Hipersonik Dijitalleşme, Mobilite ve Sürdürülebilirlik

Açılış Konuşması

Herkese saygılarımı sunuyorum. Girişte yapılan konuşmaları ve benden sonraki yapılacak olan konuşmaları da dikkate alarak çok kısa değerlendirmeler yapacağım. Ardından TASAM’ın da alanına giren bir konu olması itibariyle Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’de Güneydoğu Asya ekonomileriyle ilgili olarak yeni bir toplantıya gireceğiz....

Herkese saygılarımı sunuyorum. Girişte yapılan konuşmaları ve benden sonraki yapılacak olan konuşmaları da dikkate alarak çok kısa değerlendirmeler yapacağım. Ardından TASAM’ın da alanına giren bir konu olması itibariyle Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’de Güneydoğu Asya ekonomileriyle ilgili olarak yeni bir toplantıya gireceğiz. Bu yönüyle bakıldığında OECD, içinde bulunduğumuz dönemde küresel anlamda yükselen yeni coğrafyalarla ilgili olarak çok seri ve oldukça uzun sayılabilecek çok geniş kapsamlı toplantılar gerçekleştiriyor. TASAM’ın çalışma alanına giriyor olması itibarıyla bilhassa bunu da vurgulamak istedim.

Süleyman ŞENSOY ve Sedat AYBAR Hocaların söylediklerinin üzerine şunları eklemek söz konusu olabilir: 21. yüzyıl açısından baktığımızda üç tane kritik mega trend vardır. Bu üç mega trend, genel manada, OECD başta olmak üzere hemen hemen bütün uluslararası ekonomik kurumların da aynı zamanda gündeminde yer alan konu başlıklarıdır. Kovid-19 küresel virüs salgını gerçeği, 15 yıldan bu yana belki üstümüzü başımızı parçalayarak anlatmaya çalıştığımız gelmekte olan trendleri bir anda bütün dünyanın kabullenmek durumunda olduğu bir yapıyı ortaya çıkardı. Dolayısıyla hipersonik “dijitalleşme“, “mobilite“ ve “sürdürülebilirlik“ üç kritik mega trend olarak 21. yüzyıla damgasını vuran kritik kavramlar olarak karşımızdadır.

Bu kavramlar dört önemli kavramı daha beraberinde getirmiştir. Bunlardan bir tanesi malumlarınız olmak üzere “enerji dönüşümü“, fosil yakıtlarla vedalaşma ve yenilenebilir enerji teknolojileri başta olmak üzere havaya daha az karbon salınımına yönelik yeni bir dünyaya doğru geçişi hızlandırmıştır. “Dijital dönüşüm“ bir başka önemli kavramdır. Dijital dönüşümün altında özellikle dijital teknolojilere yönelik yepyeni meseleler vardır. “Yeşil dönüşüm“, çevre ve iklim meseleleri, buna bağlı olarak Siyah Kuğu konusu, net sıfır karbon meselesi, bunlar kritik konulardır. Son bir konu da tabii ki “bilgi dönüşümüdür“. Dolayısıyla bu dört dönüşüme yönelik olarak da çok ciddi tartışmalar ve konular söz konusudur.

Bütün bu süreç içerisinde şunu vurgulamak isterim, AB, Japonya ve ABD açısından bundan sonra Çin ile ilişkileri nasıl bir düzlem üzerinde yürütmeye devam edecekleri önemli bir soru işaretidir. Gerek farklı kurumlar nezdinde gerekse de OECD nezdinde bu üçünün yani ABD, AB ve Japonya’nın Çin ile ilişkileri bundan sonra nasıl bir platform üzerinde yürütmeye devam edecekleri ile ilgili olarak aralarında ciddi müzakereler söz konusudur. Bunların iz düşümlerini de önümüzdeki dönemde görmeyi sürdüreceğiz.

Bir diğer kritik konu ise Siyah Kuğu kavramı olup uluslararası ekonomide gerçekleşme ihtimali son derece düşük gözüken ve öyle algılanan bir riskin birden bire gerçekleşmesiyle dünyadaki tüm dengeleri değiştirmesini ifade etmektedir.

Bunun üzerine konuşulan en önemli konu da, gelinen yeni nokta Yeşil Kuğu olup bu “yeşil dönüşüm“, iklim krizi ve iklim güvenliği ile ilgili yeni algıdır. Bunun da genel manada dünyadaki genel yaşam tarzını, iş hayatını hayatımızın her noktasındaki tüm süreçleri derinden etkileyeceğine dair genel bir kanaat üzerinden süreci götürmekteyiz ve OECD çatısı altında bunlarla ilgili çok hızlı gelişmelerin yaşanacağı söylenebilir.

Bir örnekle ifade edebilirim; Türkiye’nin de içinde yer aldığı G20 platformu, 2016 yılında dünyada herkesin mutabık kalacağı küresel bir vergi reformuna ihtiyaç olduğundan hareketle OECD’ye böyle bir küresel vergi düzenlemesini yapması noktasında görev vermiştir. Beş yıllık bir mücadele sonunda Türkiye’nin de önemli katkılarının olduğu bir süreçte, geçtiğimiz yaz ayı sonlarında bu konuda genel mutabakat sağlandı ve Kasım ayı itibarıyla artık bu küresel vergi reformu beş yıllık çalışma sonrasında hayat buldu.

Şimdi de gözlenen o ki aynı OECD’ye küresel karbon fiyatlandırmasıyla ilgili olarak - ki biz şu anda yoğun olarak buna çalışmaya başladık - yeni bir görev verileceği anlaşılıyor. Çünkü AB’nin yeşil düzenleme ve yeşil mutabakat ile sadece kendi metodolojisi üzerinden sınırda karbon vergilendirmesi uygulaması yaparak kendi kendine bir süreci başlatmasının daha sonra mahzurlu olacağına dair bir görüş ortaya çıktı ve AB’ye dediler ki “sınırda karbon vergilendirmesi yapma, OECD’ye böyle bir görev verelim, bir küresel karbon fiyatlandırması modeli yapsın ve bu bütün dünyada kabul görsün, sadece bu kullanılsın“.

Şimdilik bizi, Türkiye’nin de içinde yer aldığı 38 OECD üyesi ülkeyi G20 ülkeleri ile birlikte böyle bir küresel karbon fiyatlandırması platformunu, reformunu düzenlemek üzere önemli, meşakkatli ama küresel vergi reformundaki gibi beş sene vaktin de olmadığı bir süreç bekliyor diyebiliriz. Bütün bu tablo şunu gündeme getiriyor. Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve OECD ekonomistleriyle son üç-dört ay içerisinde dört-beş Zoom toplantısında bir araya gelerek tartıştık ve bunların hepsi konuşuldu, sonunda şu kabullenişin ağırlık kazandığını ifade etmem lazım (çünkü Türkiye’de tam da bu tartışmaların olduğu dönemde herkesin kabul ettiği nihai gerçek şudur): Ciddi manada bu kadar küresel belirsizliğin olduğu ortamda artık deniyor ki hiçbir ülke açısından uluslararası kurumlarca önerilecek para ve maliye politikasının standardize edildiği bir dünya artık gerçekçi değildir, yani para ve maliye politiklarında bir standardizasyon, her ülkenin birbirine çok yakın para ve maliye politikası uygulamaları hayata geçirerek bu derinleşen küresel belirsizliklerle mücadelesi, bunlar artık mantıksız bulunuyor. Dolayısıyla her ülkenin kendine özgü, “ısmarlama“, kendi ülke ekonomisinin gerçeklerine dayalı yeni para ve maliye politikası yaklaşımlarını ortaya koyması gerektiği vurgulanmaktadır. Dolayısıyla benim açımdan son üç-dört aydan beri gerek Uluslararası Para Fonu gerek Dünya Bankası gerek OECD nezdindeki ekonomistlerle yaptığımız oldukça derin tartışmalarda en önemli tespitlerden bir tanesinin bu olduğunu vurgulamak isterim.

Artık para ve maliye politikasında standardizasyon, her ülkeye benzer para ve maliye politikasını önerme, dolayısıyla basmakalıp ezberlenmiş neo-liberal Ortodoks yaklaşımların hâlâ popülaritesini sürdürmesi gibi konular artık bütünüyle kapanmış durumdadır. Tabii ki ilgili ekonomistlere maliye politikasının üretici fiyatları endeksindeki artışlarının bu kadar ağır ve belirgin olduğu dönemde para ve maliye politikalarının etkinliğiyle alakalı sorular da soruyorum. Aldığım cevaplar ise bu konuda doğru dürüst bir literatüre sahip olmadıklarını itiraf etmeleri ve neo-liberal Ortodoks anlayışın da bu tabloyla karşı karşıya gelmesinin çok fazla cevabı olmadığı gerçeği ekseninde. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde daha Keynesyenci yaklaşımların ağırlık kazanmayı sürdüreceği bir süreç bizi beklemektedir. Sözü, bu konuda farklı fikirleri olan, İstanbul İktisat Kongresi’ndeki son derece değerli katılımcılara bırakıyorum. Paristen hepinize saygılarımı iletiyorum.

( İstanbul İktisat Kongresi Açılış Konuşması Deşifresi | OECD Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Kerem ALKİN | 09.12.2021 )

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Günümüzde güvenlik kavramına ilişkin genişletilmiş tanımlamaya gıda güvenliği de girmektedir. Gıda güvenliği konusu ele alınırken gıda güvenilirliği, gıda egemenliği, gıda paylaşılabilirliği ve gıda sürdürülebilirliği kavramları ile birlikte ele alınmaktadır.;

Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerjinin bölge ülkeleri yanında Avrupa devletlerinin geleceğinde şekillendirici jeoekonomik, jeostratejik ve jeopolitik güç olacağının öne çıktığı 21’inci asırda, Rusya-Ukrayna savaşından sonra daha da önem kazanmış ve enerji güvenliği konusunda rekabet alanlarının enerji...;

Stratejik konumu ve doğal kaynakları nedeniyle önemli bir rekabet alanı olan Afrika, 21. yüzyılda çok sayıda aktörün, kapsamlı politikalar geliştirdiği ve zirveler organize ettiği kıta olarak dikkat çekmektedir.;

Dijital teknolojilerdeki yenilikler, hayatımızın her alanını dönüştürmekte ve değiştirmektedir. Bireyler, işletmeler ve cihazlar arasında büyük miktarda veri ve bilginin hızlı ve ucuz şekilde sağlanması, dijital ekonominin ve dijital platformların yükselişinin temellerini atmıştır. Dijital platforml...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.