Toplumsal Dayanışmacı bir İktisadi Yapı Mümkün mü?

Açılış Konuşması

Sayın Başkan, değerli katılımcılar, değerli hocalarım, İstanbul İktisat Kongresi’ne hepiniz hoş geldiniz diyorum. Bu anlamlı kongre, tam zamanında gerçekleşiyor. Çünkü dünya ilginç bir dönemden geçiyor. Bu dönem içerisinde karşılaşılan bir takım meydan okumalar bizi yeni bazı aramalara yönlendiriyor ve iktisat disiplini de bundan bağımsız değil. Şimdi her şeyden önce böyle anlamlı ve isabetli bir temayı İstanbul İktisat Kongresi’ne taşıdığı için TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY’a teşekkür ediyorum....

Sayın Başkan, değerli katılımcılar, değerli hocalarım, İstanbul İktisat Kongresi’ne hepiniz hoş geldiniz diyorum. Bu anlamlı kongre, tam zamanında gerçekleşiyor. Çünkü dünya ilginç bir dönemden geçiyor. Bu dönem içerisinde karşılaşılan bir takım meydan okumalar bizi yeni bazı aramalara yönlendiriyor ve iktisat disiplini de bundan bağımsız değil. Şimdi her şeyden önce böyle anlamlı ve isabetli bir temayı İstanbul İktisat Kongresi’ne taşıdığı için TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY’a teşekkür ediyorum.

Bu organizasyonu gerçekleştiren başta Onat Bey olmak üzere diğer TASAM çalışanlarına ve danışmanlarına çok teşekkür ediyorum ve önümüzdeki iki günün verimli bir şekilde geçmesini bekliyorum. Mutlaka verimli geçecek ve burada alınan kararlar, burada konuşulan konular, geleceğin ekonomisinin yönlendirilmesi konusunda bir katkı yapacak. Ufak ya da büyük, bunun ne kadar olacağını önümüzdeki günlerde mutlaka izleyeceğiz.

Özellikle 2008 küresel kriz çerçevesinde ortaya çıkan küresel kapitalizmin karşılaştığı zayıflıklar ve meydan okumalar, Kovid-19 pandemisiyle birlikte daha da katlanarak gündemimize oturdu. Ne yazık ki bugüne kadar bu konuların sebep olduğu sorunların çözümüyle ilgili herhangi bir gelişme, herhangi bir ilerleme kaydedilmiş değil. Tam tersine sorunlar sanki katlanarak bizimle birlikte yaşamaya devam ediyor. Gelişmeler; özellikle küreselleşmenin geri çekildiği ticaret savaşları, yoksulluk, göç, küresel ısınma, çevre sorunları, gelir dağılımındaki bozukluk, işsizlik gibi sorunların Kovid-19 pandemisiyle katlandığını, küresel iktisadi yapının ve küresel iktisadi yönetişimin bu sorunlara cevap verebilecek şekilde organize olmadığı gerçeğini de gözler önüne serdi. Bunun ardından gelen yeni küresel ölçekte değişik akademik disiplinler içerisinde birtakım çözüm arayışları oldu.

Son zamanlara baktığımız zaman iktisat teorisi içinde de benzeri dönüşümler ve bu dönüşümleri sürdüren birtakım sorgulamalar ortaya çıktı; iktisat teorisi, marjinalist devrimden bugüne ve özellikle bireysel, yöntemsel bireycilik etrafında oluşan birtakım arayışlar çerçevesinde giderek kendisinin matematikleşmesi, matematiğin soğuk mantığının iktisadi modellere taşınması ve insan doğasının mikroekonomi temelli yeniden tanımı çerçevesinde birtakım makroiktisadi politikalar tasarlanması, bütün bunların getirdiği kısıtlar… Özellikle biraz önce bahsettiğim meydan okumalar çerçevesinde bu kısıtlar giderek kendisini daha açık şekilde bize göstermeye başladı.

2008 krizinden ve Pandemi’nin getirdiği meydan okumalardan bahsettim. Bütün bu süreçlere eşlik eden; emeğin nasıl kullanılacağı ve iş yapma biçimlerinin, üretimin nasıl organize olacağı konusuyla ilgili olan dijitalleşme ve robotiklerin kullanılması gibi, özellikle enformatik alanındaki gelişmelerin bütün bu süreçlere eşlik ediyor olması ve böylesine türbülanslı bir dönemin yaşandığı konjonktürde İstanbul İktisat Kongresi’nin toplanması ve sosyal ahlak ile gelecek ekonomisinin iktisat dışı etkenlerden nasıl etkileneceğini gündeme getirmesi bu toplantıyı daha da önemli kılıyor.

İktisat teorisinin, iktisat disiplininin geçmişine baktığımızda; özellikle 1950-60 döneminde yaşanan iktisattaki devrim ve ekonomi disiplininin, kendisini diğer disiplinler üzerinde bir sömürgeci kuvvet olarak dayatması, o iktisadi emperyalizmin ulaştığı seviye, buna eşlik eden mikroekonominin, makropolitikaların da sürdürücüsü ve belirleyicisi olarak görünmesi, matematiksel iktisadın soyut ve dünyadan kopuk şekliyle iktisadi politika uygulamalarını yönlendirmeye çalışması, enformasyon ekonomilerinin, enformasyonun iktisadi hamlesinin temeli hâline gelmesi dikkat çekmektedir. Tüm bunlar iktisat içi faktörlerin iktisat dışı faktörleri dışarda bırakmasını da getirmişti. Bugün karşılaştığımız o meydan okumalar çerçevesinde; ekonomik olmayan ile ekonomik olanın birbiriyle nasıl etkileşim içerisinde olduğunun araştırılması, bunun içerisinde hangi yöntemlerin kullanılacağı ve bu tartışmaların sürdüğü dönem içerisinde geçmişte ve hâkim olan neo-klasik modern makro-iktisadın kurucu taşlarının sorgulanması kaçınılmaz olarak kendisini bize dayatıyor ve böyle bir arayış içerisine girdiğimiz bir dönemi ortaya çıkarıyor.

Bugün burada İstanbul İktisat Kongresi ile TASAM öncülüğünde yapılan bu girişim bize gelecekte yapacağımız birtakım araştırmaların iktisadi olan ve iktisadi olmayanın etkileşimi üzerinde yapılacak araştırmaların kapısını açıyor. Buradaki temel vurgu; sosyal ahlak üzerine, etik üzerine, sosyal ahlakın iktisadı nasıl yönlendirmesi gerektiği ve yöntemsel bireyciliğin ötesinde toplumsal dayanışmacı bir iktisadi yapının mümkün olup olamayacağı konusunun araştırılması üzerine. Bizim gündemimizi bugün meşgul ediyor. Önümüzdeki dönemde de meşgul edeceği çok açık olarak ortaya çıkıyor. Bütün bunları söyledikten sonra, özellikle neo-klasik iktisadın o emperyalist tasallutundan kurtulabilmenin bir yolu olarak; kenara itilmiş birtakım iktisadi görüşlerin, tarihselci iktisadın, kurumsalcı iktisadın, Heterodoks iktisat görüşlerinin, Keynesyenlerin, Post Keynesyenlerin, Neo Keynesyenlerin görüşlerinin dinlenebileceği ve bunlar içerisinden farklı sentezlerin çıkartılabileceği bir dönemin kapısını aralamış oluyoruz. TASAM Başkanı Sayın Süleyman ŞENSOY’a, bize böyle bir platformu sunduğu için kendisine ayrıca teşekkür ediyorum. Sözlerimi burada sonlandırırken bütün katılımcılara kıymetli iki gün geçirmelerini diliyorum.

( İstanbul İktisat Kongresi Açılış Konuşması Deşifresi | Prof. Dr. Sedat AYBAR | 09.12.2021 )

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2776 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1114
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Artık ahkâm kesmekten öte çapı kalmayan Birleşmiş Milletlerin(BM), Afet Riski Azaltma Günü yaklaşırken uygun gördüğü tema bu yıl oldukça ilginç. Adeta eski kuşaklardan ümidi kesmişçesine 2024, Uluslararası Afet Riski Azaltma Günü olan 13 Ekim için açıklanan tema “ Bir Sonraki Kuşağın, dirençli bir G...;

Biz, dünya halklarını temsil eden Devlet ve Hükümet Başkanları olarak, Gelecek İçin Pakt'ta yer alan eylemler aracılığıyla mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını ve çıkarlarını korumak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde toplandık.;

Türkiye, Somali ile yaptığı anlaşmalar, bölgesel anlaşmazlıklara dahil olması ve savunma sanayii genişlemesiyle Hint Okyanusu Bölgesi'ndeki stratejik varlığını genişletiyor. Bu büyüyen etki, Çin'in varlığıyla birleştiğinde, Hindistan için karmaşık zorluklar yaratıyor ve Hindistan'ın bölgesel politik...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.