Melez Savaş: Vietnam’dan Beri Devam Eden Arayışa Yeni Bir Cevap Mı?

Makale

Melez savaş olgusu, uluslararası ilişkiler literatüründe önem kazanmaya başladığı son on yıl içerisinde genellikle yeni bir güvenlik perspektifinin yansıması olarak değerlendirilmiş ve büyük oranda Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan konvansiyonel olmayan tehditlerle, ulus devletlerin olduğu bir dünyada mücadele etmenin yeni doktrini olarak değerlendirilmiştir....

Giriş

Melez savaş olgusu, uluslararası ilişkiler literatüründe önem kazanmaya başladığı son on yıl içerisinde genellikle yeni bir güvenlik perspektifinin yansıması olarak değerlendirilmiş ve büyük oranda Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan konvansiyonel olmayan tehditlerle, ulus devletlerin olduğu bir dünyada mücadele etmenin yeni doktrini olarak değerlendirilmiştir. Bununla birlikte Soğuk Savaş sonrası uluslararası ortamdan bağımsızlaşarak II. Dünya Savaşı sonrası ortamdan sonrasına dair bir değerlendirme yapıldığında, farklı bir güvenlik perspektifinin olduğu Soğuk Savaş döneminde de, melez savaş doktrininin temel unsurlarının kullanılacağı bir savaşım tipine dair arayışlar olduğu görülmektedir. Buradan yola çıkılarak savunulacak olan, melez savaş yaklaşımının Soğuk Savaş sonrasındaki uluslararası ortamın değil, üçüncü nesil savaş sonrasındaki arayışların bir sonucu olduğu yaklaşımı olacaktır.

Bu bağlamda bildirinin iki ana düzlem ve bir tartışma üzerinden ilerlemesi planlanmaktadır. İlk olarak savaşın dönüşümü ve nesilleri ele alınarak, içinde bulunduğumuz dördüncü nesil savaşın ne anlama geldiği tartışılacaktır. Ardından Vietnam savaşından beri bu yeni nesil savaşın nasıl doktrine edilmeye çalışıldığı değerlendirilecektir. Bunların sonrasında melez savaşın konumu ve anlamı hakkında değerlendirmede bulunulacaktır. Savaşın nesilleri kapsamında hangi uluslararası ortamın hangi yapıyı getirdiği ve günümüzdeki uluslararası ortamın nasıl dördüncü nesil savaşı getirdiği değerlendirilecektir. İkinci düzlemde ise Vietnam’dan beri yapılan arayış ‘Düşük Yoğunluklu Çatışma’, ‘Askeri Alanda Devrim’, ‘Terörizm Karşıtı Mücadele’, ‘Kalkışma Karşıtı Mücadele’ gibi kavramlar üzerinden tarihsel süreç içerisinde ele alınacaktır. Bu iki düzlemin ışığında melez savaşın yalnızca orduların dönüşümü ya da ordular üzerinden değil, bunun da ötesinde dördüncü nesil savaşın bir getirisi olan çatışma tiplerine yönelik arayışların günümüzdeki tezahürü olarak ele alınması gerektiğine dair bir tartışma yapılacaktır.


1. Savaşın Dönüşümü

Özellikle 11 Eylül’den beri genel anlamda yapılan çalışmalar, gerek güç dengelerinin asimetrikleşmesi, gerek örgütlenme modellerinin değişmesi, gerekse silah teknolojilerinin ilerlemesi ile savaş biçiminin değiştiği yönündedir. Bu bağlamda sadece ortaya çıkan yeni tip terörist, gerilla ya da ‘insurgent’ tipi örgütlenmeler için değil, aynı zamanda devletler için de ‘amaca’ ulaşmak için büyük ve pahalı askeri birlikler yerine küçük ve hedef odaklı birliklerin, teknolojik üstünlüğe dayalı unsurlarca desteklendiği, benzer mantıkta işleyen bir savaş modeline yöneldiği görülmektedir. Bununla birlikte birçok vakada (Gürcistan, Ukrayna, Yemen vb) orduların klasik anlamda kullanımının sürdüğü bir askeri modelin de sürdüğü görülmektedir.

Bu doğrultuda 2010 itibarı ile dünyada devam eden, (silahlı çatışmanın ardından barışa varılamamış) 37 silahlı mücadelenin 5’inin ulus devletlerarası 31’inin ise yerel güçler ve/veya sınır ötesi organizasyonlar arası olması bu görüşü destekler niteliktedir (SIPRI, 2010). Benzer şekilde, ‘eski savaşlarda’ görülen tablonun aksine, ‘yeni savaşlarda’ kayıpların %80’ine yakın bir kısmının sivil, %20 civarında bir kısmının ise askeri gruplar olduğu ortaya çıkmaktadır (Costs of War Project, 2015). Söz konusu veriler, gerek örgütlenme gerekse işleyiş açısından yeni bir savaş tipinin ortaya çıktığını vurgulamaktadır. Öne çıkan diğer bir unsur ise, savaşın asimetrikleşmesinin düşünülenin aksine güçlü olanın tarafına yarayamayabileceğini göstermektedir:

TASAM Yayınlarının "Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları" isimli kitabından alınmıştır.
“Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları“ e-kitabı için Tıklayınız
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2813 ) Etkinlik ( 228 )
Alanlar
TASAM Afrika 80 655
TASAM Asya 100 1132
TASAM Avrupa 23 659
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 300
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1413 ) Etkinlik ( 56 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 25 628
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 191
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1307 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 521
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2065 ) Etkinlik ( 84 )
Alanlar
TASAM Türkiye 84 2065

TASAM Afrika Enstitüsü öncülüğünde oluşturulan “Afrika 2063 Ağı“ uzmanlık, etkileşim ve işbirliği inisiyatifi kapsamında; Enstitü ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Erciş İşletme Fakültesi iş birliğinde 18 Haziran 2023 tarihinde “Stratejik Araştırma, Ağ ve Kapasite Geliştirme“ teması altında düzenlene...;

Politikalarının bazı yönlerini anlamak zor olsa da yönetimin ulusal güvenlik stratejisinin özünde bir mantık bulunuyor. Trump yönetimi; daha önce ABD’nin benimsediği ve küresel düzenin inşa edilip sürdürülmesini hedefleyen stratejiyi yanlış bir yaklaşım olarak değerlendiriyor ve Amerikan gücünü tüke...;

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin şu günlerde çok az konuda hemfikir, ama üst düzey yetkililerin aynı fikirde olduğu şaşırtıcı bir konu var: dünya çok kutuplu düzene geçiyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, verdiği ilk röportajlarından birinde ABD’nin geçtiğimiz on yıllarda tadını çıkardığı tek k...;

Her şey, Avrupa gücünün ve Batı ilerlemesinin sembolü olan üç veya dört generalle başladı ve bugün kimse tam sayılarını bilmiyor. Batıdan gelen bu generaller hala İsrail’in Batı planları çerçevesinde askeri senaryolara sokuyorlar. Mossad’ın başındaki David Mircea’da Avrupa’daki dış operasyonlard...;

Jeopolitikçi ve Deniz Tarihçisi Dr. Nejat Tarakçı’nın mesleki deneyim, bilgi ve araştırmalarına dayalı deniz temalı felsefi, tarihî, bilgi veren ve anılarını da içeren ilginç makalelerini derlediği “Denizden Çıkan Yazılar” adlı eseri TASAM Yayınları tarafından e-kitap olarak yayımlandı. ;

Osmanlı ve kısmen de Cumhuriyet dönemine ait genel tarihin deniz veçhelerindeki ilginç olaylarını kısa hikayeler şeklinde özetleyen Jeopolitikçi ve Deniz Tarihçisi Dr. Nejat Tarakçı’nın “Osmanlıdan Cumhuriyete Deniz Tarihimizde İz Bırakan Olaylar” adlı eseri TASAM Yayınları tarafından e-kitap olarak...;

BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) küresel sistemde yükselen güçlerin sesi olma iddiasıyla ortaya çıkan ve özellikle Küresel Güney’in taleplerine dikkat çekmeyi amaçlayan önemli bir platformdur. Ancak bu yapının halen tam anlamıyla kurumsal bir uluslararası örgüt olmadığı açıkça...;

Devletlerin güvenlik politikaları, yalnızca mevcut tehditlere karşı alınan önlemlerle değil, tehditleri nasıl tanımladıkları ve bu tehditleri ne ölçüde tarihsel, ideolojik ya da stratejik olarak kurguladıklarıyla doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda İsrail, güvenlik doktrinleri açısından istisnai bir ö...;

9. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

7. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

4. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

8. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

2. Yeniden Asya Güvenlik Forumu

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Afrika 2063 Ağı | İstişare Toplantısı 3

  • 18 Haz 2025 - 18 Haz 2025
  • Çevrimiçi - 13.00

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • İstanbul - Türkiye

11. İstanbul Güvenlik Konferansı (2025)

  • 27 Kas 2025 - 28 Kas 2025
  • Wish More Hotel Istanbul -
  • İstanbul -

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...