Devlet-Dışı Bir Tehdit Olarak Askerî Darbeler

Makale

Üstüne inceleme yapılan devletin, “modern devlet” yani “burjuva devleti” olduğunu hatırlatmak gerekir. Ancak burada, Pierre Clastres’nin1 ilkel (ilksel) toplulukların, siyasal yapılanmalarıyla “devlete karşı” topluluklar oldukları ve ilksel halkların tarihinin devlete karşı mücadeleler tarihi olduğu savını da belirtmeliyiz. Clastres gibi Marcel Gauchet2 de, ilksel topluluklardaki “emir-itaat” ilişkisini siyasal iktidarın özel bir biçimi olarak ele alır. ...

Doç. Dr. Betül KARAGÖZ YERDELEN
Giresun Üniversitesi

Dr. Kubilayhan ERMAN
Giresun Üniversitesi
Giriş

Üstüne inceleme yapılan devletin, “modern devlet“ yani “burjuva devleti“ olduğunu hatırlatmak gerekir. Ancak burada, Pierre Clastres’nin1 ilkel (ilksel) toplulukların, siyasal yapılanmalarıyla “devlete karşı“ topluluklar oldukları ve ilksel halkların tarihinin devlete karşı mücadeleler tarihi olduğu savını da belirtmeliyiz. Clastres gibi Marcel Gauchet2 de, ilksel topluluklardaki “emir-itaat“ ilişkisini siyasal iktidarın özel bir biçimi olarak ele alır. Emir-itaat veya yöneten-yönetilen ayrımı, toplumun kendini kurabilmesi için, kendisi ile kendi varlık nedeni arasına bir ayrım koymuştur. Zorlayıcı siyasal iktidar, bu ayrım üzerine yerleşerek, kendisini var edebilmiştir. Siyasal iktidar ilişkisinin belirgin özelliği olan bölünmenin ilksel biçimi, yöneten-yönetilen ya da baskı uygulayan ve ona itaat eden arasındaki ayrım değil, bu ayrımın üstüne yerleştiği toplum ve toplumun varlık nedenini oluşturan çerçevedir. Clastres ve Gauchet’ye göre, siyasi iktidar, bir toplumun ihtiyaçlarının tanımlanmasını ve kişilerarası ilişkilerin düzenlenmesini, yani kolektif yaşamın sürdürülmesini sağlayan ve toplumun düzenlenmesine neden olan ilişkiler çerçevesidir. Bunu siyasal iktidara indirgediğimizde, toplumun düzenleme çerçevesi İlke’ye, düzenleme sürecinin kendisi de kullanıma, yani güce karşılık gelmektedir.

İşte tam bu noktada, ilksel toplumların devletle bütünleşmesini açıklayan bir uygulama ile karşılaşırız. Bu, gücün tekelleşmiş zorlayıcı bir güç biçiminde karşımıza çıkmayıp, toplumun geneline yayılmış olmasıdır. İlke ise, artık toplumun içinde yer almayan atalara, tanrılara, yani görünmez âlemin varlıklarına dayanmaktadır. Böylece ilke, tek tek topluluğun üyelerine eşit uzaklıkta kalmakta ve aralarında herhangi birinin ya da birilerinin toplumun üzerine çıkarak, zorlayıcı güç kullanmasını olanaksızlaştırmaktadır. Bu da ekonomik anlamda bir eşitliğe, yani artık değerin hakça paylaşımına yol açmaktadır. İlksel toplumlarda, toplumun dışsallaştırdığı ilke, kendiliğinden “devlet“ kavramını ortadan kaldırmakta, yöneten ve yönetilen eşitliğini sağlamaktadır.

Ussal bir devlet kuramı ile ilk defa, Grek felsefesinde karşılaşıyoruz. Ancak bütün ussal ve yasal ilerlemelere karşın, modern devletin ortaya çıkmasına kadar, hem toprak parçası, hem de insan topluluğu üzerinde egemenlik yetkisi bulunan siyasal ve hukuksal örgüt anlamında, toplumsal varlık olarak devletin işlevi, zorlayıcı bir düzen kurma ile sınırlı kalmıştır, kamusal ve özel ayrımı görülmemiştir. Kuşkusuz modern devlet de bir hukukî düzendir. Ama modern devlet, merkezîleşme özelliği sayesinde hem devlet öncesi, hem de modern öncesi devlet anlayışından ayrılır. Kelsen, bunu modern devletteki genel normların, merkezî bir yasama organı tarafından değil, teamüller ve gelenekler yoluyla, ussal süreçler sonucu oluşturulmasına bağlamaktadır. Böylece hukukî düzenin yaratılması ademi merkezileştirilmiştir. Devlet, “düzen yaratma“ yetki ve sorumluluğunu paylaşmaya başlamıştır.3 Modern devlet fikrinin en belirgin özelliği, devletin reformülasyonu sürecinde, “paylaşan ve paylaşılan“ bir devlet olgusunu yaşamsallaştırmasıdır. Bu da otokratik devletten demokratik devlete yönelimin ifadesi sayılır. Fakat bütün “demokratik“ savlara karşın, “devlet“ sorunlu bir aşamadır.


1. Devlet ve Güvenlik

Devlet-aktör, dış politikasını ulusal çıkarlarına ulaşmasını sağlayacak şekilde planlar ve uygulamaya gayret eder. Uluslararası politikada diplomasinin yanı sıra kuvvet kullanma seçeneği, meşru müdafaa şartlarının dışında da geçerliğini korumaktadır. Günümüzde uluslararası ilişkilerde kuvvet kullanma, yer-zaman ve şiddetin derecesi bakımlarından sınırlı olabileceği gibi, hâlâ yıkıcı bir savaşa dönüşme potansiyeli de taşımaktadır.

18. yüzyılın ünlü askeri teorisyeni General Clausewitz’e göre savaş; politikanın başka vasıtalarla sürdürülmesidir. Günümüzde savaş, en son büyük savaştan bugüne şekil ve yöntem bakımlarından değişmiş durumdadır. Uluslararası Hukuk ve bugünkü konjonktür ile sonuçta ortaya çıkması muhtemel yıkım ve tahribat, devlet-aktörleri konvansiyonel ya da nükleer bir savaşa başvurma konusunda gittikçe daha isteksiz hale getirmiş, ancak savaşın maksadını gerçekleştirecek yöntemler/vasıtalar geliştirmeye sevk etmiştir. Bu bağlamda, bir dış politika vasıtası olarak özellikle II. Dünya Savaşı’ndan itibaren sıkça başvurulan örtülü operasyonlar dikkat çekmektedir.

Örtülü operasyonlar vasıtasıyla ulusal çıkarların gerçekleştirilmesinin hedeflenmesi realist bakış açısının dış politikaya nüfuzunun tezahürüdür. Doğrudan kuvvete başvurulmamakla birlikte, aslında çıkar beklentisi içerisinde hareket edilmekte ve güç mücadelesinde rakibe/düşmana üstün gelmek amaçlanmaktadır. Diplomasiyi öteleyen ve Liberal Teori’nin öngördüğü devletlerarası işbirliği anlayışını reddeden bu yöntem, çoğunlukla bir savaştan beklenen siyasi kazanımları sağlayabilecek potansiyeli taşımaktadır.

Genel olarak örtülü harekât/operasyon; örtülü faaliyet, örtülü eylem, örtülü savaş, kirli savaş gibi farklı şekillerde adlandırılmakta ve faaliyette bir gizlilik algısı yaratmaktadır. Bu kısmen doğru olmakla birlikte örtülü operasyon faaliyetin gizli olmasından ziyade, bu faaliyeti gerçekleştiren aktörün ve özellikle onun istihbarat örgütünün “perde gerisindeki“ varlığına ve/veya desteğine işaret eder. Literatürdeki örtülü operasyon tanımlarının büyük çoğunluğu bu tür faaliyetlere sıklıkla başvurduğu bilinen ABD kaynaklıdır. Bununla beraber birçok devlet istihbarat örgütleri marifetiyle örtülü operasyonları bir dış politika vasıtası olarak uygulamaktadırlar.

ABD savunma Bakanlığı Askeri ve Müşterek Terimler Sözlüğüne göre örtülü operasyonlar; “destekleyenin kimliğini gizli tutacak ya da ona makul bir inkâr imkânı sağlayacak şekilde planlanan ve icra edilen operasyonlardır“4. ABD hükümeti tarafından 18 Haziran 1948 yılında yayımlanan “Özel Projeler Ofisi Hakkında Milli Güvenlik Konseyi Direktifi (NSC 10/2)“ örtülü faaliyetleri “… düşman devlet ve gruplara karşı veya dost devlet ve gruplara karşı ABD sorumluluğunun yetkisiz kişilerce bilinmeyeceği ya da ortaya çıkarıldığında ABD hükümetinin sorumluluğu reddedebileceği şekilde planlanan ve icra edilen her türlü faaliyet“ olarak tanımlamaktadır.5 26 Nisan 1976 tarihinde ABD kongresine sunulan “Church Raporu“nda CIA’nın kullandığı örtülü faaliyet tanımı “ABD dış politikasının desteklenmesi amacıyla yabancı devlet, örgüt, kişi ve olayları etkilemek için tasarlanan herhangi bir gizli operasyon ya da faaliyet“ olarak aktarılmaktadır.6

TASAM Yayınlarının "Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları" isimli kitabından alınmıştır.
“Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları“ e-kitabı için Tıklayınız
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2723 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1086
Avrupa 22 641
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1385 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

Türkiye'nin, Yeni İpek Yolu güzergâhında, Orta Koridorun gelişimi, Avrasya üzerinden karasal Doğu-Batı ticaretinde lojistik üs haline gelmesi ve tedarik zincirinde merkez konumda olması, ekonomi ve dış politika önceliklerden biridir. Ayrıca Türkiye'nin bir enerji ticaret merkezi olma rolü güçlenmeli...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Bu makalem iyi niyetlerle hazırlandığına inandığım, fakat arşiv gerçekliğinden uzak kalmış, bu nedenle yanlışlar içindeki “Atatürk ve Bandırma Vapuru“ metni esas olmak üzere, bu konudaki tüm benzer anlatımları düzeltmek ve imkan yaratmak amacıyla çalışılmıştır.;

Güçlü Müslüman devletlerin istikrarsızlaştırıldığına, “Çok-uluslu Koalisyon” adı verilen kavram tarafından BM Güvenlik Konseyi’nin BM tüzüğünün yedinci bölümü altındaki rolünün ayaklar altına alındığına şahit olduk. Son Afganistan krizinde görüldüğü gibi NATO’nun bölge-dışı operasyonlarını genişlett...;

'Şok ve dehşet' doktrinini geliştiren, Atlantik Konseyi Kıdemli Danışmanı Stratejist Dr. Harlan Ullman, Harici Genel Yayın Yönetmeni Tunç Akkoç'a ABD’nin dış politikası ve Çin ile ilişkileri konularında açıklamalarda bulundu: “ABD ve Çin arasında Soğuk Savaş’tan daha tehlikeli bir rekabet yaşanacak“;

Sadece devletlerin güvenliğini önceleyen Soğuk Savaş döneminden kalma askerî tehditler üzerinde yoğunlaşan geçmişteki güvenlik anlayışından, devlet aktörünün yanında artık birey, grup ve devlet-dışı yapılanmaların da bir güvenlik tehdidi olarak katıldığı siyasi, ekonomik, toplumsal ve teknolojik ala...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...