Keşmir’de Hint Hâkimiyeti ve Hindistan-Pakistan Çatışmaları

Makale

Hindistan ve Pakistan’ın kuruluş aşamasında taraflar arasındaki çatışma bölgesel ölçekte ve dış müdahele olmadan gerçekleşmiştir. Sorunu BM’ye taşıyan Hindistan, Pakistan’ın saldırgan ilan edilmesini ve uluslararası camianın kendi tezlerini desteklemesini hedeflemiş ancak beklediği karşılığı alamayınca sorunun bölgesel çapta kalmasının çıkarlarına daha uygun olacağını değerlendirmiştir. ...

4.1. Keşmir’de Hint Hâkimiyetinin Perçinlenmesi

Hindistan ve Pakistan’ın kuruluş aşamasında taraflar arasındaki çatışma bölgesel ölçekte ve dış müdahele olmadan gerçekleşmiştir. Sorunu BM’ye taşıyan Hindistan, Pakistan’ın saldırgan ilan edilmesini ve uluslararası camianın kendi tezlerini desteklemesini hedeflemiş ancak beklediği karşılığı alamayınca sorunun bölgesel çapta kalmasının çıkarlarına daha uygun olacağını değerlendirmiştir. Hindistan’ın bundan sonraki yaklaşımı sorunu iki ülkenin dışına taşırmama istikametinde devam etmiş ve dış güçlerin soruna taraf olmasına da soğuk bakmıştır. Hindistan bu politika doğrultusunda BM’nin aldığı karar ve inisiyatiflere doğrudan karşı çıkmayarak sorunu zaman içerisinde soğutmayı tercih etmiştir. Nehru bu arada dış politikada “bağlantısızlık“ ilkesini gündeme getirerek yeni bir pakt oluşturmaya yönelmiş ve bu politika kısmen başarılı olarak, Hindistan’ın uluslararası alanda saygınlık kazanmasında katkı sağlamıştır.850

Hindistan Keşmir’deki hâkimiyetini 1950’li yıllarda, yavaş yavaş ve dış dünyayayı soruna fazlaca katmadan sağlamıştır. Hindistan, Keşmir Sorunun çapını küçültme ve dışa kapama politikasına paralel olarak Keşmir’de Hindistan yanlısı yönetimleri iktidara taşımayı ve bu yönetimler aracılığı ile alacağı kararlar çerçevesinde Keşmir’de Hint hakimiyetini konsolide etmeyi düşünmüştür. Bu kapsamda Keşmir Kurucu Meclisinin 17 Kasım 1956’da, Hindistan’ın özel statülü bir eyaleti olmayı kabul etmesi Hindistan’ın Keşmir’deki egemenliğinin kabulü anlamına gelmiştir. Hindistan bundan sonra zaman içerisinde ufak değişiklikler yaparak Keşmir’in özel statüsünü törpülemiş ve Merkezi Yönetimin eyalet içindeki otoritesini artırmıştır.

Kendisinden çok daha güçlü olan Hindistan karşısında başarılı olamayacağını bilen Pakistan ise Hindistan karşısında denge kurabilmek için dış destek aramış ve BM’nin inisiyatiflerine de sıcak bakmıştır. Pakistan, aynı zamanda sorunun uluslararasılaşmasının Hindistan’ı zorda bırakacağını düşünerek sorunun taraflarının sayısını artırmaya yönelik bir politika izlemiştir. Bu bağlamda Pakistan ile 1954 yılından itibaren Bağdat Paktı ve SEATO aracılığıyla ittifak kuran ABD Keşmir konusunda Pakistan yanında bir tutum almış ve Hindistan’ın SSCB’ye yanaşmasına neden olmuştur.851 Bölgedeki gelişmeler Hindistan ile sınır çatışmasına giren ÇHC’yi de Keşmir sorununun bir parçası haline getirmiştir. Pakistan, bu ülkeyi yanına çekmek için, kendi kontrolündeki Keşmir’in yüzde yirmilik bölümünü, 1957 yılında başlayan müzakereler sonrasında, Mart 1963 ayında ÇHC’ye vermiştir. Hindistan’ın tanımadığı bir anlaşma ile verilen bu bölge halen ÇHC ile Hindistan arasında anlaşmazlık konusudur.852


4.1.1. 1971 Pakistan-Hindistan Savaşı Öncesi Dönem

Keşmir konusunda dış güçlerin müdahil olmasına soğuk bakan Nehru, 1962 yılında ÇHC ile yapılan savaşta yaşadığı hezimet nedeniyle İngiltere ve ABD’den yardım istemeye mecbur kalmıştır. Bağlantısızların liderliğine oynayan Nehru’nun çaresizliği öylesine derindir ki; bırakın yardımı, ABD’den savaşa dâhil olarak yakın hava desteği sağlamasını bile istemek durumunda kalmış ve savaş sonrası ABD’nin Hint Dağ Komando Birliklerini eğitmesine izin vermiştir. Bundan sonra, ÇHC ile yapılan 1962 savaşında kendisine destek veren ABD ve İngiltere’nin baskısı üzerine Hindistan, Pakistan ile ikili görüşme yapmayı kabul etmiş853 ve Aralık 1962 ile Mayıs 1963 ayları arasında altı ay süren ikili görüşmeler serisine katılmıştır.854 ABD ve İngiltere, sorunun mevcut haliyle kalmasının SSCB ve ÇHC’nin Güney Asya’da zemin kazanmasına yaradığı düşüncesi ile Hindistan’ı masaya getirmek ve sorunu çözmek için çaba harcamıştır.855 Bu süreç zarfında Eski Genel Vali Mauntbatten’ın da devreye girdiği görüşmelerde; plebisitin yapılması için bölgeye uluslararası güvenlik gücünün getirilmesinden Keşmir’in paylaşılmasına kadar farklı seçenekler masaya yatırılmıştır.856 ÇHC savaşında aldığı yenilgi sonrasında yaşadığı hayal kırıklığı ve gördüğü uluslararası baskı nedeniyle taviz vermeye yaklaşan Hindistan’ın bu dönemdeki uzlaşmacı tavrını değerlendiremeyen Pakistan böyle bir fırsatı bir daha yakalayamamıştır.

TASAM Yayınlarının "Keşmir Sorunu Ve Pakistan-Hindistan İlişkileri Üzerine Etkisi" isimli kitabından alınmıştır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2806 ) Etkinlik ( 225 )
Alanlar
TASAM Afrika 78 653
TASAM Asya 99 1129
TASAM Avrupa 23 658
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 299
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1411 ) Etkinlik ( 55 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 24 626
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1307 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 521
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2060 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2060

Son zamanlarda tüm gözler Güney Asya'da olsa da, Türkiye ve dünya genelindeki iş dünyası için Güney Asya ve Hint Okyanusu bölgesindeki gelişmeleri takip etmek hâlâ önemlidir. Bu bölge, küresel ticaret ve tedarik zincirleri açısından büyük bir öneme sahiptir.;

TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü bu yıl 27-28 Kasım’da Wish More Hotel Istanbul’da yapacağı “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ temalı 11. İstanbul Güvenlik Konferansı’nı izlemek isteyenler için dış katılım sayısını sınırlı tutuyor. Küresel bir “okul“ ve uluslararası “pazar“ imkanları...;

Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü’nün düzenlediği “Savunma ve Güvenlik Devrimi: Doktrin, Yönetişim, Endüstri, Yeni Model ve Kurumlar“ başlıklı Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Yeni Dönem Sertifika Programı kayıtları doluyor. 31 Mayıs - 28 Haziran arasında kontenjan esasına göre çevrimiçi gerçek...;

Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve süper güç çatışmalarının bariz şekliyle ortadan kalkmasının ardından dünya barışını tehdit eden temel tehlikelerden biri de çoğu ulus-devlet sınırları içerisinde gerçekleşen devlet-içi çatışmalar olarak karşımıza çıkmıştır. ;

11. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın, TASAM MSGE tarafından “Savunma, Güvenlik ve İstihbarat Devrimi“ ana teması altında küresel katılımla 27-28 Kasım 2025 tarihinde Wish More Hotel Istanbul’da gerçekleşecek. Sınırlı sayıda dış katılım kabul edileceğinden son başvuru tarihi 4 Haziran olan Konferans ...;

Rhodium Group’un “Was Made in China 2025 Successful?” başlıklı raporunda öne çıkanlara yakından bakalım “Çin, Made in China 2025 ile bazı alanlarda ilerleme sağladı ancak bunun ağır maliyetleri oldu.” ;

Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından düzenlenen Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi 2025 Dönem 1 Sertifika Programı “Savunma ve Güvenlik Devrimi: Doktrin, Yönetişim, Endüstri, Yeni Model ve Kurumlar” başlığı altında 31 Mayıs ile 28 Haziran 2025 tarihleri arasında çevrimiçi olarak ge...;

Dünyada son dönemde; uzay ve siber alanları da kapsayacak şekilde; stratejik, teknolojik, ekonomik ve kültürel alanları içine alan jeopolitik anlayışta bir değişim yaşandığı açıkça görülmektedir. Şüphesiz insanlık bu değişimi ilk defa yaşamamıştır. ;

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

11. İstanbul Güvenlik Konferansı (2025)

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

1. Yeniden Asya Güvenlik Forumu

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

6. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

3. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2025 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 31 May 2025 - 28 Haz 2025
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.

Yemen, Coğrafi konumu itibarıyla kızıl denizin Hint Okyanusu’na açıldığı kapıdır. Afrika boynuzu ile birlikte Bab’ül Mendeb boğazının doğu kıyısında yer almaktadır. Yeryüzünde denizler üzerinde seyreden malların p gibi büyük bir oranı Süveyş kanalı, Kızıl Deniz ve Aden körfezinden geçtiği düşünülürs...

Uzun yıllar boyunca Liberya meselesi, dünya gündemini meşgul eden bir konu olmuştur. Yaşanan İç Savaş boyunca sıklıkla çatışmalar ve ölümlerle anılan ülkenin günümüzde yeniden dirilme mücadelesi vermesi, diğer aktörler tarafından dikkatle izlenmektedir.