BRAINS² Türkiye | Yapay Zekâ Programı Çalıştayı | MEMORANDUM

Haber

Türkiye’nin yapay zekâ ile ilgili izlemesi gereken yol haritasına katkı amacıyla TASAM ve FoW Araştırma tarafından hazırlanan bu belge, Türk kamuoyunun bilgisine arz edilmiştir. COVID-19 Pandemisi ile yaşananlar Belgenin ve BRAINS2 TÜRKİYE inisiyatifinin vizyonunu teyit etmiştir....

Türkiye’nin yapay zekâ ile ilgili izlemesi gereken yol haritasına katkı amacıyla TASAM ve FoW Araştırma tarafından hazırlanan bu belge, Türk kamuoyunun bilgisine arz edilmiştir. COVID-19 Pandemisi ile yaşananlar Belgenin ve BRAINS2 TÜRKİYE inisiyatifinin vizyonunu teyit etmiştir.
  1. Türkiye’nin spesifik olarak bir “Yapay Zekâ Stratejisi“ ihtiyacından önce “Teknoloji Stratejisi“ ihtiyacı vardır. Ve bu stratejinin siyasi ekonomik ve sektörel bütünlüğü olan bir makro politika içinde tekrarlardan arınıp sürdürülebilir olacağı mutlaktır.
  1. Yapay zekâ gelişimi bir amaçtan ziyade, teknolojik gelişime hizmet edecek bir araç olarak algılanmalıdır.
  1. Veri, günümüzde en az değerli madenler kadar önemli bir hâle gelmiştir ve verinin yönetimi için Türkiye’nin bu alanda çalışmalar yapması gerekmektedir.
  1. Yapay zekânın gelişme ivmesinin düşmesinden dolayı ortaya çıkabilecek “Yapay Zekâ Kışı“ ihtimali göz ardı edilmemeli ve bu alana gerektiğinden fazla insan ve maddi yatırım yapılmamalıdır.
  1. Yapay zekânın eğitimi konusunda, sosyal bilimler ve teknik bilimler bütüncül bir şekilde beraber çalışmalıdır. İkisi arasında bir kopukluk yaşanmamalıdır.
  1. Yerli ve millî üretim fikri, yapay zekâ konusunda diretilmemelidir. Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda gerekirse diğer ülkeler ile işbirliği yapılmalıdır.
  1. Geleceğin dünyası; karar verme mekanizması, veri, analitik, yapay zeka ve insan yargısının bileşiminden oluşacaktır. Bu bağlamda yapay zekanın katma değerini artırılmış zeka kavramı ifade etmektedir. Artırılmış Zeka yönetişimi kurumların işlevselliğini belirleyecektir.

Gerçekleştirilen BRAINS² TÜRKİYE Yapay Zekâ Programı Çalıştayı kapsamında yukarıdaki maddeler oluşturularak gerekli açıklamaların yapılmasında mutabık kalınmıştır;
  • Yapay zekâyı ayrı bir başlık olarak düşünmek yerine genel teknolojik ilerlemenin bir parçası olarak görmek gerekmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin öncelikle genel bir teknoloji stratejisine ihtiyacı vardır. Bu temel sağlam atıldıktan sonra alt başlıklarda uzmanlaşılması; kıt kaynakların maksimum verimle kullanılması anlamında önem taşımaktadır.
  • Yapay zekânın kendi başına bir amaç değil; bizi hedefimize götürecek bir araç olduğu görüşü ağır basmaktadır. Bu sebeple Türkiye’nin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bu yolda fayda sağlayacak spesifik alanlarda uzmanlaşılması daha uygun görülmüştür.
  • Sürekliliğin sağlanması adına yönetici merkezli yaklaşımdan hedef & prensip merkezli bir yaklaşıma geçilmesi, gereklilik olarak belirlenmiştir. Bu gayeyle, belirlenen strateji çerçevesinde gerekli kurumsallaşmanın sağlanması önemli gözükmektedir.
  • Yapay zekâ teknolojilerinin temeli, sahip olunan nitelikli ve işlenmiş veridir. Veri miktarının artırılması, doğru şekilde etiketlenmesi ve kategorize edilmesi bir zorunluluktur. Bu işlemlerin veri merkezleri açılarak çözülemeyeceği ortak karar olarak öne çıkmıştır. Veri konusunda başarılı olunabilmesi için öne çıkan temel öneriler şunlardır:
  • Amaç verilerin ayrılması değil birleştirilmesi olmalıdır. Mevcut yasalarımız birleştirmeye değil ayırmaya yöneliktir. Bu alanda değişiklikler yapılarak, kurumların sahip oldukları verileri birbirlerine açmaları ve bu verilerin birleştirilerek veri miktarının, dolayısıyla sahip olunan gücün artırılması amaçlanmalıdır.
  • Yeni ekonomik model beraberinde ciddi bir zihniyet değişimini getirmiştir. Değişimi kaçırmamak adına hızlı aksiyon almak gerekmektedir. Bu minvalde eski aktörlerden ziyade bu değişimi özümsemiş yeni aktörlerle yol almak gereklidir. Türkiye teknoloji ekosisteminde yeni başlayan işletmelerin önünü açacak düzenlemelerin yapılması bu noktada atılabilecek en büyük adım olacaktır.
  • Teknolojik ilerlemeyi kendilerine tehdit olarak gören meslek kuruluşları, yaşanacak dönüşümü engellemek için gayretlerde bulunmaktadır. Bu aktörlere sürecin doğru şekilde anlatılması ve bunların katkı sağlayan odaklara dönüştürülmesi gerekmektedir.
  • Veri yönetişimi konusunda bir gelecek perspektifi belirlenmeli ve muhtemel senaryolara hazırlık yapılmalıdır. Yeni nesil neredeyse tüm cihazların internete bağlandığı ve birbiriyle iletişim kurduğu Nesnelerin İnterneti (IoT) çağında ortaya çok büyük veri kütlelerinin çıkması beklenmektedir. Sürekli büyüyen büyük veri kütlelerinin uygun şekilde toplanıp etiketlenerek kategorize edilmesi ve uygun alanlarda yapay zekâ eğitiminde kullanılmasının Türkiye’nin önemli bir atılım gerçekleştirmesine yardımcı olacağı değerlendirilmiştir.
  • Yapay zekâ çok hızlı bir şekilde küresel ilgi odağı hâline gelmiş olsa da, bunun teknolojik bir “araç“ olduğu ve ilerlemenin belli bir noktada yavaşlayacağı hatırda tutulmalıdır. Katılımcıların “Yapay Zekâ Kışı“ olarak adlandırdığı bu süreçte hedeflerden sapmamak için yapay zekâ konusunun, genel bir teknoloji stratejisinin alt başlığı olması gerekmektedir. Buna ek olarak, muhtemel istihdam problemlerinin önüne geçilebilmesi için veri okuryazarlığı ve örüntü tanıma yetenekleri kazandırılmasının önemli olduğunun altı çizilmiştir.
  • Nitelikli insan kaynağı yetiştirme noktasında, lisans programları açarak eğitim vermek, istenen çözümü sağlamayacaktır. Multi-disipliner çalışmaların artırılması suretiyle sosyal ve teknik bilimleri buluşturmak hem yeni teknolojilerin geliştirilmesi hem de bunların sektörlere adapte edilebilmesi noktasında daha başarılı sonuçlar verecektir.
  • Yapay zekâ dendiğinde genellikle yazılımlar akla gelse de; her teknolojide olduğu gibi donanım da bu anlamda önemli bir faktördür. Ülkemizdeki donanım üreticilerinin desteklenmesi ve sayılarının artırılması hedeflenmelidir.
  • Yapay zekânın tüm diğer teknolojiler gibi küresel bir mücadele alanı olduğu ve yerel ürünlerimizin zaman zaman küresel muadillerinden olumsuz etkilenebileceği daima hatırda tutulmalıdır. Bazı teknolojik alanlarda geldiğimiz ileri noktalar da örnek alınarak, gerektiğinde korumacı yöntemlerle yapay zekâ alanındaki firmalarımızın ve ürünlerimizin korunması büyük önem taşımaktadır.
  • İnsan ve yapay zekanın, insan odaklı bir işbirliği sayesinde öğrenme, karar verme ve yeni deneyimler edinmeyi kapsayacak şekilde bilişsel performansın genişletilmesi olarak tarif edilen “artırılmış zeka“nın 2021 yılında üreteceği katma değerin 2,9 trilyon dolar olacağı, çalışanların verimliliğine katkısının ise 6,2 milyar saat olacağı tahmin edilmektedir.

Bu noktalar doğrultusunda; yapay zekânın, genel teknolojik gelişimden ayrı bir şekilde algılanması hata olacaktır. Yapay zekâ, Türkiye’nin teknolojik atılımlarının sadece bir parçası olmalıdır. Dünya gündeminde çokça yer alan yapay zekâ konusu, veri yönetimi gibi hayati önem taşıyan bir konuyu geride bırakmaktadır. Türkiye, bütüncül bir anlayış ile bilimleri bir arada kullanarak ve gerekirse yabancı ortaklıklar ile teknolojik gelişimini sürdürmelidir.
31 Mart 2020, İstanbul
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2723 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1086
Avrupa 22 641
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1385 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 611
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 4 185
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 20 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2045 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2045

Türkiye'nin, Yeni İpek Yolu güzergâhında, Orta Koridorun gelişimi, Avrasya üzerinden karasal Doğu-Batı ticaretinde lojistik üs haline gelmesi ve tedarik zincirinde merkez konumda olması, ekonomi ve dış politika önceliklerden biridir. Ayrıca Türkiye'nin bir enerji ticaret merkezi olma rolü güçlenmeli...;

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) [CSTO | Collective Security Treaty Organization] üyeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan ve yine Türkiye’nin en büyük partneri olan Rusya’dır.;

Liderler vardır ülkelerinin kaderini etkiler. Gemiler vardır dünyanın kaderini etkiler. Bu gemiler Yavuz ve Midilli adlarını verdiğimiz, Goeben ve Breslau’dur. Bu iki gemi sadece Almanya ve Osmanlı devletinin değil, Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve Yunanistan’ın kaderini etkilemiş ve 1. Dünya...;

Türk Düşünce hayatında “medeniyet“ nispeten yeni bir kavramdır. Ancak medeniyet ile karşılanmak istenen mefhumun kadim bir sorun olduğu ifade edilmelidir. Kavramın bizde ilk defa Cevdet Paşa tarafından kullanıldığını biliyoruz. Yine medeniyet kavramının müradifi olduğu düşünülen “uygarlık“ kelimesi ...;

Kısa süre önce Çin, Pakistan ve Taliban yönetimindeki Afganistan arasında Kuşak-Yol Girişimi’ni Afganistan’a kadar uzatan bir anlaşma yapıldı. Taliban yönetiminin Çin yatırımlarına Çin’in de bölgesel güvenlik açısından ılımlı ve söz dinleyebilecek bir Taliban yönetimine ihtiyacı var. Bu nedenle Afga...;

Bu makalem iyi niyetlerle hazırlandığına inandığım, fakat arşiv gerçekliğinden uzak kalmış, bu nedenle yanlışlar içindeki “Atatürk ve Bandırma Vapuru“ metni esas olmak üzere, bu konudaki tüm benzer anlatımları düzeltmek ve imkan yaratmak amacıyla çalışılmıştır.;

Güçlü Müslüman devletlerin istikrarsızlaştırıldığına, “Çok-uluslu Koalisyon” adı verilen kavram tarafından BM Güvenlik Konseyi’nin BM tüzüğünün yedinci bölümü altındaki rolünün ayaklar altına alındığına şahit olduk. Son Afganistan krizinde görüldüğü gibi NATO’nun bölge-dışı operasyonlarını genişlett...;

'Şok ve dehşet' doktrinini geliştiren, Atlantik Konseyi Kıdemli Danışmanı Stratejist Dr. Harlan Ullman, Harici Genel Yayın Yönetmeni Tunç Akkoç'a ABD’nin dış politikası ve Çin ile ilişkileri konularında açıklamalarda bulundu: “ABD ve Çin arasında Soğuk Savaş’tan daha tehlikeli bir rekabet yaşanacak“;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...