Komşuvarilik, Asyacılık, İslam Ülkeleri ve Çok Taraflılığı Teşvik

Açılış Konuşması

Bu tarihî ve güzel şehir İstanbul, uzun zamandır Batı ile Doğu'yu birbirine bağlayan köprü olarak bilinir ve umarım bu etkinlik, müreffeh ve gelişmiş bir bölgeye ulaşmak için İstanbul Boğazı'nın iki tarafını daha iyi anlamaya yardımcı olur....

Böylesine çok önemli bir etkinlikte üst düzey yetkililerin, uzmanların, akademisyenlerin, yazarların ve gazetecilerin bir araya geldiği bir toplantıda konuşmak benim için gerçekten büyük bir zevk. Ayrıca TASAM kurumuna ve bu önemli toplantıyı düzenleyenlere beni davet ettikleri için teşekkür ederim.

Bu tarihî ve güzel şehir İstanbul, uzun zamandır Batı ile Doğu'yu birbirine bağlayan köprü olarak bilinir ve umarım bu etkinlik, müreffeh ve gelişmiş bir bölgeye ulaşmak için İstanbul Boğazı'nın iki tarafını daha iyi anlamaya yardımcı olur.

Geçen yılki toplantıdan bu yana bölgemiz önemli gelişmelere sahne oldur. En önemlisi Ukrayna'daki savaş olsa da dikkatimizi Afganistan'da Taliban'ın devam eden hakimiyetinden Kafkasya'da devam eden gerilimlere, Amerikan güçlerinin bölgeden çekilmesinin sonuçlarından Yemen ve Filistin'deki siyasi gelişmeler dünyanın farklı bölgelerindeki diğer önemli gelişmelerden ayırmamalıyız. Günümüzün bu kaotik ortamında her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan şey, “güvenlik“ meselesi ve bunun gereklilikleridir. Bu nedenle “İstanbul Güvenlik Konferansı“ gibi toplantıların önemi geçen yıldan bu yana kesinlikle artmıştır ve yeni kavramsallaştırmalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Benim “komşuvarilik“ olarak yorumladığım işbirliği ve komşuluk ilişkileri kavramını genişletmek de bu yeni anlayışlardan biridir.

Uzun zamandır “güvenlik“ kavramı; iyi ilişkilerin ve işbirliğinin komşu devletler arasında kurulmasının ne denli gerekli bir konu olduğunun anlaşılması üzerine tanımlanmıştır. Bu amaçla komşumuz olan devletlerle, sonsuza kadar sınırdaş olduğumuzu bilerek, güvenliğin ancak; karşılıklı güven, millî imkanlara güven, işbirliğini güçlendirme ve dış güçlere bel bağlama üzerinden sağlanabileceği ortak inancına ulaşmamız gerekmektedir. Lakin burada komşuluk kavramı sadece sınır komşumuz ve coğrafi yakınlığı olan devletler ile sınırlandırılmamalıdır. Çünkü bu yeni anlamda, komşu devletler coğrafi olarak sınırlanmış olmayabilir. Bu fikri kabul etmemiz hâlinde komşuluk için coğrafya dışında başka özellikler de tanımlamamız gerekir. Bu yeni fikir ile Avrupa, Afganistan ve Basra Körfezi ülkeleri ile İran ve diğer bölge ülkeleri için “sınır bağlamında uzak komşu“ olarak görülmekte ve bu durumda iki taraf arasında olumlu etkileşimler başlatılabilmektedir.

Bu nedenledir ki İran İslam Cumhuriyeti'nin dış politikası; "komşuvarilik", "Asyacılık", "İslam ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya ülkeleri ile ilişkilerin genişletilmesi" ve "tek taraflılığa karşı çok taraflılığın teşvik edilmesi" gibi temellere dayanmaktadır. İran her zaman bölge içi diyalog yoluyla barışın gerçekleşmesini vurgulamış ve bölgedeki tüm ülkelerin çok taraflılığa bağlılığı ile Basra Körfezi bölgesinde yeni bir güvenlik yapısının oluşturulması için gerekli zeminin sağlanabileceğini öngörmüştür.



Bu bağlamda ve aslı olmayan propagandanın aksine İran, Ukrayna'daki savaşın ilk günü olan 24 Şubat 2022'den bu yana kendisini bu savaşta "aktif tarafsız" bir aktör ilan ederek, Rusya ve Ukrayna ile arasında artan gerilimden derin endişe duyduğunu dile getirmiştir. İran aynı zamanda tarafları sürekli olarak sorunlarını diyalog ve barışçıl yollarla çözmeye davet etmiştir. Bu bağlamda, bu savaşın taraflarından birine silah ve insansız hava aracı gönderdiği iddiası da herhangi temele dayanmayan bir iddiadır. Çünkü İran, "komşuvarilik" mantığıyla Rusya ve Ukrayna'yı komşuları olarak kabul etmekte ve bu iki ülke arasındaki savaşın devam etmesini kendi güvenliği ve bölgenin güvenliği açısından çok tehlikeli görmektedir.

KOEP (Kapsamlı Ortak Eylem Planı) ile ilgili olarak, bugün ABD'nin KOEP'den yasadışı olarak çekilmesinin ve ABD'nin İran ulusuna karşı ekonomik terör eyleminin yanı sıra üç Avrupa ülkesinin eylemsizliğinin üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmiştir. Geçen bir buçuk yıl boyunca, İran'ın yeni hükûmeti ciddiyetle, iyi niyetle ve iyi bir anlaşmaya varmak için çok sayıda girişimde bulunmuştur. İran'ın istediği şey adil ve makul olarak şu şekildedir; tüm yaptırımların kaldırılması, doğrulama ve taahhütlerine bağlı olarak gerekli garantilerin sağlanması. Ancak Batı tarafının ve özellikle Amerikalıların dürüstlükten uzak eylemleri iyi bir anlaşmaya varılmasını engellemiştir. Buna rağmen karşı tarafın gerekli siyasi kararları almaya hazır olması hâlinde en kısa sürede iyi bir anlaşmaya varmaya hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamaktayız.

Son yıllardaki bir başka trajik konu da Yemen’deki uzun süren savaşın devam etmesi ve bu savaşın insani boyutta yol açtığı felakettir. İran olarak, Yemene dair krizinin çözümünün, Yemenli-Yemenli diyalogları çerçevesinde Birleşmiş Milletler'in hayati rolünü oynaması ve Yemen halkının iradesine saygı duyulması ile mümkün olabileceğine inanmaktayız. Bu aynı zamanda dünyadaki tüm toplumların insanlık görevidir. İran İslam Cumhuriyeti, Yemen'de barış ve istikrarın tesis edilmesine güçlü bir şekilde destek vermeye devam etmektedir ve bu yöndeki tüm çabalarından vazgeçmeyecektir.

Afganistan ile ilgili olarak, bu ülkede DAİŞ faaliyetlerinin gelişmesi kadar şiddet ve terörün devam etmesinden de endişe duymaktayız. Afganistan'daki mevcut durum, askerî işgalin ve ABD'nin son yirmi yıldaki politikalarının bir ürünüdür. İran Devleti, Afganistan halkının her zaman yanındadır ve hem hükümet hem de sivil toplum kuruluşları eliyle Afganistan halkına insani yardım ve yakıt göndermeye devam etmektedir. Mevcut Afgan mültecileri ülkemize ve diğer komşu ülkelere ağır bir yük oluşturmaktadır ki bu yüzden insani yardım göndermek için kurumların ve uluslararası toplumların bu sürece aktif katılımı gerekmektedir. Afganistan'da bütün siyasi ve etnik grupların katılımıyla kapsayıcı bir hükûmetin kurulmasının barış ve istikrarın sağlanması için mutlaka gerekli olduğuna inanmaktayız.

Orta Doğu'da adaletsizliğin en önemli sembolü hâline gelen ve devam eden şiddette başı çeken Filistin'e gelince Hristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar da dahil olmak üzere Filistin'in asıl sakinleri arasında bir referandum düzenlemenin hâlâ en iyi çözüm olduğuna inanmaktayız. Birleşmiş Milletler'e tescil ettirilen bu çözüm, Filistin halkının kaderine ve geleceğine karar vermesine imkan sağlayacaktır.


İran İslam Cumhuriyeti, son zamanlarda İran'ın birkaç şehrinde yaşanan bazı huzursuzluklarla ilgili olarak oluşan sivil protestoları İran halkının hakkı olarak görmektedir. Fakat bunun yanında İran; üç Avrupa ülkesini ve ABD'yi de bu protestoları kışkırtmakla ve büyütmekle eleştirmektedir ancak yabancı ülkelerin müdahalelerinin bu protestoları sokak isyanlarına ve güvensizliğe dönüştürmesine izin vermeyecektir. Öyle ki İran'ın büyük halkı kırk yılı aşkın bir süre önce bağımsızlık, özgürlük ve İslam Cumhuriyeti sloganlarıyla devrimlerine başlamıştır. Dinî demokrasinin bu yeni modelinde İran İslam Cumhuriyeti, yüksek halk katılımıyla kırktan fazla genel seçim düzenlemiş ve her zaman anayasa çerçevesinde halkın sivil taleplerini yerine getirmeye çalışmıştır.

Son olarak, bu önemli konferansı düzenleyenlere bir kez daha teşekkür ediyor, etkinliğe katılan herkese başarılar diliyorum.

(İran Dışişleri Bakan Yardımcısı İran Dışişleri Bakan Yardımcısı, Açılış Konuşması Deşifre Metni, 8. İstanbul Güvenlik Konferansı, 03 Kasım 2022)

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Karadeniz bölgesi geçmişten günümüze çeşitli devletlerin mücadele verdiği alan olarak değerlendirilmiştir. Jeopolitik terimini ilk kullanan Rudolf Kjellen; bu kavramın ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceğinin altını çizmiştir. Özellikle Soğuk Savaş döneminden sonra farklı devletlerin ortaya çıkma...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin bugünü ve geleceğinin ele alındığı Avrupa Birliği Sempozyumu, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Türk Avrupa Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) işbirliğinde 02 Şubat 2018’de İstanbul Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.