Antik çağ medeniyetlerinden günümüze pek çok iz kalmıştır. Örneğin antik toplulukların birbirleriyle yaptığı savaşlar, ticaret için gittikleri yerlerde kendi kültürlerini yaymaları, yaptıkları anlaşmaları, sayımları, bildirileri vb. gibi belgeleri kil tabletlere yazarak bize yaşadıkları dönem ve geçmişleri hakkında çok değerli bilgiler bırakmışlardır. Kâğıt, o dönemlerde çok yaygın olmadığından veyahut kullanılsa bile zamana karşı eskiyip üzerindeki kayıtlı bilgiyi aktaramayacak düzeyde zarar gördüğünden, antik insanlar genellikle zamana karşı yüksek dirence sahip kil tabletlere yazmayı tercih etmişlerdir. Dikili taşlar, o dönemden günümüze ayakta kalabilen mabetlerin bazılarındaki yazıtlar, taşlara kazınmış bazı kayıtlar, eskiçağ eserleri ve üstte de bahsettiğim kil tabletler bunlara örnek olarak verilebilir. Çalışmamızda bunlardan edinebildiğimiz bilgilerden yola çıkarak Persler üzerinde kısaca duracağız. Kyros o dönemin olanaklarıyla nerede nasıl savaşlar yapmış, nereleri nasıl almış vb. gibi konuları incelemeye ve bilgi aktarmaya çalışacağız. Bu çalışma daha iyi anlaşılabilmesi için bölümlere ayrılmış ve konular bu şekilde ele alınmıştır.
Kyros Döneminde Perslerin Savaşları Üzerine Araştırma
- Perslerin Kuruluşu ve Genel Bilgiler
- Anadolu’ya ilerleyişleri
- Mezopotamya Seferi
- Asya Seferi
4.a. Herodotos’a Göre Büyük Kyros’un Asya Seferi
Tarihçi Herodotos, Kyros’a en fazla direnen halklardan bahsetmiş olup direnmeden teslim olanları anmamıştır bile. Kyros Babil’i düşürdükten sonra zengin madenlerle dolu olduğu bilinen Orta Asya’ya gelmişti. Orta Asya’da kimilerine göre Türk olduğu rivayet edilen İskitler vardı. Bugünkü Kazakistan toprakları üzerinde göçebe bir hayat yaşıyorlardı. Asya zengin altın ve bakır madenlerin olduğu yeraltı zenginlikleriyle doluydu. Denizi ile Aral Gölü çevresindeki bölgelerde, bazen de Kafkasya bölgesinde dururlardı. Kyros’un burayı ele geçirmekteki amaçlarından birisi de bölgenin zenginlikleriydi. Diğeri ise kendisinin, insanları tek çatı altında toplamak için gönderildiğine inanmasıydı. Kyros, Babil’den Ekbatana’ya döndü ve savaş hazırlıklarına başladı. Massagetler’in başında Tomris isminde kocasının ölümünden sonra İskit tahtına geçmiş bir hükümdar kadın vardı. Kyros, Tomris’e bir elçi göndererek Tomris ile evlenmek istediğini iletti fakat Tomris, Kyros’un niyetinin evlilik değil ülkesini boyunduruk altına almak olduğunun farkında olduğu için bu teklifi reddetti. Bu reddedilmesi üzerine Kyros ordusu ile İskit sınırlarını geçmeye başladı. Bu sırada bir İskit elçisi geldi ve Kyros’a, Tomris’in mesajını iletti. Tomris; herkesin kendi ülkesine dönmesini ve herkesin kendi halkını idare etmesi gerektiğini söyledi. Kyros bu elçiyi dikkate almadı.[14] Ordusuyla sınırı geçmeye başladığında bir harp meclisi kurdu ve buraya Perslerin ileri gelenlerini davet edip görüş alışverişinde bulundu. Lidya kralı Kroisos da orada bulunuyordu. Her kafadan bir ses çıktı ve Kroisos’a ne yapılması gerektiğini sordu. Kroisos ise: “Kral“ dedi, “sana daha önce de demiştim, mademki Zeus beni sana verdi, soyunu tehlikeye atacak bir tuzak gördüğüm zaman bunu savuşturmak için elimden geleni yapmalıyım. Uğramış olduğum talihsizlik ve her şeyimi kaybetmiş olmam bana çok şey öğretti. Sen bir ölümsüz olsaydın ve komuta ettiğin birlikler ölümsüzlerden kurulmuş olsaydı, düşündüklerimi sana açmak zahmetine katlanmazdım; ama eğer sen de kendinin bir insan olduğunu ve insanlara komuta ettiğini kabul ediyorsan, önce şunu öğrenmelisin ki, insanın talihi bir tekerleğe benzer, döner, her zaman yüze gülmez. Bu ki, ben şimdilik karşı karşıya bulunduğumuz iş için başka türlü düşünüyorum. Eğer düşmanın saldırısını bu ülkede karşılarsak şu tehlikeye düşeriz: Yenilirsen, hem savaşı, hem de bütün imparatorluğu kaybetmiş olursun; İskitler savaşı kazanırlarsa, geri dönmezler, bu besbelli bir şey, senin krallığına karşı sefere devam ederler. Yendin diyelim, o zaman da bu onların toprağında kazanacağın zafer kadar büyük olmayacak, çünkü orada kaçan Massagetler’i, mutlu bir savaştan sonra kovalayabilirsin; şimdi gene baştaki düşünceme dönüyorum: Düşmanlarını yenersen, Tomris’in imparatorluğunun yüreğine kadar yürüyebilirsin. Bir de bırak bütün bu söylediklerimi, ayıp olur, dayanılmaz bir şey olur, Kyros’un, Kambyses oğlunun bir kadın önünde geri basıp ülkesinden bir parçayı ona bırakması. Şimdi benim düşüncem, ırmağı geçmek, ileri yürümek, düşman nereye kadar çekilirse, oraya kadar ilerlemek; sonra nasıl olacağını söyleyeceğim şekilde onlardan daha uygun bir duruma geçmek. Söyleyeceğim dediğim de şu, İskitler Perslerdeki inceliği bilmezler. Bu adamları denemek için sürülerimizden birçok hayvan öldürelim, yemekler pişirtelim, konak yerimizde büyük bir şölen yapalım; masrafa bakmadan, şarap, yemek ne varsa hepsini ortaya dökelim; sonra konak yerinde ordumuzun en az işe yarayanlarını bırakıp, üst yanını toplayarak ırmağa doğru geri çekilelim. Ya büsbütün yanılıyorum ya da onlar bu kadar güzel şeyi bir arada görünce üstüne atılacaklar ve kendimizi göstermek için meydanı bize bırakacaklar.“ diyerek kendi görüşünü belirtti.[15] Kyros bu görüşü beğendi ve buna göre hareket etmeye karar verdi. Bir çadır kurdurttu ve etrafına ufak bir Pers ordusunu koydu. Tomris’in oğlu komutasındaki bir İskit ordusu, Pers ordusunu yok edip çadıra yöneldi. Çadırdaki her şeyi yiyip içip sarhoş oldular. Daha sonrasında Perslerin ana ordusu belirdi ve bu İskit ordusunu, Tomris’in oğlu ile beraber esir aldı. Bu durum üzerine Tomris bir elçi daha yolladı ve “Massagetler’in bu ufak ordusu üzerinde kazandığın kaba zafer ile övüneblirsin.“ diyerek kendi ülkesine dönmesini istedi ve “Geri çekilmezsen Massagetler’in tanrısı olan Güneş adına yemin ederim ki seni ben kanla doyuracağım!“ diyerek bu meşhur sözünü söylemiştir. Kyros buna da aldırış etmedi. Daha sonra İskitler tam kapasiteli ordularıyla Perslerin karşısına çıktılar. Heredotos’un anlatımına göre önce birbirlerine ok atarak saldırmışlar sonrasında ise hançer ve kargılarla çarpışmışlardır. Savaşın sonucunda kazanan Massagetler oldu ve canını kurtarabilenler kaçtı. Kyros ise ordusunun çok büyük bir kısmı ile birlikte öldürüldü.[16] Kraliçe Tomris, savaş meydanını dolaşıp Kyros’u aradı ve onu bulunca başını kesip kan dolu bir fıçıya soktu ve şöyle söyledi: “Sana söz verdiğim gibi, benim elimden kana doyuyorsun.“
4.b. Diğer Tarihçilere Göre Birinci Asya Seferi
Büyük Kyros’un, Orta Asya seferinin ilerleyiş rotası, o dönemki yazarlarca sadece kısa kısa üzerinde durulmuş çelişkili cümlelerden ibarettir. Bazı bilim insanları çeşitli çalışmalarla bunu çok az genişletebilseler de hâlâ çok büyük bir kısmı büyük belirsizlikler kümesinden ibarettir. Bilim insanları, Büyük İskender’in izlediği güzergâhı izleyerek Büyük Kyros’un sefer rotasını bulmayı denemişlerdir. Konuyla ilgili elimizdeki en temel veri Damaskuslu Nikolaos (MÖ 64-?) ve Ksenophon’a aittir. Ksenophon’un verdiği bilgiler ise Büyük Kyros’un hâkimiyetine giren ilk Orta Asya kabilelerinin Cadusialılar ve Hyrcanialılar olduğunu göstermektedir. Kyros buradan Massagetler ile akraba oldukları düşünülen Derbikler ile savaşa tutuşmuş ve galip olan taraf ise Derbikler olmuştur.[17] Derbikler, Hintlilerden fil ve asker desteği alarak Perslere karşı direnmişlerdir. Bu esnada Kyros, bir Hintlinin mızrak darbesinden ötürü ağır yaralanmış ve askerleri tarafından ordugâhına taşınmıştır. Fakat iki gün sonra yaşamını yitirmiştir. Sakalar, Kyros’a olanları öğrenince desteğe gelmişler ve Derbikleri yok etmişlerdir. Bu savaştan sonra Derbiler Persler’in himayesi altına girmiştir. Kyros’un bu savaşta öldüğünü iddia eden Ktesias’ın bu iddiası şüphelidir ve teyit edilmemiştir. Yapılan araştırmalar Derbikler’in yenilmesinin ardından Kyros’un, Aria, Margiana ve Chorasmia bölgelerini ele geçirdiği yönünde deliller vermektedir. Çünkü bu üç bölge onun Orta Asya’nın iç kesimlerine ilerleyebilmesi için stratejik bir öneme sahiptir.[18] Kyros Chorasmia’yı, Babil seferinden önce ele geçirmiştir ve biz bu bilgiye o civarlarda bulunan kil tabletler sayesinde ulaşıyoruz. Bu stratejik yerleri de ele geçiren Büyük Kyros’un önündeki yeni hedef Bactria olmuştur. Bactria’yı da imparatorluğuna katan Kyros; Gandhara, Sattagydia, Arachosia, Drangiana ve Gedrosia bölgelerine ilerlemiştir. Arrianos’un anlattığına göre İskender, Asya seferi sırasında Drangiana’da Ariaspae ismiyle bir kavimle karşılaşmıştır. Bu kavim, Kyros’un Massaget seferinde Kyros’un ordusuna yardım ettiği için “Hayırseverler“ anlamına gelen Ariaspae ismini almışlardır. Bu bilgiler Kyros’un Drangiana’yı imparatorluğuna kattığının bir işareti sayılabilir. Ayrıca bu bilgiler dikkate alındığında Büyük Kyros’un İskitlere karşı ilk saldırılarının bu dönemde başlamış olabileceği düşünülebilir. Kyros’un birinci Orta Asya seferinin son durağı Hintliler üzerine olmuştur. Fakat zorlu koşullardan ötürü ordusunda sadece yedi askerin hayatta kaldığı rivayet edilir. Seferini de burada bitirip Ekbatana’ya dönmüştür.[19]
4.c. Diğer Tarihçilere Göre İkinci Asya Seferi
Büyük Kyros, Mezopotamya’yı aldıktan sonra sıra Asya’ya gelmişti. Ordusunu hazırladı ve Asya üzerine yürümeye başladı. Fakat Asya’dan ziyade büyük ihtimal Mısır’ı egemenliği altına almayı düşünmüştü. Ancak sürekli akın yapıp imparatorluğun kuzey topraklarını zor durumda bırakan Massagetler yüzünden yönünü Asya’ya, yani Massagetlerin yaşadığı bölgeye çevirdi.[20] Massagetlerin başında Tomris isminde bir kraliçe vardı. Eşi öldüğü için başa onu geçirmişlerdi.[21] Massaget saldırılarını kesin bir şekilde halletmeyi düşünen Kyros, Seyhun Nehri’nin ötesine geçmiş ve buraya Kyropolis isminde garnizon şehri inşa ettiriştir.[22] Massaget ve Pers savaşı konusunda en detaylı bilgiler Herodotos’a aittir. Ona göre Kyros, Tomris ile evlenmek istemiş fakat Tomris, Kyros’un niyetinin toprak olduğunu bildiği için bu teklifi reddetmiştir. Bunun üzerine Kyros, Aras Nehri’ni geçmiştir.[23] Kyros, bir bölük Massaget ordusunu sarhoş edip esir almıştır ve esir aldıkları arasında Tomris’in oğlu da bulunmaktaydı. Oğlunun esir alındığını öğrenen kraliçe, Kyros’a elçi göndererek bu başarının Pers ordusuna değil onları sarhoş eden şaraba ait olduğunu söylemiştir. Ve oğlunun kendisine teslim edilmesini, ülkesinden de çıkıp gitmesini istemiştir. Kyros bu denilenleri dikkate almamıştır. Tomris’in oğlu Spargapises, kendisine gelince ellerinin çözülmesi için Kyros’a yalvarmış, elleri çözülünce de ani bir şekilde kendisini öldürmüştür.[24] Bunun üzerine Tomris savaş hazırlıklarına başlamış ve Pers ordusunun karşısına çıkmıştır. Savaş önce iki tarafın birbirine ok atmasıyla başlamış ve ondan sonra hançer ve kargılarla vuruşmaya dönüşmüştür. İki taraf da uzun bir süre birbirine üstünlük kuramamış ve çok kayıp vermiştir. Heredotos bu savaş için “Barbarlar arasında geçen en kanlı savaş“ demiştir. Massaget ordusu bir süre sonra Pers ordusu üzerinde üstünlük kurmuş ve onları alt etmiştir. Kyros, ordusunun büyük bir bölümüyle beraber hayatını da kaybetmiştir. Herodotos’a göre, Kyros’un ölümü hakkında pek çok rivayet vardır ancak kendisine en inandırıcı gelen bu olduğu için bunu anlatmıştır.[25] Bu savaşın nerede olduğu konusunda bilim insanları bazı görüşler öne sürmüşler ve buna göre savaş; Ceyhun Nehri kıyısı, Tanrı Dağları civarı ve Talas bölgesi civarlarında yaşanmıştır.[26]
KAYNAKÇA
AŞAN, M. B., (2002). Yesi ve Çevresinde Sakalar. Türkler Ansiklopedisi, C.1, s. 628-631.
BİNGÖL, A. ve ÜNGÖR, İ. (2015). İskender’in Rüyası: Persler, Düşünce Dünyasında Türkiz, sy. 35, s. 31-84.
CEYLAN, ALPARSLAN ve CEYLAN, NEZAHAT, “İran Coğrafyasında Urartular“, Kafdağı, 2016, sy. 1, s. 13.
DURMUŞ, İLHAMİ, Türk Tarihinin Öncüleri, Akçağ Yayınları, Ankara 2013, s. 54, 55, 56.
DURMUŞ, İ., (2012). İskitler. Ankara: Akçağ Yayınları
DURMUŞ, İ., (1996). Massagetler. Bilig, sy. 3, s. 86-91.
FREEMAN, C., (2003). Mısır Yunan ve Roma Antik Akdeniz Uygarlıkları, (Çev. Suat Kemal Angı) Dost Kitabevi Yayınları, Ankara, s. 90.
GÜNAŞDI, YAVUZ ve ÖZGÜL, OKTAY, “M.Ö. VI-IV. Yüzyıllar Arası Anadolu-Pers İlişkilerinin Bir Değerlendirilmesi“, Türkiz, 2015, sy. 35, s. 105.
HERODOTOS, Herodot Tarihi, (Çeviren: Müntekim Ökmen), İstanbul: Remzi Kitabevi, 1983.
KARAKETİR, ERAY, (2017), “Pers kralı Büyük Kyros’un (MÖ 559-530) Orta Asya Seferleri ve Ölümü“
KARATAY, O., (2012). İran ile Turan: Eskiçağ’da Avrasya ve Ortadoğu’yu Hayal Etmek. İstanbul: Ötüken Neşriyat.
KİMBALL, J. D., (Mart-Nisan 2013). Savaşçı Kadınlar. Aktüel Arkeoloji, sy. 32, s. 100-113.
KUHRT, A., Eskiçağda Yakındoğu- Yaklaşık M.Ö. 3000-330 (çev. D. Şendil) İstanbul 2013.
KSENOPHON (2007). Kyros’un Eğitimi (Kyrou Paideia). (Çev. Furkan Akderin). İstanbul: Alfa Yayınları.
ROLLİGER, R., (2007). “Med Krallığı“, Arkeoatlas, sy. 6, s. 16.
SARIKAYA , SEVGİ, (2011) “Babil Kuneiform Tabletleri ile Antik Kaynaklar Işığında Media, Lydia ve Küçük Asya Fatihi Büyük Kyros“.
SEVİN, VELİ, Anadolu Arkeolojisi, Der Yayınları, İstanbul 2002, s.268-269.
SEVİN, V., Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası. Türk Tarih Kurumu Yayınları. Ankara 2001.