Çin'in Afrika Stratejisini Anlamak

Makale

Dünyadaki en güçlü ve etkili istihbarat servisleri açısından merak edilen en önemli konuların başında, Çin’in Afrika’daki askeri ve siyasi stratejik planları gelmektedir. Afrika madenleri ve enerji yatakları Çin’in bu kıtaya yönelmesinde temel etkendir. ...

Umut Berhan ŞEN
SASAM[1] Sosyal Politikalar Direktörü

ÖZET

Dünyadaki en güçlü ve etkili istihbarat servisleri açısından merak edilen en önemli konuların başında, Çin’in Afrika’daki askeri ve siyasi stratejik planları gelmektedir. Afrika madenleri ve enerji yatakları Çin’in bu kıtaya yönelmesinde temel etkendir. Çin-Afrika diplomatik ilişkileri, Mao Zedung döneminde 1956 yılında başlamıştır. 1960’lı yıllardan itibaren Çin Halk Cumhuriyeti, Afrika kıtasında ideolojik ihraç amaçlı ve yatırıma dayalı ekonomi ve güvenlik politikaları izlemeye başlamıştır. Günümüzde, Çin’in Afrika’ya yönelik politikası bazı çevreler tarafından yayılmacı veya yeni sömürgeci şeklinde nitelendirilmektedir. Çin’in kıtadaki faaliyetlerine Afrika içinde de bazı eleştiriler gelmektedir. Bu eleştiriler, büyük ölçüde, Çin’in Afrika’daki ekonomik etkinliklerinin sosyal ve çevresel açılardan yarattığı olumsuzluklar ile şeffaflık ve iyi yönetişim alanlarındaki eksikliklerine yöneliktir. Görülmektedir ki, Çin’in Afrika’daki yayılmacı faaliyetleri, küresel anlamda politik ve bilimsel bir konu başlığıdır. Dolayısıyla bu konudaki politik, istihbari ve operasyonel tartışmalarda, ABD’nin tek kutuplu sisteminin sona erdiği ve Çin’in gücünü arttırdığı küresel sistemde liderlik konumunu kaybettiği değerlendirmeleri yapılmaktadır. Çin, Afrika’nın sahip olduğu ekonomik potansiyeli de dikkate alarak, kara kıtayla olan ilişkilerini geliştirmek ve çeşitlendirmek istemektedir. Fakat, bu durum, ABD ve Fransa gibi bölgede etkin olan diğer büyük güçlerle çeşitli anlaşmazlıklar ve çatışmalar çıkmasına da neden olabilir. Dolayısıyla, Çin’in Afrika ülkelerine yaptığı büyük mali yardımlar ve Sudan, Angola, Nijerya gibi ülkelerle kurduğu ortaklıkların kısa vadede büyük sonuçlar doğuracağı düşünülse de, orta ve uzun vadede, Afrika’da politik, ekonomik, demografik ve askeri sorunlara neden olacağını öngörüyoruz. Nihayetinde, ileride oluşacak yeni şartlar, Çin-Afrika ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir.

  1. GİRİŞ

Coğrafya, siyasetin maddi dünyasıdır. İbn-i Haldun’dan, Montesquieu’ya dek süregelen pek çok yapısalcı tarihçi, pek çok siyasal düşünür, coğrafya ile siyaset arasındaki ilişkiyi irdelemiştir. Son yıllarda, bölgemizde yaşanan gelişmeler gösteriyor ki, reel politik hesaplamalar, coğrafyayla sentezlenerek, bir takım reel politik kurgulamalara dönüşmektedir. Elbette, bu jeopolitik kurgular, savunmacı bir konseptte gelişebileceği gibi, saldırgan veya yayılmacı da olabilir. Afrika kıtası için büyük güçlerin tasarlamış olduğu çeşitli politik kurgular bulunmaktadır. Bunlar arasında son yılarda göze çarpan ise Çin’in Afrika’daki jeostratejik faaliyetleridir.

Çin uygarlığı ve Çin ulusu, bilinen kadim tarihten günümüze değin, esrarengiz ve güçlü yapısıyla Asya’nın süper gücü olmayı başarmış bir ulus, medeniyet ve devlet organizasyondur. Türk ve dünya tarihindeki yeri daima önemli olmuş ve rakiplerince daima temkinli yaklaşılan bir devlet olabilmiştir. Çin, günümüzde de, küresel arenada lider süper güç olma iddiasını sürdürmekte ve çalışmalarını da bu yönde devam ettirmektedir. 1950'lerden itibaren sürdürdüğü ekonomik kalkınma hamleleriyle eşgüdümlü olarak, siyasi ve askeri gücünü artıran Çin Halk Cumhuriyeti, küresel bir güç olma yolunda önemli adımlar atmıştır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin küresel siyaset sahnesinde güç ve etkinliğini giderek artırdığı genel olarak kabul edilen bir olgudur. Ancak, Çin'in çeşitli yapısal sorunları bulunmaktadır ve söz konusu sorunların ele alınış biçiminin Çin’de önümüzdeki dönemde genel durum ve görünüşü etkileyebileceğini düşünüyorum.

ABD Ulusal İstihbarat Konseyi tarafından Aralık 2012 tarihinde yayınlanan ve ABD Yönetimlerine uzun dönemli stratejik planlamada yardımcı olmayı amaçlayan “Küresel Eğilimler 2030“ isimli raporda da bu kapsamda, önümüzdeki dönemde Asya-Pasifik’in en önemli küresel güç merkezi haline geleceği ve Çin’in çeşitli güç unsurları bakımından ABD’yi geride bırakacağı öngörüsünde bulunulmaktadır. Ayrıca Çin'in Afrika'ya yönelik askeri ve ekonomik faaliyetlerine de özellikle dikkat çekilmektedir.
Günümüzde 'ABD’nin en fazla borçlandığı devlet' olan Çin Halk Cumhuriyeti, pandemiyi küresel ekonomik hegemonya için nihai fırsata çevirmeyi başarmıştır. Dünyanın bu durumu dengelemesi imkansızlaşırken, akla şu soru geliyor: Günümüzde, Konfüçyüsizm ve Maoizmin sentezi olarak gelişen yeni Çin Hegemonik distopya düzeni, rasyonalist Batı uygarlığına karşı politik ve ekonomik üstünlük sağlayabilecek mi? Bunu elbette zaman gösterecektir. Dolayısıyla dünyanın bu anlamda orta noktada bulunan ülkesi Türkiye, pandemi sürecinde başlayan bu yeni ve sonucu belirsiz hegemonya mücadelesi henüz nihayete ermemişken, küresel ittifaklarını gözden geçirmek, zamana ve koşullara göre yeni hamleler yapmak ve stratejilerini sürekli olarak güncellemek durumundadır. Özellikle Ortadoğu ve Afrika'da daima aktif ve güçlü olmak isteyen bir Türkiye Cumhuriyet, Çin'in bu bölgelerde yürüttüğü ekonomik ve askeri faaliyetlere yönelik daima tedbirli, temkinli ve teyakkuzda olmak durumundadır


[1] Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2769 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1109
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

Karadeniz bölgesi geçmişten günümüze çeşitli devletlerin mücadele verdiği alan olarak değerlendirilmiştir. Jeopolitik terimini ilk kullanan Rudolf Kjellen; bu kavramın ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceğinin altını çizmiştir. Özellikle Soğuk Savaş döneminden sonra farklı devletlerin ortaya çıkma...;

Sovyetler Birliği’nin dağılması, 20. yüzyılın en kritik siyasi olaylarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu olay, yalnızca bir süper gücün çöküşünü değil, aynı zamanda küresel siyaset ve ekonomi üzerinde derin ve kalıcı etkiler yaratmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci, ideolojik çatışmal...;

Cumartesi günü (27 Temmuz 2024) Golan Tepeleri'ndeki bir futbol sahasına yapılan roket saldırısı, pek çok gözlemcinin İsrail ile Hizbullah arasında topyekûn bir savaşın fitilini ateşleyebileceğinden korktuğu türden büyük çaplı bir olaydı. Çoğunlukla Lübnan-İsrail sınırında olmak üzere dokuz ay süren...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.

Orta Doğu coğrafyası, 2010 yılının aralık ayından bu yana Tunus ile başlayan, günümüzde de tüm şiddetiyle Suriye’de devam eden devrim süreçlerinin etkisiyle hızlı bir değişim ve dönüşüm iklimine girmiştir.

Yemen, Coğrafi konumu itibarıyla kızıl denizin Hint Okyanusu’na açıldığı kapıdır. Afrika boynuzu ile birlikte Bab’ül Mendeb boğazının doğu kıyısında yer almaktadır. Yeryüzünde denizler üzerinde seyreden malların p gibi büyük bir oranı Süveyş kanalı, Kızıl Deniz ve Aden körfezinden geçtiği düşünülürs...

Somali Cumhuriyeti; Afrika’nın doğusunda yer almakta olup Afrika Boynuzu olarak adlandırılan ve dünya gündemine açlığın, kıtlığın ve bulaşıcı hastalıkların yol açtığı felaketler nedeniyle sık sık gelen bir bölgede konumlanmış durumdadır.

Uzun yıllar boyunca Liberya meselesi, dünya gündemini meşgul eden bir konu olmuştur. Yaşanan İç Savaş boyunca sıklıkla çatışmalar ve ölümlerle anılan ülkenin günümüzde yeniden dirilme mücadelesi vermesi, diğer aktörler tarafından dikkatle izlenmektedir.

Afrika’nın batısında bulunan Benin Cumhuriyeti, kuzey batıda Burkina Faso Cumhuriyeti, kuzey doğuda Nijer, doğuda Nijerya, batıda ise Togo ile komşudur. Benin’in bu 4 ülkeyle toplam 1989 km sınırı vardır. Bu sınırlardan en uzunu Nijerya ile olan 773 km’lik sınırdır.

56.785 km²’lik yüzölçümüne sahip olan Togo Cumhuriyeti, Batı Afrika’nın orta - güney kıyısında yer alır. Togo Cumhuriyeti’nin doğusunda Benin Cumhuriyeti, kuzeyinde Burkina Faso, batısında ise Gana yer alır. Togo’nun, Benin Körfezi’ne, bir diğer şekliyle belirtmek gerekirse Atlas Okyanusu’na da kıyı...