Zirve’nin Önemli Mesajları
Ama zirveden çıkan işbirliği konusundaki iman tazeleme mesajlarından bazıları kayda değer. Aynı renk üniforma giymek, aynı yol üzerinde uzun bir yürüyüş yapılabileceği anlamına gelmiyor. Çin ile Japonya’nın arasındaki deniz sınırı husumeti sorun. Hindistan, Rusya ve Çin buzları eritmeye çalışsalar bile aralarında yüksek dağlar olan ülkeler. Brezilya uzak ve ikircikli. Şili’mi? bu defa eshamesi bile okunmadı. Ama ilerleyen günlerde G-20 zirvesine üniformasız hazırlanan Avustralya, ekonomik büyüme karnelerinin, masada inceleneceği bir zemin için öngörüleri APEC de de ortaya koydu.
Asya’lı Obama
Mor tunik en çok Obama’ya yakışmıştı. Aslında Obama yarım kan Afrika’lıydı. O ırkının gururu, temsil ettiği ülkenin sıradan bireylerinde olmayan yaşam deneyimlerine sahip çocuğuydu. Çocukluğu, Jakarta’nın ara sokaklarında tavuk ve hindi kovalayarak geçmişti. O Endonezya’yı da, orada birlikte elde sapan kuş kovaladığı arkadaşlarını da içine sindirmişti. Kendini bir bakıma bunun için Asya’lı sayıyordu. Hiç fakir olmamıştı. Ama fakirlik nedir yakından görmüştü. Ne helva, ne de halva demeyi biliyordu. Ama Asyalının da, Afrikalının da halinden anlıyordu.Hawai’de geçen ilk gençlik yıllarında ise, farklılıkların ahengini bir kez daha takdir etmiş, siyasi görüşlerine “ekonomik büyümeyi, kalkınmanın emrine vermenin önemi“ hakim olmuştu.
“İlle Morlum“
Çok sempatik’ti Obama. Hani “ille morlum“, ama ille ABD diye de bir düşünce geldi katılımcılara. İçlerinden ABD hegemonyasına için için diş bileseler bile, hani BRICS, MRICS hepsi hava civa diye düşünenlerin sayısı hayli arttı. Dünyanın büyüme motorlarını ABD ve Çin yağlayıp çalıştırıyordu. Bu iki güç merkezi arasındaki ilişki, hem Asya-Pasifik, hem de dünyanın geri kalanı için önemli olmaya devam edeceğe benziyordu. Bu nedenle APEC zirvesinin sonuç bildirgesini yorumlayanlar, ABD-Çin ilişkilerine yakın bakmayı kafalarına taktılar. Bir de tabii ABD deki büyümeyi dikkatle izlemeye söz verdiler.
Bunda Kesintisiz ABD Büyümesinin Etkisi Var
ABD belli aralıklarda gözlenen kırılmalar hariç, sürekli bir büyüme ekonomisi. Nedenine gelince: Her şeyden önce ABD ekonomisi dünyanın en çeşitlenmiş üretim yapısına ve en gelişmiş teknolojik olanaklarına sahip. ABD de geniş topraklar, verimli kaynaklar, düşünen kafalar ve yılmayan bir çalışma azmi var. Buğdaydan, mısıra, traktörden-füzeye, kat-kütten-en son model manyetik rezonans aletlerine, yazılımdan turizme, ulaştırmadan, maden, inşaat ve bilgi teknolojilerine kadar geniş bir üretim tayfına sahipler.
Özgürlükler ve Çözüm Odaklı Yaklaşımlar
Amerika’lı sınırsız düşünce ve düşünce ürünü üretme serbestine sahip. Bunu eğitim ve araştırmaya ayrılan yüksek bütçe ve her yetenekli kişiye sağladıkları, liyakate dayanan fırsata borçlular.Büyük sağlık sigortası sorunları vardı. Obama çözmeye çalıştı. Göçmen sorunları vardı. Obama çözmeye çalışıyor. Ama ABD durmadan dinlenmeden üretiyor, üretiyor.
Verilerin Dili
Elimde ABD için İstatistik Bürosunca hazırlanmış olan bir geniş 1933-2014 GSYİH büyüme rakamları dizisi var. Bu uzun zaman aralığı içinde ABD GSYİH sı sadece 4 yıl negatif olmuş. O dört yılın ikisi 1933 ve 1934. Diğer ikisinden biri 1949, diğeri ise 2008. Diğer yıllar ama yüksek ama düşük hep büyüme var. Enflasyon daima denetim altında. Genellikle korku deflasyon ve durgunluk.Tabii işsizliğin ağızlara bıçak açtırmadığı yıllar da var. Ama %8 oldu mu kopuyor vaveyla.
Hispanik ve Afrika asıllı vatandaşların çöpten yiyecek topladığı, evsizlerin “Beyaz Ev“ karşısında, sokakta yattığı zamanlar da çok. Onun için büyümeye ve işsizliği azaltmayı hedefleyen FED politikalarına önem veriliyor. Anaların aşrı aşrı giden evlatlarına göz yaşı döktüğü zor yıllarda, ekonomik büyümenin ne önemi olur demeyin. O da ABD için güç gösterimi fırsatı.
Büyümenin Sırrı
Çalışmak ve verimli üretmek. Amerika’lı durmadan, tatil yapıyoruz- yapmıyoruz, iş saatleri azalsın- azalmasın demeden çalışıyor. Çocuklar bile sabah evlerini okula gitmek için kapkaranlık saatlerde terkediyor. Boş zamalarında müze geziyor, bilimi, okyanus altını insan anatomisinin sırlarını keşfetmeye çalışıyorlar. Tabii orada burada da takılıyorlar. Kötü işler de yapıyorlar. Ama çalışmadan yaşamayı asla düşünmüyor, sadaka kabilinden desteklere tenezzül etmemeyi öğreniyorlar. “Gıda ve işsizlik yardımı“ hala sıradan Amerikalı için geçici bir zül.
Evet Amerika’da da tasarruf oranı düşük. Ama Türkiye gibi değil. Mebzul tüketim ve perakende ticaret, hem büyüme motorunun zinciri, hem de tüketici güveninin özü. Özel tüketimin 2013 verilerine göre GSYİH nin içindeki payı %12. Hükümet harcamaları %13, imalat, madencilik, inşaat %17, hizmetler, ulaştırma ve küçük sanayi %10 ve tarımın payı %2. GSYİH nın %40 ı ise eğitim, sağlık, banka-finans, emlak ve kiralama ve profesyonel hizmetlerden sağlanıyor. Dışticaretin GSYİ payı ise %30.
Anatomiden sonra biraz da Fizyoloji
Şimdi işin anatomisi böyle iken, 2008 krizini küçülerek atlatan ABD ekonomisi, 2009 daki yerlerde sürünen, %011 lik büyümeden sonra sırası ile, 2010 da %4.56, 2011 de %3.64, 2012 de %3.47, 2013 de %4.57 ve nihayet 2014 ün il altı ayında %4.06 büyümüş. 2014 üçüncü çeyrekteki büyümesi %3.5 olarak gözüküyor. Yani dünyadaki “mor cepkenliler “arasında boşuna ABD yi işaret etmiyorlar! ABD de hatalarını hemen görüp çözmeye çalışıyorlar. Büyük siyasi çıngarlar çıkıyor. Ama bunlar büyük ideolojik uçurumlar yaratmıyor, insanlar kamplaşmıyor ve birbirlerini ihanet ve hıyanetle suçlamıyor. İçerde bütçe tavanı veya sağlık ve göçmen politikaları diye didişirken, dışarıda hep ama hep yekpare bir şekilde ve ABD nin ali menfaatleri için boy gösteriyorlar.
Mor cepken değil, incili kaftan bile giyseler, asla tevazuyu da elden bırakmıyorlar. Ne politikacı, ne de insan olarak Amerikalıların bugüne kadar birbirlerine “sen kimsin?“, “haddini bil“, “ben kimim biliyor musun?“ dediklerini ise, hiç ama hiç görmedim. Büyümede ve büyük olmaya giden yolda, demek ki gelişme ve olgunluk var.