Afet ve İklim Dirençli Kentler

Makale

Peyzaj Mimarlığı mesleğinin kurucusu olarak kabul edilen Frederick Law Olmsted, Nisan ayında doğduğundan bu ay tüm dünyada "Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı" olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketleri, açık yeşil alanların yetersizliğini ve açık yeşil alanlara olan ihtiyacımızı ortaya koymuştur....

Peyzaj Mimarlığı mesleğinin kurucusu olarak kabul edilen Frederick Law Olmsted, Nisan ayında doğduğundan bu ay tüm dünyada "Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı" olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketleri, açık yeşil alanların yetersizliğini ve açık yeşil alanlara olan ihtiyacımızı ortaya koymuştur. Sel ve orman yangınları gibi diğer afetlere neden olan iklim krizinden dolayı, kentlerde açık alanlar büyük öneme sahiptir. Ülkemizde Peyzaj Mimarlığı mesleğinin temsilcisi olan TMMOB Peyzaj Mimarlığı Odası, Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı'nın konusunu "Afet ve İklim Dirençli Kentler İçin Peyzaj" olarak belirlemiştir. Nisan ayı, Peyzaj Mimarlığı Odası'nın üyesi olduğu Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Federasyonu'na bağlı tüm ülkelerde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

Kentlerde yaşanan çevre sorunları gün geçtikçe artmaktadır. Uluslararası kuruluşlar, hükûmetler ve yerel yönetimler, çevre felaketlerine karşı önlemler alıp, stratejiler geliştirmelidir. Afet risk yönetimi, kent planlamasının önemli bir parçasıdır.

Peyzaj Mimarlığı mesleği; iklim krizi, çevre kirliliği, hava kirliliği ve hava kalitesinin artması konularında çözümler geliştirebilecek en önemli meslek disiplinlerinden biridir. Dünya'da yaşanan kuraklık, ani hava olayları, yangınlar gibi çevre sorunları, önlem alınmazsa daha da tehlikeli boyutlara gelecektir. Peyzaj Mimarlığı, küresel iklim krizi ile mücadele edebilmek için geliştirdiği yaklaşım ve çözümlerle, sürdürülebilir bir dünya için çalışmaktadır. Nüfusun yoğun olarak yaşadığı kentlerde, afet öncesi, afet sırasında ve afet sonrasında insanların ihtiyacı olan açık yeşil alanların yeterli ve dengeli bir biçimde oluşturulmasını sağlamaktadır. Peyzaj Mimarlığı, doğada yaşayan tüm canlılar tarafından kullanılan yaşam alanlarının, doğal yapısını koruyarak düzenleyen, yeni alanlar tasarlarken de sürdürülebilirlik temeline dayalı düzenlemeler yapan meslek disiplinidir.

Kentsel Dirençlilik Kavramı

Kentsel dirençlilik bir kentin, doğal afetler gibi risklere hazırlıklı olma ve bunlara uyum sağlayabilme kapasitesidir. Kentsel dirençlilik kavramı, değişen şartlar karşısında, kentsel sistemin kendini değiştirmesini ve geliştirmesini ifade etmektedir. Dirençli kent, hiçbir kriz veya riske maruz kalmayan değil, beklenmedik şekilde ortaya çıkan krizler karşısında hazırlıklı olup çözümler üretebilen kentlerdir. Birleşmiş Milletler Afet Riskinin Azaltılması Uluslararası Stratejisi'nin 2010 yılında başlattığı "Şehirler dirençli hâle geliyor: Şehrim Hazırlanıyor“ kampanyasında dirençli kent; şeffaf bir yerel yönetime sahip, yerel halkı planlama sürecine dâhil eden, planlamayla afet risklerini azaltabilen, afet öncesinde, sırasında ve sonrasında, kendi kendini düzenleme yeteneğine sahip bir sistem olarak tanımlanmıştır. Kentsel dirençlilik sadece hayatta kalmak için değildir. Kentte yaşayan insanlar için, daha iyi yaşam koşullarının sağlanmasıdır.

Kentlerde Açık Yeşil Alanların Artırılması

Doğal afetlere karşı, dirençli planlama ile bazı önlemler alınmalıdır. Kentlerde rekreasyon alanı olarak kullanılan açık yeşil alanlar artırılmalı ve afet durumunda ilk toplanma yeri, çadır alanı olarak kullanılacak hâle getirilmelidir. Afetler ile ilgili riskleri, ihtiyaçları ve çözümleri belirleyebilmek için planlama sürecinde birden fazla paydaşla çalışılmalıdır.

Afete Dirençli Kentler için Çevre Dostu Çözüm Önerisi: Güneş Enerjisi

Ülkemizde 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından, WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Yuva Derneği, Ekosfer, Ege Orman Vakfı, Avrupa İklim Eylem Ağı, Fosil Yakıtların Ötesi, İklim için 350, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği, "Deprem Acil Müdahale ve Yeniden İnşa Sürecinde Güneş Enerjisinin Rolü" adlı bir belge yayımlamıştır. Yaşanan depremlerin ardından, deprem bölgelerinde ciddi elektrik ve yakıt sıkıntıları yaşandı. Bundan dolayı, afet gibi acil durumlarda güneş enerji sistemi hayati öneme sahiptir. Yeni yapılacak yapıların çatıları, güneş panellerinin yerleştirilmesine uygun olmalıdır. Sivil Toplum Kuruluşları, afete dirençli kentlerin, güneş enerjisinden muhakkak faydalanması gerektiğini belirtmişlerdir.

Bütüncül bir Yaklaşımla, Kentlerin Yeniden Ayağa Kaldırılması

Yaşadığımız deprem felaketinden çıkaracağımız en büyük ders, bilimi göz ardı etmemektir. Bilim adamlarının ve meslek disiplinlerinin uyarılarını dikkate alarak gerekli önlem ve düzenlemelerinin yapılması büyük önem taşımaktadır. Kentlerin yeniden ayağa kaldırılması aşamasında mühendis, mimar, şehir bölge plancıları, peyzaj mimarları gibi çeşitli meslek disiplinlerinden oluşan bilim kurulları oluşturulmalıdır. Planlama kararları ile ilgili toplantılara yerel yönetimler, meslek disiplinlerinden oluşan bilim kurulları, sivil toplum örgütleri ve yerel halk da dâhil olmalıdır. Kentlerin yeniden ayağa kaldırılması, bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Kentlerde çevresel, ekonomik ve kültürel sürdürülebilirliğin sağlanması gerekmektedir. Kültürel zenginliği olan kentlerimiz kültürel kimliği korunarak yaşatılmalıdır. Aynı zamanda, geliştirilecek sosyal sorumluluk projeleri ile bölgede zarar görmüş halkımızın ekonomik sürdürülebilirliğinin sağlanması çok önemlidir. Bu kapsamda, yerel üreticiler ve üretimleri desteklenmelidir.

Sadece depremlere karşı değil, iklim krizinin neden olduğu kuraklık, seller, aşırı hava olayları gibi tüm afetlere karşı dayanıklı kentler oluşturulmalıdır.


Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2723 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1086
Avrupa 22 641
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1385 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

Türkiye'nin, Yeni İpek Yolu güzergâhında, Orta Koridorun gelişimi, Avrasya üzerinden karasal Doğu-Batı ticaretinde lojistik üs haline gelmesi ve tedarik zincirinde merkez konumda olması, ekonomi ve dış politika önceliklerden biridir. Ayrıca Türkiye'nin bir enerji ticaret merkezi olma rolü güçlenmeli...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Bu makalem iyi niyetlerle hazırlandığına inandığım, fakat arşiv gerçekliğinden uzak kalmış, bu nedenle yanlışlar içindeki “Atatürk ve Bandırma Vapuru“ metni esas olmak üzere, bu konudaki tüm benzer anlatımları düzeltmek ve imkan yaratmak amacıyla çalışılmıştır.;

Güçlü Müslüman devletlerin istikrarsızlaştırıldığına, “Çok-uluslu Koalisyon” adı verilen kavram tarafından BM Güvenlik Konseyi’nin BM tüzüğünün yedinci bölümü altındaki rolünün ayaklar altına alındığına şahit olduk. Son Afganistan krizinde görüldüğü gibi NATO’nun bölge-dışı operasyonlarını genişlett...;

'Şok ve dehşet' doktrinini geliştiren, Atlantik Konseyi Kıdemli Danışmanı Stratejist Dr. Harlan Ullman, Harici Genel Yayın Yönetmeni Tunç Akkoç'a ABD’nin dış politikası ve Çin ile ilişkileri konularında açıklamalarda bulundu: “ABD ve Çin arasında Soğuk Savaş’tan daha tehlikeli bir rekabet yaşanacak“;

Hint Okyanusu'nun güçlenmesiyle Pasifik yüzyılı yaşadığımızı ve Atlantik yüzyılını geride bıraktığımızı kabullenmeliyiz. Bunlar büyük tarihsel değişimlerdir.;

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.