3. Türkiye – Afrika Ortaklık Zirvesi’nin Ardından

Yorum

16 Devlet ve Hükûmet Başkanı ile 26'sı Dışişleri Bakanı olmak üzere 102 Afrikalı Bakan’ın katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Türkiye – Afrika Ortaklık Zirvesi, 2014 Zirvesi’nin ardından ilişkilerin gözden geçirilmesine fırsat sağlamış ve çok sayıda ikili görüşmeye imkân tanımıştır....

16 Devlet ve Hükûmet Başkanı ile 26'sı Dışişleri Bakanı olmak üzere 102 Afrikalı Bakan’ın katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirilen 3. TürkiyeAfrika Ortaklık Zirvesi, 2014 Zirvesi’nin ardından ilişkilerin gözden geçirilmesine fırsat sağlamış ve çok sayıda ikili görüşmeye imkân tanımıştır.

Zirve’de kabul edilen 2022 – 2026 Ortak Eylem Planı’nda beş stratejik işbirliği alanı belirlenmiştir.
Barış, Güvenlik ve Yönetişim
Ticaret, Yatırım ve Sanayi
Eğitim, Bilgi ve İletişim Teknolojileri becerileri, Gençlik ve Kadın Gelişimi
Altyapı Geliştirme ve Tarım
Dayanıklı Sağlık Sistemlerinin Teşvik Edilmesi.

Dördüncü Ortaklık Zirvesi’nin ise 2026 yılında Afrika’da gerçekleştirilmesi konusunda mutabakata varılmıştır.

Zirve’nin dikkat çeken gelişmelerden biri, ticari işbirliğinin güçlendirilmesini amaçlayan ve Ticaret Bakanlığı ile Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Alanı Genel Sekreterliği arasında imzalanan mutabakat zaptı olmuştur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zirve'nin açılış oturumundaki konuşmasında, “Afrika Yılı“ olarak edilen 2005’den bugüne ilişkilerin sürekli ivme kazandığını ifade ederken, ticaret hacmindeki gelişime, büyükelçiliklerin sayısındaki artışa, TİKA, Türk Hava Yolları, Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve Anadolu Ajansı gibi kurumların ilişkilere sağladıkları katkılara dikkat çekmiştir.

2020 yılında 25,3 milyar dolar olan Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacminin, 2021 yılının ilk 11 ayında 30 milyar dolara ulaştığını ifade eden Erdoğan, söz konusu rakamın ilk etapta 50 milyar dolara, ardından 75 milyar dolara ulaşması konusundaki inancını belirtmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsi geçen hedeflere ilişkin bu kez bir tarih zikretmemesi, dikkat çekicidir. Zira Türkiye’nin Afrika ile 50 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi, daha önce çeşitli tarihler verilerek zikredilen bir hedef olmuştur.

Dönemin Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, 2008 yılının Mayıs ayında düzenlenen 3. Afrika Dış Ticaret Köprüsü’nün açılış konuşmasında, 2012 yılı için Afrika ile ticaret hacminde 50 milyar doların hedeflendiğini açıklamıştır. Ne var ki, 2012 yılındaki ticaret hacmi, 23 milyar dolar olmuştur. Başbakanlığı döneminde Erdoğan, 2015 yılı için Afrika ile ticaret hacmindeki hedefi 50 milyar dolar olarak açıklarken, söz konusu rakam, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da 2018 yılı hedefi olarak zikredilmiş, ancak ne var ki gerek 2015, gerekse 2018 yılında Türkiye ile kıta arasındaki ticaret hacmi 25 milyar doların altında kalmıştır.

Afrika ile 50 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi, bazı adımların atılması durumunda ulaşılabilecek bir hedeftir. Bugüne dek kısıtlı sayıda Afrika ülkesiyle imzalanmış olan ticari anlaşmaların kıta geneline yayılması ve ticari ortaklıkların çeşitlendirilmesi, bu adımların başında gelmektedir. Öte yandan, sayısı hızla artan Büyükelçiliklerin tam teşekküllü hale getirilmeleri ve ticaret müşavirliklerinin sayısının artırılması da Afrika ülkelerinin daha iyi analiz edilmelerine imkân tanıyacağı gibi ticaret hacmini de olumlu yönde destekleyecektir.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ mensubu şahıs ve kurumların hâlen bazı Afrika ülkelerinde çalışmalarını sürdürdüklerine dikkat çekmiş, söz konusu terör örgütünün faaliyetlerini yasaklayan, örgütle iltisaklı eğitim kurumlarını Maarif Vakfı'na devreden ya da kapatan ülkelere teşekkür ederken, benzer tutumun “diğer ülkeler tarafından da benimsenmesi haklı beklentimizdir" şeklinde bir ifade kullanarak, FETÖ’nün hâlihazırda faaliyet göstermekte olduğu Afrika ülkelerine doğrudan mesaj vermiştir.

Zirve’de Türkiye ile Afrika arasında sağlık alanında ortak deklarasyon kabul edilirken, Zirve’nin Sağlık Oturumuna başkanlık eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, pandemi sürecinde Afrika'daki 45 ülkeye destek verildiğini, bu kapsamda 1 milyon doz aşı hibesinin gerçekleştirildiğini, Covax aracılığıyla çoğu Afrika'ya gönderilmek üzere, 10 milyon doz aşının hibe edilmesi sürecinin de devam ettiğini ifade etmiştir.

Zirve kapsamında Dışişleri Bakanları Toplantısı da icra edilirken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, çok sayıda mevkidaşıyla ikili görüşme gerçekleştirmiş, Mısır’ın Ortaklık Zirvesi’ne Dışişleri Bakan Yardımcısı düzeyinde katılım sağladığı görülmüştür.

Diğer taraftan, 2008 İstanbul Zirvesi’nde, bir internet sayfası aracılığıyla zirveye ilişkin tüm bilgi ve belgeler kamuoyu ile paylaşılırken, 2021 İstanbul Zirvesi, bilgiye erişim anlamında daha sınırlı olmuş, bilhassa toplantının ev sahiplerinden Dışişleri Bakanlığı’nın Zirve’de adeta gözlemci gibi kaldığı dikkat çekmiştir.

 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2727 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1089
Avrupa 22 642
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1386 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 294
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

Bugün, Avrasya denkleminde Kazakistan-Çin ilişkilerini ele alırken, Timurlu imparatorluk vizyonuna göre tanımlanan tarihi perspektifte oluşan Avrasya jeopolitiğine kuşbakışı göz atmak, bugünü ve geleceği değerlendirmemizde önem arz etmektedir.;

Kosova’nın Sırp sınırına yakın ve Sırp nüfusun yoğunlukta olduğu bu kısmındaki dört Sırp belediye başkanının Kurti yönetiminin kararını protesto amaçlı istifası ile 2022 Kasımında artan gerilim NATO’nun müdahale kararına sebep olacak düzeyde büyüdü.;

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde ...;

Türkiye'nin, Yeni İpek Yolu güzergâhında, Orta Koridorun gelişimi, Avrasya üzerinden karasal Doğu-Batı ticaretinde lojistik üs haline gelmesi ve tedarik zincirinde merkez konumda olması, ekonomi ve dış politika önceliklerden biridir. Ayrıca Türkiye'nin bir enerji ticaret merkezi olma rolü güçlenmeli...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Güçlü Müslüman devletlerin istikrarsızlaştırıldığına, “Çok-uluslu Koalisyon” adı verilen kavram tarafından BM Güvenlik Konseyi’nin BM tüzüğünün yedinci bölümü altındaki rolünün ayaklar altına alındığına şahit olduk. Son Afganistan krizinde görüldüğü gibi NATO’nun bölge-dışı operasyonlarını genişlett...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...

Meritokrasi Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar...

Soğuk savaşın ardından, “yeni dünya düzeni“ olarak adlandırılan dönem, hegomonik bir güç olarak beliren ABD’nin “büyük vaadi“ ile başladı: “Demokrasiyi dünyada yaygınlaştırmak“. Bu “büyük“ vaad, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet dolu bir dünyayı kurmak biçiminde gerçekleşti ve iki “siyasi/askeri“ ar...