Küresel Denklemde Avrupa’nın İç ve Dış “Birlik” Güvenliği: Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası

Makale

Yarım yüzyıla yaklaşan tarihi boyunca ekonomik açıdan dünyanın en önemli aktörlerinden biri haline gelen Avrupa Birliği’nin (AB), günümüzde Uluslararası İlişkilerin siyasal boyutunda da söz sahibi olmaya yönelmesi, son derece dikkat çekici bir gelişmedir....

Prof. Dr. C. Uğur ÖZGÖKER
Girne Amerikan Üniversitesi, KKTC

Güney Ferhat BATI
Girne Amerikan Üniversitesi, KKTC
1. Giriş

Yarım yüzyıla yaklaşan tarihi boyunca ekonomik açıdan dünyanın en önemli aktörlerinden biri haline gelen Avrupa Birliği’nin (AB), günümüzde Uluslararası İlişkilerin siyasal boyutunda da söz sahibi olmaya yönelmesi, son derece dikkat çekici bir gelişmedir. “Ekonomik dev“in, “siyasal cüce“liği aşıp, Global bir güç olmaya çalıştığını gösteren en önemli ipucu, Avrupa Birliği hakkında yazar veya konuşurken, artık bir “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası“ndan (AGSP) söz eder hale gelmiş olmamızdır. Öyle ki, ekonomik bütünleşme konusunda oldukça başarılı bir grafik çizmiş olan Birlik, hem Avrupa’da yaratılmış olan barış ve refah alanını genişletmeye, hem de bu alanın güvenliğinin sağlanmasında daha fazla sorumluluk yüklenmeye hazır bir görünüm sergilemektedir. Yirmi yedi Üye Devletten oluşan Avrupa Birliği, şüphesiz dünyanın en başarılı ekonomik bütünleşme hareketidir. 1957 yılında kurulduğunda sadece altı üyeye sahip olan, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), bir ortak pazar oluşturmak amacıyla yola çıkmıştır. Oysa Batı Avrupa’nın, İkinci Dünya Savaşı öncesindeki ekonomik ve siyasal gücüne kavuşması için girişilen siyasal ve askeri amaçlı bütünleşme çabaları, başarıya ulaşamamıştır. Örneğin, Batı Avrupa Birliği (BAB) önemli işlevler edinememiş, Avrupa Savunma Topluluğu ise yaşama geçirilememiştir. Batı Avrupa’da siyasal bütünleşme sağlamak için ilk girişimler İkinci Dünya Savaşı ertesinde başlamıştır. 1948 yılında Britanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg, ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliği ve kolektif savunma amacıyla bir araya gelerek Brüksel Anlaşmasını imzalamışlardır.1


2. Avrupa Birliği Tarihsel Fikri

Avrupa’nın birlik oluşturabilme düşüncesi tezlerinin ortaya atılmasından önce kıtanın tarihte ki geçmişine bakılmalıdır. Kıta Avrupa’sının geçmişine bakıldığında ise, yüzyıllardır sonucu ağır yıkımlar getiren savaşların yaşanmasının olduğunu belirtebiliriz. Bu savaşların içeriklerine bakıldığında ise, kimi mezhepsel olmakla birlikte kimi de toprak genişlemesiyle gelen hanedanların savaşı olarak tezahür etmiştir. Avrupa kıtasında 1337 - 1453 tarihleri aralığında yapılan Yüzyıl Savaşları sonucu birçok insan yaşamını yitirmiş ve insanlar başka hanedanlıkların boyunduruğuna girmek zorunda kalmışlardır. Avrupa’nın kıta olarak yıllarca farklı sebeplerden dolayı kendi içerisindeki iç barışı ve huzuru sağlayamadığı görülebilmektedir. Yüzyıl Savaşlarının üzerinden bir yüzyıl geçmesine rağmen Avrupa’nın kendi içerisinde tekrar bir savaş ile yüz yüze geldiğini görebilmek mümkün olacaktır. Otuz Yıl Savaşları 1618 - 1648 arasında yapılan bir savaşlar zinciri olmakla birlikte bu defa Avrupa’da bulunan birçok devletin ve hanedanlıkların katıldığı bir savaşlar dizisine dönüşmüştür. Otuz Yıl Savaşlarının sonucunun nihayetinde Avrupa’nın inşasında bir iç barış ve huzur için 1648 yılında ünlü ‘’Westphalia Barışı‘’ ile sonuçlanmaya çalışılmıştır. Fransız Kardinal Richeliu’nun katkısıyla 1629 tarihinde oluşturulup öne sürülen fikirler etrafında 1648 tarihinde imzalanacak Westphalia Barış Antlaşması Avrupa Kıtasının bütününe yayılacak şekilde, devlet ekseninde uluslararası sistem kuran bir kongre halini almıştır. Bu da Avrupa bütününde ve Avrupa merkezli olacak şekilde küresel sistem içerisinde dönüm noktalarından biri olarak sayılacaktır. Westphalia Barış Antlaşmasının sonucu mezhepsel mücadelelerinin son bulması, çeşitlilik gösteren inançlara saygı hüviyetinin garanti altına alınmışlığının yanında vicdan hürriyetinin oluşmasıyla birlikte düşünsel fikirlerin önünün açılmasıdır.2

Avrupa kıtasının geleceğini şekillendiren iki düşünce kavramının ön plana çıktığı söylenebilir. Bu düşünce kavramlarından ilki ve biri Friedrich Naumann’ın düşüncesi olan Mitteleuropa (Merkezi Avrupa) olduğudur. Bir diğer kavramı öne süren ise, T.G. Masaryk düşüncesi olan New Europe (Yeni Avrupa) olduğudur. F. Naumann’ın düşüncesinde ki Avrupa’da yani ‘’Mitteleuropa’’ sı çekirdek oluşumunu Almanya’nın öncülüğünde, Çeklerin, Macarların, Avusturyalıların ve Güney Slavların olduğu birlikteliği öngörmektedir. Tabii ki bu iki düşünce kavramından farklı düşüncelerinde öngörüldüğünü söylemek mümkündür. Bunlardan biri olan da Kont Richard Coudenhove-Kalergi’nin (1894-1972) düşünce kavramı olduğunu söyleyebiliriz. Coudenhove-Kalergi’ye bakıldığında ise, aslında Japon bir annenin çocuğu olduğu ama babasının Avusturyalı bir diplomat olduğu düşünüldüğünde yine de Avrupa konularına vakıf olduğu söylenebilir. Coudenhove-Kalergi’nin kavram düşüncesi Avrupa için ‘’Paneuropa’’ oluşumudur. Coudenhove-Kalergi, Avrupa için siyasal bir model öngörmektedir. Kont’a göre Avrupa’nın sınırlarını coğrafi ve kültürel olarak belirlemek mümkün değildi. Bu sebeple çözüm siyasal olmalıydı.3


3. İkinci Dünya Savaşı Sonrası Avrupa

Avrupa kıtası, Avrupalı devletlerin güç mücadelesine yönelik olarak adından dünya savaşı diye bahsettiren büyük çaplı iki savaşa sahne olmuştur. Avrupa açısından her iki savaş da ağır tahribatlara neden olmuştur. Bu savaşlarla birlikte kıta sosyal, ekonomik, askeri, siyasal ve hatta psikolojik açılardan derin sarsıntılar, kırılmalar ve ciddi krizler yaşamıştır. İkinci Dünya Savaşını müteakip Birleşmiş Milletler kurularak evrensel düzeyde barışı koruma misyonu ile görevlendirilmiş olsa da, savaş sonrası dönemin hiç de barışçı olmadığı görülecektir. Bu gergin durum kendisini en çarpıcı bir şekilde Avrupa’da hissettirmiştir. Oluşmaya başlayan iki kutuplu uluslararası sistem ilk etkilerini Avrupa’da göstermiş; hatta iki kutuplu sistemin soğuk savaşı, özellikle Avrupa kıtası üzerinde ve uğruna cereyan etmiştir. Avrupa “mutat Avrupalı“ olmayan iki güç durumundaki ABD ve SSCB arasında tam ortasından “Doğu Avrupa“ ve “Batı Avrupa“ şeklinde parçalanmış ve bu iki gücün nüfuz alanı haline getirilmiştir. Siyasi ve askeri işbirliği zemininde Birleşik Avrupa’yı inşa etmenin isabetli bir yöntem olmadığı; bunun yerine ekonomi gibi nispeten daha sorun suz olan alanlarda işbirliği yaparak, buralarda edinilecek olumlu tecrübelerin zamanla siyasi ve askeri alanlara da taşınmasının daha elverişli bir bütünleşme yöntemi olacağı değerlendirmesi yapıldı. Bunu müteakip ekonomik işbirliği doğrultusunda konseptler geliştirilmeye başlandı. Avrupa’da ekonomi eksenli işbirliğini başlatma arayışları ile ABD’nin Batı Avrupa’nın Sovyet yayılmacılığına karşı korunmasına yönelik NATO’yu kurması ve Batı Almanya’yı da Batı savunmasına entegre etme düşüncesiyle Almanya’nın silahsızlandırılması politikasını gözden geçirmeye başlaması aynı zaman kesitine tekabül etmektedir.4
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2760 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 646
TASAM Asya 98 1106
TASAM Avrupa 23 647
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 294
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1403 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 296
TASAM Orta Doğu 23 622
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2048 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2048

Gazze'de yaklaşık 2 aydır devam eden çatışma, uluslararası mekanizmaların çözüm üretemediği karmaşık bir soruna dönüştü. Çatışma başladığından beri Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) ne pahasına olursa olsun İsrail’e verdiği destek aşınan küresel liderliğini daha da sorgulanır hale getirdi. Bu du...;

Güvenlik temalı 5 marka eş-etkinlik, 30 oturum ve 122 başlık ile uluslararası standartlarda gerçekleştirilen 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nda Türkiye’den ve Dünyadan duayen/uzman 5 anahtar konuşmacı, 30 moderatör, 122 konuşmacı ile üst düzey asker/polis vd. güvenlik temsilcileri, misyon şefleri -...;

Kuzey Kutbu bir dönüm noktasındadır ve politika yapıcılar Kuzey Kutup bölgesinin geleceğinin istikrar ve refah içinde olmasını sağlamak için harekete geçmeli aynı zamanda Kuzey Kutup Dairesi'nin güneyine kadar uzanan siyasi, ekonomik ve çevresel alanlardaki küresel dinamiklerde meydana gelen büyük d...;

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu, TASAM MSGE ve Afrika Enstitüsü tarafından “Afrika’da Türk Askerî Varlığı ve Yeni Ufuklar" ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konfe...;

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu, TASAM - MSGE tarafından “Türk - Arap Güvenlik Ekosisteminde Yeni Keşifler" ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın ikinci günü...;

Alınan kararların bağlayıcı olmaması her işbirliği kuruluşunda olduğu gibi APEC de de bir sorun. Ama 34 yıldır devam eden süreç önemli. Bunda tüm üyelerin başlangıç amacı olarak benimsedikleri “büyüyen ve zenginleşen bir bölgesel ekonomiyi“ destekleme konusuna hala önem veriyor olmaları etkili. ;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, TASAM - MSGE tarafından “21. Yüzyıl Deniz Jeoekonomisi ve Türkiye“ ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın ilk günü eş-etkinlik olara...;

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu, TASAM - MSGE tarafından “Yeni Siber Ekonomi ve Türk Ürünleri“ ana teması ile küresel ölçekte katılımla 23-24 Kasım 2023 tarihinde İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü’nde düzenlenecek 9. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın ilk günü eş-etkinlik olarak icra edil...;

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...