Küreselleşme Süreci ve Sanayi 4.0 Bağlamında Değişen Devlet Yapıları Açısından Doğu Akdenize Bakmak

Makale

Bu çalışmada, küreselleşme süreci ve Sanayi 4.0 açısından değişen devlet yapıları incelenmiştir. Bu inceleme, küreselleşme süreci ve Sanayi 4.0 olgusunun gelecekte Doğu Akdeniz’e etkileri bağlamında ele alınmıştır. Bu doğrultuda Doğu Akdeniz’e önem veren egemen küresel devletler olan ABD ile Rusya siyasal iletileri karşılaştırılmıştır. Anahtar Kavramlar: Küreselleşme, Devlet, Kamu Diplomasisi, Doğu Akdeniz, Sanayi 4.0 ...

Küreselleşme Süreci ve Sanayi 4.0 Bağlamında Değişen Devlet Yapıları Açısından Doğu Akdenize Bakmak

( ABD-Rusya ve Türkiye - Suriye, Siyasal İletişim Örnekleminde )


ÖZET

Bu çalışmada, küreselleşme süreci ve Sanayi 4.0 açısından değişen devlet yapıları incelenmiştir. Bu inceleme, küreselleşme süreci ve Sanayi 4.0 olgusunun gelecekte Doğu Akdeniz’e etkileri bağlamında ele alınmıştır. Bu doğrultuda Doğu Akdeniz’e önem veren egemen küresel devletler olan ABD ile Rusya siyasal iletileri karşılaştırılmıştır. Ayrıca aynı karşılaştırma, Doğu Akdeniz bölgesinde bölgesel güç olan Türkiye ve Suriye devletleri arasında da yapılmıştır. Ortaya çıkan sonuçlar küresel güç be bölgesel güç bağlamında değerlendirilmiştir. Son olarak bölgede küresel ve bölgesel güç olma bağlamında Sanayi 4.0 sürecinin önemine dikkat çekilmiştir.

Anahtar Kavramlar: Küreselleşme, Devlet, Kamu Diplomasisi, Doğu Akdeniz, Sanayi 4.0


1. GİRİŞ

Bilindiği gibi, devlet kavramının tarihsel süreç içinde ortaya çıkışını sağlayan en önemli sıçrama, insanların topluluk olmaktan çıkıp toplum olma haline geçişidir. Bu bağlamda yerleşik hayata geçen insanların yönetilme ihtiyacı, devletin devlet olarak örgütlenmesinde belirleyici olurken ‘işbölümü’ ve ‘güvenlik’ kavramlarının da ön plana çıkmasına neden olmuştur. Devlet örgütlenmesinin geçmişten bugüne en temel görevi iç ve dış güvenliği sağlamak olurken ayrıca ‘devlet’ kendi varlığını devam ettirebilmek adına formlar değiştirmiş ve kendine yeni roller türetmiştir.

Bu bağlamda küreselleşme ve sanayi 4.0 sürecine bakıldığında, özellikle günümüzde hem akademik, hem de ekonomi ve siyaset alanlarında devletin zorunlu değişiminin yolunun açıldığı görülmektedir.
Bu nedenle devletler kendi varoluşunun önemi ve devamı nedeniyle yeni arayışlara girmiştir. Özellikle medya ve sosyal medyayı kullanarak kamu diplomasisi ve siyasal iletişim yapmaya başlamıştır. Artık devletler, e-devlet uygulamalarıyla kendi varlığını sanal dünyada da pekiştirmektedir. Burada devletlerin amacı kendi egemenliklerini sürdürmek için uluslararası kamuoyu yaratmaktır.

Bilindiği gibi günümüzde teknoloji hayatımızı hızla değiştirmektedir. Bu hızlı değişim süreci Sanayi 4.0 dünyasının kapısını açmıştır. Sanayi 4.0, sadece üretim süreçlerini daha verimli kılmakla kalmayıp üreticiler, tedarikçiler ve tüketiciler arasındaki, hatta makinelerle insanlar arasındaki ilişki tarzını bile dönüştüreceği öne sürülmektedir. Bu değişim yine devletin zorunlu değişiminin sebebi olarak görülmektedir.

Buradan hareketle geçmişten günümüze Doğu Akdeniz’de yaşanan her kriz ve istikrarsızlık süreçlerine hem küresel hem de bölgesel devletlerin egemenlik mücadelesi olarak bakılabilir. Günümüzde ise bu egemenlik mücadeleleri devam ederken, Sanayi 4.0 ile birlikte yeni dünyaya kendini uyarlamaya çalışan devlet yapıları dikkat çekmektedir. Bu yeni değişimler doğal olarak hem Ortadoğu hem de Akdeniz’de yeni enerji ve güvenlik yaklaşımlarının kapısını açacaktır. Özellikle Türkiye bölgesel bir güç olarak Sanayi 4.0 trendini yakalayabilirse bölgede gücünü devam ettirebilecektir.

Bu nedenlerle bu çalışmada, değişen devlet kavramının yansı sıra bu değişimin devletlerarası ilişkilere getireceği yeni bakış açısı ve Doğu Akdeniz’in bugün ve gelecekteki önemine dikkat çekilecektir.


2. KÜRESELLEŞME SÜRECİ

Küreselleşme süreci, özellikle günümüzde hem akademik, hem de ekonomi ve siyaset çevrelerinde ulus devleti zayıflatması açısından en çok üzerinde tartışılan konular arasındadır. Bu bağlamda dünyanın büyük medeniyetleri arasında artan bağlantının tarihi olarak görülen küreselleşme, ulus devlet olgusu açısından da ciddi eleştirilere maruz kalmaktadır. Çünkü küreselleşme ile birlikte modern devletin temel dayanağı olan egemenlik kavramı bugün ülkeler arasındaki sosyal ve siyasal ilişkileri açıklamada yetersiz olmaktadır. Klasik anlamda egemenlik, ülkenin iç ve dış ilişkilerindeki mutlak gücünü ifade etmektedir. Bugünkü dünyada ise artık ulus-devlet, karar alma mekanizmasının yegâne aktörü olma noktasında gücünü büyük ölçüde yitirmiştir (Marko, 2006: 2). Bunun en temel nedeni olarak küreselleşme süreci gösterilmektedir.

Burada kavramla ilgili önemle üzerinde durulması gereken bir nokta, küreselleşmenin mekânsal uzaklıklara rağmen ortaya çıkan toplumsal ve kültürel farklılıkları ortadan kaldırması vurgusudur. Bu durum ulus devlet anlayışının, ulusal kültür, ulusal sınırlar ve ulus toplumu vurgularını zedelemektedir. Ayrıca küreselleşme süreci, ülkelerin, toplumların ve insanların benzeşen yaşam biçimlerine dönüşmesine ve ortak değer yargıları taşımalarına medya kültürü ve kamu diplomasisi aracılığıyla neden olmaktadır. Kavram ulusların yakınlaşmaları ve aralarındaki bağların güçlenmesinin dışında ulus devletlerin egemenlik haklarını aşındırmaktadır. Giddens’e göre (2000:153), “küreselleşme ulus devletleri uluslararası sistemde yeniden konumlandırmakta ve ulus devletlerin klasik düşman algısının da ötesinde yeni risk ve tehlikelerle yüz yüze kalmasına neden olmaktadır.“

Küreselleşme kavramına, ekonomi açısından bakıldığında, üretimin, sermaye akışının, emeğin ve tüketimin dünya ölçeğinde planlandığı ve piyasa düzeninin yaratıldığı uluslar üstü kuruluşlar tarafından belirlenen bir sistem olarak şekillendiği görülmektedir. Burada bahsi geçen uluslar üstü kuruluşlar doğal olarak ulus devleti oluşturan unsurların ortadan kalkması ve küreselleşen sermaye, teknoloji, emek gibi kavramların uyumunun sağlanmasına önem vermektedir.

Ayrıca süreç günümüzde çok yönlü olarak ele alınmaktadır. Uluslar üstü şirketler, uluslararası yatırımlar, bölgesel ve küresel ekonomiler, küresel finans, küresel para, yeni yönetim anlayışı, küresel sivil toplum örgütleri ve küresel şirketler küreselleşme sürecinin işleyişini göstermektedir. Günümüzde küreselleşme modernleşme ve uygarlaşma kavramları ile birlikte de kullanılmaktadır. Yeni iletişim teknolojilerinin ortaya çıkması, her şeyin metalaştırılarak üretilip-satılması, özellikle medya aracılığıyla tüketimin pompalanması, paranın, emeğin ve sermayenin serbest dolaşımının yolunu açan bir ekonomik yaklaşım olarak görülmektedir. Temel olarak ekonomi, politika, sanat ve yaşam standartları gibi konularda sınırları kaldırmayı hedefleyen ve benzer özelliklere sahip (homojen) insan toplulukları yaratmayı amaçlayan bir görüştür (Tomlinson, 2003: 270).

Bu bağlamda küreselleşme dünya üzerindeki iletişim ve ulaşım sisteminin ulaştığı her yeri ekonomik, politik, toplumsal işbirliği çerçevesinde tek bir çatıda toplayıp ortak bir ideolojik bakış açısı yaratmayı
hedeflemektedir. Küreselleşme ile birlikte devlet-toplum-birey ilişkisi yeniden şekillenmektedir. Ulus devlet uluslar üstü kuruluşlar karşısında güç kaybetmektedir. Bunun nedeni olarak siyasal küreselleşme süreci gösterilmektedir. Siyasal küreselleşme sistemin bütününü değil ama sistem içinde kalan bütün öğeler için kullanılmaktadır. Bu bağlamda siyasal küreselleşme, dünya üzerinde bütün düzeylerde; bölgesel, ulusal ve ulus altı olarak işlemektedir.

1980’lerden sonra küreselleşmenin ivme kazanması beraberinde devletlerarası siyasal ilişkilerin de değişmesinde önemli rol oynamıştır. Devletlerarası ilişkilerde karşılıklı bağımlılık gelişmeye başlamıştır. Bu durum dünya siyasetini de değiştirip dönüştürmektedir. Artık dünya tek bir bütün halinde hareket eden bir yönelime evrilmeye başlamıştır. Küresel siyaset hem devletleri hem de ulusal hükümetleri dünya sisteminin bir parçası haline getirmektedir. Bu bağlamda küresel siyaset kavramı küresel düzeyde yürütülen politikaları anlatmaktadır. Bu nedenle uluslar üstü siyasal örgütler; AB, BM, IMF, NATO gibi küresel politikaların belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu örgütler, ulus devletin özellikle güvenlik anlayışını aşındırmıştır. Ulus devletler uluslar üstü kuruluşlar karşısında kendisine yeni roller aramaya başlamıştır. Devletin egemenlik, sosyal devlet, refah devleti gibi temel kavramları yerini ‘kamu diplomasisi’, ‘demokrasi’ ve ‘yönetişim’ kavramlarına terk etmektedir.

TASAM Yayınlarının "Yeni Deniz Güvenliği Ekosistemi ve Doğu Akdeniz" isimli kitabından alınmıştır.
“Yeni Deniz Güvenliği Ekosistemi ve Doğu Akdeniz“ e-kitabı için Tıklayınız
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2769 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1109
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Karadeniz bölgesi geçmişten günümüze çeşitli devletlerin mücadele verdiği alan olarak değerlendirilmiştir. Jeopolitik terimini ilk kullanan Rudolf Kjellen; bu kavramın ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceğinin altını çizmiştir. Özellikle Soğuk Savaş döneminden sonra farklı devletlerin ortaya çıkma...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...