Prof. Dr. A. Beril TUĞRUL
Özet
Bu çalışmada, bipolar ve monopolar dönemlerdeki enerji dengeleriyle günümüzde oluşmakta olan multipole doğru geçilirken enerji dengelerinin değişimleri ele alınarak irdelenmektedir. Burada, Ukrayna’da yaşanan sıcak çatışmaların, önemli bir kırılma noktasını oluşturduğu üzerinde durulmaktadır. Ukrayna’da yaşananların, önceleri bölgesel enerji dengelerini değiştirmekte olduğu düşünülürken, giderek daha büyük bir etkinlik kazanmakta olduğu ve kıtasal ve nihayet küresel enerji dengelerini değiştirmekte olduğu somut örneklerle betimlenmektedir. Son olarak Ukrayna’da yaşananların başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere farklı ülke ve bölgeleri etkilemesi ve ortaya çıkan güvenlik yansımaları üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda Türkiye için de durum değerlendirmesi yapılmaktadır. Önümüzdeki dönemde beklenti doğrultusundaki gelişmeler ve güvenliğe olası yansımaları PEST Analizi yapılarak irdelenmektedir.
Giriş
Enerji, bütün ülkeler için önemli bir olgu olup özellikle de elektrik enerjisi üretimi ve gelecek projeksiyonunun planlanması, “enerji politikalarının“ ana paradigmasını oluşturmaktadır. Bir başka deyişle, özellikle elektrik enerjisi üretimi için yararlanılabilecek enerji kaynakları ve bu kaynaklara ulaşım ve de kullanım programları, her zaman öne çıkan metafor olmaktadır.
Birçok enerji kaynağından bahsedilebilirse de emre amade olan, dolayısıyla günden ve mevsimden ari olarak her istendiği zaman tam güçte enerji santrallarını devrede tutabilecek enerji kaynakları ayrı bir öneme haizdir. Bu bağlamda, elektrik üretiminde süreklilikle kullanılabilecek termik santrallar ile nükleer santrallar enerji politikalarında öne çıkmaktadır. Dolayısıyla fosil yakıtlar (kömür, petrol ve doğalgaz) ve uranyum enerji politikaları açısından stratejik önem arz etmektedir.
Burada şunu da belirtmek gerekir ki; fosil yakıtların kullanılmasının sera gazlarının salımına neden olması ve sera gazlarının da iklim değişikliği başta olmak üzere çevre sorunlarına sebep olması önemli bir sorun olarak kendini göstermiştir. Bu nedenle sera gazı salımı nispeten daha az olan ve ilaveten yakılması ve de kullanımı daha kolay olan fosil yakıt olan doğal gaz giderek daha çok tercih edilir olmuştur.
Öte yandan, “Sanayi Devrimi“nden sonra yaşam tarzları ve refah sistemi etkilenmiştir. Bir başka deyişle, sanayi devriminin yaygınlaşmasından sonra dünya siyasi düzeni önemli ölçüde farklılıklar göstermiştir. I. Dünya Savaşından önce “çok kutuplu (multipolar)“ bir dünya düzeni söz konusu iken II. Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan “iki kutuplu (bipolar)“ ve SSCB’nin dağılmasından sonra “tek kutuplu (monopolar)“ dünya şartlarına dönüşmüştür. Böylelikle bir dünya siyasi döngüsünden bahsedilebilir hale gelmiştir. Günümüzde tekrar bir dönüşümün yaşanmakta olduğu gözlenmekte ve tekrar “çok kutuplu (multipolar)“ bir dünyaya doğru gidildiği izlenimi edinilmektedir. Tekrar çok kutuplu dünyaya geçişte; 2019’da ortaya çıkan COVID-19 Pandemisi ve takiben 2022 başından itibaren yaşanmakta olan “Ukrayna Krizi“nin etkin olduğu söylenebilir.
Dünya siyasi düzen döngüsü kendi doğası içinde yol alırken kullanılan enerji kaynakları da değişim göstermiştir. Öte yandan elektrik kullanımının giderek yaygınlaşması ile elektrik santralları 20. yüzyılda önem kazanmıştır. Elektrik tüketiminin dolayısıyla elektrik üretiminin artması, enerji politikalarında dönüşümlerin yaşanmasında etkin olmuştur. Bu bağlamda çok kutuplu dünyada (20. Yüzyıl öncesinde) kömür önde gelen kaynak iken I. Dünya Savaşından sonra kömür ile birlikte petrol de önem kazanmıştır. Zaman içinde petrolün önemi daha da artmıştır. II. Dünya Savaşından sonra ise petrol ve kömüre ilaveten doğal gaz da yaygın şekilde kullanılmaya başlanmış ve fazla olarak nükleer enerji santralları da kullanılmaya başlanmıştır.
Son olarak, yirmi birinci yüzyılda zaman ilerledikçe çok kutuplu (multipolar) dünya şartlarına doğru yol alınırken dünyada yaşanmakta olan iklim değişikliği şartlarının da etkisiyle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının benimsenmesi söz konusu olmuştur.