Bu çalışmada; Afrika Birliği’nin Somali’de güvenliğin sağlanması, barış ve istikrarın kalıcı hale getirilmesi maksadıyla görevlendirdiği AMISOM’un rolü ve bölge güvenliğine etkisi incelenecektir. 1991’de yaşanan iç savaştan bu yana savaş, açlık ve kuraklık gibi sorunlarla dünya gündeminde yer alan ve “başarısız devlet“ olarak adlandırılan Somali, aynı zamanda bu sorunlara çözüm amacıyla pek çok dış müdahale girişimine de maruz kalmıştır. Bu girişimler çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmış ve sınırlı başarı elde edilmiştir. 2007 yılında Afrika Birliği’nin Barış ve Güvenlik Konseyi kararı ile Somali’deki Afrika Birliği Misyonu (AMISOM) kurulmuştur. Misyonun temel görevleri, Federal Somali Hükümeti’ni destekleyerek, El-Şebab terör örgütü ve diğer silahlı muhalif grupların yarattığı tehdidin ortadan kaldırılması, hükümetin ülke üzerindeki kontrolünün genişletilmesinde etkili ve meşru yönetim için koşulların oluşturulmasına yardımcı olmaktır. AMISOM kuruluşundan itibaren, BM ve ikili donörlerin finansal, lojistik ve teknik destek sağladığı çok katmanlı bir görev mimarisi ile desteklenmektedir. AMISOM ile bölgede güvenlik alanında önemli değişiklikler yaşandı ve ülkede barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik umutlar artış gösterdi. AMISOM, geçen süre içerisinde, bölgesel organizasyonun en büyük barış destek operasyonuna dönüştü. Bunun yanında AMISOM, kuvvetlerinin El-Şebab terör örgütüne karşı gerçekleştirdiği operasyonların BM barış operasyonları içerisinde en fazla zayiata sahip olması, AMISOM as kerlerine yönelik taciz ve yolsuzluk suçlamaları ve asker veren ülkelerin isteksizliği gibi nedenlerle eleştirilmektedir. Çalışmada, araştırmacının Somali’de görev yaptığı dönemde AMISOM personeli ve Somali yetkilileri ile gerçekleştirdiği görüşmeler ile açık kaynaklardan elde edilen verilerden yararlanılmıştır. Çalışma, 2002’de Afrika Birliği mimarları tarafından öngörülen, “Afrika Sorunlarını Afrika’nın Çözmesi“ fikrine uygun olarak barış inşası çabalarını kolaylaştıracağını savunmaktadır. Ayrıca, AMISOM’un yapısının yeniden düzenlenerek hem Somali hem de katkı veren ülkelerin deneyimlerinin dikkate alınması, gelecekte Afrika Birliği’nin kıta güvenliği üzerine alacağı kararlarda yardımcı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Afrika Birliği, Somali, AMISOM, Güvenlik, Terör
Giriş
Somali 1990’ların başından itibaren çatışma ve organize şiddet ile beraber açlık ve kuraklığın sürekli hüküm sürdüğü süreçte tam olarak bir devlet otoritesine sahip olmamıştır. Bağımsızlığın kazanıldığı zamana kadar devlet denildiğinde günümüz insanının aklına gelen türde kapsayıcı bir hükümet etme biçimi Somali’de mevcut olmamış ve halk problemlerini çözme noktasında kendi iradelerini kabile kimlikleri üzerinden göstermiştir. Somali’de 1960 - 1991 yılları arasında mevcut olan devlet otoritesi, kabile kimliklerinin tamamını kapsayan ulusal Somali kimliği oluşturmak istemesine rağmen başarılı olamamıştır. 1969 yılında gerçekleşen darbe ile yönetimi ele geçiren Siad Barre, 1990 yılında başlayan silahlı muhalif hareketler nedeniyle 1991 yılında ülkeyi terk etmiştir. Somali’deki kabileler ve savaş ağaları arasında gerçekleşen acımasız iç savaş tüm devlet sisteminin çökmesine, her türlü temel kaynağa ulaşımın kesilmesine neden olmuştur. 1991 sonrasında yaklaşık 10 milyon olarak tahmin edilen nüfusun üçte biri yerini değiştirmek zorunda kalmış, sadece Mogadişu çevresinde 35.000 silahsız sivil öldürülmüş ve Radikal Selefi terör örgütleri otorite boşluğunda Somali’de alan kazanmaya başlamışlardır.1 Somali’de devlet otoritesinin eksikliği temel sorundur ancak tek sorun da değildir. Devlet otoritesinin yokluğunda geçen çeyrek asrı aşkın sürede devletin zafiyeti “Somali Sorunu“ olarak adlandırılan bir kavramı ortaya çıkartmıştır. 1991 sonrasında geçici hükümetler, kabileler, savaş ağaları, İslami Birlik Mahkemeleri (İMB), Eş-Şebab terör örgütü gibi yerel unsurlar; Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Afrika Birliği (AfB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere gibi küresel güçler ve örgütler ile Afrika’da nüfuzunu arttırmak isteyen orta büyüklükteki devletler ve komşu ülkeler Somali’de yaşanan sorunun müdahilleri olmuşlardır. Söz konusu aktörler geçen sürede yapılanlar ve neticeleri göz önüne alındığında sınırlı bir başarı elde edebilmiş ve sorun kronik bir hale dönüşmüştür.
AfB, Somali sorununun çözülmesi maksadıyla başlangıçtan bu yana konuya müdahil olmakla birlikte 2007 yılından itibaren AMISOM aracılığıyla Somali Hükümeti’nin ve Somali’nin güvenliğini sağlama, Somali’ye istikrar kazandırma ve Eş Şebab ile mücadele etme vazifelerini icra etmektedir. AMISOM, geçen süre içerisinde, bölgesel organizasyonun en büyük barış destek operasyonuna dönüştü. Bunun yanında AMISOM, kuvvetlerinin Eş-Şebab terör örgütüne karşı gerçekleştirdiği operasyonların BM barış operasyonları içerisinde en fazla zayiata sahip olması, AMISOM askerlerine yönelik taciz ve yolsuzluk suçlamaları ve asker veren ülkelerin isteksizliği gibi nedenlerle eleştirilmektedir. Bu çalışmanın amacı; Afrika Birliği’nin Somali’de güvenliğin sağlanması, barış ve istikrarın kalıcı hale getirilmesi maksadıyla görevlendirdiği AMISOM’un rolü ve bölge güvenliğine etkisini incelemektir.