Günümüzün Risk ve Tehditlerine Karşı Güvenlik Algılamasındaki Yeni Stratejilerin Uluslararası Politik Ekonomi Açısından Değerlendirilmesi

Makale

Uluslararası politikanın değişen dinamiklerini irdelerken Uluslararası Politik Ekonomi perspektifinin getirdiği eleştirel yaklaşımı merkeze alan bu çalışmada yeni tehditler ve risk odaklı yeni güvenlik yaklaşımları ve buna bağlı olarak geliştirilen stratejiler Uluslararası Politik Ekonomi çerçevesinde tartışılmaktadır....

Dr. Nadire Filiz İRGE
Marmara Üniversitesi

Dr. Arzu AL
Marmara Üniversitesi

Giriş

Uluslararası politikanın değişen dinamiklerini irdelerken Uluslararası Politik Ekonomi perspektifinin getirdiği eleştirel yaklaşımı merkeze alan bu çalışmada yeni tehditler ve risk odaklı yeni güvenlik yaklaşımları ve buna bağlı olarak geliştirilen stratejiler Uluslararası Politik Ekonomi çerçevesinde tartışılmaktadır. Değişim üzerine odaklanmak, var olan siyasi, sosyal ve ekonomik yapıları yeniden düşünmeyi gerekli kıldığı için bu çalışma küreselleşme ve güvenlik tartışmalarının değişen çerçevesini, ortaya çıkan belirsizlikleri ve güç dengelerini, yapısı ve işlevi dönüşüm geçiren devleti sorunsallaştırarak tartışmış ve örneklendirmiştir. Küreselleşme ile gelen yeni tehditler ve riskler üzerine inşa edilen yeni stratejilerinin ele alınmasında Uluslararası Politik Ekonomi yaklaşımı yeni sorulara yanıt arama ve bağlamın yeniden değerlendirilmesi noktasında pratik ve entelektüel bir katkı sunmaktadır.

Buradan hareketle çalışmamızın ilk bölümünde genel bir giriş yapıldıktan sonra ikinci bölümde devletin doğasında oluşan değişimler ve bu değişimlerin ortaya çıkma nedenleri ayrıntılı olarak anlatılacaktır. Bu bölümün alt başlığı olarak da geleneksel güvenlik algısı/kavramı üzerine açıklamalar yapılacaktır. Sonrasında ise küreselleşmenin getirdiği risk ve tehditler üçüncü bölümün ana konusu olacak ve alt başlık olarak da yeni güvenlik algısı ve yeni stratejiler anlatılacaktır. Çalışmamızın dördüncü bölümünde ise Türkiye’nin jeopolitiği ve özellikle son zamanlarda duymakta olduğumuz ama tam anlamıyla bir temele oturtulamayan “yeni küreselleşme“ kavramı ayrıntılı olarak anlatıldıktan sonra alt başlık olarak önceki bölümlerde anlatılan yeni güvenlik stratejilerinin Uluslararası Politik Ekonomi açısından değerlendirilmesi ayrıntılı olarak anlatılacaktır.


1. Devletin Doğasındaki Değişimin Nedenleri

Devlet soyut bir kategori olmayıp, belirli sosyal koşullar altında ve belli bir tarihsel konumda ortaya çıkan somut bir gerçektir. Feodalite olarak kendine yeterliliğin parçalanması, ticaretin ve pazar için üretimin gelişmesi ile kendini ortaya koyan merkantilist bir kapitalizmin egemenliği, monarşilerin toprak bütünlüklerinin sağlanması, ulusların ve ulusal birlik bilincinin oluşması, halk egemenliği ve toplumsal sözleşmeye doğru bir gelişmenin görülmesi şeklinde beliren, siyasal iktidarın kurumsallaşması ile neticelenen tarihsel bir olgudur.1

Dolayısıyla, halk egemenliği fikrinin yerleşmesi ile siyasal iktidarın toplumsallaşması demek olan, ulus devletin oluşumu arasında bir ilişki bulunmaktadır. İşte bu nedenle sivil toplum bilincine ulaşılması ve onun sürekliliğine verilen önem nedeniyle devlet, hem kurumsallaşmış bir iktidarı hem de sivil toplumu ifade eder.

Egemen iktidarın kolektif mülkiyetle (egemenlik) yürütülmesini (hükümet) içeren kurumsallaşma nedeniyle hükümetler değil ama devlet kalıcıdır. Aslında, devlet kavramının içeriğindeki iktidar, düzen gibi çağrışım yapan fikirlerin çoğu, Yunan Sitesi’ne ve Roma İmparatorluğu’na kadar gider. 16. yüzyılda evrensel egemenlik ütopyasına karşı oluşan devlet ise, iç ve dış tehlikelere karşı kendisinin ve kendine bağlı kişilerin güvenliğini sağlamak üzere kurulmuş, belli bir toprak parçasıyla sınırlı, etkin bir sosyal örgütlenme biçimidir.2 Esasında etkin olmak zorunda olduğu için, devletin birçok baskı ve zorlama aracına sahip olduğunu söyleyebiliyoruz.

Karmaşık ve dev yönetim sistemi olarak modern devlet, hem gereksinmelere cevap verebilme aracı, hem de onu elinde bulunduranlar için meşru bir güç aracıdır. Esasen etkin bir siyasal iktidar olmasının anlamı da budur. Modern devletin iki temel özelliği vardır: Demokratik olması; Hukuk devleti olması. Eylemi güvenilir ve belirli kurallara bağlı, hemen hemen bütün güç ve iktidarlara egemen, bütünsel ve bu iktidarlar arasında en üst otorite olarak egemen bir hakem olan devlet3 genelde, sosyal örgütlenme sorunlarının kendi içinde çözümlendiği bir çerçevedir.

Devletin yüklendiği görevler ve işlevleri, tarihsel süreç içinde sürekli aynı kalmamıştır. Özellikle geleneksel görevlerinin dışındaki işlevleri de, devletin faaliyet alanlarının sürekli genişleme göstermesi ile birlikte genişlemiştir. 20. yüzyılın, özellikle ikinci yarısından itibaren, ekonomik ve sosyal işlevleri genişleyen devletin, ekonomi alanında giderek daha büyük bir rol oynamaya başladığı görülmektedir. Çağlar boyunca egemen olan liberal devlet anlayışına göre, yalnızca iç ve dış güvenliği ve toplumsal düzeni sağlamakla görevli olan devlet, kişilerin ve diğer kurumların faaliyet alanlarına müdahale edememiştir. Ancak 20. yüzyılın başından itibaren kapitalist ekonomik sistemin, kendi iç çelişkilerini aşabilmek için devlet müdahalesine artan biçimde gereksinme duyması, demokratik görüşlerin gelişmesi ve sosyal devlet anlayışının ortaya çıkması ile birlikte4 devlet de yeni bir görünüm kazanmıştır.

Bu arada, devlet faaliyetlerinin değişmesi ve genişlemesinde, ideolojiden kaynaklanan iki ayrı devlet tipi arasında bir ayrım olduğunu da vurgulanmamız gerekir. Sosyalist devlet tipinde pek çok görevi üstlenen devlet, ekonomik yaşam üzerinde de bir tekele sahiptir. Kapitalist sistemde gerçekleştirilen önemli gelişmelerin vardığı noktada, daha önceleri özel kişilerce gerçekleştirilen birçok ekonomik ve toplumsal faaliyetin yerine getirilmesini, kapitalist devletin üstlendiğini görmekteyiz. Sanayileşmenin gelişmesi ile birlikte, devlet faaliyetleri de artmış, yeni kurumların kurulması gerekli olmuş ve yeni doktrinler ortaya atılmıştır.

TASAM Yayınlarının "Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları" isimli kitabından alınmıştır.
“Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları“ e-kitabı için Tıklayınız
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2715 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1081
Avrupa 22 638
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2043 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2043

Son yıllarda Çin, ekonomik ve askeri gücüyle dünya sahnesinde giderek daha iddialı hale geldi. Çin, kendisini küresel meseleleri şekillendirmede daha büyük bir rolü hak eden yükselen bir güç olarak görüyor. Aynı zamanda Çin, ABD ve diğer Batılı güçlerin etkisine karşı temkinli davranıyor ve uluslara...;

Çin başkanı Xi Jinping’in 22 Mart’ta Moskova’ya yaptığı 3 günlük ziyaret, Batıya karşı bir başkaldırı ve Putin’e büyük bir destek olarak algılandı. Çin uluslararası siyaset sahnesinden dışlanan Rusya’dan ne bekliyor? Beklediğini alınca ne yapar?;

Öncelikle iki hususa değineceğim. İlki; “Türklerin denizci olmadığı” ifadesine ilişkindir, bunun Türkleri aşağılayıcı bir ifade olduğunu ve tarihi bilmemekten kaynaklandığını belirtmek isterim. Diğeri ise Mavi Vatan’ın haritasını nasıl çizdiğime ilişkindir. ;

İran coğrafyası uzun yıllardır insanlığın yerleştiği bir bölge olmaktadır. Konum itibariyle Anadolu, Mezopotamya, Kafkasya ve Orta Asya gibi kadim bölgelerin kesişim noktasıdır. Persler ilk olarak Asur kaynaklarında yer almaktaydılar. Yapılan incelemeler ve çalışmalar sonucunda varılan kanıya göre İ...;

Savaşın başlamasından bir yıl geçtikten sonra, Rusya'nın neden galip gelmediği, hem ABD dış politikasında hem de daha geniş anlamda uluslararası güvenlikte en önemli sorulardan biri haline geldi. Cevabın birçok bileşeni var. ;

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...