Balkanların Makûs Talihi ya da “Mezar Taşından Neden Korkulur?”

Yorum

Balkanlar’a dair anlatılarda zaman zaman “Türklerin Balkanlar’dan çekilişinin…” ya da “Türklerin Balkanlardan çıkışının…” diye oldukça sorunlu bir ifadeyle karşılaşırız. Her iki ifade ve varyantlarının en temel hatası, bir siyasi iktidar ve hegemon güç olarak Osmanlı idaresinin Balkan Savaşları sonrasında bölgeden resmen çekilişinin bölgedeki Türk varlığının tamamen ortadan kalkmasıyla eş olduğuna dair bir yanılgıya sebep olmasıdır....

Balkanlar’a dair anlatılarda zaman zaman “Türklerin Balkanlar’dan çekilişinin…“ ya da “Türklerin Balkanlardan çıkışının…“ diye oldukça sorunlu bir ifadeyle karşılaşırız. Her iki ifade ve varyantlarının en temel hatası, bir siyasi iktidar ve hegemon güç olarak Osmanlı idaresinin Balkan Savaşları sonrasında bölgeden resmen çekilişinin bölgedeki Türk varlığının tamamen ortadan kalkmasıyla eş olduğuna dair bir yanılgıya sebep olmasıdır. Balkan Türklüğü bahse konu bölgede işgalci güç ya da kısa süreli hâkim unsur değil kadim zamanlardan itibaren bu bölgenin sakinleri olarak bulundular ve bulunmaya da devam etmekteler. Dolayısı ile bir savaş sonucunda imzalanan anlaşma şartlarına bağlı olarak gerçekleşen nüfus hareketi Türklüğün Balkanlar’dan çekildiği manasına gelemez.

Türklerin Balkanların kadim ve yerli halkı olduğuna dair çalışmaların yukarıdaki durumu tescilleyen birçok argümanı vardır. Yerel dillere yerleşen Türkçe unsurlar, kültürel miras, yer isimleri ve daha birçok veri… Bunların bir kısmı somut olmayan kültürel miras olarak yok edilmesi, asimile edilmesi ve dahi yok sayılması mümkün olmayan şeyler ise de bunlar dışında kalan özellikle mimari eserlerin sistematik şekilde ortadan kaldırılmaya çalışıldığı herkesçe mâlûmdur. Türkiye, TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) başta olmak üzere birçok kurumuyla bu bilinçli yok edişin önüne geçmek için mücadele etse de bölgeden gelen haberler karşı çalışmaların devam ettiğini göstermektedir. Bu haberlerden biri de birkaç gün önce geldi:

“Batı Trakya’nın İskeçe kentindeki Horozlu (Petiros) köyündeki Müslüman-Osmanlı Mezarlığı üzerine futbol sahası inşa edilmek istenmesi Müslüman topluluğunun sert tepkisine neden oldu. Olaya İskeçe’nin Müslüman vekilleri müdahale etti.“

17 Mart 2022 tarihli haberlerin ana metni hemen hemen bu cümleler üzerine kurulmuş. İskeçe’de bir futbol sahası -ya da rekreasyon alanı- için Bulustra (Avdira) Belediyesi Başkanı Yorgos Çitiridis’in onayıyla bir çok Osmanlı mezar taşı hiçbir envanter kaydı alınmadan ve dahi tahrip edilerek mezarlık ortadan kaldırılmış bulunuyor. Çitiridis’in açıklaması oldukça tanıdık: “Buranın mezarlık olduğunu bilmiyorduk“. Başkan’ın bu açıklamasına dayanak olarak gösterdiği şey ise aslında işin bize düşen tarafıyla alâkalı ciddi bir hayıflanmayı da beraberinde getiriyor: “Buranın mezarlık olduğuna dair bir kayıt yok“.

Balkanlar’da Osmanlı sonrasında varlığını devam ettiren Türk İslâm nüfusun buradaki varlığının en önemli nişanesi; bazıları yüzlerce yıl öncesine ait olan mezar taşları. Dolayısıyla bölgedeki Türk varlığının yarattığı rahatsızlığın doğrudan karşılığı da bu mezarlıkların ortadan kaldırılması oluyor. Son yıllarda birçok proje ve çalışmaya bağlı olarak mezar taşlarının envanterinin çıkarılma çalışması devam etse de hemen her Balkan köyünde rastlayabileceğimiz bu taşların kolayca bir döküme kavuşturulması da mümkün değil. Horozlu’daki gibi tamamen tesadüfi ve anlık dikkatle fark edilen bu elim hadisenin birçok benzeri de bölgede hâlen devam etmekte.

Balkanlar’daki Türk varlığına dair hemen her unsurun ciddi bir saldırıya uğradığı gerçeğinin bu yakın somut örneği burası ile olan iş birliklerinin yeni ve çok daha dinamik bir veçheye kavuşturulması gerekliliğini bizlere açıkça göstermekte.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK)’nun açıklaması şu şekilde:

İskeçe Horozlu köyünde bulunan, azınlığa ait Türk mezarlığının tahrip edilip yerine futbol sahası inşasını onaylayan Bulustra Belediyesi başta olmak üzere, tarihî ve kültürel değerlerimize karşı yapılan bu saygısız tutumu şiddetle kınıyoruz. Mezarlıklar, tarihî ve kültürel öneme sahip anıt ve kutsal alanlardır. Belediye başkanının vermiş olduğu bu talihsiz karar neticesinde iş makineleri ile tahrip edilen mezar taşlarının onarımı ve yine ait oldukları yere, olması gerektiği şekilde taşınması öncelikli talebimizdir. Son olarak belediyenin bu hatalı kararından vazgeçmesini ve yapmış olduğu eylemden dolayı Türk azınlık toplumuna bir özür borçlu olduğunu belirtmek isteriz“.

Dedikleri gibi bir mezarlığın bu şekilde tahribi/yok edilişi her şeyden önce insanlık suçudur. Öte yandan bölgeyle görece suhuletle devam eden ilişkilerin de bizleri yanıltıcı rahatlığa hapsetmemesi gerekmekte. Sadece Yunanistan’da değil bölgeden hemen her yerinde en ücra köylerde dâhi Osmanlı mezarlıkları giderek yok olmakta ve bir anlamda bölgedeki varlığımızda silinmeye çalışılmaktadır. Kaldı ki bunun mezarlık üzerinde “top oynanacağı“ fikrine yaslatılması ise açık bir tahrik ve kışkırtmadır. Şüphesiz ortaya çıkan bu rezaletle alâkalı Türk varlığı temsilcileri ve Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri gerekli adımları atacaktır ama asıl umulan “bir musibet bin nasihatten yeğdir“ şiarınca bu kültür varlıklarına dair yeni bir eylem planının hazırlanması olacaktır.

Türkler, Balkanlar’ın ev sahibi, yerlisi ve dâhi kültürel temsilcileridir. Dolayısıyla bu kadim izin birkaç balyoz darbesi ya da iş makinası ile silineceğini düşünmek, olsa olsa basit zihinli bedbahtların hezeyanlarının parçası olarak kalacaktır.

 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2724 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1087
Avrupa 22 641
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1386 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 294
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

Kosova’nın Sırp sınırına yakın ve Sırp nüfusun yoğunlukta olduğu bu kısmındaki dört Sırp belediye başkanının Kurti yönetiminin kararını protesto amaçlı istifası ile 2022 Kasımında artan gerilim NATO’nun müdahale kararına sebep olacak düzeyde büyüdü.;

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde ...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Güçlü Müslüman devletlerin istikrarsızlaştırıldığına, “Çok-uluslu Koalisyon” adı verilen kavram tarafından BM Güvenlik Konseyi’nin BM tüzüğünün yedinci bölümü altındaki rolünün ayaklar altına alındığına şahit olduk. Son Afganistan krizinde görüldüğü gibi NATO’nun bölge-dışı operasyonlarını genişlett...;

'Şok ve dehşet' doktrinini geliştiren, Atlantik Konseyi Kıdemli Danışmanı Stratejist Dr. Harlan Ullman, Harici Genel Yayın Yönetmeni Tunç Akkoç'a ABD’nin dış politikası ve Çin ile ilişkileri konularında açıklamalarda bulundu: “ABD ve Çin arasında Soğuk Savaş’tan daha tehlikeli bir rekabet yaşanacak“;

Sadece devletlerin güvenliğini önceleyen Soğuk Savaş döneminden kalma askerî tehditler üzerinde yoğunlaşan geçmişteki güvenlik anlayışından, devlet aktörünün yanında artık birey, grup ve devlet-dışı yapılanmaların da bir güvenlik tehdidi olarak katıldığı siyasi, ekonomik, toplumsal ve teknolojik ala...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • İstanbul - Türkiye

4. Denizcilik Ve Deniz Güvenliği Forumu 2022

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Soğuk savaşın ardından, “yeni dünya düzeni“ olarak adlandırılan dönem, hegomonik bir güç olarak beliren ABD’nin “büyük vaadi“ ile başladı: “Demokrasiyi dünyada yaygınlaştırmak“. Bu “büyük“ vaad, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet dolu bir dünyayı kurmak biçiminde gerçekleşti ve iki “siyasi/askeri“ ar...

Yemen, Coğrafi konumu itibarıyla kızıl denizin Hint Okyanusu’na açıldığı kapıdır. Afrika boynuzu ile birlikte Bab’ül Mendeb boğazının doğu kıyısında yer almaktadır. Yeryüzünde denizler üzerinde seyreden malların p gibi büyük bir oranı Süveyş kanalı, Kızıl Deniz ve Aden körfezinden geçtiği düşünülürs...

Uzun yıllar boyunca Liberya meselesi, dünya gündemini meşgul eden bir konu olmuştur. Yaşanan İç Savaş boyunca sıklıkla çatışmalar ve ölümlerle anılan ülkenin günümüzde yeniden dirilme mücadelesi vermesi, diğer aktörler tarafından dikkatle izlenmektedir.

Teknolojideki hızlı gelişmeler, toplumun ilgilendiği tüm alanlarda büyük değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır. Bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset, güvenlik, sosyoloji ve kültür alanlarındaki değişim ve dönüşümler, olayların ve sonuçların algılanmasını güçleştirmektedir.