördü. Dünya ülkeleri pandeminin yaralarını sarmaya çalışırken, bu kez başka bir felaket ile yüzleşmek zorunda kaldı. Şubat 2022’de Ukrayna’da çıkan savaş, yalpalayarak yürümeye çalışan dünyanın dengesini bozdu.
Küresel üretim ve tedarik zincirlerinin yeniden rayına oturtulmaya çalışıldığı bir zamanda çıkan savaş sonrasında ABD’nin güvenlik şemsiyesi altında toplanan Batı ülkeleri, Rusya Federasyonu (RF)’na geri adım attırmak için yaptırımlar silsilesini hayata geçirdi. RF’nin yıpratılarak barışa zorlanması stratejisinde ortaklaşan Batı’nın yaptırımları yakından uzağa bütün dünya coğrafyasını etkiledi. Son yıllarda sarsılan küresel ekonomik düzen bu savaş sonrasında normal yörüngesinden koptu. Bu gelişme öncelikle üçüncü dünya ülkelerinin zayıf ekonomik yapılarında depremlere yol açarken, gelişmiş ülke ekonomileri de zamanla artçı sarsıntıları hissetmeye başladı. RF’ye hidrokarbon enerji kaynaklarında bağımlı olan Avrupa ülkeleri, yaptırımlar nedeniyle aşırı maliyetlerle ve zor şartlarda elde edilen enerji yükünü göğüslemek zorunda kaldı. Ukrayna’dan gelen göç ve silahlanmaya kaydırılan bütçeler de ekonomik zayıflamaya giden yolun taşlarını döşemeye başladı.
Silah sanayisi canlanan ve Avrupa ülkelerinin pahalı enerji tedarikini üstlenen ABD bu gelişmelerden ilk başlarda daha az etkilendi. Artan gıda ve enerji maliyetlerinin neden olduğu enflasyonla yüzleşen Avrupa ülkelerinde, 2023 yılının başlarında iç istikrarsızlık emareleri gün yüzüne çıkarken, grev dalgaları Avrupa sathında yayıldı. Bunun yanı sıra gıda güvenliği sorunu da ayrı bir sosyoekonomik yük olarak boy gösterdi. Ukrayna savaşı nedeniyle silahlanma harcamalarının artırılmasının Avrupa’nın iç dengelerinin bozulmasında önemli payı olduğu da bir başka gerçek. Küresel silahlanma harcamalarının artmasının, dünyaya silah satan ABD dışında hiçbir ülke halkına ekonomik katkı ve istihdam sağlamayacağını görmek için ekonomist olmaya gerek yok.
Küresel ekonomik sarsıntılar zamanla ABD’ye de yansımaya başlarken ABD tarihinde nadir görülen enflasyon oranları kaydedildi. ABD’de ekonomik durgunluk ve stagflasyon endişeleri dillendirilirken, bir başka sürpriz gelişme de bankacılık sektöründe yaşandı. Batan ABD bankalarının yan etkileri Avrupa’nın ortasında da hissedildi ve İsviçre benzer bir gelişmeyle sarsıldı.
Şu anda ABD ve Avrupa, banka sektörünü ayakta tutmaya çalışırken diğer coğrafyalarda yönetimler ülkelerini bu krizin muhtemel domino etkisinden korumaya çalışıyor. Yaşanan ekonomik sarsıntıların bölgesel olarak kalacağını düşünmek büyük hata olur. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemiz de küresel ekonomik sıkıntılardan payını alıyor ve almaya da devam edecek.
Ukrayna kaynaklı krizler öncelikle çevre coğrafyada yaşamsal sorunlara yol açarken, kriz alanı ve anlaşmazlık noktaları giderek genişliyor. Dünyamızda ekonomik, siyasal ve askerî krizlerin lokal zeminde kalması mümkün değil. Dünya, ABD’nin küresel hegemonyasını koruma motivasyonuyla tetiklediği soğuk savaş selinin akıntılarına doğru hızla sürükleniyor. Soğuk savaş iklimindeki askerî bloklaşma genişledikçe siyasi ve askerî riskler artıyor, küresel ekonomik düzenin taşıyıcı kolonları da sarsılıyor. Sıcak savaş ve nükleer silahların kullanılma ihtimali her geçen gün yükseliyor. Maalesef mevcut küresel konjonktür soğuk savaşın cephelerinin genişleyeceğine işaret ediyor. Bu da küresel kaosun giderek artacağı anlamına geliyor.
Dünyanın önümüzdeki yaz aylarından başlayarak hızla bir kaos ortamına doğru yol alacağı gerçeğini kabullenmek gerek. Bu kaos ortamında dünyamız sadece güvenlik depremlerinin yaratacağı tsunami dalgalarına maruz kalmayacak; aynı zamanda ekonomik kriz, gıda güvenliği ve çevre sorunlarıyla yüzleşecek. ABD’nin ÇHC’yi dizginleme ve hegemonyasını koruma yolunda hayata geçirdiği soğuk savaşın “sıcak barışı“ özellikle önümüzdeki 2-3 yıl içinde yaşlı küremizi ısıtacak. Önümüzdeki yedi yıl, dünyanın gelecekteki on yıllarının şekillenmesinde temel oluşturacak kritik gelişmelere sahne olacak.
Dünya ülkeleri bu kaos ortamının fırtınalarında daha fazla savrulmamak için güvenli liman arayışını hızlandırmış durumda. Ülkemiz ise deprem felaketi ve yaklaşan seçimler nedeniyle içe kapanıyor ve küresel gelişmelerden uzaklaşıyor. İç gelişmelerin yol açtığı artçı şoklar, Asya-Pasifik gelişmelerini değerlendirme zeminindeki akademik boşluğun görülmesini engelliyor. Ülkemizde; ABD, Kıta Avrupası, Arktikler, Avrasya, Türk dünyası, Orta Doğu, Afrika coğrafyası ve küresel ekonomi sahasında yaşanan gelişmeleri okuyabilen akademik akıl mevcut. Fakat küresel rekabetin kıyasıya yaşanacağı Asya-Pasifik coğrafyası noktasında akademik alt yapımız maalesef yetersiz. Oysa küresel konjonktür ülkemiz stratejik aklının küreselden bölgesele doğru kısa ve orta vadeli planlamalar yapmasını ve bunları hızla hayata geçirmesini gerektiriyor.
Asya-Pasifik zemininde oluşacak küresel sarsıntıların yaklaştığını gören bir akademisyen olarak, ülkemizin stratejik aklı ve akademisine uyarı yapma zorunluluğunu hissettim. Bu bağlamda, Asya-Pasifik kaynaklı küresel gelişmeleri takip etmeyi ve geleceğe yönelik vizyon oluşturmayı görev olarak gördüm. Bu istikamette bir şeyler üreterek ülkeye katkı sunmaya çalıştım. Okuduğunuz rapor bu mantık çerçevesinde, ülke kamuoyunun dikkatini çekme motivasyonu ile yazılmıştır.
Bu çalışmada, Asya-Pasifik coğrafyası öncelikli olmak üzere, küresel güç politikalarının yakın geçmişteki seyri masaya yatırılacak ve kısa vadede yaşanması muhtemel gelişmelere yönelik bir “Türk bakış açısı“ yansıtılmaya çalışılacaktır. Raporun amacı küresel aktörleri olumlamak ya da yermek veya taraflı bir algı oluşturmak değildir. Çalışmanın maksadı küresel güç politikalarının ağırlıklı olarak yaşanacağı Asya-Pasifik coğrafyasındaki cepheler, vekiller, stratejik hedefler ve hassas noktalar hakkında ülke akademisi ve kamuoyunu bilgilendirerek, ülkemizin bölgeye yönelik vizyon oluşturması yolunda bir taş döşemektir. Bu rapor aynı zamanda yıl sonuna yetiştirmeyi planladığım ve “Önleyici Soğuk Savaşta İcra Safhası; Hedefler, Cepheler, Vekiller, Vasıtalar ve Hassas Noktalar“ adıyla yayımlamayı düşündüğüm kitabın alt yapısını oluşturmaya hizmet edecektir.
Çalışma geçen yıl yayımladığımız “Önleyici Soğuk Savaş ABD’nin Hegemonyasını Koruma Stratejisi“ adlı kitabın yazılması safhasını tamamladığım 06 Ekim 2022 ile 15 Nisan 2023 arası dönemdeki küresel gelişmeleri esas alarak hazırlanmıştır. Bundan sonraki gelişmeler ilerde yayınlanacak makale ve raporlarda irdelenecektir. Elinizdeki raporun beşinci bölümü (Soğuk Savaş’ta Muhtemel Cepheler, Rekabet Alanları ve Hassas Noktalar), okuyucuda 15 Nisan 2023 sonrasında yaşanacak gelişmelere ait fikrî hazırlık oluşturulması mantığıyla yazılmıştır. Küresel kaos ortamı işte bu yakın dönemde yaşanacak rekabet ortamında pişecektir.“
“Küresel Kaos Uyarısı: ABD’nin Önleyici Soğuk Savaşında İcra Safhası“ Stratejik Raporu alttaki linkten indirilebilir.