Değişen Güvenlik Konsepti ve Güvenliğin Yeniden Kavramsallaştırılması

Makale

Güvenlik varoluş ile ilgili bir olgudur. İnsanlığın sosyolojik gelişimine bağlı olarak, bir arada yaşamanın her evresinde ve her düzeyde-birey, kabile, klan, aşiret, toplum, ulus, uluslararası toplum, imparatorluk, devlet, ulus-devlet, uluslararası ve küresel güçler vb.-farklı şekillerde ama her zaman söz konusu olmuştur. ...

Giriş

Güvenlik varoluş ile ilgili bir olgudur. İnsanlığın sosyolojik gelişimine bağlı olarak, bir arada yaşamanın her evresinde ve her düzeyde-birey, kabile, klan, aşiret, toplum, ulus, uluslararası toplum, imparatorluk, devlet, ulus-devlet, uluslararası ve küresel güçler vb.-farklı şekillerde ama her zaman söz konusu olmuştur. Bu anlamda güvenlik Kaufmann’a göre ‘’toplumsal sembol kelime’’ (societal word symbol) veya özgürlük, demokrasi ve adalet gibi ‘’büyük kelimeler’’ (idees directires) kategorisinde yer almaktadır.1

Özünde tartışmalı bir kavram olan güvenlik kavramı muğlaklığını korumaktadır. Bu durum, özellikle güvenlik politikalarını yapanlarca yararlı bulunmaktadır.2 Dolayısıyla normatif anlamda kimin ve hangi değerlerin korunması ve ampirik anlamda bu değerlere yönelik tehditlerin doğası ve büyüklüğü konusunda güvenlik politikaları yapıcıları arasında kavramsal fark açılmakta ve bilimsel olarak bu durum akademisyenleri de etkilemektedir.

Güvenlik en basit sözcük anlamı ile tehdit, tehlike ve korku durumunun ve hissinin olmaması anlamına gelmektedir. Bu kavramın içinde güvenliğin nesnel (objektif) ve öznel (sübjektif) yönlerini kapsayan unsurlar vardır. Nitekim Wolfers’a göre nesnel güvenlik ‘’Kazanılmış değerlere (varlıklara) yöne lik tehdidin olmayışı’’ öznel güvenlik ise ‘’Değerlere karşı herhangi bir tehdit korkusunun olmaması’’ anlamına gelmektedir.3

Güvenlik Maslow’un temel ihtiyaçlar sınıflamasında tabanda yer alan beslenme, barınma, uyku, sağlık gibi temel fizyolojik yaşamsal ihtiyaçların garantörüdür. Güvenlik kesintisiz, devredilemez, emanet edilemez mutlak bir ihtiyaçtır. Bulunulan ortamın içindeki veya dışındaki çeşitli kaynaklardan gelen tehdit, tehlike, risk, hassasiyet ve meydan okumalara karşı varlığın korunmasını ve sürdürülmesini kapsar. Üstelik, sadece bunların varlığına karşı değil, algılamaları ve tahminlerine karşı da korunmayı ifade eder.


1. Güvenliğin Değişkenleri / Parametreleri

Güvenlik asırlar boyu daha çok askeri boyutta ve savunma kavramı ile tanımlanan, sınırlar ile milli menfaatleri korumaya yönelik olarak ön plana çıkmıştır. Merkantilizm ve sömürge imparatorlukları dönemlerinde, ticaretin ve ticaret yollarının güvenliği ile yeni ekonomik kaynakların, ele geçirilmesi ve kontrolü anlamında güvenlik sınırlar dışına taşmış ve önemli değişimler geçirmiş ise de güvenlik konseptinde en büyük değişiklikler, Avrupa merkezli İki Dünya harbi ve özellikle soğuk savaşın sona ermesi ile iki kutuplu dünya düzeninin ortadan kalkması sonucu ivme kazanan küreselleşmenin etkisi ile olmuştur. Güvenliğin kavramsallaştırılmasında, başlıca şu soruların cevapları aranmaktadır.

Kimin için?
Hangi değerler için?
Hangi tehditlere karşı?
Hangi vasıtalarla?
Hangi zaman periyodunda?
Maliyeti nedir?4
Güvenliğin derecesi nedir?5
Kim tarafından?

Bu soruların cevapları aranırken, güvenliğin değişimi ve yeniden kavramsallaştırılmasına
ilişkin altı temel değişkenin / parametrenin varlığını ifade
etmemiz mümkündür. Bunlar;

• Başvuru ( referans ) nesneleri ( Korunacak nesne ve değerler )
• Güvenliğin sektörleri ( Güvenliğin yatay boyutları, alanları )
• Aktörler ( Tehdidin kaynakları )
• Tehditler, meydan okumalar, hassasiyetler ve riskler ( Neye karşı? )
• Yeni savaş ve çatışma yöntemleri ( Ne tür ortamlarda? )
• Güvenliğin araçları ( Kim tarafından sağlanacak? ) dır.

Diğer taraftan güvenlik konseptindeki değişimi ve kavramsallaştırılmasını etkileyen bir husus olarak teori faktörünü de saymamız ve uluslararası ilişkiler teorilerinin etkilerini de incelememiz gerekmektedir.


2. Güvenliğin Başvuru (Referans) Nesnelerinin Değişimi

Güvenlik ile korunacak değerler ve amaçlar arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Başvuru nesneleri, sektörler ve aktörlerin amaçları değiştikçe ki temel değişim motivasyonu menfaattir6 iç ve dış tehdit ile tehdit algılamalarında artışlar yaşanmakta ve güvenliğin yeniden kavramsallaştırılmasına gidilmektedir.

Günümüzde özellikle Kopenhag okulu, Eleştirel okul, Feministler, İnşacılar, Yapısalcılar tarafından gerçekleştirilen çalışmalar sonucu, güvenliğin başvuru nesneleri devletten, grup, toplum, ve bireye indirgenmiştir. Böylece aslında güvenliğin nesnelerinin bir buzdağı olduğu, buzdağının altında çok daha derin ve sorunlu alanlar olduğu ortaya çıkmıştır. Doğaldır ki sualtında çalışmak zordur. Bilgi, beceri ve teknoloji gerektirir.

Temel başvuru nesnesi olarak uzun süre devlet görülmüş olsa da bunun içerisinde ulus, ulus-devlet hep var olmuştur. Dolayısıyla ulusal güvenlik denilince, askeri ve siyasi alan anlaşılmakta ise de ulusu oluşturan değişik kimliklerin meydana getirdiği toplum azınlık grupları da dikkate alınmak durumundadır.7 Bunun doğal sonucu olarak, toplum da başvuru nesneleri arasında yer almaktadır. Bu referans nesnesine, kimlik, farklı ülkelerde yaşayan etnik ve dinsel gruplar, çok kültürlü bir devlette yaşayan ırka dayalı azınlıklar ve farklı alt kültürler de dahil edilmektedir.

Diğer taraftan, günümüzde çevreci yaklaşımların çalışmaları sayesinde çevre ve ekosistem de korunması gereken başvuru nesneleri arasında dahil edilmiştir. Son olarak başvuru nesnelerine Barry Buzan tarafından liberal değerlerin de dahil edildiğini görmekteyiz.8

TASAM Yayınlarının "Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları" isimli kitabından alınmıştır.
“Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları“ e-kitabı için Tıklayınız
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2725 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1088
Avrupa 22 641
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1386 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 294
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

“Sosyal Davranışı Modelleme", sosyal, davranışsal ve bilişsel bilim adamlarını matematiksel ve hesaplamalı modeller kullanarak karmaşık sosyal sistemler hakkında düşünmek ve incelemek için gerekli bir araç kiti ile donatır.;

Orta Doğu topraklarının sahip olduğu zengin enerji ve su kaynakları dünya üzerindeki birçok devletin dikkatini çekmektedir. Gücünü maksimize etmeye çalışan Batılı devletlerin siyasi rekabet sahası olarak görülen Orta Doğu, Rusya’nın da dikkatini çekmektedir. ;

Kosova’nın Sırp sınırına yakın ve Sırp nüfusun yoğunlukta olduğu bu kısmındaki dört Sırp belediye başkanının Kurti yönetiminin kararını protesto amaçlı istifası ile 2022 Kasımında artan gerilim NATO’nun müdahale kararına sebep olacak düzeyde büyüdü.;

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde ...;

Türkiye'nin, Yeni İpek Yolu güzergâhında, Orta Koridorun gelişimi, Avrasya üzerinden karasal Doğu-Batı ticaretinde lojistik üs haline gelmesi ve tedarik zincirinde merkez konumda olması, ekonomi ve dış politika önceliklerden biridir. Ayrıca Türkiye'nin bir enerji ticaret merkezi olma rolü güçlenmeli...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...