Agos Gazetesi başyazarı Hrant Dink’in cenaze törenine katılanların arasında Türkiye’nin davetiyle çoğunluğu ilk defa ülkemize gelen dünya Ermeni diasporasının temsilcileri bulunmaktaydı. Diaspora temsilcileri sözde soykırım hakkındaki düşüncelerini değiştirmediler ama kafaları bir hayli karışık olarak ülkemizden ayrıldılar. Türkiye, diaspora ile ilişkilerinde önemli bir adım daha attı ve Van Gölü’ndeki Akdamar Adası üzerindeki Ermeni kilisesinin restorasyonu sonrası müze olarak resmi açılışına dünya Ermeni diasporasının temsilcilerini de davet ederek diasporayı yine şaşırttı. Hrant Dink’in cenaze törenine gelen diaspora temsilcilerinin çoğunluğu ABD ve Avrupa’dan gelenlerden oluşmaktaydı. Halbuki, dünyadaki en kalabalık Ermeni diasporası Rusya Federasyonu’nda yaşamaktadır. Rusya Federasyonu’nda yaşayan Ermeni nüfusu yaklaşık 2-2,5 milyondur ve her yıl yaklaşık yirmi bin Ermeni vatndaşı Ermenistan’dan Rusya’ya göç etmektedir. Gittikçe güçlenen ve büyük bir hızla örgütlenen Rusya Ermeni diasporası Rusya-Ermenistan ilişkilerinde küçümsenemeyecek bir rol oynamaktadır.
Rusya en çok güney sınırlarında, Kafkasya’da ortaya çıkacak bir istikrarsızlıktan endişe etmektedir. Çeçenistan, Güney Osetya, Abhazya ve Dağlık Karabağ sorunları nedeniyle bölge devamlı bir istikrarsızlık merkezi haline gelmiş durumda. Bütün bu sorunların üzerine Irak’ın dört yıldır ABD tarafından işgal altında tutulması ve nükleer programından vazgeçmemesinden dolayı İran’a askeri müdahale seçeneklerinin gündeme gelmesi Rusya’yı tedirgin ediyor. Ukrayna’da gerçekleştirilen “turuncu devrim“ ile Gürcistan’da gerçekleştirilen “gül devrimi“ Rusya’yı etrafında kendisine dost olmayan ülkelerden bir kuşak oluşturulmak istendiği düşüncesine itiyor. Bölgenin petrol ve doğalgaz boru hatlarından dolayı dünyanın önemli enerji kaynakları üretim ve dağıtım merkezlerinden birisi haline gelmesi de Rusya’nın dikkatini devamlı buraya yoğunlaştırmasına sebep oluyor. Enerji hatlarının yoğunlaştığı ve kıyasıya rekabetin yaşandığı bu bölgede Rusya açısından kendisine yakın bir ülke olması çok önemli. Bütün bu saydıklarımız, Rusya açısından Ermenistan’ı bölgede vazgeçemeyeceği ve devamlı iyi ilişkiler içerisinde olması gereken bir ülke durumuna getiriyor. Bu yüzden, Ermenistan Rusya’nın bölgedeki en yakın stratejik ortağı durumunda.
Türkiye yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinden dolayı yakında aktif bir seçim dönemine girecek. Aynı durum iki yakın komşumuz Rusya ve Ermenistan için de geçerli. Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin, iki dönemdir sürdürdüğü görevinden 2008 yılı Mayıs ayında ayrılmak zorunda kalacak. Anayasa hükmü gereği üçüncü kez aday olamayacak. Ermenistan da önümüzdeki aylarda yapılacak olan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dolayı seçim atmosferine girecek. Ermenistan’da 12 Mayıs 2007’de parlamento seçimleri yapılacak ve ülke 8 Nisan-10 Mayıs arasında tam anlamıyla seçim atmosferine girecek. 27 partinin ve 1497 milletvekili adayının yarışacağı bu seçimlerden sonra parlamentoya girmeyi başaran siyasi partilerin çıkaracağı adaylar Mart 2008’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacaklar. Bir anlamda, 12 Mayıs 2007’deki parlamento seçimleri 2008 yılı Mart ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncüsü ve belirleyicisi durumunda.
Rusya, etrafında kendisine yakın ülkelerden oluşan bir kuşak oluşturma politikası güdüyor. Ne işe yaradığı artık bir bilmece haline gelen BDT’yi inatla ayakta tutma çabası bu politikanın ürünü. Bu anlamda, Rusya sınırlarında “bir arada tutma“ politikası izliyor diyebiliriz. Buna karşılık, kendisini dünyanın tek süper gücü olarak ilan eden ve dünyaya kendi istediği şekilde yön vermek isteyen ABD ise tam tersine, Rusya’nın etrafındaki ülkelerin Moskova’nın etki alanından uzaklaştırılması politikasını güdüyor. Bu anlamda, ABD’nin Rusya sınırlarında bir “dağıtma“ ya da “ayırma“ politikası izlediğini söyleyebiliriz. Bu amaçla ABD’nin elindeki en etkili ve ucuz araç söz konusu ülkelerdeki seçimleri etkilemek veya yönlendirmek. Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan’da bunun örneklerini görüldü.
Ermenistan’da gerçekleşen daha önceki seçimlerde muhalefetin yüksek sesle dile getirdiği Rusya’nın Ermenistan için tek çıkar yol olmadığı, AB ve NATO ile yakın ilişkiler kurulması gerektiği düşünceleri Moskova’yı endişelendiriyor. Rusya’nın Ermenistan üzerindeki etkisinden şikayet edenler de artıyor. Ukrayna’da gerçekleşen turuncu devrimin arefesinde Ermeni Milli Hareketi Başkan Yardımcısı Aram Manukyan 27 Kasım 2004 tarihinde yaptığı bir bir konuşmasında, Rusya’nın Ermeni devletine karşı uyguladığı “sürekli kendilerine bağımlı kılma“ politikasına karşı olduklarını, bölgesel siyasette Ermenistan’ın Rusya’ya bağımlı olmasından dolayı etkinliği ve saygınlığını kaybettiğini, Putin’in bir telefonu üzerine Koçaryan’ın akıbeti belli olmayan Yanukoviç’i tebrik ettiğini belirterek, Erivan’ın Rusya merkezli politikasını eleştirmişti. Durumu büyük bir dikkatle analiz eden Rusya açısından Ermenistan’daki seçimler bu yüzden oldukça önem arzediyor.
Ermenistan’da seçimlere bir çok parti odaklanmış durumda. Ancak sadece dört veya beş parti %5 lik seçim barajını geçerek parlamentoya girebilecek durumda. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan da anayasa gereği yeniden aday olamayacak. Kamuoyu yoklamaları ünlü bir işadamı olan Gagik Tsarukyan’ın Koçaryan yanlısı “Protsvetayuşaya Armeniya“ (Gelişen Ermenistan) Partisi’nin şimdilik önde olduğunu gösteriyor. Protsvetayuşaya Armeniya, Koçaryan yönetiminden büyük destek görüyor. 2004 yılında kurulan bu partinin aslında muhalefetin oylarını bölmek amacıyla kurulduğu ifade ediliyor. Ancak, Ermenistan’da politik çevreler ve kamuoyu Koçaryan’ın halefi olarak yine Koçaryan yanlısı “Ermenistan Cumhuriyet Partisi“nden (Respublikanskaya Partiya Armenii) Serj Sarkisyan’ı görüyorlar. Aslen filolog olan Sarkisyan Dağlık Karabağ ordusunda komutanlık da yapmış olan birisi ve şu anda Savunma Bakanı ve Güvenlik Konseyi’nin başında. Aynı zamanda Rusya-Ermenistan Ekonomik İşbirliği Konseyi’nin eşbaşkanlığını yürütüyor. Sarkisyan güçlü ama esnek bir politikacı olarak tanınıyor. Rusya yönetim kademeleriyle yakın ilişkileri var. Rusya da Ermenistan cumhurbaşkanı adayı olarak Sarkisyan’ı destekliyor. Sarkisyan Moskova ile ciddi ve yakın ilişkiler kurma taraftarı. Sarkisyan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine güçlü bir aday olarak katılabilmesi partisinin iyi bir başarı sağlamasına bağlı.
Muhalefet partilerinden “Strana Zakonnosti“ (Adalet Partisi) lideri, Ermenistan eski Meclis Başkanı Artur Bagdasaryan cumhurbaşkanlığında adı geçen bir başka aday. Bagdasaryan Ermenistan’ın “Viktor Yuşenko“su olarak nitelendiriliyor. Bagdasaryan Batı yanlısı politika güdüyor, Ermenistan’ın NATO ya girmesini savunuyor ve Dağlık Karabağ sorununda daha ılımlı politika izliyor. Bu açıdan, Bagdasryan aynen Ukrayna’da Yuşenko’nun yaptığı gibi Rusya’nın başını ağrıtacak birisi. Bagdasaryan’ın sık sık ABD ve Batı basınında makalelerinin çıkması Batı tarafından desteklediğine dair işaretlerden kabul ediliyor. Örneğin, “The Wall Street Journal“ gazetesinin 21 Şubat 2007 tarihli sayısında kaleme aldığı makalede, Ermenistan’ın komşularıyla ilişkilerini normalleştirmesi gerektiğini, geçmişe bağlılıkla barış, istikrar ve refah sağlanamayacağını, Azeri enerji kaynaklarının ve Türkiye’nin yatırımlarının Ermenistan ekonomisine büyük yarar sağlayacağını yazdı. Meclis başkanlığı görevindeyken, Haziran 2005’te Erivan’a bir gezi yapan AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’i kabul ettiğinde de Ermenistan’daki aşırı milliyetçiler tarafından şiddetle eleştirilmişti.Eğer ABD Ermenistan’da da bir renkli devrim senaryosu yazıyorsa Artur Bagdasaryan bunun için en uygun aday diyebiliriz. Parlamento seçimlerinde barajı geçebilecek olan bir başka parti ise Artaşes Gegamyan’ın “Natsionalnoe Yedinenie“ (Ulusal Birlik) Partisi. Ermenistan’ın en eski siyasi partilerinden aşırı milliyetçi “Taşnaksutyun“un barajı geçeceği ancak, güçlü bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracak durumda olmadığı dile getiriliyor.
Başka partilerde olmasına rağmen oy oranlarının oldukça düşük olmasından dolayı parlamanto seçimlerinde boy göstermeleri çok zor. Parlamento seçimlerine az bir süre kalmış olmasına rağmen sonuçlar hakkında kesin yargılara varmak zor. Seçim kampanyasının alacağı yön iç etkenlerin yanısıra, ABD ve Rusya’dan kaynaklanacak dış etki ve desteğe de bağlı. Ermenistan ile çok yakın ilişkileri olan Rusya’nın tavrı ve partilerin Rusya ile ilişkisi seçimlerde anahtar rol oynayacak. Rusya açısından Ermenistan parlamentosunda Rusya yanlısı bir iktidar partisinin olması ve devletin başında Robert Koçaryan gibi çok yakın ilişkiler içerisinde olduğu bir cumhurbaşkanının bulunması çıkarları açısından çok önemli.
Rusya-Ermenistan ilişkileri çok iyi olmasına rağmen bazen “büyük abi“ Rusya “küçük kardeş“ Ermenistan’ı hayal kırıklığına uğratıyor. Ermenistan en büyük hayal kırıklığını doğalgaz fiyatını dünya piyasası fiyatlarına göre ayarlayacağını ilan eden Moskova’nın Erivan’a satacağı doğalgazın metreküp fiyatını 2005 yılında artırma yoluna gitmesi ile yaşadı. Stratejik seviyedeki iki ülke ilişkilerinin bundan zarar göreceğini dair Ermenistan’ın açıklamalarına rağmen Rusya geri adım atmadı. Rusya’nın doğalgaz konusundaki monopol durumu, Ermenistan’ın ister istemez Rusya’nın talep ettiği fiyatı ödemeyi kabul etmesi sonucunu verdi. Sadece fiyat artışı Nisan 2006’ya kadar ertelendi. 21 Ocak 2006 gecesi, Rus doğalgazını Gürcistan ve Ermenistan’a ulaştıran boru hattında, terör saldırısı olarak açıklanan iki patlama sonrasında gaz ulaşımının kesilmesine Gürcistan çok sert tepki vermesine rağmen Ermenistan stratejik ortağına ses çıkarmamayı tercih etti. Bir taraftan da alternatif kaynaklara yönelerek İran doğalgazına dikkatini çevirdi.
Rusya, İran ile birlikte Ermenistan’ın en önemli ticari ortaklarından. Ermenistan’daki Rus sermayesi ve yatırımları her geçen gün artıyor. Ermenistan’ın Rusya’ya olan borçlarından dolayı ülkedeki bir çok işletme ve fabrika özelleştirilerek Rus sermayesinin devredildi. Ancak, bu tesislerin bir çoğu üretim yapmadan atıl vaziyette bekliyor. Bu da işsizliğin had safhada olduğu Ermenistan’da kamuoyunun tepkisini çekiyor. Ermenistan’ın içinde olduğu kötü ekonomik durumdan dolayı bir çok Ermeni vatandaşı iş bulma amacıyla ülkeyi terkederek başka ülkelere göç ediyorlar. Göçmenlerin ilk hedefledikleri ülke ise Rusya. Sayıları hızla artan ve büyük bir kısmı kaçak olarak değişik şehirlerde yaşayan çoğunluğu BDT ülkelerinden gelen göçmenlere karşı Rusya resmi çevrelerinde ve kamuoyunda tepkiler her geçen artmakta. Rusya hükümeti kaçak göçmenlerle mücadele konusunda sert tedbirler almaya başladı. Bundan ister istemez Ermeni göçmenler de etkileniyor.
<<>>
Rus kamuoyunda gittikçe artan yabancı düşmanlığı konusu konunun ayrı bir yönünü oluşturmakta. Rusya’nın özellikle S.Petersburg, Moskova, Nijniy Novgorod ve Voronej gibi şehirlerinde “britagolovıe“ ya da “skinhedı“ olarak adlandırılan aşırı Rus milliyetçisi dazlakların yabancılara karşı saldırıları her geçen gün artıyor. Sayılan şehirlerde Slav tipli olmayan, özellikle de Kafkas tipli her yabancının bu grupların saldırılarının hedefi olması ihtimali oldukça yüksek. Özellikle banliyö trenlerinde, metro istasyonlarında ve pazar yerlerinde aşırı Rus milliyetçileri tarafından gerçekleştirilen saldırılarda şimdiye kadar bir çok yabancı öldü. Ermenistan’da Rusya karşıtı ciddi bir kamuoyu hiçbir zaman olmadı. Rus kamuoyunda da Ermenilere karşı gözlenen aşırı bir tepki yok. Ancak, aşırı milliyetçi dazlaklar eylemlerinden önce pasaport kontrolü yapmadıkları için Ermeni asıllı Rus vatandaşları ve Ermeni diasporasının üyeleri de sonu ölümle biten saldırıların hedefi haline gelebiliyorlar. Bunlar hem Ermenistan kamuoyunu hem de Rusya Ermeni diasporasını oldukça rahatsız ediyor. Ermeniler Rusya’da Ermenilere karşı işlenen suçların engellenmesini ve korunmalarını talep ediyorlar.
Rusya’nın gerek parlamento seçimlerinden önce gerekse cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce atacağı adımlar ve yardımlar bu sorunları ortadan kaldırabilir. Rusya’nın atacağı adımlar parlamento ve cumhurbaşlanlığı seçimlerinde Rusya yanlısı güçlerin elini kuvvetlendirecek ve Rusya ile işbirliği politikasını Ermenistan kamuoyunda daha popüler hale getirecektir. Bu amaçla Rusya’nın önümüzdeki aylarda Ermenistan’a ekonomik ve politik desteği artacaktır. Bütün bunlar seçimlerden önce Rusya-Ermenistan ilişkileri daha da yakınlaşacağının işaretlerini vermektedir.
22 Mart 2007 tarihinde Moskova’da “Ermenistan’da Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Rusya’nın Çıkarları“ konulu yuvarlak masa toplantısı yapıldı. Söz konusu toplantıya katılan bir çok ünlü politolog, gazeteci, dış politika uzmanı, politikacı ve bilimadamı seçim sonrası Ermenistan’ı ve Rusya’nın çıkarlarını konuştular. Katılımcılar özellikle seçim sürecinde Ermenistan’daki değişik uluslar arası kuruluşların temsilcilerinin artan faaliyetlerine, şehirlerden köylere kadar yayılan “renkli devrim“ uzmanlarının çalışmalarına dikkat çektiler. Delil olarak ise, “Ayots Aşhar“ gazetesinde yer alan, ve “renkli devrim“ uzmanları Amerikalı Sheron Le Rolchik ve Valeriy Jane Bans’ın, 1984 yılında kurulan ve merkezi Washington’da bulunan, başkanlığını Madlene Olbright’ın yaptığı NDI’nın (Ulusal Demokrasi Enstitüsü) Erivan ofisine kısa bir süre önce gerçekleştrirdikleri ziyareti gösterdiler. Gazetenin haberine göre, adı geçen kişiler ve NDI’nın Ermenistan’daki temsilcileri Erivan’daki “Kongress“ otelinde, muhalif partilerin gençlik kolları başkanlarıyla ve sivil toplum örgütlerinin gençlik örgütleri temsilcileriyle biraraya gelmişlerdi. NDI’nın Ukrayna ve Gürcistan’daki faaliyetlerini ayrıntılı olarak anlatan katılımcılar, bu kurumun yeni faaliyet alanı olarak Ermenistan’ı seçtiğine dair endişelerini dile getirdiler.
Katılımcılar Ermenistan’ın geleneksel Rusya yanlısı politikasında meydana gelecek değişikliğin Rusya’ya çok pahalıya malolacağı bu yüzden seçimlerde Rusya yanlısı partilerin desteklenmesi gerektiğini dile getirdiler. Toplantıda Rusya’nın bu yıldan itibaren aynen ABD gibi dış yardımlara başlayacağı dile getirildi. Ermenistan ise bu yardımları alacak ilk ülkelerden birisi olmalıydı. Katılımcılara göre, Rusya askeri-teknik yardımlarını arttırarak ve karşılıksız mali yardımlarda bulunarak doğalgaz fiyatının artmasından dolayı Ermenistan’da ortaya çıkan hoşnutsuzluğu giderebilirdi.
Bu arada Ermenistan’da meydana gelen bir gelişme Rusya’nın işini kolaylaştıracak gibi görünüyor. Ermenistan parlamentosu seçimlere kısa bir süre kala çifte vatandaşlık yasasını kabul etti. Çifte vatandaşlık yasası, diaspora Ermenilerine de seçimlerde oy kullanma hakkı sağlıyor.Diaspora Ermenilerinin sayısının Ermenistan nüfusunun iki katı olduğunu söyleyen muhalefet partileri yasaya karşı çıkıyordu. Yasanın kabul edilmesiyle diaspora, Ermenistan dış politikası ve ticaretinden iç politikaya kadar her konuda söz sahibi olacak. İşte burada Rusya Ermeni diasporasının tavrı çok önemli rol oynayacak.
Rusya Ermeni diasporası Rusya seçimlerinde oldukça tecrübe kazandı. Diaspora artık seçimlerde yerel parlamentolara Ermeni asıllı milletvekilleri sokma başarısı göstermekte. Rusya parlamentosundaki Ermeni asıllı temsilcilerin sayısını arttırmayı da amaçlıyor. Diaspora Rusya’daki siyasi partilerle ve liderleriyle yakın ilişki içerisinde olmaya özen gösteriyor ve düzenli olarak bu liderlerle biraraya geliyor. 14 Mart 2004tarihinde yapılan başkanlık seçimleri öncesinde, Abramyan imzasıylabütün bölgesel temsilciliklere hitaben kaleme alınan mektupta bütün Rusya Ermenilerine devlet başkanlığı seçimlerinde Vladimir Putin’i desteklemesi çağrısı yapılmıştı. Ermeni diasporası bu politikasının karşılığını ülke çapında hızla örgütlenerek fazlasıyla aldı. 2000 yılında Rusya’nın 60 şehrinde temsilciliği bulunan REB, 2007 yılına girildiğinde temsilciliğinin bulunduğu şehir sayısını 350’ye çıkardı. DEK ve REB 3 Mart 2007’de Erivan’daki ofislerinin açılışını da gerçekleştirdiler. Diaspora Duma’nın, sözde Ermeni soykırımının 90. yıldönümü münasebetiyle, 22 Nisan 2005 tarihinde Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlayan bir karar almasını da sağladı.
REB Başkanı Ara Arşaviroviç Abramyan, Ermenistan vatandaşı olan ve Rusya’da göçmen statüsünde yaşayan yaklaşık beş yüz bin kişinin REB ile ilişkisi olduğunu açıkladı. Bunlar tabiki Ermenistan’daki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkelerinde veya Ermenistan diplomatik temsilciliklerinde oy verme hakkına sahip. Abramyan’a göre bu kişiler daha şimdiden hangi partiyi desteklemeleri gerektiğine dair REB’e fikir danışmaktadırlar ve aynı durum cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de olacaktır. Yeni kabul edilen yasadan sonra hem Rusya hem Ermenistan vatandaşı olan Ermeniler de seçimlerde oy kullanabilecek. Bunların sayısı da azımsanmayacak ölçüde. Abramyan, REB’in bu konudaki kararını 14 Nisan 2007’de açıklayacaklarını bildirdi. Nüfusu üç milyonu bulmayan Ermenistan gibi bir ülke için Rusya’da yaşayıp da oy verme hakkına sahip yüzbinlerce kişi oldukça ciddi bir rakam.Şimdi sıra Rusya Ermeni diasporasına gelmiş durumda. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, Rusya Ermeni diasporası hem parlamento hem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi istedikleri adaya değil, Rusya’nın işaret ettiği adaya oy verilmesini üyelerine tavsiye edecektir. Bu durum, Rusya’nın işini kolaylaştırsa bile Türkiye’nin işini zorlaştıracaktır. Çünkü çeşitli ülkelerdeki diasporalarla birlikte Rusya Ermeni diasporası da Türkiye ile diyaloga kesinlikle karşı ve tek şart olarak sözde soykırımın tanınmasını öne sürüyor. Bu yüzden, Akdamar Adası’ndaki törende Türkiye’nin ABD ve Avrupa Ermeni diasporaları temsilcileri ile birlikte –eğer davetli iseler- Rusya Ermeni diasporasının temsilcilerine de özel dikkat göstermesi çıkarları gereğidir.
* TASAM Rusya (Moskova) temsilcisi.