İngiliz İmparatorluğu’nun Himalayalar Politikası; Ticaret, Sınır Güvenliği Ve Rekabet

Makale

16. asrın ortalarında doğu istikametinde genişleyerek kadim Türk coğrafyasını işgal etmeye başlayan Rus Çarlığı 17. asırda Kuzey ve Doğu Asya’da yayılmaya devam etmiştir. ...

2.1. Büyük Oyunun Doğu Perdesi
16. asrın ortalarında doğu istikametinde genişleyerek kadim Türk coğrafyasını işgal etmeye başlayan Rus Çarlığı 17. asırda Kuzey ve Doğu Asya’da yayılmaya devam etmiştir. 18. asırda Avrupa’da da güç yarışına giren Rus Çarlığı’nın Akdeniz’e doğru inmesinin yanı sıra Orta Asya’daki topraklarını genişletmesi, İngiltere’nin Hint coğrafyasındaki kazanımlarını tehdit etmeye başlamıştır. İngilizlerin Hint coğrafyasında kuzeye doğru ilerleyişini tehdit olarak algılayan Rus Çarlığı da Doğuda Mançurya, Güneyde İran hattında ilerleyerek işgal ettiği bölgeleri demir yolu ile ülkeye bağlamıştır. Ruslar stratejik bölgelere Rus kökenli kabileler yerleştirerek ekonomik hayatı kontrol altına alırken işgal ettiği coğrafyadaki bölgeleri güvenlik altına almayı hedeflemiştir.94

Rus tehditine karşı Belucistan’ı işgal ettikten Afganistan’a yönelen İngiltere bu ülkeye düzenlediği seferlerde başarılı olamamıştır. Özbekistan ve Tacikistan’ı aldıktan sonra Afganistan’a yönelen Ruslar da bu hattan ileri gidememiştir. Bu noktada Afganistan, birbirine üstünlük sağlayamayan iki ülkenin arasında bir tampon bölge olarak kalmıştır. Bu noktada iki imparatorluk Afganistan üzerinde kontrol sağlamak maksadıyla dolaylı bir mücadeleye girmiş ve askerî alanda karşılaşmaktan kaçınmıştır.95 Afganistan üzerinde sınırlanan İngiliz-Rus rekabeti bundan sonra İran ve Basra Körfezi öncelikli olarak devam ederken taraflar Himalayalar hattında da bir etkinlik mücadelesine girmiştir. İngiltere ve Rus İmparatorlukları’nın Asya coğrafyasındaki birbirlerini dengeleme zemininde yürüttüğü bu strateji “Büyük Oyun (Great Game)“ olarak adlandırılmıştır.96

Bu mücadele kapsamında Afganistan’a doğru ilerlerken İngilizler, yaptıkları iki savaştan sonra (1839-1842 ve 1877-1881), Afganistan’ı işgal etmenin ve Afganistan güneyindeki Peştun aşiretlerin hâkim olduğu dağlık bölgeyi kontol altına almanın zor olacağını görmüştür.97 Bu coğrafyayı doğrudan yönetmenin zorunlu olmadığını fark eden İngilizler, Afganistan’ın tampon bölge olarak kalmasının ve Afganistan güneyindeki dağlık arazide dolaylı kontrol kurulmasının daha doğru olacağını düşünmüştür. Bu bağlamda başarısız olan Afgan seferi sonrasında İngiltere İmparatorluğu, çareyi İngiliz karşıtı Afgan Emiri Şir Ali Han’ın devirilerek yerine Abdurrahman Han’ın geçmesinde bulmuştur.

Bundan sonra İngiltere İmparatorluğu, İngiliz Hindistanı ile Afganistan sınırının tespiti için yeni Afgan Yönetimini masaya oturtmuş ve planladıkları sınırı kabul ettirmeyi başarmıştır.98 1893 yılında belirlenen ve 100 yıl geçerlilik süresi olan bu sınır, İngiliz Hindistanı Dışişleri Bakanı Sir Henry Mortimer Durand tarafından çizildiği için Durand Hattı olarak adlandırılmıştır.99 Bu politika sayesinde İngilizler, Afganistan coğrafyasını Rus Çarlığı’na karşı bir tampon bölge hâline getirmenin yanında asi Peştun kabilelerin yaşadığı coğrafyayı da ortasından bölmüş ve muhtemel Peştun direnişini zayıflatmıştır.100

İngiliz İmparatorluğu bu politikanın bir benzerini de Batı Himalayalar hattında ve Tibet üzerinde hayata geçirmiştir. Bugün “Azad Keşmir“ topraklarında kalan Hunza Bölgesi Batı Himalayalar’daki mücadele alanlarının başında gelir. Tibet-Şincan-Keşmir-Afganistan arasında irtibat sağlayan geçitlerin bulunduğu Hunza bu hattaki ticaretin kontrolü için kritik bir bölgedir.101 Çin Mançu Hanedanlığı’nın Kaşgar’ı işgal etmesinden sonra Kaşgar’daki Çin Yönetimi Temsilcisi’ne 1761’de hediyeler gönderek Çin İmparatorluğu’nun güvenlik şemsiyesi altına giren Hunza Mir’i (Han-Lider) bu bölgedeki ticarî ve idarî haklarını da güvenceye almıştır. Bölge ve bağlantısındaki geçitler Rus Çarlığı’nın Çin topraklarına nüfuz etmesine kadar fazlaca gündeme gelmemiş ve genelikle iç siyasî çekişmeler ve Kaşgar’da Çin Yönetimi’ne karşı çıkan isyancıların mücadelesine sahne olmuştur. 102

Nepal’den toprak kazanan ve Tibet’e girmeyi başaran Doğu Hindistan Şirketi temsilcileri bundan sonra Himalayalar’da ticarî ve askerî seferler düzenleyerek bölgeyi keşfetmeye çalışmıştır. Bu kapsamda Kaşgar ve Yarkent’e tüccar görüntülü askerleri gönderen İngilizler bölgenin ticarî kapasite ile ulaşım imkânlarını tespit etmiştir. Bu gelişme sonrasında Ladak Hükümdarı ile bir anlaşma yapan İngilizler, ticarî imtiyazlar elde etmenin yanında Ladak Hükümdarı’nın Sihlere karşı durmasını da sağlamıştır. Böylece Büyük Oyunun Doğu sahnesi de sergilenmeye başlamıştır.103

İngiliz Hindistanı’nın Keşmir’i alarak Hindu Dogra Hanedanı’na devretmesi, Rusların Çin toprakalarına girmesi ve Çin’de Mançu Hanedanlığı’nın zayıflaması sonrasında, 19. asır ikinci yarısında Hunza jeopolitik değeri nedeniyle öne çıkmaya başlamıştır. İngiliz, Rus ve Çin imparatorluklarının Hunza’daki kritik geçitleri kontrol altına alma mücadelesi 1860’lardan sonra önem kazanmış ve Hunza Mir’i 1870’de İngiliz Hindistanı ile bir anlaşma imzalayarak İngilizlere ticarî imtiyazlar vermiş ve kendi iktidarını konsolide etmeye çalışmıştır. Keşmir ve Pamir bölgelerindeki çıkarlarını güvenceye almak isteyen İngiliz Hindistanı 1881’de Hunza ve Nagar’ı kontrol eden Gilgit’e bir Politik Temsilci atayınca bu hattaki çıkarları tehlikeye giren Ruslar da dağ silsilesinin karşı tarafındaki Afganistan’ın Vakhan Koridoru’nu kontrol eden Murgab bölgesi’ni 1885’de işgal etmiştir.104

İngilizlerin Hunza’yı Gilgit üzerinden kontrol etme gayretleri bundan sonra Hunza içindeki iktidar kavgasına müdahil olmasıyla devam etmiştir. Rus ve Çin tarafları da bu iktidar mücadelesine dâhil olarak İngiliz karşıtlarına silah yardımı yapınca 1891’de İngiliz Hindistanı askerleri Hunza’ya askerî müdahalede bulunmuş ve yönetimi değiştirmiştir.105 Çin İmparatorluğu üzerinde etkili olan İngiliz İmparatorluğu bu askerî müdahale sonrası Hunza’nın Keşmir Prensliği toprağı olduğunu dikte ederken Çin tarafı bu iddiaya karşı gelmemiştir. Şartların zorlamasıyla İngiliz iddialarını kabul eder bir görüntü veren Çin tarafı dağların karşı tarafında askerî kontrol noktaları kurup Hunza yönetimi ile ilişkisini sürdürerek bölge üzerinde etkili olmaya çalışmıştır. İngiliz Hindistanı’nın 1899’da Şincan ve Hunza arasındaki sınırları tespit etme girişimlerine de cevap vermeyen Mançu Yönetimi olayların akışını zamana bırakmayı tercih etmiştir. Mançu’ların devrilmesinden sonraki Çin yönetimleri de aynı politikayı sürdürmüştür.106 Çin tarafının bu yaklaşımı zaman içerisinde meyvesini vermiş ve bu sınırların tespit edilmesi güçlü bir ÇHC ile Hindistan’a karşı destek arayan Pakistan’a kalmış ve ÇHC’nin isteği doğrultusunda çözülmüştür.

18. asrın son çeyreğinde Çin İmparatorluğu’nun kontrolüne giren Tibet, Çin İmparatorluğu’nun 19. asırda zayıflaması nedeniyle İngiliz İmparatorluğu ile Çin İmparatorluğu arasında kalmış ve her iki ülkenin taktik manevralarının yaşandığı bir bölgeye dönüşmüştür. Çin İmparatorluğu’nun zayıflamasını değerlendirerek Çin coğrafyasında yayılan Rus Çarlığı da Tibet üzerinde azalan Çin etkisinden kaynaklanan İngiliz hamlelerini dengelemek ve bölgedeki etkinliğini artırmak için oyuna dâhil olmuştur. Rusların da sahne alması sonrasında Büyük Oyunun Doğu Perdesi bu üç aktör arasında oynanmıştır.

Emekli Albay Dr. Cengiz Topel Mermer’in TASAM Yayınları tarafından tarafından yayımlanan “Yeni Soğuk Savaşın Sıcak Cephesi Himalayalar’da Çin-Hint Çatışması“ isimli kitabından alınmıştır.

Not: TASAM Yayınlarının kitapları http://yayinlar.tasam.org/ sitesinden çevrimiçi olarak alınabilir.

KİTABIN KÜNYESİ
Kitap Adı : Yeni Soğuk Savaşın Sıcak Cephesi Himalayalar’da Çin- Hint Çatışması
Yazar : Dr. Cengiz Topel MERMER
Editör : İhsan TOY
Y.Koordinatörü : Ali BAŞAR
Grafik Tasarım : Ahmet TECİK
Sayfa Sayısı : 336 s.
Yayınevi : TASAM Yayınları
Dizisi : Uluslararası İlişkiler Dizisi
ISBN : 978-605-4881-46-8
Yayın Tarihi : 2021 Temmuz
Fiyatı : 50,00 TL (KDV Dâhil)


Kitap için tıklayınız | e-kitap için tıklayınız

 
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.