Afrika’da Fransız-Rus Rekabetinin Son Sahnesi: Burkina Faso Darbesi

Makale

Burkina Faso’nun başkenti Vagadugu’da 30 Eylül sabahı saat 04.30’da, başta Baba Sy Askerî Kampı’ndan olmak üzere bir çok yerden silah sesleri duyuldu. Ardından ise devletin televizyon kanalı olan RTB’nin yayını kesilerek yüzbaşı İbrahim Traore liderliğindeki darbeci askerler burada bir bildiri okudu. ...

Huriye Yıldırım ÇINAR

Burkina Faso’nun başkenti Vagadugu’da 30 Eylül sabahı saat 04.30’da, başta Baba Sy Askerî Kampı’ndan olmak üzere bir çok yerden silah sesleri duyuldu. Ardından ise devletin televizyon kanalı olan RTB’nin yayını kesilerek yüzbaşı İbrahim Traore liderliğindeki darbeci askerler burada bir bildiri okudu. Okunan bildiride Devlet Başkanı Paul- Henri Sandaogo Damiba’nın ülkenin güvenliğini sağlayamadığı gerekçesiyle Damiba Hükümeti yönetimine el konulduğu belirtildi. Bildiride ayrıca ülke sınırlarının kapatıldığı, anayasanın askıya alındığı belertilerek 21:00-05:00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Bu gelişmelerden sonra başkent Vagadugu’da hareketli saatler yaşanmaya başladı. Darbenin başladığı gün öğleden sonra şehrin batısında Fransız Büyükelçiliği ve Fransız Enstitüsü önünde yangın çıktı. Damiba’nın ülkede güven ve istikrarı sağlayamadığı gerekçesiyle görevi hemen bırakmasını talep eden yüzlerce kişi sokaklarda gösteriler yaptı. Bu gösterilerde en dikkat çeken unsur ise Rus bayrağı taşıyan bazı protestocuların terörle mücadele için Sahel Bölgesinde bulunan Fransız güçlerinin buradan ayrılması ve Ruslarla askerî iş birliği yapılması talepleriydi. Göstericilerle hemen aynı saatlerde darbeciler de televizyon kanalında Damiba’nın Fransız özel kuvvetlerinin askerî üssü Kambonsin’de Fransızlarla beraber kendilerine karşı bir saldırı planladıklarını iddia etti. Fransız Dışişleri Bakanlığı ise Burkina Faso’daki gelişmelerle ilgisi olmadığını açıklamak zorunda kaldı.

Bilindiği üzere Burkina Faso’da Yarbay Damiba 24 Ocak’ta darbeyle iktidara el koymuştu. Göreve geldiğinde kendilerinin öncelikli amacının ülkede güvenliği tehdit eden cihadist terör örgütleriyle mücadele olduğunu belirtmişti. Ancak aradan geçen sekiz ayda terörle mücadeleye yönelik pek bir ilerleme sağlanamamıştı. Ayrıca Damiba kamuoyunda büyük bir imaj kaybına uğrayan Fransa ile de yakınlaşma çabası içerisindeydi. Yaz aylarında ülkenin çeşitli bölgelerinde yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırıları gerçekleşmiş, halkın Damiba Hükûmeti ve Fransa’ya yönelik tepkileri de artmıştı. Bu atmosferde ülkenin kuzeyinde topçu alayında görevli Yüzbaşı Traore ve birlikleri terör örgütlerinin büyük saldırılarına maruz kalarak darbeye girişti. Traore daha sonra yaptığı açıklamalarda Devlet Başkanı Damiba’nın başta terörle mücadelede seçkin bir birim olan “Kobralar“ olmak üzere sahadaki tüm birimleri harekete geçirmeyerek pasif kaldığını iddia etmişti.

Olayların ardından Damiba istifasını sunup komşu ülke Togo’ya sığındı. Yeni lider Traore ise Burkina Faso halkına destek ve mücadelelerine olan güveni için teşekkür edip halka normal yaşamlarına dönme çağrısı yaptı.

Genel olarak bakıldığı zaman Burkina Faso’da yaşananları son yıllarda Afrika’da tezahür eden Fransız-Rus rekabetinin bir sonucu olarak yorumlamak mümkündür. Birçok eski Fransız ülkesi Fransa’nın neokolonyal politikaları sonucu siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel krizlerle mücadele etmektedir. Diğer yandan Fransa’nın yönlendirdiği kolonyal ve neokolonyal politikalarıyla şekillendirdiği devlet inşalarının olumsuz sonuçlarından birisi olarak cihadist selefi terör örgütleri de son dönemde etkisini arttırmıştır. Öyle ki BM raporlarına göre geçtiğimiz yıl küresel çapta terör saldırıları sonucu hayatını kaybeden bireylerin %48’i Sahraaltı Afrika’da yaşamaktaydı. Fransa Sahel Bölgesinde yaklaşık 5100 birlik bulundurmasına rağmen terörle mücadelede başarılı bir izlenim sergilemekten çok uzaktır. Franck Paris’in Afrika danışmanlığını yaptığı Fransız Devlet Başkanı Macron Afrika’da giderek daha kötü bir imaja sahip olmaktadır. Siyasi olarak bağımsız ancak sosyo-ekonomik olarak kendilerini hâlâ özgür olarak hissedemeyen Mali, Senegal gibi birçok eski Fransız sömürgesi Fransa’nın kıtaya yönelik neokolonyal politikalarına giderek artan bir şekilde tepki göstermeye başlamıştır.

Fransa’nın Afrika’daki bu güç kaybına karşı Rusya Federasyonu kıtada giderek etkisini arttırmaktadır. Bilindiği üzere SSCB’nin yıkılmasının ardından siyasi, askerî ve sosyo-ekonomik açıdan çeşitli zorlukla mücadele eden Rusya Federasyonu’nun kısa sürede toplanıp yeniden küresel güç olma hedefinde Afrika önemli bir stratejik konuma sahiptir. Zengin yeraltı ve yerüstü kaynakları yanında, hızla gelişen ekonomileri ve artan tüketim oranlarıyla Afrika orta ve uzun vadeli yatırımlar için muazzam değerde bir pazar olarak görülmektedir. Bu nedenle Rusya birçok Afrika ülkesinde ticaret ve yatırım girişimlerini arttırmaya başlamıştır. Geliştirilen bu ilişkiler neticesinde 2019 yılında Rusya’nın Afrika kıtasıyla ticaretinin toplam değeri %17’lik bir artışla yaklaşık 20 milyar dolara ulaşmıştır. Rusya Afrika’da ticaret yanında güvenlik ve savunma alanlarında da ilişkilerini geliştirmektedir.

Gelinen noktada Macron, Afrika’da güç kaybederken artan Rus etkisinden büyük endişe duymaya başlamıştır. Mali örneğinde olduğu gibi Ruslarla kurulacak askerî ilişkilere karşı Malili yetkileri uyarırken hâlâ eski kolonyal bağlarından güç aldığı ve bölgede yükselen Rusya gibi aktörleri bertaraf etmeye çalıştığı görülmüştü. Burkina Faso gelişmeleri de halkın ülkedeki Fransız varlığından hoşnutsuzluğuna karşın Rusya ile kurulacak askerî ilişkilerin terörle mücadelede başarıyı sağlayacağı inancı Macron’un bu endişelerini haklı çıkarır niteliktedir. Görünen o ki Fransa’nın Afrika’daki eski sömürgeleri önümüzdeki süreçte bağımsızlık ve istikrarlarına yönelik bir tehdit olarak gördükleri Fransız etkisinden kurtulmak için Rusya gibi kıtada yükselen yeni aktörlerle iş birliklerini daha çok arttırma yoluna gidecektir. Kıtadaki bu değişim ise Mali ve Burkina Faso’da olduğu gibi şiddet olaylarına yol açma olasılığı ise yüksektir.

 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2724 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1087
Avrupa 22 641
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1386 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 294
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

Kosova’nın Sırp sınırına yakın ve Sırp nüfusun yoğunlukta olduğu bu kısmındaki dört Sırp belediye başkanının Kurti yönetiminin kararını protesto amaçlı istifası ile 2022 Kasımında artan gerilim NATO’nun müdahale kararına sebep olacak düzeyde büyüdü.;

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde ...;

Türkiye'nin, Yeni İpek Yolu güzergâhında, Orta Koridorun gelişimi, Avrasya üzerinden karasal Doğu-Batı ticaretinde lojistik üs haline gelmesi ve tedarik zincirinde merkez konumda olması, ekonomi ve dış politika önceliklerden biridir. Ayrıca Türkiye'nin bir enerji ticaret merkezi olma rolü güçlenmeli...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Bu makalem iyi niyetlerle hazırlandığına inandığım, fakat arşiv gerçekliğinden uzak kalmış, bu nedenle yanlışlar içindeki “Atatürk ve Bandırma Vapuru“ metni esas olmak üzere, bu konudaki tüm benzer anlatımları düzeltmek ve imkan yaratmak amacıyla çalışılmıştır.;

Güçlü Müslüman devletlerin istikrarsızlaştırıldığına, “Çok-uluslu Koalisyon” adı verilen kavram tarafından BM Güvenlik Konseyi’nin BM tüzüğünün yedinci bölümü altındaki rolünün ayaklar altına alındığına şahit olduk. Son Afganistan krizinde görüldüğü gibi NATO’nun bölge-dışı operasyonlarını genişlett...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...