Arktik bölgesinde yaşanan iklim değişimleri, bu bölgede bulunan enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve ticari gemi taşımacılığı için yeni imkânlar ortaya çıkarmaktadır. Bu değişimlerle birlikte, hiç kuşkusuz ki zaman zaman bazı sorunlar ve anlaşmazlıkların yaşandığı da aşikârdır. Buna karşın, bu problemlerin çözüme kavuşturulması durumu bölgede çok taraflı ve faydalı bir işbirliğinin oluşturulma potansiyelini taşımaktadır.
Arktik bölgesindeki mevcut durum, iklimin jeopolitiğe etkisinin en bariz örneğidir. Bu durum beraberinde cevaplanması gereken önemli bir soruyu doğurmaktadır. Değişimlerin sonu, bölgeyi işbirliğine mi götürecek yoksa tehlikeli bir rekabete mi sürükleyecek?
Arktik işbirliğinin en önemli enstrümanlarından biri olan Arktik Konsey’de üye devletler Rusya, ABD ve 2013 tarihinden başlayarak gözlemci devlet olarak yer alan Çin’in, aralarındaki Arktik konusundaki politik ve stratejik yaklaşımlarında ulusal çıkar çelişkileri mevcuttur. Arktik Konsey’deki dönem başkanlığı her iki yılda bir değişmektedir ve 2021-2023 tarihleri arasında Konsey’in dönem başkanlığını Rusya yapacaktır. Bu şartlar altında ABD-Rusya-Çin güç üçgenindeki her ülkenin Arktik stratejisini inceleyip kısa ve uzun vadeli senaryolara göre Arktik bölgesindeki durumu yeniden değerlendirmek gerekmektedir.
ABD’nin 2019’da yayınlanan Arktik stratejisi, Çin ve Rusya'yı Arktik bölgesindeki uluslararası düzenin rakibi olarak tanımlamıştı. Çin ve Rusya tarafından Arktik bölgesine yapılan yatırımlar Washington için büyük bir endişe ve belirsizlik kaynağıdır. Bu yüzden de ABD’nin yeni stratejisindeki öncelikleri arasında buzkıran filosuna ve askerî altyapısına yatırım yapmak, ulusal çıkarlarına önem vermek ve Rusya ile Çin’in Arktik faaliyetlerini kontrol altında tutmak ilk sıralarda yer almaktadır [1].
Çin, Arktik Denizi’nin kıyıdaş ülkesi olmamasına karşın, ABD’nin küresel rakibi olarak Arktik bölgesindeki ekonomik ve stratejik imkânlara sahip olmak istemektedir. Çin’in sosyo-ekonomik gelişimi için Arktik planlarının gerçekleştirilmesi bir beka sorunu konumundadır. Arktik bölgesindeki gemi ulaşımı ve kaynakların kullanımı, 1982 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne [5] göre uygulanmaktadır ve Çin’in 2018 yılında imzalanan Arktik Politikası Dokümanı [2], 1982 yılında imzalanan sözleşmedeki kıyıdaş olmayan ülkelerle ilgili bazı maddelere dayanarak Çin’in Arktik bölgede aktif olarak rol alabilmesi için argümanları sunmaktadır. 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne dayanarak Çin, Arktik Denizi’nin uluslararası gemi geçidi için serbest bırakması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun altında da Çin’in en önemli inisiyatiflerinden biri olan İpek Yolu ekonomik kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu girişimlerinin bağlantısı açıkça görülmektedir. Çünkü Çin’in düşüncesine göre Arktik bölgesinden geçecek olan Kutup İpek Yolu, Kuşak ve Yol girişimin önemli ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Çin’in Arktik bölgesindeki temel prensiplerinin arasında Arktik bölgesinin sürdürülebilir ekonomik gelişimini sağlamak, Arktik bölgesinin yönetimine katılmak, bölgedeki uluslararası toplumun çıkarlarını korumak ve bölgede kalıcı istikrarı sağlamak da bulunmaktadır [2]. Fakat Çin’in Arktik bölgesinde her geçen gün daha derinlere ilerleyişi, Rusya başta olmak üzere bölgedeki kıyıdaş ülkeler için bir endişe faktörüdür. Çin’in argüman olarak sunduğu uluslararası hukukun bazı maddeleri, kıyıdaş ülkelerin ulusal politikalarıyla çelişmektedir. Bunun en belirgin örneği olarak da Rusya ile Kuzey Deniz Yolu konusunda yaşadıkları anlaşmazlıklar göze çarpmaktadır.
Rusya-ABD-Çin güç denge üçgeni içinde her ülkenin stratejik açıdan Arktik bölgesi politikaları konusunda belirgin yaklaşım farklılıkları söz konusudur. Rusya’nın milli menfaatleri arasında Kuzey Deniz Yolu çalışmaları, ülkenin güvenliğini sağlayacak Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetler Arktik Asker Grubu’nun bulunması, kıyıdaş ülkelerle işbirliğini güçlendirme ve bölgedeki politikanın uluslararası hukukî kavramlara göre koordine edilmesi yer almaktadır. Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin tarafından 5 Mart 2020 tarihinde imzalanan “Rusya Federasyonu Arktik bölgesindeki 2035 yılına kadar devlet politikası hakkında“ adlı talimatnameye göre [8], ulusal sulardan geçen Kuzey Deniz Yolu, Rusya’nın ulusal hukukuna dayanarak kullanılmalıdır. Ancak Çin ve ABD buna uygun olarak hareket etmemektedir. ABD için bu durum hukukî emsale yol açabilir ve bu yüzden de adımlarında hem Çin hem de ABD, BM Deniz Hukuk Sözleşmesi’nden destek alarak ilerlemeye çalışmaktadırlar.
Rus tarafı, Kuzey Kutbu'ndaki askerî birikimlerini ulusal çıkarlarının korunması amacıyla yapılıp, Arktik Okyanusu’ndaki yaklaşık 22 bin kilometrelik kıyı şeritleri sebebiyle doğal hakları olduğunu ifade etmektedir[4]. Şunu da belirtmek gerekir ki Kuzey Kutup bölgesi, petrol ve gaz üretimi nedeniyle Rusya'nın GSYİH'sının neredeyse %10'unu karşılamaktadır[6]. Kremlin, Kuzey Denizi rotasının yoğun gelişimi ile de yakından ilgilenmektedir. Şu anda Rusya halen daha Arktik bölgesindeki askerî varlığını arttırmaya devam etmektedir. 2000’li yıllar itibariyle Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra terk edilen askerî üslerin restorasyonları da yapılmaktadır.
1 Aralık 2014 yılında kurulan Kuzey Filosu Ortak Stratejik Komutanlığı (KFOSK), Rus Silahlı Kuvvetlerinin beş askerî bölgesinden biridir. KFOSK sualtı ve yüzey kuvvetleri, deniz havacılık, kıyı kuvvetleri ve hava savunma kuvvetlerini içerir. KFOSK’un Rusya Federasyonu silahlı kuvvetlerinin askerî ve idarî birimi olarak genel amacı, Rusya’nın Arktik bölgesindeki çıkarlarının korunması ve Murmansk’tan Anadyr’e kadar uzanan bölgedeki askerî güçlerinin birleşik yönetiminin kapsamlı güvenliğinin sağlanmasıdır. Rusya’nın Arktik bölgesinde düzenli olarak askerî tatbikatlar ve diğer savaş eğitimi etkinlikleri de yer almaktadır.
Rusya, Arktik bölgesindeki askerî aktivitelerinin yanı sıra aynı zamanda sivil altyapısını da güçlendirmektedir. Finlandiyalı altyapı operatörü “Cinia“ ile Rus mobil operatörü “Megafon“un işbirliği sonucunda 2023 yılına kadar Arktik bölgesinde otonomi sağlanacak ve dünyada ilki yapılacak olan sualtı transarktik iletişim hattı açılacaktır. Projede kullanılacak olan “Arktik connect“ opto-fiber kablosu Avrupa’dan Asya’ya veri aktarımı için en kısa rota olacaktır[3]. Rusya’nın iletişim konusunda gerçekleştirdiği bir diğer önemli gelişmesi ise kablosuz “askerî internet“ ağının oluşum çalışmalarını tamamlamasıdır. Bu ağ sayesinde Arktik Okyanusu’nun adalarında, kıtasal kıyılarında ve anakarada bulunan Rus özerk üslerinin aralıksız bağlantısı sağlanmıştır. Üstelik bu teknolojiyle birlikte Arktik bölgesindeki bilgi aktarımı ve hacimleri artık coğrafi enlem veya hava koşullarına bağlı değildir. Uzmanlar, yeni bir iletişim sisteminin oluşturulmasının uzak askerî birliklerin güvenlik yönetimini kurmaya yardımcı olacağını belirtmedirler[7].
Arktik bölgesindeki rekabetin kısa vadede en olası senaryosu, ABD-Çin-Rusya güç üçgeninin arasındaki tedirginlik seviyesinin artmaya devam etmesidir. Bölgedeki aktörler olarak her üçü de Arktik’teki altyapılarını ve askerî varlıklarını geliştirmeye devam edeceklerdir. Hukukî açıdan mevcut olan anlaşmazlıklar ve yoruma açık olan durumların yakın zamanda çözülmesi mümkün görünmemektedir. Fakat bölgenin sürdürülebilir kalkınması için bu üç aktörün, birlikte yaratıcı işbirliğine ve diyaloğa adım atmaları kaçınılmaz bir şarttır. Uzun vadeli perspektifte, Arktik bölgesindeki rekabetin askerî kapasite yarışından daha çok bilim, araştırma ve teknoloji rekabetine dönüşmesinin potansiyeli yüksektir. Rusya’nın bölgedeki aktörlere göre konumu ve askerî varlığı açışından çeşitli avantajları vardır. Kuzey Deniz Yolu çalışmaları bittiğinde gereken önlemler alındığı takdirde elde edilebilir ticarî ve ekonomi gelişmeler Rusya’nın stratejik amaçlarında önemli bir yere sahiptir.
COVID-19 pandemi süreci Arktik bölgesindeki aktörler için bölgesel politikalarını yeniden değerlendirmelerine sebep olmuştur. Arktik bölgesinin özelliklerinden dolayı bütün dünyadan izole olmak durumunda kalan araştırma ekipleri, askerî garnizonlar ve enerji kaynakları işleme merkezlerinin salgınla karşı karşıya kaldıklarında yaşanılan bütün bu zorluklar nitelikli ve koordineli işbirliğinin tekrardan ne denli önemli olduğunu göstermiştir. 2020 yılındaki COVID-19 pandemi sürecinin Arktik’teki yaşam ve iletişim faktörlerine etkisi açıkça görülmektedir. Bölgenin istikrara kavuşması, normalleşme sürecinin ardından da barış ve işbirliği diyalogunun sürekli hêle getirilmesi ile birlikte hem kıyıdaş ülkeler hem de uluslararası topluluk için nitelikli gelişmeye bağlı olacaktır.
Kaynakça
Arktik bölgesindeki mevcut durum, iklimin jeopolitiğe etkisinin en bariz örneğidir. Bu durum beraberinde cevaplanması gereken önemli bir soruyu doğurmaktadır. Değişimlerin sonu, bölgeyi işbirliğine mi götürecek yoksa tehlikeli bir rekabete mi sürükleyecek?
Arktik işbirliğinin en önemli enstrümanlarından biri olan Arktik Konsey’de üye devletler Rusya, ABD ve 2013 tarihinden başlayarak gözlemci devlet olarak yer alan Çin’in, aralarındaki Arktik konusundaki politik ve stratejik yaklaşımlarında ulusal çıkar çelişkileri mevcuttur. Arktik Konsey’deki dönem başkanlığı her iki yılda bir değişmektedir ve 2021-2023 tarihleri arasında Konsey’in dönem başkanlığını Rusya yapacaktır. Bu şartlar altında ABD-Rusya-Çin güç üçgenindeki her ülkenin Arktik stratejisini inceleyip kısa ve uzun vadeli senaryolara göre Arktik bölgesindeki durumu yeniden değerlendirmek gerekmektedir.
ABD’nin 2019’da yayınlanan Arktik stratejisi, Çin ve Rusya'yı Arktik bölgesindeki uluslararası düzenin rakibi olarak tanımlamıştı. Çin ve Rusya tarafından Arktik bölgesine yapılan yatırımlar Washington için büyük bir endişe ve belirsizlik kaynağıdır. Bu yüzden de ABD’nin yeni stratejisindeki öncelikleri arasında buzkıran filosuna ve askerî altyapısına yatırım yapmak, ulusal çıkarlarına önem vermek ve Rusya ile Çin’in Arktik faaliyetlerini kontrol altında tutmak ilk sıralarda yer almaktadır [1].
Çin, Arktik Denizi’nin kıyıdaş ülkesi olmamasına karşın, ABD’nin küresel rakibi olarak Arktik bölgesindeki ekonomik ve stratejik imkânlara sahip olmak istemektedir. Çin’in sosyo-ekonomik gelişimi için Arktik planlarının gerçekleştirilmesi bir beka sorunu konumundadır. Arktik bölgesindeki gemi ulaşımı ve kaynakların kullanımı, 1982 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne [5] göre uygulanmaktadır ve Çin’in 2018 yılında imzalanan Arktik Politikası Dokümanı [2], 1982 yılında imzalanan sözleşmedeki kıyıdaş olmayan ülkelerle ilgili bazı maddelere dayanarak Çin’in Arktik bölgede aktif olarak rol alabilmesi için argümanları sunmaktadır. 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne dayanarak Çin, Arktik Denizi’nin uluslararası gemi geçidi için serbest bırakması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun altında da Çin’in en önemli inisiyatiflerinden biri olan İpek Yolu ekonomik kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu girişimlerinin bağlantısı açıkça görülmektedir. Çünkü Çin’in düşüncesine göre Arktik bölgesinden geçecek olan Kutup İpek Yolu, Kuşak ve Yol girişimin önemli ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Çin’in Arktik bölgesindeki temel prensiplerinin arasında Arktik bölgesinin sürdürülebilir ekonomik gelişimini sağlamak, Arktik bölgesinin yönetimine katılmak, bölgedeki uluslararası toplumun çıkarlarını korumak ve bölgede kalıcı istikrarı sağlamak da bulunmaktadır [2]. Fakat Çin’in Arktik bölgesinde her geçen gün daha derinlere ilerleyişi, Rusya başta olmak üzere bölgedeki kıyıdaş ülkeler için bir endişe faktörüdür. Çin’in argüman olarak sunduğu uluslararası hukukun bazı maddeleri, kıyıdaş ülkelerin ulusal politikalarıyla çelişmektedir. Bunun en belirgin örneği olarak da Rusya ile Kuzey Deniz Yolu konusunda yaşadıkları anlaşmazlıklar göze çarpmaktadır.
Rusya-ABD-Çin güç denge üçgeni içinde her ülkenin stratejik açıdan Arktik bölgesi politikaları konusunda belirgin yaklaşım farklılıkları söz konusudur. Rusya’nın milli menfaatleri arasında Kuzey Deniz Yolu çalışmaları, ülkenin güvenliğini sağlayacak Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetler Arktik Asker Grubu’nun bulunması, kıyıdaş ülkelerle işbirliğini güçlendirme ve bölgedeki politikanın uluslararası hukukî kavramlara göre koordine edilmesi yer almaktadır. Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin tarafından 5 Mart 2020 tarihinde imzalanan “Rusya Federasyonu Arktik bölgesindeki 2035 yılına kadar devlet politikası hakkında“ adlı talimatnameye göre [8], ulusal sulardan geçen Kuzey Deniz Yolu, Rusya’nın ulusal hukukuna dayanarak kullanılmalıdır. Ancak Çin ve ABD buna uygun olarak hareket etmemektedir. ABD için bu durum hukukî emsale yol açabilir ve bu yüzden de adımlarında hem Çin hem de ABD, BM Deniz Hukuk Sözleşmesi’nden destek alarak ilerlemeye çalışmaktadırlar.
Rus tarafı, Kuzey Kutbu'ndaki askerî birikimlerini ulusal çıkarlarının korunması amacıyla yapılıp, Arktik Okyanusu’ndaki yaklaşık 22 bin kilometrelik kıyı şeritleri sebebiyle doğal hakları olduğunu ifade etmektedir[4]. Şunu da belirtmek gerekir ki Kuzey Kutup bölgesi, petrol ve gaz üretimi nedeniyle Rusya'nın GSYİH'sının neredeyse %10'unu karşılamaktadır[6]. Kremlin, Kuzey Denizi rotasının yoğun gelişimi ile de yakından ilgilenmektedir. Şu anda Rusya halen daha Arktik bölgesindeki askerî varlığını arttırmaya devam etmektedir. 2000’li yıllar itibariyle Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra terk edilen askerî üslerin restorasyonları da yapılmaktadır.
1 Aralık 2014 yılında kurulan Kuzey Filosu Ortak Stratejik Komutanlığı (KFOSK), Rus Silahlı Kuvvetlerinin beş askerî bölgesinden biridir. KFOSK sualtı ve yüzey kuvvetleri, deniz havacılık, kıyı kuvvetleri ve hava savunma kuvvetlerini içerir. KFOSK’un Rusya Federasyonu silahlı kuvvetlerinin askerî ve idarî birimi olarak genel amacı, Rusya’nın Arktik bölgesindeki çıkarlarının korunması ve Murmansk’tan Anadyr’e kadar uzanan bölgedeki askerî güçlerinin birleşik yönetiminin kapsamlı güvenliğinin sağlanmasıdır. Rusya’nın Arktik bölgesinde düzenli olarak askerî tatbikatlar ve diğer savaş eğitimi etkinlikleri de yer almaktadır.
Rusya, Arktik bölgesindeki askerî aktivitelerinin yanı sıra aynı zamanda sivil altyapısını da güçlendirmektedir. Finlandiyalı altyapı operatörü “Cinia“ ile Rus mobil operatörü “Megafon“un işbirliği sonucunda 2023 yılına kadar Arktik bölgesinde otonomi sağlanacak ve dünyada ilki yapılacak olan sualtı transarktik iletişim hattı açılacaktır. Projede kullanılacak olan “Arktik connect“ opto-fiber kablosu Avrupa’dan Asya’ya veri aktarımı için en kısa rota olacaktır[3]. Rusya’nın iletişim konusunda gerçekleştirdiği bir diğer önemli gelişmesi ise kablosuz “askerî internet“ ağının oluşum çalışmalarını tamamlamasıdır. Bu ağ sayesinde Arktik Okyanusu’nun adalarında, kıtasal kıyılarında ve anakarada bulunan Rus özerk üslerinin aralıksız bağlantısı sağlanmıştır. Üstelik bu teknolojiyle birlikte Arktik bölgesindeki bilgi aktarımı ve hacimleri artık coğrafi enlem veya hava koşullarına bağlı değildir. Uzmanlar, yeni bir iletişim sisteminin oluşturulmasının uzak askerî birliklerin güvenlik yönetimini kurmaya yardımcı olacağını belirtmedirler[7].
Arktik bölgesindeki rekabetin kısa vadede en olası senaryosu, ABD-Çin-Rusya güç üçgeninin arasındaki tedirginlik seviyesinin artmaya devam etmesidir. Bölgedeki aktörler olarak her üçü de Arktik’teki altyapılarını ve askerî varlıklarını geliştirmeye devam edeceklerdir. Hukukî açıdan mevcut olan anlaşmazlıklar ve yoruma açık olan durumların yakın zamanda çözülmesi mümkün görünmemektedir. Fakat bölgenin sürdürülebilir kalkınması için bu üç aktörün, birlikte yaratıcı işbirliğine ve diyaloğa adım atmaları kaçınılmaz bir şarttır. Uzun vadeli perspektifte, Arktik bölgesindeki rekabetin askerî kapasite yarışından daha çok bilim, araştırma ve teknoloji rekabetine dönüşmesinin potansiyeli yüksektir. Rusya’nın bölgedeki aktörlere göre konumu ve askerî varlığı açışından çeşitli avantajları vardır. Kuzey Deniz Yolu çalışmaları bittiğinde gereken önlemler alındığı takdirde elde edilebilir ticarî ve ekonomi gelişmeler Rusya’nın stratejik amaçlarında önemli bir yere sahiptir.
COVID-19 pandemi süreci Arktik bölgesindeki aktörler için bölgesel politikalarını yeniden değerlendirmelerine sebep olmuştur. Arktik bölgesinin özelliklerinden dolayı bütün dünyadan izole olmak durumunda kalan araştırma ekipleri, askerî garnizonlar ve enerji kaynakları işleme merkezlerinin salgınla karşı karşıya kaldıklarında yaşanılan bütün bu zorluklar nitelikli ve koordineli işbirliğinin tekrardan ne denli önemli olduğunu göstermiştir. 2020 yılındaki COVID-19 pandemi sürecinin Arktik’teki yaşam ve iletişim faktörlerine etkisi açıkça görülmektedir. Bölgenin istikrara kavuşması, normalleşme sürecinin ardından da barış ve işbirliği diyalogunun sürekli hêle getirilmesi ile birlikte hem kıyıdaş ülkeler hem de uluslararası topluluk için nitelikli gelişmeye bağlı olacaktır.
Kaynakça
- 2019 DoD Arctic Strategy // Department of Defense Arctic Strategy. 06.06.2019. URL: https://media.defense.gov/2019/Jun/06/2002141657/-1/-1/1/2019-DOD-ARCTIC-STRATEGY.PDF (accessed: 20.06.2020).
- China’s Arctic Policy // The State Council Information Office of the People’s Republic of China. 26.06.2018. URL:http://english.www.gov.cn/archive/white_paper/2018/01/26/content_281476026660336.htm (accessed: 08.05.2020).
- Cinia подготовила старт проекта строительства сети связи в Арктике //Финско-Российская торговая палата (ФРТП). 20.07.2020. URL: https://www.svkk.ru/novosti/cinia-podgotovila-start-proekta-stroitelstva-set-svjazi-v-arktike/ (accessed: 25.07.2020).
- Russia / The Arctic Institute. 19.06.2020. URL: https://www.thearcticinstitute.org/countries/russia/?cn-reloaded=1 (accessed: 25.07.2020).
- Конвенция Организации Объединенных Наций по морскому праву // Организация Объединенных Наций (ООН). URL: https://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/unclos/unclos_r.pdf (accessed: 03.06.2020).
- Россия определила национальные интересы в Арктике // Neftegaz.RU. 27.11.2019. URL: https://neftegaz.ru/news/gosreg/510007-rossiya-opredelila-natsionalnye-interesy-v-arktike/ (accessed: 10.05.2020).
- Север связи: армейские базы в Арктике получили военный интернет // Известия. 02.04.2020. URL: https://iz.ru/993983/aleksei-ramm-bogdan-stepovoi-anton-lavrov/sever-sviazi-armeiskie-bazy-v-arktike-poluchili-voennyi-internet (accessed: 12.05.2020).
- Указ «Об основах государственной политики Российской Федерации в Арктике на период до 2035 года» // Президент России. 05.03.2020. URL: http://static.kremlin.ru/media/events/files/ru/f8ZpjhpAaQ0WB1zjywN04OgKiI1mAvaM.pdf (accessed: 02.04.2020).