Türk Polis Teşkilatında Dijital Dönüşüm ve Etkileri

Makale

Son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan büyümeler, internet kullanımının yaygınlaşması, bilgi çağına ve bilgi toplumu olarak nitelendirilen döneme geçiş ile birlikte kurumların görevlerini ifa etme şekli de dönüşüme uğramıştır. Birbirlerine internet aracılığıyla bağlı hale gelen insanlar, makineler, taşıtlar, eşyalar, kısaca nesneler, nesnelerin interneti ismi verilen konuyu kamu yönetimi gündemine taşımıştır....

Aykut KÜÇÜK

ÖZET
Son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan büyümeler, internet kullanımının yaygınlaşması, bilgi çağına ve bilgi toplumu olarak nitelendirilen döneme geçiş ile birlikte kurumların görevlerini ifa etme şekli de dönüşüme uğramıştır. Birbirlerine internet aracılığıyla bağlı hale gelen insanlar, makineler, taşıtlar, eşyalar, kısaca nesneler, nesnelerin interneti ismi verilen konuyu kamu yönetimi gündemine taşımıştır. Dijital dönüşüm; müesseselerin ve ülkelerin gelecek plan ve siyasetlerinde daha yoğun olarak yer almaya devam etmektedir. Unutulmamalı ki Dünyadaki birçok ülke konumları nerede olursa olsun, terör ve siber saldırılar gibi tehditlere sarih hale gelmiştir ve bu sebeple; geleneksel olmayan savunma ve saldırı yeteneklerine sahip olmak zorundadır. Bu tehditlerin farkında olan hem sivil hem de güvenlik tabanlı kurumlar gelişen teknolojik gelişmeleri yakından takip etmekte ve ihtiyaçları doğrultusunda desteklemekte ve kullanmaktadır. Nesnelerin internetinin bir yansıması olarak merkezi ve mahalli yönetimler, kamu hizmetlerini daha etkin, etkili ve verimli sunmak adına sensörleri, gelişmiş ağlar, giyilebilir teknolojiler ve GPS sistemlerini kamu hizmetlerinde kullanmaya başlamışlardır. Bu uygulamalar kamu hizmetleri sunumunda yaşanan dijital dönüşümün somut birer örneklerini teşkil etmektedirler.

Covid-19, Aralık 2019’ da Çin’de ortaya çıkmış ve kısa zaman içerisinde tüm dünyayı etkilemiştir. Bu bağlamda, pandeminin dijital dönüşümde yeni bir düzey oluşturduğu iddia edilmektedir. Tüm bu gelişmeler arasında en görünür dönüşüm güvenlik alanında olduğu söylenebilir. Çalışma, Türk Polis Teşkilatının Covid-19 sonrası dijital dönüşüme odaklanmak suretiyle tahlil etmektedir. İlk kısımda Türk Polis teşkilatının tarihi ve yönetimi hakkında kısa bilgi verilmiştir. Dijital dönüşüm kavramı belirlenmiş ve önemi üzerinde durulmuştur. Bu bildiride dönüşüm olgusunun Polis Teşkilatında etkisinin neler olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca dijital dönüşümün Türk polis teşkilatında uygulanmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur. Son bölümde Kurumun dönüşüm esnasında Süreç Yönetiminin Seviyelerini ölçmek amacıyla “Süreç Yönetimi Olgunluk Modeli Önerisine“ değinilmiştir. Çalışmanın, dijital dönüşüme ilişkin genel bir çerçeve çizerek olası çalışmalara yönelik uygulayıcı ve akademisyenler için bir altyapı oluşturacağı düşünülmektedir. Çalışmanın sonuç bölümünde ise konu üzerine gelecekte yapılacak olan çalışmalar için bir takım öneriler sunulmaktadır.

Anahtar kelimeler: Anahtar Kelimeler: Dijital Dönüşüm, Güvenlik, Polis, Süreç İyileştirme, Teknoloji


ABSTRACT

With the growth in information and communication technologies in recent years, the widespread use of the internet, the transition to the information age, and the period defined as the information society, the way institutions perform their duties has also transformed. People, machines, vehicles, goods, briefly objects, which are connected via the internet, brought the subject called the internet of things to the agenda of public administration. Digital transformation; It continues to take place more intensely in the plans and policies of the institutions and countries. It should not be forgotten that many countries in the world have become exposed to threats such as terrorism and cyber-attacks regardless of their location. must possess unconventional defensive and offensive capabilities. Being aware of these threats, both civilian and security-based institutions closely follow the developing technological developments and support and use them in line with their needs. As a reflection of the Internet of Things, central and local governments have started to use sensors, advanced networks, wearable technologies, and GPS systems in public services to provide public services more effectively, effectively, and efficiently. These applications constitute concrete examples of the digital transformation experienced in the provision of public services.

Covid-19 emerged in China in December 2019 and affected the whole world in a short time. In this context, it is claimed that the pandemic has created a new level in digital transformation. Among all these developments, it can be said that the most visible transformation is in the security field. The study analyzes the Turkish Police Service by focusing on the post-Covid-19 digital transformation. In the first part, brief information about the history and management of the Turkish Police Organization is given. The concept of digital transformation has been determined and its importance has been emphasized. This paper evaluates the impact of the transformation phenomenon on the Police Department. Also, suggestions were made for the implementation of digital transformation in the Turkish police force. In the last section, “Process Management Maturity Model Proposal“ was mentioned to measure the Levels of Process Management during the transformation of the institution. It is thought that the study will create an infrastructure for practitioners and academicians for possible studies by drawing a general framework regarding digital transformation. In the conclusion part of the study, some suggestions are presented for future studies on the subject.

Keywords: Digital Transformation, Security, Police, Process Improvement, Technology

 
  1. GİRİŞ
2019 yılının Aralık ayında Çin’de başlayan ve sonrasında tüm dünyaya yayılan Covid-19, kısa zamanda küresel düzeyde siyasal, toplumsal ve ekonomik alanlarında değişimler başlatmıştır. Toplumsal hayatta izolasyon dönemine girilirken, siyasal alanda ise, ülkelerin birbirleriyle sınırlarını kapattığı ve kendi içine döndüğü yeni bir sürece girilmiştir. Polis, ordu ile birlikte modern devletin güvenlik aygıtının iki önemli kolunu oluşturmaktadır. Devletin içe dönük güvenlik aygıtını oluşturan ve kamu düzeninin sağlanmasından sorumlu olan polis teşkilatları, Covid-19 ile mücadele sürecinde başlıca rolü üstlenmektedir. Dijital dönüşümün sunduğu yenilikçi yaklaşım ile birlikte insanların, nesnelerin ve sistemlerin birbirleri ile etkin bir şekilde gerçekleşmesi planlanmaktadır. Bu gelişmeyle beraber polislik uygulamaların da bilişim teknolojilerine dönüştürerek yeniden şekillenmesi beklenmektedir. Sistemler, yapay zekâ, akıllı robotlar, ileri seviyede veri analizleri ve birbirleriyle de veri alışverişi yapabilen internet nesnelerinin polislik ile ilgili uygulamalarına yönelik çalışmalar da yapılmaktadır.
 
  1. POLİS TEŞKİLATI VE YÖNETİMİ
Türkiye’de polisin çağdaş anlamda esasını oluşturan ilk teşkilat yasayı Sultan Abdülmecit zamanında 17 maddelik Polis Tertibi ismiyle 20 Mart 1845’te çıkarılmıştır. Daha sonra 17 Ağustos 1907’de bir Polis Nizamnamesi, 21 Mayıs 1913’te yeni bir Polis Nizamnamesi kabul edilmiştir. Bu yasalarla hem teşkilat hem de vazife bazında ilave tertip etmelerle çağdaş polise doğru devam sürmektedir. Bu son iki 1907 ve 1913 Polis Nizamnameleri 1923’de Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da uzun bir vakit yürürlükte kalmıştır. 14 Mayıs 1930 tarihli 1624 rakamlı Dâhiliye Vekâleti Merkez Teşkilatı ve Görevleri Hakkında Yasa’yla polis teşkilatının ismi Emniyet İşleri Umum Müdürlüğü olarak değiştirilmiş buna göre yine teşkilatlandırılmıştır. Daha sonra 30 Haziran 1932 tarihinde çıkarılan 2049 rakamlı Polis Teşkilatı Yasa’yla yeni bir yapılanmaya gidilmiştir. Polis Teşkilatındaki büyüme ve genişleme bu yarıyılda devam etmiştir. Polislik siyasetlerinin günümüze kadar devam eden uygulamalarının legal altyapısını oluşturan ve bazı ehemmiyetli farklılıklarla birlikte hala yürürlükte olan iki ehemmiyetli yasa 1930’lu senelerde kabul edilmiştir. Sonradan bazı farklılıklar olsa da bu yasalar günümüze kadar yürürlükte kalmaya devam etmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren polis teşkilatı, bünyesinde merkez, taşra ve yurtdışı kuruluşlarını bulundurmaktadır. Bazı hizmet üniteleri için bölge kuruluşları da oluşturulmuştur. Türk polisinin mesullük alanı belediye hudutları içerisindedir. Polisin mesullük alanı dışındaki yerlerde, bu vazifeler jandarma teşkilatı tarafından yürütülmektedir. Merkez teşkilatında Genel Müdür yardımcıların yanında 27 Daire Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği, Denetim Kurulu Başkanlığı, Sivil Korunma Uzmanlığı, Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Basın Protokol ve Milletle İlişkiler Şube Müdürlüğü yer almaktadır.

Polis teşkilatı, devletin bütünlüğü ve anayasal düzenin korunması gibi politik vazifeler üstlenmenin yanında; adli otoritenin emir ve talimatları istikametinde harekete geçmek, suç delillerini toplamak, kabahat faillerini tespit edip yakalamak, Cumhuriyet Başsavcılarının yerine ve onların bilgileri altında soruşturma veya tahkikat yapmak, sanıkla beraber kabahat ispatlarını adli makamlara teslim etmek gibi esas adli vazifeleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra polisin önleyici, gözetici ve yardım edici vazifeler olmak üzere yönetimsel vazifeleri de bulunmaktadır. Bütün bu vazifeler yerine getirilirken, modern hukuk devleti prensiplerinden hareketle, insan haklarına hürmetli bir çizgi izlenmesi ilke edinilmiştir. Bu çerçevede eğitime önem verilmiş, polisin eğitim seviyesi yükseltilerek niteliği artırılmış ve eğitim emelli çok sayıda personel yurtdışına sevk edilmiştir. Aynı yöndeki çalışmalar, aralıksız ve artırılarak devam etmektedir. [1]
 
  1. DİJİTAL DÖNÜŞÜM NEDİR?
Sanayi devrimlerinin tarihine özet olarak bakarak teknolojik gelişim mevzusundan geldiğimiz noktaya ne kadar büyük bir süratle eriştiğimiz ortaya çıkmaktadır. İlk sanayi devrimi ile beraber su ve buhar gücünün kullanılması mekanik yapım sistemlerinin ortaya çıkmasını sağlamış ve zihinlere sanayi kavramını yerleştirmiştir. Sonrasında gelen bir öteki devrim ile elektrik enerjisi seri yapımda kullanılmaya başlamış böylece kitlesel yapımın kapıları açılarak küresel dengeler alt-üst olmuştur. 1970’ler ile beraber ise sensör ismini verdiğimiz ufak teknolojik ağlar bir başka devrimi doğurmuş, gerek üretim hatlarında gerekse bunların uygulanmasında, takip edilmesinde ve içerdeki bilginin birikmesinde çok büyük basitlikler sağlanmıştır. Şu an adım adım yaşamakta olduğumuz değişimler dijital dönüşüm, başka bir deyişle dördüncü sanayi devrimi ismi altında birleşerek bir hayli modern otomasyon sistemini, bilgi alışverişlerini ve üretim teknolojilerini kapsayan ortaklaşa bir terim halini almakta ve bu özelliği ile kendinden evvel gelen sanayi devrimlerinden daha değişik özellikler sunmaktadır.

Dijital dönüşüm dördüncü sanayi devrimi olmaktaki iddiasını yanı sıra getirmeyi vaat ettiği farklılıklarla klasik anlamdaki sanayi üretimini değil aynı zamanda değer yaratma, idare, insan kaynakları gibi karar alma mekanizmalarını yine şekillendirecek bir bedeller değerler kaymasıdır. Dijital dönüşüm kavramı henüz o kadar da öğrenilir olmasa da yeniden bir teknoloji mahsulü olan sosyal medya sayesinde otonom makinalar, bulut teknolojileri, nesnelerin interneti, yapay zekâ gibi kavramlar öğrenilir hale gelmiştir. Bu kavramların hepsinin toplanarak oluşturduğu üretim teknolojilerinden bilgi teknolojilerine kadar olan tüm teknolojiler bir yandan dijital dönüşüm altyapısını oluştururken bir yandan da hem küresel hem de küresel anlamda rekabet şartlarını değiştirmektedir. Hâlihazırda gelişmiş ülkelerdeki üretim maliyetlerinin yüksek olması, finansal pazarların globalleşmesi ve en ehemmiyetlisi ise dijital teknolojiler sayesinde inovatif olmanın ülke hudutlarına ve kazanç seviyesine bağlı kalmaması sebebi ile zenginlik ve refah seviyesi üzerinde ağır sanayi üretiminin aykırı tesiri giderek eksilmektedir. Dünya çapında karlılığı en fazla olan işletmelerin Google ve Apple gibi teknoloji işletmelerin olması, klasik sanayi üretiminin tesiri kadar faal olmadığının görüldüğü ufak bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzde sermayenin Çin gibi hem maliyet hem de teknolojiye yatırım yapabilen ülkelere kayması, tersine mühendislik ve beyin göçü sonucunda teknoloji transferinde sağlanan zafer ve bu gibi sebeplerle büyümekte olan ülkelerin küresel ekonomide daha tesirli hale gelmesi artık tartışılmaz bir reel olarak ele alınmaktadır. Bu olgu karşısında tedbir almakta gecikmemek adına atik davranan Almanya 2011 senesinde gerçekleşen Hannover konferansında ve rekabet gücünü ucuz işgücünden dijital teknolojilerdeki gelişmişliğe taşıyan dijital dönüşüm ismini verdiği kavramı ilan etmiş ve buna yönelik yol haritasını açıklamıştır. 2011 senesinden bu yana dijital dönüşüm kavramı bir hayli ülke tarafından alaka görmekte ve milyarlarca yatırımı üzerinde toplayarak bu değişimin gerçekçi olduğuna inanmayıp bu güzergâhta çalışma gerçekleştirmeyen ülkeleri beklediği tehlikelerle tehdit etmektedir. Dijitalleşme günümüzde her türlü bilgi ve birikimin dijital ortam dediğimiz rakamsal bir evrende birikmesi ve bu bilgi ve birikimlerin alıcı ve verici tüm taraflarca yeniden aynı etrafta kullanılması anlamına gelmektedir. Zamanımızın köklü teknolojilerinden biri haline gelen dijital teknolojiler günlük yaşamlarımızı ve iş hayatımızı doğrudan etkilemekte, banka ve ödenti operasyonlarından stok kaydı yakalamaya sipariş alıp siparişin takibini yapmaya kadar bir hayli alanda uygulanmakta, getirdiği yenilik ve kullanım alanlarındaki spektrum ile göze çarpmaktadır. Teknoloji ürünlerin yayılım sürati dijitalleşme sayesinde giderek çoğalmakta, bunun yanı sıra değişiklersen ihtiyaç ve yükselen kullanıcı rakamı düşünüldüğünde artık dijitalleşmenin dâhil olmadığı vaziyetlerde harekât yapmak muhtemel dahi olmamaktadır. Dijitalleşme iş yapış süreçlerinde üretimden lojistik desteğe kadar bir hayli alanda yaşamı basitleştiren, süratlendiren bir teknoloji ve hatta felsefe haline gelmiştir. Genellikle teknolojik büyümeleri takip etmekte ve uygulamakta zorlanan kamu hizmetleri için dahi ERP, SAP gibi kurumsal kaynak tasarlama programları konuşulmakta olduğu, mevzubahis hizmetlerin dijitalleştiği bir dönemde dijital dönüşümün gerekliliği dijital dönüşüm kavramına kuşku ile yanaşan taraflar için dahi tartışılmaz hale gelmiştir. Dijital dönüşüm kavramı içerisindeki tüm teknolojik farklılıklar doğası itibariyle yıkıcı olan ve bu nedenle uygulandığı andan itibaren radikal farklılıklar sunan teknolojilerdir. Dijital teknolojiler, işletmeler tarafından operasyonel iyileştirmelerin yanı sıra değişen alıcı arzlarına yanıt verebilmek için de kullanılmakta olup mevzubahis dijitalleşmeyi muhtemel kılan sensör, network ve bulut teknolojilerinin son senelerde giderek ucuzlaması ile daha evvel hiç olmadığı kadar erişilebilir hale gelmiştir. Dijital teknolojiler sayesinde daha evvel hiç olmadığı kadar fazla bilgi üretilmeye başlanmış ve bu bilgiyi işleyerek kullanılabilir hale getirmek için daha değişik teknolojiler geliştirilmiştir. Bu vaziyet, günümüz teknolojisinin kendinde yeni alt teknolojiler yarattığına misal olarak karşımıza çıkmıştır. Yayımladığı raporlarla küresel olarak Price House Coopers (PwC), McKinsey & Company, Boston Consulting Grup (BCG) gibi ciddi danışmanlık firmalarının “Sanayi 4.0“ ve “Dijital Dönüşüm’’ kavramları üzerine yapmış olduğu çalışmalarda önümüzdeki 5 sene içerisinde işletmelerin ve ülkelerin gerekli dijital dönüşüme hazırlık için önemli miktarda kaynaklar ayıracağı, hükümetlerin ise eğitim ve istihdam siyasetlerini revize edeceği öngörülmektedir. Dönüşümü sağlayacak olan en önemli bileşenin insan kaynağı olduğunda hem fikir olunan raporlarda dijital yetkinlik ve kabiliyetlere sahip olmanın ve bu yetkinlikleri geliştirebilmenin usulleri üzerinde durulmuştur.2 Dijital dönüşümün itici gücü dijitalleşme olup bunu mümkün kılacak teknolojiler aşağıda verilmektedir: [2]

• Nesnelerin İnterneti (Internet of Things): Nesnelerin öteki bir deyişle aygıtların öteki aygıtlarla ve insanlarla kendi aralarında bağlantı kurarak muhtelif işlevleri otomatik yerine getirmesi teknolojisidir. Nesneler üzerinde yer alan idrak edicilerden üretilen farklı verileri kesintisiz iletişim halindeki bağlantı etrafından bir karar vericiye (donanım, yazılım veya kullanıcı) iletilmesi, alınan kararın da uygulanması biçimde özetlenebilir.

• Bulut Bilişim (Cloud Computing): Yaşanacak dijital dönüşüm ile üretilen bilgi ölçüsünde oldukça büyük bir artış olacağından dolayı yüksek kapasiteli bilgi depolama alanlarının oluşturulması, bilgilerin reel zamanda işlenebilmesi için yüksek performanslı altyapıların sunulması ve bilgi paylaşımının yapılması teknolojisidir.

• Büyük Veri ve Veri Analizi (Big Data And Data Analytics): Büyük veri geleneksel usullerle işlenemeyen bilgi anlamına gelmektedir. Dijital dönüşüm, bulunulan alanda mevcut birim ve sistemlerinden elde edilen bilgileri kullanılarak geliştirilen algoritmalar sayesinde analiz yapma ve reel zamanlı karar verme süreçlerini sağlamayı amaçlamaktadır.

• Yapay Zekâ (Artificial Intelligence): Yapay zekâ, bir bilgisayarın veya bilgisayar hâkimiyetindeki bir robotun muhtelif faaliyetleri zeki canlılara eş biçimde yerine getirme kabiliyetidir. Yapay zekâ çalışmaları genellikle insanın düşünme usullerini inceleme ederek bunların benzer yapay direktifleri geliştirmeye yöneliktir. Bilgisayarın normal olarak insanlar tarafından gerçekleştiren vazifeleri yerine getirmesini sağlar. Başka bir deyişle, yapay zekâ bilgisayarın insanlar gibi düşünmesini sağlar.

• Siber Güvenlik (Cyber Security): Dijital teknolojiyle donanmış sistemlerin bilgi güvenliğinin sağlanması ve siber saldırılara karşı sistemlerin etkilenmemesi için gereken önlemlerin alınması amaçlanmaktadır.

• Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality): Gerçek dünyadaki çevrenin ve içindekilerin bilgisayar tarafından üretilen ses, görüntü, grafik ve GPS bilgileriyle zenginleştirilerek alana getirilen canlı, doğrudan veya dolaylı fiziksel görünümüdür.

• Akıllı Robotlar (Smart Robots): Öğrenebilen, diğer bir deyişle birbirlerini tanıyarak, iş bölümü yaparak, haberleşerek, tahliller yaparak değişimlere en süratli biçimde uyum sağlayacak robotlar ifade edilmektedir.

• Giyilebilir Teknolojiler (Wearable Technology): Nesnelerin interneti kavramıyla anılan bu ileri seviyede gelişmiş yapı, neredeyse üretim gerçekleştiren bir fabrikanın kendi kendini yönetilmesine kadar uzanmıştır. Son düzeyde yaşanan üretim yeniliği ise otomatik üretim, siber-fiziksel sistemler, nesnelerin İnterneti ve akıllı fabrikalar biçiminde kendini göstermiştir.

• Eklemeli Üretim (Additive Manufacturing): Üç boyutlu yazıcıların dijital dönüşümde gerek kalıp üretimin ortadan kaldırması, gerek stok tutulmasını yararlı hale getirmesi, gerekse ürün çıkarma süresini eksiltme konusuna olan pozitif etkisinden dolayı yoğun bir biçimde kullanılması amaçlanmaktadır. [3]
 
  1. DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN ÖNEMİ
Dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 beraber erişilecek yeni seviyede, insanların, nesnelerin ve sistemlerin birbirleri ile irtibatı yaygın ve faal bir biçimde gerçekleşmiş olacaktır. Bu altyapı sayesinde, dinamik, reel-zamanlı olarak optimize edilmiş, kendi kendine organize edebilen, tüm organizasyon geneline dağılmış ve organizasyonlar arası katma-değer zinciri ağları oluşacaktır. Bu ağlar, maliyet, erişilebilirlik ve kaynak kullanımı gibi çeşitli ölçütlere göre kendini optimize etme olanağına sahiptir. Dijital dönüşüm kavramının esası; endüstriyel üretimde alakalı tüm birimlerin birbiriyle haberleşmesine, tam bilgilere gerçek zamanlı olarak erişilebilmesine, bu bilgiler sayesinde optimum katma bedelin sağlanmasına dayanmaktadır. Daha iyi anlaşılması için dijital dönüşüm tasarım ilkeleri altta kısaca açıklanmıştır:

Birlikte çalışabilirlik (Interoperability): Akıllı fabrikalar, siber-fiziksel sistemler (taşıyıcılar, üretim bantları ve ürünler) ve insanların “Şeylerin İnterneti“ ve “Hizmetlerin İnterneti“ üzerinden birbiriyle bağlantı kurma kabiliyetidir.

Sanallaştırma (Virtualization): Fiziksel varlığın sanal bir kopyasının yaratılmasıdır. Fiziksel varlıklardan alınan sensör bilgilerini kullanarak, fiziksel ortamdaki süreçlerin sanal modeller ve simülasyonlar üzerinden izlenmesidir.

Ademimerkeziyetçilik (Decentralization): Akıllı Fabrikalar içinde siber-fiziksel sistemlerin kendi kararlarını kendilerinin verebilme becerisidir.

Real-Time Kapasitesi (Real-Time Capability): Tüm verilerin her aşamada gerçek zamanlı olarak toplanması ve analiz edilebilmesi becerisidir.

Hizmet Oryantasyonu (Service Orientation): Organizasyonun, siber-fiziksel sistemlerin ve insan hizmetlerinin, “hizmetlerin interneti“ üzerinden paydaşların kullanımına sunulmasıdır.

Modülerlik: (Modularity): Rastgele bir modülü genişleterek veya bir başka modül ile değiştirerek sistemin değişen gereksinimlere elastik bir biçimde adapte olabilmesini sağlamaktır.

Dijital dönüşüme birçok sebepten dolayı lüzum duyulmaktadır; zamandan ve enerjiden tasarruf etmek, yapım maliyetini düşürmek, kalite ve miktarı artırmak, çevre kirliliğini önlemek gibi başlıca etkenler bunlardan birkaçıdır. Dijital dönüşüm ile beraber akıllı üretim sistemleri kullanılarak enerji tasarrufu elde etmek hedeflenmektedir. Bu sayede çevreye verilen hasarın en aza indirilmesi amaçlanmaktadır. Bilginin çok önemli bir güç olduğu ve katlanarak arttığı göz önünde bulundurulduğunda dijital dönüşüm ile beraber bilginin daha etkin bir biçimde işlenmesi, analiz edilmesi, açıklanması ve kullanılması tasarlanmaktadır. İnsanın kaynak olarak kullanıldığı her ortamda olduğu gibi operasyonlarda da yanılgı payının yüksek olması kaçınılmazdır. Dijital dönüşüm kapsamında geliştirilen araçlar ve malzemelerin kullanıldığı operasyon ve savaşlarda ise rasyonel kararların alınması ve doğru hamlelerin yapılması ihtimali çoğalmaktadır.

Dijital dönüşüm ile beraber hayat stilinde, iş dünyasında ve savunma dünyasında büyük değişimler yaşanmaktadır. Bahse konu yaklaşımın geliştirilmesinin en önemli sebebi; üretimde elastiklik, verimlilik, hız ve kalite artışının sağlanmasıdır. Bu nedenle özellikle üretim ve imalat alanında büyük değişimlerin yaşanması beklenmektedir. Nitekim de öyle olmaktadır. Örneğin; otomotiv sektöründe neredeyse insan eli dokunmadan robotlarla üretim yapılması, malzemelerin yeniden robotlarla istiflenmesi, gruplanması, dağıtıma hazırlanması yaşama geçirilmiş uygulamalar olarak göze çarpmaktadır. Tesis tasarımında simülasyondan yararlanılması, eğitimde simülatörlerin kullanılması ve hazırlanan bir kısım simülatör tabanlı platformların reel dünya ile bütünleştirilmesi yaşama geçirilmiş diğer dijital dönüşüm uygulamalarındandır. Dijital dönüşüm sayesinde kullandığımız nesneler yalnızca bir eşya olmaktan çıkar ve farkındalığı olan kendi kendine bilebilen ve elde edilen neticelere göre performansını artıran sistemlere dönüşürler. Bu teknoloji, kapsadığı algoritmalar sayesinde üretilen malzemenin performansındaki eksilmeyi evvelden anlar ve otomatik olarak servis gereksinimi karşılamaya yönelik teşebbüste bulunur. Üretim sürecinde üretimin niteliğini artırmaya yönelik olarak aygıtlardan geri dönüş (feedback) alarak hata analizi yapar. Hâlihazırda makineler yalnızca operatörlerin dinlemekte ve ona uygun reaksiyon göstermektedirler. Akıllı makineler ise operasyonel parametreleri araştırarak, maksimum üretim ve ürün kalitesini amaçlayarak kendi başlarına görev ayarlaması yapabilmektedirler.[4]
 
  1. POLİS TEŞKİLATINDA DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN KULLANILABİLİR ALANLARI
Dijital dönüşüm günümüzde hemen hemen tüm sektörlerde olduğu gibi, polis teşkilatında da kullanılabilir vaziyete gelmiştir. Giyilebilir Teknolojiler (Wearable Technologies), Eklemeli Üretim (Additive Manufacturing), İleri Görüntüleme (Specialized Imaging), Güçlü Bataryalar, Bulut Bilişim, Eğitim Simülatörleri Dijital dönüşüm’ün polis teşkilatında kullanılabilir alanlar olarak göze çarpan uygulamalarıdır.

Giyilebilir Teknolojiler; artırılmış gerçeklik gözlüklerini, akıllı tekstilleri, akıllı anahtarlıkları, akıllı saatleri, akıllı dövmeler, iskelet destek sistemleri gibi teknolojileri içermektedir. Örnek olarak akıllı tekstiller çevresel koşulları ve etkileri algılayarak tepki veren materyallerdir. Bu teknoloji sayesinde reel zamanlı nabız, beden ısısı gibi değerler takip edilerek askerler, pilotlar ve denizcilerin güçlü koşullarda yaşamda kalma müddetleri artırılmak istenmektedir. Sağlık takibinin yanı sıra lazer mesafe ölçümü, nesne algılama, GPS gibi özelliklerin bulunduğu artırılmış gerçeklik gözlükleri gibi uygulamalar sayesinde muharebe alanında üstünlük sağlanması amaçlanmaktadır. Giyilebilir iskelet destek sistemleri ise piyade ve özel harekâtların yoğun fiziksel etkinlikler sırasında yorulmalarını önleyen, uzun mesafeler süresince yürüme ve koşmalarını sağlayan ürünlerdir. Dünya genelinde gitgide yaygınlaşarak kullanılan eklemeli üretim ya da 3 boyutlu yazıcılar (3D Printing) bilgisayar bilgisinin katı nesnelere dönüşmüş hali olarak belirlenmektedir. 3 boyutlu yazıcılar ile operasyon ağırlıklı cihazlar için daha hafif ve daha güçlü yedek malzeme üretimi gerçekleştirilebilmektedir. İleri Görüntüleme, kapı giriş sistemlerinde saklanmış silahları tespit etmeden uçaklarda pilotlara asistanlık yapan gelişmiş uçak sistemlerine kadar kendisine uygulama alanı bulmaktadır. Güçlü Bataryalar özellikle insansız hava taşıtlarında önemli avantajlar sağlamaktadır.



Makalenin devamını okumak için lütfen tıklayınız.

TASAM Yayınları’nın yayımladığı “Kovid-19 Sonrası Geleceğin Güvenlik Kurumları ve Stratejik Dönüşüm“ e-kitabından alınmıştır. Kitabı incelemek için lütfen tıklayınız.
 
 

[1] Hasan Hüseyin Çevik, Karşılaştırmalı Polis Yönetimi, Ankara, Strateji Geliştirme Başkanlığı, 2008, s.421
[2] S. Sevcan Kolçak, Erkan Erdil,“ Savunmada Dijital Dönüşüm, 9. Savunma Teknolojileri Kongresi, (Haziran 2018), S.1-4
[3] Alper Gerçek, Fatih Özcan, “Dijital Dönüşümün Savunma Alanına Etkileri“, 9.Savunma Teknolojileri Kongresi, (Haziran 2018), S.780-781
[4] Işın Kurt, Mehmet Bilge Kağan Önaçan, “Endüstri 4.0 Kavramı Ve Kattığı Değerlerin Silahlı Kuvvetlerde Günümüzde Ve Gelecekte Kullanım Alanları“, 9. Savunma Teknolojileri Kongresi, (Haziran 2018) S.812-813

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2713 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1080
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2043 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2043

Çin başkanı Xi Jinping’in 22 Mart’ta Moskova’ya yaptığı 3 günlük ziyaret, Batıya karşı bir başkaldırı ve Putin’e büyük bir destek olarak algılandı. Çin uluslararası siyaset sahnesinden dışlanan Rusya’dan ne bekliyor? Beklediğini alınca ne yapar?;

Öncelikle iki hususa değineceğim. İlki; “Türklerin denizci olmadığı” ifadesine ilişkindir, bunun Türkleri aşağılayıcı bir ifade olduğunu ve tarihi bilmemekten kaynaklandığını belirtmek isterim. Diğeri ise Mavi Vatan’ın haritasını nasıl çizdiğime ilişkindir. ;

İran coğrafyası uzun yıllardır insanlığın yerleştiği bir bölge olmaktadır. Konum itibariyle Anadolu, Mezopotamya, Kafkasya ve Orta Asya gibi kadim bölgelerin kesişim noktasıdır. Persler ilk olarak Asur kaynaklarında yer almaktaydılar. Yapılan incelemeler ve çalışmalar sonucunda varılan kanıya göre İ...;

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

TASAM Staj Programı; katılımcıların akademik çalışma yetkinliği kazanmasına destek olarak kaynaklara ulaşma, bilgi toplama ve iletişim gibi konularda mevcut yetenek ve özelliklerini geliştirmelerini amaçlamaktadır. TASAM’ın mevcut çalışma alanları kapsamında değerlendirilecek stajyerlerin, bu alanla...;

Dünyadaki en güçlü ve etkili istihbarat servisleri açısından merak edilen en önemli konuların başında, Çin’in Afrika’daki askeri ve siyasi stratejik planları gelmektedir. Afrika madenleri ve enerji yatakları Çin’in bu kıtaya yönelmesinde temel etkendir. ;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin bugünü ve geleceğinin ele alındığı Avrupa Birliği Sempozyumu, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ile Türk Avrupa Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) işbirliğinde 02 Şubat 2018’de İstanbul Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.

Rusya'nın hem Avrasya bölgesine hâkim olmak hem de dünya politikalarında lider aktörlerden biri olmak amacıyla geliştirdiği Avrasyacılık tartışmaları, analitik olarak klasik ve modern olarak değerlendirilebilir.