Afrika’daki Gıda Krizi ve Uluslararası Sistem

Yorum

Afrika’da son 10 yılda acil gıda yardımına ihtiyaç duyan insan sayısı yaklaşık olarak 7 milyondan 27 milyona çıktı. Yaklaşık %386 oranındaki bu artışın çeşitli nedenleri var. Bu yıla kadar Afrika’daki gıda krizinin en büyük nedeninin iklim değişikliği ve ona bağlı çevresel sorunlar olduğu görüşü hâkimdi. Ancak diğer yandan ulusal ve uluslararası sistemlerden kaynaklanan ekonomik kriz, terörizm, savaş gibi sorunlar da bu krizi alevlendirmektedir. ...

Huriye YILDIRIM ÇINAR
Kocaeli Üniversitesi
Doktora Öğrencisi

Afrika’da son 10 yılda acil gıda yardımına ihtiyaç duyan insan sayısı yaklaşık olarak 7 milyondan 27 milyona çıktı. Yaklaşık %386 oranındaki bu artışın çeşitli nedenleri var. Bu yıla kadar Afrika’daki gıda krizinin en büyük nedeninin iklim değişikliği ve ona bağlı çevresel sorunlar olduğu görüşü hâkimdi. Ancak diğer yandan ulusal ve uluslararası sistemlerden kaynaklanan ekonomik kriz, terörizm, savaş gibi sorunlar da bu krizi alevlendirmektedir.

Son IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change - Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) Raporuna göre de Afrika iklim değişikliğine karşı dünyadaki en kırılgan bölgelerden biridir. Son 100 yıllık süreçte Afrika kıtasında son zamanların en yüksek sıcaklık seviyesine ulaşılmıştır. Bu yüzyılın ortalarına doğru küresel sıcaklık 1,5-2 derece artacakken, Afrika’da 4-6 derecelik değer yükselmesi beklenmektedir. Bölgede var olan kuraklığın ilerleyen dönemlerde iklim değişikliği nedeniyle yağışların azalması ve sıcaklığın artmasının da etkisiyle artarak devam edeceği tahmin edilmektedir. Afrika’daki yer üstü ve yer altı su kaynaklarının seviyesinin azalacağı ve temiz suya erişimin daha da güçleşeceği beklenmektedir. Diğer taraftan tüm dünyada deniz seviyesinin yükselmesi ve su baskınları da bölgede etkili olabilecektir. Bu yüzyılın sonlarına doğru Afrika’nın Sahel Bölgesi’nde yaklaşık 3 milyon kişinin deniz seviyesinin yükselmesinden etkileneceği tahmin edilmektedir. Buzulların erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi diğer yandan okyanusların da asidite oranını değiştirerek denizlerdeki canlı popülasyonlarını da olumsuz etkileyecektir. Böylelikle bilhassa Afrika’nın kıyı bölgelerinde balıkçılıkla geçinen insanların gelir kaynağı tehlike altındadır. Ayrıca Afrika’nın kıyı bölgelerindeki dar gelirli çok sayıda insan için balık önemli bir protein kaynağıdır. İklim değişikliği sonucu balık türü ve sayılarının azalması bu insanların sağlıklı protein kaynağına erişimini kısıtlayabilecektir.

Afrika’da insanların gıdaya erişimini engelleyen kuraklık ve iklimsel değişiklik dışındaki diğer bir önemli unsur bölge devletlerinin sosyo-ekonomik yapılarındaki çatlaklardır. Bu devletlerde nüfusun büyük bir kısmı işsizlik ve yoksullukla mücadele etmektedir. Merkezî devletlerin kamu hizmetleri ve sosyal yardım programları da nüfusun tamamı için yeterli değildir. Bu nedenle kıtanın yıllık nüfus artış oranının %2,5 olduğu da göz önünde bulundurulursa, hızla artan nüfusun başta gıda olmak üzere temel yaşam gereksinimleri sağlanamamaktadır. BM bu tablodan en olumsuz etkilenen kesim olan 0-5 yaş aralığındaki yaklaşık 6,3 milyon çocuğun akut yetersiz besleneceğini ve hayati sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabileceklerini belirtmiştir. Daha önceki yıllarda BM ve FAO gibi uluslararası örgütlerle Avrupa’dan çeşitli ülkeler Afrika’ya çeşitli gıda yardımı projeleri gerçekleştirilmiştir. Ancak Kovid-19 pandemisi sonrasında bu yardımların gözle görülür bir şekilde azaldığı da bilinmektedir. Bu nedenle Afrika’daki gıda krizini tetikleyen bir diğer unsur olarak tüm dünyada derin etkiler bırakan Kovid-19 pandemisini göstermek mümkündür.

Diğer yandan bilhassa Sahraaltı Afrika olmak üzere bazı bölgelerde terörizm ve iç savaşların tarım ve hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyerek bölge halkının gıda sıkıntısı çekmesine neden olduğunu da söyleyebiliriz. Örneğin Nijerya ve çevresinde etkili olan Boko Haram ele geçirdiği topraklarda çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini sürdürebilmesine engel olmuş ya da bu insanların mahsullerine el koymuştur. Teröristlerin eylem ve yağmaları sonucunda hem gelir kaynaklarını hem de kimi zaman tüm yıl yiyeceği ürünleri kaybeden bölge halkı büyük sıkıntılar çekmektedir. Diğer yandan Boko Haram biber, kakao ve balık gibi kimi ürünlerin ticaretini yaparak kendisine maddi gelir sağlamaktadır. Örgütün gelir kaynaklarını kesmek amacıyla Nijerya Hükümetinin zaman zaman bu ürünlerin ticaretini yasaklaması da bölgede bu ürünlerin ticaretinden geçiren diğer insanların geçim kaynaklarına büyük darbe indirmiştir.

Son olarak ise Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş da Afrika’da çok büyük bir kesimin gıdaya erişimini tehlikeye atmaktadır. Bilindiği gibi Ukrayna ve Rusya arpa, ayçiçeği ve mısırın uluslararası alanda ilk beş ihracatçısı içindedir. Ayrıca bu iki devlet dünya buğday ihracatının üçte birlik payına sahiptir. Sadece 2020 yılında Afrikalı devletler Rusya’dan 4 milyar dolarlık, Ukrayna’dan ise 2,9 milyar dolarlık tarım ürünü ithal etmiştir. Örneğin 206 milyonluk nüfusunun gıda gereksinimi karşılayabilmek için dünyanın dördüncü büyük buğday ithalatçısı sıfatına haiz Nijerya, ithalatının %25’ini Ukrayna ve Rusya’dan almaktadır. Sudan, Uganda, Tanzanya gibi ülkeler de buğday ithalatının neredeyse yarıya yakınını bu iki devletten karşılamaktadır. Ancak Ukrayna ve Rusya arasında devam eden bu savaş sonucunda bu iki ülkeden ithal edilen gıda ürünlerinin fiyatını yükselmiştir. Neticede henüz Kovid-19 pandemisinin yaralarını saramayan Afrika halkı yükselen gıda fiyatları karşısında daha vahim bir tablo ile karşı karşıya kalmıştır.

Afrika’daki bireylerin karşı karşıya kaldığı bu gıda krizinin çözüme kavuşturulması için uluslararası bir iş birliği elzemdir. Çünkü kıtadaki birçok devletin ekonomisi büyük krizlerle mücadele etmektefir, bir kısmı da borçlarını ödemekte zorlanmaktadır. Bu nedenle vatandaşlarına karşı kamu hizmetleri ve sosyal yardım programlarını karşılamakta güçlük çekmektedir. Dünya Bankası, IMF, DTÖ gibi uluslararası kuruluşların temsilcileri yakın zamanda uluslararası toplumu bu gıda krizine karşı tarımsal faaliyetleri desteklemeye çağırdı. Ancak diğer yandan bu kuruluşların uzun yıllar birçok Afrika devletine baskı yaparak, halka yakıt ve gıda sübvanse etmesini, azaltma ya da tamamen kesmemesini sağladığı da unutulmamalıdır. Neticede bu uluslararası kuruluşların birkaç on yıldır süren neoliberal politikaları günümüzde Afrika halklarının karşı karşıya kaldığı birçok sorunun zeminini oluşturmaktadır.

25.05.2022
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2781 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1117
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Teknopolitik, teknolojinin dünya siyasetinde ve toplumsal yapıda oynadığı yeni rolü anlamak için kullanılan bir kavram. Bu kavram, teknolojinin ekonomik, politik ve kültürel dinamikleri nasıl dönüştürdüğünü ve yeni bir dünya düzeni inşa etmekte olduğunu anlatıyor. Teknoloji, artık sadece bir araç de...;

II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte modern istihbarat teşkilleri radikal değişimler yaşamaya başladılar. Her şey de önce istihbarat askerlerin işi olmaktan çıktı ve CIA’nın kurulması ile birlikte istihbaratın barışta da ihtiyaç olduğu kabul edilmiş oldu. 1952’de Sherman Kent’in kurduğu ana...;

Çin’in küresel ekonomik sistemin resmen ve fiilen dışında kalıp güçlendiği yıllarda, uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi için büyük bir çaba sarf eden ülkeler, çeşitli yuvarlak masa toplantılarıyla, üzerinde uzlaşılan bir serbest ve adil bir ticaret mekanizması yaratmışlardı. ;

Artık ahkâm kesmekten öte çapı kalmayan Birleşmiş Milletlerin(BM), Afet Riski Azaltma Günü yaklaşırken uygun gördüğü tema bu yıl oldukça ilginç. Adeta eski kuşaklardan ümidi kesmişçesine 2024, Uluslararası Afet Riski Azaltma Günü olan 13 Ekim için açıklanan tema “ Bir Sonraki Kuşağın, dirençli bir G...;

Gelecek artık bugün oldu. Günümüz savaşlarında silahlar bir kere ateşlenince kimin nereden ve nasıl vuracağı belli olmayacak, durum hızla tırmanma riski gösterecektir. Füze savaşları ve hassas güdümlü mühimmat kullanımı ile devam edecek ilk dönem farklı platformlar, sensörler ve mühimmat ile destekl...;

Afrika, küresel terör örgütleri El Kaide ve DAEŞ'in rekabet ve savaş alanına dönüşmüş durumda. Bölgedeki zayıf devlet yapıları, etnik ve dini çatışmaların varlığı, ekonomik sorunlar ve sosyal huzursuzluk gibi etkenler, bu örgütler için ideal bir zemin yarattı. ;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden,;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.