Dünyadaki temel trendlere bakıldığında “toprak ve makineyi“ takiben “bilgi ve bilgiye dayalı ürünler“ temelli yeni ekonomi çağında küresel rekabet “mikro-milliyetçilik“, “entegrasyon“ ve “öngörülemezlik“ üzerinden gelişmekte, hayatın ve devletin yeni doğasını belirleyen meydan okumaların; “kaynak ve paylaşım krizi“, “üretim-tüketim-büyüme“ formülünün sürdürülemezliği, Çin kaldıracı ile “orta sınıfın tasfiyesi“, “enerji, su ve gıda güvensizliği“, hayatın her alanında “4. boyuta geçiş“, “işgücünde insan kaynağının tasfiyesi“, değişen devlet doğası ve beklenti yönetimi temelinde “sert güçten yumuşak ve akıllı güce geçiş“ olduğu temel referanslar olarak şekillenmektedir.
Tüm bu temel parametreler içerisinde, teknolojideki dönüşümler; yapay zeka, sanal/artırılmış gerçeklik ve mobilite merkezli gelişerek tüm insan hayatını ve doğasını değiştirmeye adaydır. “Endüstri 4,0“ ve “Toplum 5,0“ kavramlarının dünyanın dönüşümünü endüstri ve toplum boyutları ile yönetmek açısından önemli başlıklar olduğu aşikârdır. Bir diğer etken de Çin’in dünya sahnesinde her geçen gün etkinleşmeye başlamasıyla oluşturduğu türbülanstır. Yeni İpek Yolu projesi “Kuşak ve Yol“; hem karadan hem denizden yüzden fazla ülkeyi ilgilendiren bir küresel entegrasyon projesi olarak şekillenmekte, iktisadi pastanın dağılımını kalıcı olarak değiştirmektedir. Orta sınıfı olmayan ülkelerde, otoriter rejimler ya da kaos, iki seçenek olarak önümüzde durmaktadır. Bölgesel ve küresel güvenlik anlamındaki iş bölümünün nasıl yapılacağı ve bedellerinin nasıl paylaşılacağı da önümüzdeki dönemin tartışma konuları olmaya adaydır.
Güvenlik üzerinden yeni ittifakların gelişmesi ise başat ülkelerin aldıkları risklerden ve inisiyatiflerden okunabilmektedir. Mülkiyet ve güç kavramlarının niteliği ile iş modeli tarihsel olarak değişmektedir. “Başarıda Başarısızlık“ sendromu yaşayan AB’nin geleceğini; Brexit sonrası Batı’da yeniden canlanan kamplaşmanın sonuçları belirleyecektir. Tüm bu gelişmelerle birlikte, “Güvenliğin Ekosistemi“, hukukuyla birlikte değişmektedir. “Güvenlik - Demokrasi“ ikilemini bundan sonra çok daha fazla yaşanacaktır. Çünkü orta sınıfı eriyen ve güvenlik ekseni sofistike bir zemine kayan ülkelerde demokrasinin yaşatılması zordur. “Güvenlik bize otoriter rejimler mi getirecek“ sorusunun daha fazla tartışılması gerekmektedir.
Türkiye; 84 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi ve Afro-Avrasya ana kıtası ortasındaki jeostratejik konumu ile öne çıkmaktadır. Avrupa, Karadeniz, Kafkaslar, Asya, Orta Doğu ve Afrika ülkeleri ile arasındaki tarihî, siyasi ve kültürel bağları, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası alanda yükselen aktivitesi, NATO, AGIT ve CICA gibi örgütlerin önemli üyelerinden olması ve son dönemde geliştirdiği aktif dış politikası ile küresel platformda önemi gittikçe artan bir aktör hâline gelmiştir.
Dünyanın en büyük demokrasisi olan Hindistan ise; nüfus bakımından ikinci (1,366 milyar kişi), yüzölçümü bakımından yedinci (3.287.259 km²) büyük ülke olarak dikkat çekmektedir. Son dönemde istikrarlı bir büyüme çizgisi yakalayan ekonomisi ve demokratik devlet yapısı ile 21. yüzyılın küresel güç adaylarından biri hâline gelmiştir. Hindistan’ın milli gücünü artıran unsurlar arasında dinamik bir büyüme yakalayan ekonomisi, sahip olduğu doğal kaynaklar, nükleer yeteneğiyle desteklenen askerî gücü, uzay ve bilgi teknolojisindeki birikimleri, genç, dinamik ve yetişmiş insan kaynağının fazla olması öne çıkmaktadır. Bu unsurlar, jeostratejik konumunun da desteğiyle Hindistan’a, gerek bölgesindeki gerek küresel çaptaki gelişmelerde etkileyici bir nüfuz ve etki kazandırmaktadır.
Türk - Hindistan ilişkileri çok eski dönemlere kadar uzanmaktadır. Kurtuluş Savaşı Döneminde Türkiye’ye ilk dış yardımı Hindistan yapmış, İş Bankası’nın kurulmasında bu yardımların büyük desteği olmuştur. İlk resmî ilişkiler ise 1948 yılında başlamıştır. Hindistan ve Türkiye ilk ikili ticari anlaşmasını 1973'te imzalamıştır. 1980'li yıllara kadar kayda değer düzeye getirilemeyen ticari ilişkiler 1990'lı yıllarda belirgin bir şekilde gelişmeye başlamıştır. Demokrasi, laiklik, G20 üyeliği, Dünya Ticaret Örgütü üyeliği ve kalkınmacı ekonomilere sahip olmaları iki ülkenin ortak özellikleridir.
Türkiye - Hindistan ikili ticaretinde, 2019 yılında ticaret hacmi 7,801 milyar dolar, ticaret açığı ise Türkiye aleyhine 5,468 milyar dolar olmuştur. Türkiye’nin Hindistan’a ihraç ettiği başlıca ürünler; altın, mermer, yağlı tohumlar, metal cevherleridir. Hindistan’nn Türkiye’ye ihraç ettiği başlıca ürünler; petrol yağları, sentetik filament iplikleri, taşıt parçalarıdır.
Türkiye, büyüyen ekonomisi, geniş pazarı, askerî gücü, uzay ve bilişim teknolojisindeki üstünlüğüyle küresel bir güç olma yolundaki Hindistan'a gereken önemi vermektedir. Her iki ülke de birbirleriyle ilişkilerinde yeni ve gerçekçi açılımlar yapmanın gayreti içerisinde olup her alanda artan içerikli temaslarla birbirlerini yeniden keşfetmektedirler. Türkiye Kıbrıs başta olmak üzere diğer uluslararası sorunlarda Hindistan’ın desteğini almaya çalışmıştır. İzleyen dönemde BM, CICA, SAARC, ASEAN, gibi örgütler bünyesinde iki ülke arasında siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlikle ilgili alanlarda iş birliği imkanı zemini daha da güçlendirilebilecektir.
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle ivme kazanan küreselleşme ve ardından çok boyutlulukla gelen temel eğilim, ülkelerin tek başlarına değil belirli bölgesel iş birlikleri ve bölge-ötesi ortaklıklar vasıtasıyla güçlenmesi yönündedir. Ülkeler artık ekonomik, siyasal, kültürel bakımdan diyalog ve iş birliğine dayalı açık bir yapıya doğru yönelmekte, uyum sağlayamayanlar ise ciddi istikrarsızlıklar yaşamaktadır. Bu çerçevede, Türkiye ile Hindistan arasında da uzun erimli “stratejik işbirliği“ ilişkileri geliştirilmesinin gerekli olduğu açıktır. Türkiye - Hindistan Stratejik Diyaloğu; karşılıklı potansiyellerin ve mevcut iş birliğinin nasıl stratejik bir işbirliğine dönüştürülebileceğini ortaya çıkarmayı ve stratejik zemin kapasite inşasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Diyalog ile; ilgili kuruluşların ve kurumların yakından tanınması, sivil toplum etkisinin artırılması, kalkınmaya katkı sağlanması, kaynakların ve çalışma alanlarının geliştirilmesine dair uzmanlık birikimlerinden faydalanılması, tanıtma faaliyetlerine katkı sağlanması, akademik iş birliği imkânlarının araştırılması ve tüm bu çalışmaların bütünlük içerisinde değerlendirilmesini sağlayacak stratejik bir yaklaşım geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Her iki ülke kritik öneme sahip uzun vadeli çıkarların sürdürülebilirliği açısından etkili bir stratejik işbirliği geliştirebilir. Bu noktada olaylara daha geniş bir jeopolitik bakış açısı ile bakma ihtiyacı vardır.
Çok boyutlu şekillenen dünya güç sistematiği içerisinde Türkiye - Hindistan ilişkilerinin ideal bir noktaya taşınabilmesi için, yalnızca siyasi ve stratejik temelli değil, her parametrede karşılıklı derinlik oluşturacak bir yapıya doğru yönelinmesi gerekir. Bu noktada, Türkiye - Hindistan Stratejik Diyaloğu’nun amacı, sorun alanlarını ihmal etmeden yeni dönemde Türkiye - Hindistan ilişkilerindeki fırsatlar ve tamamlayıcılık ilişkisini stratejik bir bakış açısı ile Türk ve Hint kamuoyu nezdinde ortaya koymak ve kurumsal, entelektüel bir zemin inşa etmektir.
Ana Tema
Düşünce Diplomasisi: Yeni Dünya Yeni Ufuklar
Alt Temalar
Yeni Dengeler Yeni Ekonomi
Güvenlik ve Savunma Sanayii
Yatırım, Ticaret, Altyapı ve Müteahhitlik
Kamu Diplomasisi; Yerel Yönetimler, Sivil Toplum, Düşünce Kuruluşları ve Medya
Devlet Doğasının Değişimi, Beklenti Yönetimi ve Çok Boyutlu Güvenlik
SAARC Bölgesi vb. ile Güney Asya’da Entegrasyon
Enerji, Su ve Gıda Güvenliği
Bilim ve Teknoloji, Akademi ve Kültür
Orta Doğu - Afrika, Güney ve Orta Asya
ABD, AB, Çin ve Yeni Ortaklarla İlişkiler ve Bölgesel Stratejiler
Çok Kutuplu Dünyada Yükselen Güçler ve Küresel Yönetim Yapılarına Adaptasyon
Temel Sektörler
Kamu Diplomasisi, Eğitim ve Dil
Kültür ve Turizm (Ortak Tarih ve Antropoloji)
İnşaat, Müteahhitlik ve Altyapı
Sağlık ve Sağlık Turizmi
Enerji, Petrokimya ve Yatırımlar
Lojistik, Ulaştırma ve Haberleşme
Bankacılık ve Finans
Ekonomi ve Ticaret
Medya ve İletişim
Bilim ve Teknoloji
Marka Şehirler ve Çevre
Savunma ve Uzay Sanayi
ÇALIŞMA VE ETKİNLİKLER (TASLAK)
Yöntem
Tümevarım, Katılımcılık ve Ekonomik Derinleşme
Türkiye - Hindistan Akil Kişiler Kurulu Toplantıları/Çalışmaları
Kapasite ve Ekosistem Envanteri Oluşturulması
Araştırma Projeleri ve Raporlarının Hazırlanması
Pro-aktif Politika Önerileri Geliştirilmesi
Yuvarlak Masa Toplantıları/Çalıştayları
Çok Taraflı Çalıştaylar/Çalışmalar
Sektör Çalıştayları/Etkinlikleri
Uygulamalı İnteraktif Modellemeler
Stratejik Raporlar
Sektör çalışmalarının iki ülke karar alıcıları, özel sektörü, medyası ve kamuoyu için stratejik raporlar olarak yayımlanması. Literatür ve hafıza desteği sağlanması.
Medya Konferansları
Diğer Akademik Çalışmalar
Stratejik Rapor, Kitap, Makale, Tez vb. Akademik Çalışmalar
Etkinlik Sayfası
https://tasam.org/tr-TR/Etkinlik/16276/turkiye_-_hindistan_stratejik_diyalogu_