NATO Bilim ve Teknoloji Trendleri Raporu | 2020-2040 (Kısa Özet)

Haber

Bu rapor, henüz gelişim aşamasında olan ve tahmin edildiği gibi gelişmesi halinde çığır açma veya yıkma potansiyeli bulunan “Gelişen ve Yıkıcı Teknolojiler” (Emerging and Disruptive Technologies) kısaca EDT'ler ile bunların NATO'nun askerî operasyonları, savunma kabiliyetleri ve siyasi karar sahasına etkilerine dair bir değerlendirme içermektedir....

Özetleyen : Muhsin KORKUT
Editör : Yusuf AYDEMİR

Bu rapor, henüz gelişim aşamasında olan ve tahmin edildiği gibi gelişmesi halinde çığır açma veya yıkma potansiyeli bulunan “Gelişen ve Yıkıcı Teknolojiler“ (Emerging and Disruptive Technologies) kısaca EDT'ler ile bunların NATO'nun askerî operasyonları, savunma kabiliyetleri ve siyasi karar sahasına etkilerine dair bir değerlendirme içermektedir. Bu değerlendirme, NATO Bilim ve Teknoloji Kurumu bünyesinde bilim, analiz, araştırma ve mühendislik alanlarında çalışma yapan altı binden fazla uzman ve ilgili araştırma kurumlarının ortak görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, gelecek temalı açık-kaynak bilim ve teknoloji literatürünün yanı sıra seçkin ulusal araştırma programları derinlikli bir şekilde taranarak derlenmiştir.

Rapor, şimdiki ve ileriki asker-sivil karar makamlarına EDT’ler hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Bu amaca bağlı olarak, rapor, bu teknolojilerin NATO’nun bilhassa ileriye dönük faaliyetleri açısından önemine, zaman içerisinde nasıl bir gelişim göstermeleri beklendiğine ve tüm bunların NATO için operasyonel, örgütsel veya kurumsal açıdan ne ifade ettiğine odaklanmaktadır.

Bu değerlendirme, nihai olarak NATO’nun bilim ve teknolojiye ilişkin faaliyetlerine bir odak sağlama amacındadır. Buna bağlı olarak idari düzeyde, teknoloji kaynaklı fırsat ve tehditlere ilişkin özet bilgi verecek; personel düzeyinde, ileriye dönük askerî kavram ve kabiliyetlerin tasarımına yön verme konusunda destek sağlayacak ve genel olarak ittifak güçlerini geleceğin güvenlik ortamına hazırlama ve misyon başarısı hususlarında politika geliştiricilere yardımcı olacaktır.

Önünüzdeki yirmi yıl içerisinde şu dört baskın özelliğin kilit konumdaki gelişmiş askerî teknolojilerin çoğunun tanımlanmasında ölçüt olacağı beklenebilir:

Birincisi, “zekâ“ veya “mantıksal muhakemedir“; başka bir ifadeyle teknolojik tayfın her bileşeninde çığır açıcı veya yıkıcı nitelikte uygulamalar geliştirmek üzere “tümleşik yapay zekâ“, “bilgi odaklı analitik kabiliyetler“ ve “yapay zekâ - insan zekâsı“ arasında mevcut ve olası “simbiyotik ilişkinin“ azami ölçüde kullanımıdır.

İkincisi, “irtibatlılıktır“; başka bir ifadeyle, “sensör ağları“, “kurumsal ağlar“, “bireysel ağlar“ ve “otonom ağlar“ dâhil olmak üzere yeni şifreleme yöntemleri ve “dağıtık hesap defteri“ teknolojileri aracılığıyla birbirine bağlı sanal ya da fiziksel ağ alanlarının azami ölçüde kullanımıdır.

Üçüncüsü, “dağıtıklıktır“; başka bir ifadeyle, çığır açıcı veya yıkıcı nitelikte askerî sonuçlar elde etmek üzere gayrı-merkezî, yaygın ve geniş ölçekli algılama, depolama ve işlemin konuşlandırılmasıdır.

Dördüncüsü, “dijitaldir“; başka bir ifadeyle, çığır açıcı veya yıkıcı başarımları takviye etmek üzere insan, madde ve bilişim alanlarının dijital olarak harmanlanmasıdır.

Bu niteliklere sahip teknolojilerin şu başlıklar vasıtasıyla NATO ittifakının operasyonel ve kurumsal tesirini artıracağına kuşku yoktur: Bilgi ve karar avantajı; gelişim aşamasındaki güvenilir veri kaynaklarının kaldıraç gücü; şebeke ağ (“mesh“ [örgü] ağ) tabanlı kabiliyetlerin tüm operasyon alanları ve güç enstrümanlarına artan etkisi ve geleceğin düşük maliyetli, dağıtık yapıda veya yaygın ve küresel olarak erişilebilir özellikte teknolojilerle dolu güvenlik ortamına uyum.

Birbiriyle son derece ilişkili sekiz bilim ve teknoloji alanı önümüzdeki yirmi yıl içerisinde çığır açıcı veya yıkıcı nitelikte gelişmelerin yaşanacağı başlıca stratejik alanlar olarak görülmektedir.

İlk yedi EDT, 2019'da ABD Savunma Bakanlığınca onaylanmıştır. Sekizincisi ise materyal ile alakalı olup NATO Bilim ve Teknoloji Kurumu tarafından geliştirilmesi planlanan bir alan olarak ilave edilmiştir. Bu bilim ve teknoloji alanları hâlihazırda ya çıkış aşamasındadır ya da devrimsel nitelikte hızlı bir gelişim süreci içerisindedirler. EDT tanımlamasına uygun olarak bu alanlar “veri“, “yapay zekâ“, “otonomi“, “uzay“, “hipersonik“, “kuantum“, “biyoteknoloji“ ve “materyal (malzeme, ekipman vb)“ başlıklarını kapsamaktadır.

Veri, yapay zekâ, otonomi, uzay ve hipersonik alanındaki gelişmeler teknolojik gelişime yönelik desteğin uzun tarihi üzerine kurulu gelişmeler olduğu için tabiatları gereği çığır açma veya yıkma ihtimali daha yüksek gelişmeler olarak görülmektedir. Aslında “devrimsel nitelikte çığır açıcı veya yıkıcı“ askerî kabiliyetlere ilişkin süreç ya halen işlemektedir ya da bu sürecin etkisi 5-10 yıl içerisinde görülecektir. Askerî kabiliyetler üzerindeki çığır açıcı veya yıkıcı etkileri tam olarak ancak 15-20 yıl gibi daha uzun bir süre sonra hissedileceği için “kuantum“, “biyoteknoloji“ ve “materyallere“ ilişkin yeni teknolojiler şimdilik “gelişim aşamasındaki teknolojiler“ olarak değerlendirilmektedir.

Çığır açıcı veya yıkıcı başarımlar ağırlıklı olarak EDT kombinasyonları ve bunlar arasındaki karmaşık etkileşimler vasıtasıyla gerçekleşme eğilimindedir. Aşağıdaki sinerjiler ve karşılıklı bağımlılık ilişkilerinin geleceğin askerî kabiliyetlerinin gelişiminde son derece etkili olacağı öngörülmektedir:

Birincisi, “veri, yapay zekâ ve otonomi“ ilişkisidir. Otonomi, büyük veri ve yapay zekânın sinerjistik kombinasyonu, gerçek veya sanal otonom araçların yanı sıra yaygın ve düşük maliyetli sensörler, potansiyel bir askerî stratejik ve operasyonel karar avantajı sağlayarak yeni teknik ve yöntemleri güçlendirecektir.

İkincisi, “veri, yapay zekâ ve biyoteknoloji“ ilişkisidir. Büyük veriyle uyumlu yapay zekâ yeni ilaçlar, amaca yönelik genetik modifikasyonlar, biyokimyasal tepkimelerin doğrudan manipülasyonu ve canlı tepkisi verebilen sensörlerin tasarımına katkı sağlayacaktır.

Üçüncüsü, “veri, yapay zekâ ve materyal“ ilişkisidir. Yine büyük veriyle uyumlu yapay zekâ benzersiz özelliklere sahip yeni malzemelerin tasarımına katkı sağlayacaktır. Bu durum, bilhassa 2B malzemeler ve yeni tasarımlardan yararlanma konusunda daha ileri gelişmeleri besleyecektir.

Dördüncüsü, “veri ve kuantum“ ilişkisidir. Kuantum teknolojileri; önemli artış gösteren sensörler, güvenli iletişim ve işlem kapasitesine bağlı olarak 15-20 yıl içerisinde C4ISR (C4 -Komuta, Kontrol, İletişim, İşlem | ISR - İstihbarat, Gözetleme ve Tanılama) veri toplama, işleme ve kullanma kabiliyetlerini artıracaktır.

Beşincisi, “uzay ve kuantum“ ilişkisidir. Kuantum Şifre Dağıtım (QKD) bağlantısının mümkün kıldığı uzay tabanlı kuantum sensörler, uydulara konumlanmaya elverişli ve tamamen farklı bir sensörler sınıfını beraberinde getirecektir. Kuantum sensörler sayesinde, önümüzdeki yirmi yıllık süreçte, giderek daha ticari, daha küçük, daha az enerji gerektiren, daha hassas ve daha yaygın uzay-tabanlı sensör ağları askerî ISR mimarisinin temel bileşenlerinden biri haline gelecektir.

Altıncısı, “uzay, hipersonik ve materyal“ ilişkisidir. Uzay ve hipersonik alanlarından tam olarak yararlanabilmek için alışılmadık malzemeler, yeni tasarımlar, minyatürleştirme, enerji depolama, imal yöntemleri ve itme gücünün gelişmesi gerekecektir. Fakat bunlar bir taraftan maliyeti düşük, emniyet ve performans değerleri yüksek sistemlerin; diğer taraftan göreve özgü ve anlık sistemlerin geliştirilmesine bağlıdır.

EDT imkanlarıyla donatılmış bir NATO'nun; uzay, siber ağlar ve kentsel alanlar gibi hızla gelişen operasyonel ortamlarda operasyon kabiliyeti artacaktır. Bununla birlikte NATO bu teknolojilerin gelişimlerinin erken bir aşamasında hukuki, siyasi, iktisadi ve kurumsal kısıtlamaların gereği gibi hesaba katılmasını sağlama konusunda büyük zorluklar yaşayacaktır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 645
TASAM Asya 98 1103
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1395 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 296
TASAM Orta Doğu 23 614
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1298 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 516
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

1992-1995 yılları arasında tüm Bosna’da yaşanan ve binlerce insanın öldürülmesi ile sonuçlanan soykırım, zulüm, sürgün, yerinden edilme ve cinsel şiddet, buradaki toplum üzerinde ciddi hasarlara yol açmış ve etkisini günümüze kadar sürdürmüştür.;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden, stratejik ve operatif yönetime kadar her konuda değerlendirmeler yapılmıştır.;

Çin’in Ortadoğu’daki nüfuz arayışı yoğunlaşırken Suriye devlet başkanı Esad’ın Çin’e yaptığı ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine sahne oldu. 19. Asya oyunlarının icra edildiği Çin’in Hangzhou şehrinde bir araya gelen Xi ve Esad iki ülke ilişkilerinin “stratejik ortaklık“ seviyesin...;

2023 Vizyonu genel olarak ekonomik kalkınma, gelir düzeyinin yükselmesi, ülkemizin dünyanın en büyük limanlarına sahip olması gibi birçok hedefleri olarak ifadesini bulmaktadır. Diğer taraftan 2023 Vizyonunun bir de soyut bir süreci bulunmaktadır.;

Türkiye’de ekonomik büyüme ve kalkınma sürecinde büyük çaplı projelerin gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak, mevcut finansman yetersizliğini en etkin şekilde ortadan kaldıracak bir finansman metodu bankacılık sistemine entegre edilmeye çalışılabilir. Bu çerçevede “Proje Bankacılığı” adı altında ...;

İki liderin görüşmesinde, Moskova'nın azalan silah ve mühimmat stokunu yenilemek için Kuzey Kore'den malzeme temini konusunda bir görüşme yapılıp yapılmadığı belirsizliği yer almaktadır. ;

Çin, son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliklerinin artmasıyla birlikte Türkiye'ye açılıyor. Bunun nedeni, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen ekonomisi ve ticari ortaklarını çeşitlendirme isteği gibi bir dizi faktördür. Çin, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya açılan bir kapı ...;

Türkiye - AB ilişkilerinin tarihsel sürecine baktığımızda temel olarak Politika, Kimlik, Ekonomi, Güvenlik, Enerji ve Göç bağlamında ele alındığını söyleyebiliriz. 1963 yılında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılmasıyla başlayan süreç, 1987 yılında tam üyelik başvurusuna ve 1999 yılında n...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...